"Asıl failler Türkiye'de"

Savcı, tüm yapılanlardan Türkiye Deniz Feneri kurucularından Kanal 7 yönetim kurulu başkanı Zekeriya Karaman'ı sorumlu tuttu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

FRANKFURT - Almanya'daki Deniz Feneri derneğine yönelik yolsuzluk davasında Frankfurt Eyalet Yüksek mahkemesinin bugünkü duruşmasında Savcı Kerstin Lötz, konuşmasında Almanya'daki sanıkların asıl failler olmadığını, asıl faiilerin Türkiye'de olduğunu belirterek, tüm yapılanlardan Türkiye Deniz Feneri kurucularından Kanal 7 yönetim kurulu başkanı Zekeriya Karaman'ı sorumlu tuttu.

Almanya;daki Deniz Feneri derneğine yönelik yolsuzluk davasında Frankfurt Eyalet Yüksek mahkemesinin bugünkü duruşmasında savcılık, toplanan bağışlardan 16 milyon 186 bin avronun amaç dışında yerlerde kullanıldığının belirlendiğini, sanıkların dolandırıcılık yapmak ve haksız kazanç elde etmek suçlarından cezalandırılmalarını istedi.

Taraflar mahkeme başlamadan önce yapılan itiraflar dikkate alınarak baş sanık Mehmet Gürhan'a en fazla üst sınır olan 6 yıl, Mehmet Taşkan'a 3 yıl, Firdevsi Ermiş'e de 2 yıl tecilli hapis cezası verilmesinde anlaşmışlardı.

Bugünkü duruşmada savcı Kerstin Lötz, Mehmet Gürhan'ın 6 yıl, Firdevsi Ermiş'in 2 yıl tecilli hapisle, Mehmet Taşkan'ın da 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarını istedi. Savcı sanıklardan Firdevsi Ermiş'in ve Taşkan'ın gözaltı sürelerini ve itiraflarını dikkate alarak tahliyelerini talep etti.

Sanık avukatları ise yaptıkları savunmalar sonunda Mehmet Gürhan için 5 yıl, Mehmet Taşkan ve Firdevsi Ermiş hakkında 16 ay tecilli hapis cezası istediler. Ermiş ve Taşkan'ın avukatları müvekkillerinin gözaltında tutuldukları zamanı dikkate alarak tahliyelerini istediler.

Mehmet Gürhan'ın avukatı Jörg Haseneier, toplanan bağışların yıllar geçtikçe arttığını ve bu paralarla daha fazla insana yardım etmek için bir takım şirketler kurulduğunu kaydetti. Haseneier paraların bu şirketlere borç olarak verildiğini ve bu paraların şirketler kara geçtikten sonra tekrar geri ödeneceğini belirterek, sanık Mehmet Gürhan'ın Almanya'da üzerine kayıtlı bir tek gayrimenkul olduğunu ve bunun kendisinin iyi niyeti olarak görülmesi gerektiğini savundu. Haseneier mahkeme heyetinden bu nedenle cezanın 5 yıla indirilmesini talep etti.

Savcı Lötz ise konuşmasında Almanya'daki sanıkların asıl failler olmadığını, asıl faiilerin Türkiye'de olduğunu belirterek, tüm yapılanlardan Türkiye Deniz Feneri kurucularından Kanal 7 yönetim kurulu başkanı Zekeriya Karaman'ı sorumlu tuttu. Savcı buradaki sanıkların iş başında görüldüklerini ancak tüm yönetim ve kontrolün Türkiye'den yapıldığını ve Zekeriya Karaman isminin ön plana çıktığını kaydetti. Savcı Lötz tüm bu yaşananlardan Türkiye'de Zahit Akman, İsmail Karahan ve Harun Yoldaş'ın da sorumlu olduğunu iddia etti.

"Bir kuruş cebime girmedi"

Sanıklardan Mehmet Gürhan mahkemede yaptığı son konuşmasında yaşanan olaylardan dolayı 'Vicdanım rahat' dedi. Gürhan, 1999 yılında Deniz Feneri Almanya derneğini iyi niyetle kurduklarını ve durumun bu hale geleceğini bilmediğini belirterek şöyle konuştu:

"Amacım dernek başkanı olarak daha fazla fakir ve yardıma muhtaç insanlara yardım etmekti. Bağışçılarımıza sormadan bir takım hereketlerde bulunduk. Sormadığım için üzgünüm. Sormam gerekirdi, iyi niyetle çıkılan bu yolda daha sonra yanlış yapacağımızı tahmin edemedik." Mehmet Gürhan başında bulunduğu bazı şirketlerin ortaklarını zor durumda bıraktığını ifade etti.

Türkiye'de bazı medya kuruluşlarının Almanya'daki davayı farklı lanse ettiğini savunan Gürhan, "Şahsım, ailem, çocuklarım bu haberlerden ötürü sıkıntılar çektik. Çocuklarım okula gidemediler. Şahsımı ilgilendiren bir davada ailemi de sıkıntıya soktuğum için onlardan da özür diliyorum. Gözaltında bulunduğum 1,5 yıllık sürede çok sıkıntılar çektim. Bundan sonra açılacak mali davalarda da sıkıntılar devam edecek" diye konuştu.

Gürhan, amacının insanlara zarar vermek olmadığını dile getirerek, "Kötü niyertle yapılmış bir iş yok. 16 milyon eurodan 1 fenig bile cebime girmedi. Bu benim iyi niyetimin göstergesi. Sevgi saygı dışında bir yol izlemedim. Din, dil, ırk farkı gözetmeden şahsi düşüncelerimle bunları ilişkilendirmedim. Vicdanım da rahat. Ancak bundan sonra yapılacak herhangi bağışta bağışçılara kötü intiba bıraktığım içinde özür diliyorum'' dedi.

Mehmet Taşkan kısa konuşmasında hiç bir bağışçıya zarar vermek istemediğini ifade ederek herkesten özür dilediğini belirtti. Firdevsi Ermiş ise son söz olarak yaptıklarından dolayı pişman olduğunu belirterek, "Hayatımın mahvettim. Mahkemeden geçmişimin üzerine bir çizgi çekecek ve bana yeni bir gelecek kurmaya imkan verecek bir karar çıkmasını bekliyorum" dedi.

Mahkeme heyeti tüm tarafları dinledikten sonra karar vermek üzere oturumu kapattı. Kararın yarınki duruşmada açıklanması bekleniyor.