Parayı İMKB'ye yatırsaydım emekli olmuştum
Finansal türev ürünler piyasalarında 30 yıllık deneyime sahip olan Peter Borish, küresel piyasalar konusunda uzman bir isim.
Ece CEYHUN
BODRUM - Institute for Financial Markets (IFM) Başkanı Peter Borish, Türkiye ekonomisinin geldiği noktayı ve Merkez Bankası'nın attığı adımları çok takdir ettiğini vurguladı. Türkiye'nin bir ülke için çizilebilecek en iyi stratejiye yani 'bağımsız para ve maliye politikaları', 'bağımsız merkez bankası', 'güçlü ve likit bir türev piyasası'na sahip olduğuna dikkat çeken Borish, Türkiye ekonomisi ile ilgili görüşlerini aktarırken espriyle "Mart 2009'da piyasalar yükselirken parayı İMKB'ye yatırsaydım çoktan emekli olmuştum" dedi.
Bugün İstanbul'da Türkiye'nin uluslararası nitelikli ilk türev araçlar konferansı başlayacak. İki gün sürecek konferansa dünyanın dört bir yanından türev piyasalarının önemli oyuncuları katılacak. Dünya türev piyasalarının en büyük çatı örgütlerinden Futures Industry Association (FIA) ve Institute for Financial Markets (IFM) organizatörlüğünde ve Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası'nın (VOB) ana sponsorluğunda yapılacak konferans öncesinde IFM Başkanı Peter Borish ile görüştük.
Borish, bu konferansın Türkiye'de yapılmasının ana sebebinin VOB'un son yıllarda yaşadığı müthiş büyüme performansı olduğunu belirterek, VOB'un hem çok hızlı büyüdüğünü hem de bir çok ülke için model teşkil ettiğine vurgu yaptı.
Türkiye piyasalarının gelmiş olduğu nokta itibariyle yatırımcılara gelişmiş pek çok ülkeden daha çok güven verdiğini de anlatan Borish, "Türk piyasaları diğer dünya piyasalarından daha kuvvetli görünüyor. Hayretle bakıyorum. VOB'da bir işlem yapmak hem çok güvenli hem de çok karlı" diye konuştu.
Güzel bir pasta için malzemeniz var
Türkiye'de faizlerin ve enflasyonun düştüğüne değinen ve bunun aynı zamanda VOB'un kurulduğu döneme denk geldiğini kaydeden Borish, "Tüm bu gelişmeler sizin çok güzel bir ekonomik pasta yapmanıza sebep olacak. Pasta için bütün malzemeleriniz var" dedi.
"Bir ülke için bir strateji seçsem bağımsız bir para ve maliye politikası, bağımsız bir merkez bankası ile bağımsız ve likit türev piyasası derdim. Türkiye'de tüm bu şartlar var" diyen Borish, Yunanistan gibi ülkelerin bugün yaşadığı problemlerin özünde ise bu şartlara sahip olmamalarının rolünün büyük olduğunu aktardı. Borish, küresel kriz sırasında da Fed'in izlediği politikaları takdir ettiğini ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın da çok proaktif bir politika yolu izlediğini kaydederek kendilerini takdir ettiğini söyledi.
Borish şöyle konuştu: "Yetkililer faizleri düşük tutarak önemli bir adım attı. Avrupa Merkez Bankası yerine ABD Merkez Bankası'nın politikalarına yakın ilerlemek piyasalara olumlu mesajlar verdi. Bunun sonucu olarak İMKB bölgesinin en güçlü endeksi oldu. 6 Mart 2009'da piyasalar dibe vurduğunda eğer paramı Türkiye'ye yatırsaydım şimdi emekli olurdum. Bölgedeki ülkelere bakıldığında Türkiye'nin çok daha güçlü bir ekonomisi olduğu görünüyor. Bu bahsettiğim ülkeler arasında Yunanistan gibi bağımsızlığın bir kısmını AB'ye girerek terk eden ülkeler de var. Yunanistan gibi bağımsız para politikaları izleyemeyen ülkeler sıkıntıya girdi. Türkiye'nin durumunu şanslı olarak görüyoruz."
Piyasalar termometre gibidir
İnsanların türev piyasalarda yapılan işlemleri spekülasyon olarak görme eğilimi olduğuna da değinen Borish, ekonomiler büyüdükçe vadeli işlemler borsalarının öneminin arttığını ve bu pazarların kişilere risklerini hedge etme imkanı sunduğunu ifade etti. Borish, "Piyasalar termometre gibidir. Ölçümler yapar. Eğer dışarının sıcak olacağını düşünür ve termometreyi kırarsan bu havanın sıcak olacağını gerçeğini değiştirmez.
