Mülteciler Türkiye'yi zorluyor
Türkiye’deki Suriyeli mülteci sayısının yılsonuna kadar bir milyona çıkması bekleniyor ve mülteci sayısının artmasıyla birlikte imkânlarının da sınırına yaklaşıyor
BONN- Deutsche Welle'de yer alan habere göre, Türkiye mülteci sayısının artmasıyla birlikte imkânlarının da sınırına yaklaşıyor.
Ziyaretçileri Nizip mülteci kampında gezdiren İbrahim Demir 12 bin mültecinin yaşadığı ve ülkesinden kaçan Suriyeli sayısının sürekli arttığı kampın kapasite sınırlarına dayandığını söylüyor.
Bundan 16 ay önce açılan bu kamp 8 bin kişinin barınabileceği şekilde kurulmuştu. Gaziantep yakınlarındaki Nizip kampının müdürü olan İbrahim Demir kamptaki hayat şartlarının iyi olduğunu ancak daha fazla insanı barındıramayacaklarını anlatıyor. Kampta marketler, toplantı salonları, sahra hastanesi ve dört de okul bulunuyor.
Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin sayısı bir milyona yaklaşırken sadece Gaziantep’te 400 bin mülteci barınıyor. Suriye sınırından pasaportla Türkiye’ye geçmek mümkün. Kaçak girişler de olduğu için istatistikler gerçek rakamları yansıtmıyor. Türkiye’ye sığınmayı başarıp kaydını yapan Suriyeliler kamplarda kalabiliyor ve sağlık hizmetlerinden yararlanabiliyor. Kayıt dışı mültecilerden de sağlık hizmetleri esirgenmiyor. Suriye’nin yerlileri de Türkiye’de tedavi gördükten sonra ülkelerine dönüyor.
Dünya Açlıkla Mücadele Örgütü temsilcisi Elizabeth Whitaker, Türkiye’nin geçmişteki tutumunun da problemlerin büyümesinde payı olduğunu ve sivil toplum kuruluşlarının Türkiye’de yardım çalışması yapmasına izin verilmemesinin sıkıntı yarattığını söylüyor.
Whiteaker, "Hükümet önceden dışarıdan yardım alınmasına izin vermiyordu. Bundan ancak birkaç hafta önce bizden somut yardım çalışmalarına başlamamızı talep etti" şeklinde konuşuyor.
Cami ve parklarda kalıyorlar
Mültecilere yardım programına katılması için şimdiye kadar 11 resmi örgüt ve sivil toplum kuruluşuna izin verildi. Kış mevsimine girilirken yardımların en çabuk şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması gerekiyor. Kamplarda yer bulamayan ve parası olmayan mülteciler kullanılmayan camilerde ve parklarda yatıp kalkıyorlar.
40 yaşındaki Amak Faydallah Suriye’den kaçtıktan sonra Nizip’in merkezinde küçük bir tezgâh kurmuş. Burada geç saatlere kadar ekmek satıyor. Çatışmalara sahne olan Halep’i hamile eşi ve üç çocuğuyla terk edip Nizip’teki akrabalarının yanına gelmiş. Evde 16 kişi yaşıyor. Ev sahipleri rayicin dört katı kadar kira istediği için kiralık eve çıkamadığını söylüyor.
İkamet kadar çalışma izni de Türkiye’deki Suriyeli mülteciler için problem oluyor. Çalışmalarına göz yumuluyor ama sigortalı olamıyorlar ve hak talep etmek onlar için bir lüks. Onlar ucuz işgücü olarak sömürülürken bölgenin yerlileri de işsiz kalıyor. Bu işçilerden biri de Gaziantep’teki bir çiftlikte çobanlık yapan Muhammed. Muhammed Suriye ordusunda erlik yaparken altı ay önce firar ederek Türkiye’ye sığınmış. Çobanlığı seviyor. Fazla para kazanmamakla birlikte geçinebildiği için hayatından memnun.
Eğitime devam
Kilis’teki Suriye okulunda koordinatörlük ve enformatik öğretmenliği yapan Haitham Vilio ise 15 ay kadar önce parklarda yatan mülteci çocuklarının kaydını yaptırtmış ve hükümetin tahsis ettiği okulda 47 öğretmenle birlikte ilk yıl 1500 çocuğu okutmuş. İç savaşın çocukların ruhi dengesini sarstığını ve bunu okulda da hissettiklerini söylüyor.
Wilio, "Erkek öğrenciler oldukça agresif davrandıklarından, büyük sınıflardaki kız ve erkek öğrencileri ayırmak zorunda kaldık. Teneffüste bahçeye çıktıklarında bazılarının davranışları değişiveriyor" diyor.
Öncüpınar Sınır Kapısı yakınlarındaki boş alanın önceden geçici mülteci kampı olarak kullanıldığını öğreniyoruz. Kampı çevreleyen çitler sökülmüş, yerde çadır izlerini görmek mümkün. Sınırdaki tel örgünün 50 metrelik bölümü kaldırılmış. Yük taşıyan iki gence, sırtındaki çuvalla yaşlı bir kadın ve bir de ihtiyar eşlik ediyor. Gençler yaşlı Suriyelilerin tel örgüden geçmesine yardımcı oluyorlar. Biraz sonra hepsi sınırı aşıp fıstık ağaçlarının arasından geçerek Suriye içlerine doğru yola koyuluyorlar.