"AB, Türkiye'siz yapamayacağını anlayacak"

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB'nin, sorunlarını Türkiye'siz aşamayacağını anlayacağını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, siyasi konjonktürün geldiği noktada AB'nin, sorunlarını Türkiye'siz aşamayacağını anlayacağını belirterek, "Nasıl 45 yıl direndikten sonra müzakere tarihi verdilerse Türkiye'ye üyeliği de aynı şekilde getirip verecekler" dedi.

Bağış, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal Bilimler Kulübünün düzenlediği "Değişen Dünya Düzeninde Türkiye'nin Enerji Politikaları" başlıklı konferansa katıldı.

Burada konuşan Bağış, Sosyal Bilimler Kulübünün isteği üzerine konferansa davet ettiğini belirttiği Bakan Yıldız'a teşekkür etti.

Şu an Avrupa'nın karşı karşıya kaldığı sorunlar düşünüldüğünde, Türkiye'nin bir çözüm merkezi olduğunun görüldüğünü belirten Bağış, Avrupa'nın bugün ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarının yüzde 70'inin Türkiye'nin olduğu bölgede bulunduğunu aktardı.

Konferansta katılımcıların sorularını da yanıtlayan Bağış, enerji hatlarına yönelik olası terörist saldırılara karşı ne gibi önlemlerin alındığının sorulması üzerine, alınan en iyi önlemin demokratik açılım süreci olduğunu söyledi.

Türkiye'de demokratik hakları sınırlananların yalnız Kürtler olmadığını, azınlıkların, kadınların, işçilerin de haklarının sınırlandığını belirten Bağış, "Sonuçta biz 50 yıl evvel bir başbakanı darbe sonrası asmış bir ülkeden bahsediyoruz. 10 yıl evvel bu ülkenin belediye başkanı şiir okudu diye hapse girmişti. Bundan 5-6 yıl evvel insanlar 'Kürdüm, Çerkezim' demeye korkuyordu" diye konuştu.

Bağış, Türkiye'nin 45 yıl müzakere tarihi bile alamadığını ifade ederek, "Belki bizim de Karamanlis gibi Brüksel'de gezmemiz lazımdı ama onun yerine bizimkiler darbe yaptılar. Bizde kimileri 'O işin yolu Diyarbakır'dan geçer' deyip hedef saptırdılar" şeklinde konuştu.

Demokratik açılımı çok önemsediğini, çünkü demokratik açılımın Türkiye'nin standartlarının AB standartlarına yükselmesiyle alakalı olduğunu belirten Bağış, AB standartlarında vatandaşlık hakkı sağladıktan sonra insanların teröre bulaşması için artık çok fazla sebep kalmayacağını dile getirdi.

"Kıbrıs önemli mihenk taşı"

Müzakerelerdeki enerji faslıyla ilgili bir soru üzerine, Rum kesiminin Akdeniz'de istediği gibi petrol aramak istediğini ancak Türkiye'nin buna itiraz etmesi nedeniyle bu fasılda sorun olduğunu vurgulayan Bağış, Kıbrıs sorunu çözülmeden Türkiye'nin önündeki siyasi sorunlu fasılların tamamlanamayacağını belirtti.

Bağış, "Bu aşamada Sayın Talat ve Hristofyas'ın çabalarını çok önemsiyorum. İkisi de gençlik yıllarından beri yakın dostlar, siyaseti de iyi bilen insanlar. Ümit ediyoruz ki adada bir an evvel kapsamlı bir çözüm olur. Kıbrıs şu aşamada AB'deki en önemli mihenk taşlarımızdan birisi" dedi.

Avrupa'nın enerji politikalarında Türkiye'nin rolüne ilişkin soru üzerine de Bağış, Avrupa'nın enerji konusunda da askeri güç konusunda da Türkiye'ye gereksinimi olduğunu belirterek, "İşte Amerika, Afganistan'da askeri gücü artıracağını söyledi. Bütün dünyanın gözü bizim üzerimizde. NATO'nun askeri güç anlamında birinci ülkesinden sonra ikinci ülkesi ne yapacak?" şeklinde konuştu.

Müktesebatta olmadığı için ayrıcalıklı ortaklığı tartışmayı bile yersiz gördüklerini vurgulayan Bağış, "Siyasi konjonktür öyle bir noktaya gidiyor ki AB, sorunlarını Türkiye'siz aşamayacağını anlayacak ve nasıl 45 yıl direndikten sonra müzakere tarihi verdilerse Türkiye'ye üyeliği de aynı şekilde getirip verecekler" dedi.

"2023'ü bekleme düşüncemiz yok"

 

Bir katılımcının, "Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun 2023 yılında Türkiye'nin AB'ye üye olacağını söylediğini" ifade etmesi üzerine de Bağış, Davutoğlu'nun bu sözünün çarpıtıldığını belirterek, ne Davutoğlu'nun ne kendisinin ne Başbakan'ın ne de Cumhurbaşkanı'nın, Türkiye'nin üyeliği için 2023'ü bekleme düşüncesi olmadığını dile getirdi.

Bağış, "Ama 2023'te üye olmuş bir Türkiye'den bahsedeceğiz. 'Ne zaman üye olacağız?' sorusuna ben cevap vermeyi abesle iştigal kabul ediyorum. Biz kanunlarımızı değiştirip, standartlarımızı AB standartlarına yükseltirsek, bugünkü anayasa gibi askeri bir darbe sonrası yazılmış bir anayasayla değil, gerçek demokratik standartları benimsemiş, farklı düşüncelere sahip olan bütün vatandaşlarımızın haklarını ve hukukunu eşit seviyede koruyan bir anayasaya kavuşabilirsek, Türkiye'nin AB yolu çok kısa bir sürede açılır" şeklinde konuştu.

"AB Konseyi Başkanlığına Türkiye karşıtlığıyla bilinen bir kişinin getirilmesinin Türkiye'nin üyeliğini nasıl etkileyeceğine" yönelik soruyu da Bağış, şöyle yanıtladı.

"Bu da yanlış algılanan bir kavram. Muhalefette bulunduğu bir dönemde Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili olumsuz söylemlerde bulunmuş ama seçildikten hemen sonra AB Konseyi Başkanı olarak, Konseyin kararlarıyla uyumlu davranacağını, bunları savunacağını açıkladı. Konseyin aldığı karar da Türkiye'nin katılım müzakerelerini başlatmaktır. Bir de bizim büyüklerimizin bir lafı var; 'Taç giyen başa akıl gelir' diye. Şimdi O Avrupa'nın lideri, biz de Avrupalı olduğumuza göre hepimizin haklarını, hukukunu korumak zorundadır."