Mahkemeye Alman medyası da tepkili
Almanya'da 8'i Türk 10 kişinin öldürülmesiyle ilgili davada, mahkemenin Türk medyasına yer vermemesine tepkiler sürüyor.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
BERLİN - Süddeutsche Zeitung'un yorumunda, aşırı sağcı "Nasyonalsosyalist Yeraltı" (NSU) terör örgütü tarafından 8'i Türk 10 kişinin öldürülmesiyle ilgili görülecek davada, Türk basın mensuplarına sabit yer verilmesine olanak sağlanmamasının anlaşılmaz olduğu belirtilerek, Türk basın mensuplarına 4 veya 5 yerin ayrılmasına kimsenin karşı çıkamayacağı ifade edildi.
Birçok medya kuruluşunun Türk basın mensuplarına yerlerini vermeyi teklif ettiği hatırlatılan yorumda, "Mahkeme bunu da kabul etmeyerek akreditasyon kurallarının arkasına saklanıyor" ifadesini kullanıldı.
Frankfurt Rundschau gazetesi de konuyla ilgili haberde, mahkemenin, özellikle Türk basın mensuplarına yer verilmemesinden dolayı baskı altına girdiği ifade edildi.
Tagesspiel gazetesi ise "Hükümet mahkemeyi uyardı" başlığıyla verdiği haberde, Dışişleri Bakanlığı'nın basına ayrılan yerler konusunda bir çözüm bulunmasını istediği kaydedildi.
Dünyanın en normal şeyi
AB Adalet Komiseri Viviane Reding, mahkemenin kararına tepki göstererek, bu konuda bir tartışmanın ortaya çıkartılmasını anlayamadığını, yabancı medya mensuplarına yer ayrılmasının "dünyanın en normal şeyi" olduğunu belirtti.
Avrupa Konseyi'nin İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks de mahkemenin kararını "zor anlaşılır" şeklinde değerlendirdi.
Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir de mahkemenin her şeyi kurallara uygun yaptığını, ancak bu konuya sağduyulu bir şekilde yaklaşıldığı konusunda büyük bir soru işareti koyduğunu ifade etti.
Alman hükümeti tarafından kurban yakınları ile ilgilenmesi için atadığı ombudsman Barbara John ise Türk basın mensuplarının davayı izlemeleri konusunda bir çözüme varılacağını inandığını belirtti.
Anayasa hukukçusu Wolfgang Hoffmann-Riem de Türk medyasının sürece özel bir ilgisi olduğuna dikkati çekti.
Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi Başkanı'na, çok sert kurallar koyduğunu, bu konuda her şeyi düşünemediğini kabul etmesini tavsiye ettiğini belirten Hoffmann-Riem, başkanın esnek davranarak bir çıkış yolu bulmasını önerdiğini kaydetti.
Hoffmann-Riem, bunun, mahkeme görüntülerinin başka bir salona aktarılması veya Alman medyasının Türk basın mensuplarına yerlerini verme teklifinin kabul edilmesi şeklinde olabileceğini belirtti.