Hiç kimse para kaybetmeye gönüllü değildir. Ve para kaybetmek için herhangi bir hareket yapmaz. Bu büyük ekonomik krizin çıkmasının sebebi yeteri derecede şeffaflığın olmamasıydı. Vadeli işlemler piyasası yeteri kadar büyük değildi. Piyasalara şeffaflık getirmek çok önemlidir. Ben şuna inanıyorum ne kadar çok bilgi mevcutsa riskler o kadar azalır. Maalesef her siyasi ve ekonomik karar iyi neticelerle sonuçlanmıyor. Bu kararlar piyasaları karıştırmak ya da bozmak içinde alınmıyor. Fakat bu kararları verenlerde nihayetinde insan olduğu için hatalar olabiliyor. Maalesef, piyasalar hataları çok çok sert bir biçimde değerlendiriyor" değerlendirmesinde bulundu.
En zor kararlar en isabetli kararlardır
Son dönemde Amerika'da yaşanan en büyük tartışmalardan birinin 'şeffaflık' üzerinde yoğunlaştığını ve piyasa oyuncularının buna maliyetleri yükseltecek endişeleri ile karşı çıktığını kaydeden Borish, şöyle dedi: "Şimdi Amerika'daki en büyük tartışma şu; borsalarda şeffaflık isteniyor. Piyasa oyuncuları buna karşı çıkıyor ve yapılmasına ayak diretiyor. Sebebi ise maliyetleri yükseltmesi. Halbuki şeffaf pazarlar dünya ekonomisinin demokratikleşmesini sağlar. Daha çok veriye ulaşabilir, daha doğru kararlar verebilirsiniz. Böyle devam ederse yeni krizler çıkması muhtemel. Ek maliyetler gelmesin, düzen böyle devam etsin isteniyor.
Ama para kaybetmemek için yapısal değişiklikler mutlaka gerekiyor. Kriz borsaların yanlış ya da hatalı işlemesinden kaynaklanmadı politikaların yanlış yapılmasından kaynaklandı. En zor kararlar genellikle en isabetli kararlardır. Ben bugün gene Amerika'da Yunanistan'da ve İtalya'da parasal politikaların gene yeni bir krize doğru götüreceğinden korkuyorum. Bu politikaların birbirleriyle tutarlı olmamasından dolayı endişe duyuyorum."
Regülatörlerin piyasayı şeffaflaştırma hamlelerinin ya da çabalarının öneminin altını çizen Borish, "Türkiye'deki piyasa düzenleyicilerinin diğer ülkelerin piyasa düzenleyicilerine göre daha açık ve piyasa oyuncularına daha etkili olduklarını görüyoruz" dedi.
Borish ayrıca türev piyasaların dolaylı yoldan istihdama da katkısı sağladığını aktardı. Borish, "Türev piyasaları yeni iş alanları yaratmak için kurulan piyasalardan biridir. Bu piyasalar sanal değildir. Tam tersi bu piyasalar iyi kullanılabilirse yeni iş alanları ve istihdam yaratılabilir" dedi.
Hem türev piyasalarında hem hayırseverlikte deneyim sahibi bir isim
Makroekonomik yatırımcılık alanına odaklanan Computer Trading Corporation'ın Başkanı ve CEO'su olan Peter Borish, şirketin türev piyasaları hisselerini yönetmek için kullandığı ticaret ve risk yönetimi modellerinin de yaratıcısı. Teknoloji alanında fiyat şeffaflığı ve süreç verimliliği konularına odaklanan Quadriserv'in yatırımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi olan Borish, küresel hedge fonu Twinfields Capital Management'ın da CEO'su. On yıl boyunca Tudor Investment Corporation Araştırma Direktörlüğü'nü yapan Borish, kariyerine FED'de döviz türev ve opsiyonlarını yönetti.
Finans hizmetleri sanayinde standartların gelişmesine katkı sağlamayı hedefleyen Institute for Financial Markets (IFM)'nin Başkanı olan Peter Borish, aynı zamanda Robin Hood Vakfı'nın da kurucu üyelerinden ve Yönetim Kurulu üyesi. Robin Hood Vakfı, New York'taki fakir çocukların eğitimlerine yönelik projelere fon sağlayan bir vakıf.
Peter Borish'in ilgilendiği bir diğer hayırseverlik alanı da, "İyilik yap, iyi yaşa" sloganı ile online olarak faaliyet gösteren hayırsever lüks müzayede sitesi Charitybuzz. Borish, Charitybuzz'ın yönetim kurulunda yer alıyor. Lüks seyahatten, sanata, spordan, modaya ender koleksiyon parçalarının satışa sunulduğu sitede elde edilen gelir dünya genelinde farklı hayır işlerine yönlendiriliyor. Ralph Lauren gibi ünlü markalara ait özel tasarımlar ve Yoko Ono gibi ünlü isimlere ait parçalar da meraklılarına ulaşıyor.
Coppy Holzman tarafından kurulan charitybuzz, hayırseverlikte yeni bir yaklaşımı destekliyor. Teknoloji ve pop kültürü bir araya getiren site, değerli koleksiyon parçalarını topladığı online müzayedelerde elde edilen kazancı hayır işlerine yönlendiriyor. Sitenin ilk müzayedesi Nisan 2004'te gerçekleşti.
Manhattan merkezli charitybuzz bugün dünya genelinde 1000'in üzerinde sivil toplum kuruluşunun ortak olduğu bir yapıya dönüşmüş durumda ve topladığı yardım miktarı 40 milyon doları aşıyor.