Orta Doğu aylık toplantısı öne alındı
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Toplantısı sona erdi
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER - BM Güvenlik Konseyi (BMGK) "Gazze'de savaş suçu işlendiğine ilişkin görüş bildiren Goldstone Raporu'nun Konsey'de ele alınması" talebini görüştüğü toplantının sonunda, bu ayki Orta Doğu aylık toplantısını 20 Ekimden 14 Ekime çekme kararı aldı.
Libya'nın acil isteğiyle basına kapalı yapılan toplantıda uzlaşmayla alınan karara göre, Konsey'in 14 Ekimde yapacağı Orta Doğu konulu toplantıda Goldstone raporu tartışılabilecek.
14 Ekimdeki toplantı "açık toplantı" formatında düzenlenecek ve dolayısıyla BMGK üyelerinin dışında isteyen ülkeler de toplantıda söz alabilecek.
Libya'nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Abdurrahman Muhammed Şalgam, "Gazze'de savaş suçu işlendiğine ilişkin görüş bildiren Goldstone Raporu'nun" son derece önemli olduğunu belirterek "Bu raporun, BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) açık toplantı formatında tartışılmasını istedik ve bu amaçla Konsey'i acil görüşmeye çağırdık" dedi.
Şalgam, Konsey'in Goldstone Raporu'nun gündeme alınıp alınmamasına ilişkin olarak basına kapalı toplantının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, BM İnsan Hakları Konseyi'nin bazı nedenlerle raporun görüşülmesini gelecek yıl mart ayına kadar ertelediğini, bunun üzerine bu son derece önemli raporun BM Güvenlik Konseyi'nin gündemine gelmesini istediklerini belirtti.
Libya Büyükelçisi Şalgam "Goldstone Raporu, 14 Ekimde BM Güvenlik Konseyi'nin açık toplantısında tartışılacaktır. Böylece politikacılar ve herkes bu raporun önemini anlayacaklar. Gazze'de yaşanan trajedi görülecektir" dedi.
Şalgam, toplantıya, Filistin Dışişleri Bakanının da katılacağını bildirdi.
Filistin temsilcisi
Filistin'in BM temsilcisi Riyad Mansur da yaptığı açıklamada, Libya'nın, raporu, BMGK'nın gündemine getirme girişimini Filistin olarak kuvvetle desteklediklerini belirterek, bu girişimi Filistinliler dışında Arap ülkelerinin, Müslüman ülkelerin ve (118 üyeli) Bağlantısızlar Hareketi'nin desteklediğini, bunun "toplu bir girişim" olduğunu söyledi.
Mansur, BMGK'nin kapalı toplantısında Goldstone Raporu'nun tartışılmasının desteklendiğini de belirterek, raporun, tavsiyelerinin uygulamaya konulmasını, İsrail ve Gazze'deki Filistin yönetiminin (Hamas) bu tavsiyelere uymaları gerektiğini ifade etti.
Sudan'ın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Abdulmahmud Abdulhalim Muhammed de yaptığı açıklamada, Güvenlik Konsey'ine bu konuda pek fazla güvenemediklerini ifade ederek "Eğer 14'ündeki toplantının ardından Konsey'den umduğumuzu bulmazsak, BM Genel Kurulu'nu olağanüstü toplantıya çağıracağız, konuyu orada görüşeceğiz" dedi.
ABD temsilcisi Wolff
ABD'nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Alejandro Wolff da açıklamasında, 14 Ekimde yapılacak Konsey toplantısının gündem maddesinin Goldstone Raporu olmadığını, konunun Orta Doğu meselesi olduğunu, aylık Orta Doğu toplantısının bir hafta öne çekildiğini söyledi.
Raporun ait olduğu BM İnsan Hakları Konseyi'nde görüşülmesi gerektiğini ifade eden Wolff, İnsan Hakları Konseyi'nin Orta Doğu barış sürecine daha fazla zaman tanımak amacıyla konuyu gelecek yılın mart ayına kadar ertelediğini anımsattı. Raporun tek taraflı olduğunu savunan Wolff "Bizim için öncelikli olan Orta Doğu barış görüşmeleridir. Şu an bunu kötü yönde etkileyecek siyasi tartışmalara ve polemiklere değil, uzlaşmaya ihtiyacımız var. Barış olmadan hiçbir şey sağlanamaz" diye konuştu.
Türkiye'nin görüşleri
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, basına kapalı yapılan bugünkü toplantıda Türkiye, Gazze'deki insani durumun son derece kötü olduğunu ve katlanılabilecek boyutları çoktan aştığını kaydederek, bu konudaki endişesini vurguladı.
Goldstone Raporu'nun, Gazze'de yaşanan sorunlara ve son Gazze çatışmalarına ışık tutan önemli tespit ve gözlemlerde bulunduğunu toplantıda ifade ettiği belirtilen Türkiye'nin, raporun detaylı şekilde incelenmesinin önemli olduğunu ve iki tarafın yaşanan olaylarla ilgili olarak kendi iç soruşturma mekanizmalarını harekete geçirmelerinin karşılıklı güveni arttıracağına işaret ettiği öğrenildi.
Toplantıda Türkiye'nin, raporun müsait her ortamda tartışılmasından yana olduğunu belirttiği de kaydedildi.