"Enerji alanındaki işbirliği, barış ve rafahı artıracak"

Bugün başlayan Uluslararası Enerji Zirvesi'nde konuşan Gül, işbirliğine olan inancını vurguladı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

BAKÜ - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, enerji alanındaki bölgesel işbirliğinin, enerji güvenliğinin de ötesinde, bölgesel istikrara, barışa ve refaha kayda değer katkılarda bulunacağına kuvvetle inandığını söyledi.

Gül, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen Uluslararası Enerji Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, Azerbaycan'ın, bağımsızlığını kazanmasının ardından on beş yıl gibi kısa bir süre içinde enerji güvenliğinin temini, petrol ve doğal gaz alanında dünya çapında bir aktör konumuna geldiğini ifade etti.

Bundan dolayı Azerbaycan'ın ev sahipliğinde düzenlenen zirve vesilesiyle burada bulunmaktan özellikle mutluluk duyduğunu belirten Gül, "Giderek artan bir öneme sahip olan enerji güvenliğinin günümüzde, dış politika, ulusal güvenlik, ekonomik refah ve küresel istikrar ile birlikte anılan bir kavram haline dönüşmüştür" dedi.

Enerji güvenliğinin aynı zamanda, enerji üreten, tüketen ve transit ülkeler arasında işbirliğine dayalı bir anlayışın geliştirilmesini de zorunlu kıldığını belirten Gül, bir karşılıklı bağımlılığın söz konusu olduğunu, dolayısıyla, işbirliği ve karşılıklı güvene dayanan bir yaklaşım benimsenmesinin, bölge açısından önem arzeden projeler bağlamında çok yararlı olacağını düşündüğünü söyledi.

Enerji koridoru

Gül, Türkiye'nin enerji stratejisinin çok boyutlu olduğunu belirterek, "Ana hedeflerimizi, ülkemizin kaynak ve güzergahları ile enerji sepetini çeşitlendirmek ve Avrupa'nın enerji güvenliğine katkıda bulunmak teşkil etmektedir" dedi.

Türkiye'nin, başta Ortadoğu ve Hazar Havzası olmak üzere, dünyanın ispatlanmış gaz ve petrol rezervlerinin yaklaşık üçte ikisinin bulunduğu bir bölgede yer aldığını anımsatan Gül, bu tespitten ve Kafkasya ile Orta Asya ülkelerinin ekonomik kalkınmalarının enerji kaynaklarının en akılcı biçimde işletilmesine ve Batı pazarlarına taşınmasına bağlı olduğu düşüncelerinden hareketle, Azerbaycan, Gürcistan ve ABD ile birlikte Doğu-Batı Enerji Koridoru kavramının geliştirildiğini söyledi.

Doğu-Batı Enerji Koridoru'nun iki temel unsurunu Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Petrol Boru Hattı ile Bakü-Tiflis-Erzurum (BTE) Doğalgaz Boru Hattı'nın oluşturduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Gül, 10 Kasım 2008 tarihi itibariyle 480 milyon varili aşkın ham petrolün BTC güzergahı üzerinden tüketici ülkelere taşındığını ifade etti.

Kazakistan'ın 2006 yılında BTC boru hattı projesine resmi olarak katıldığını ve ilk Kazak petrolünün bu ay başında tankerle Bakü'ye, buradan da BTC boru hattı vasıtasıyla dünya pazarlarına nakledildiğini ifade eden Gül, "Bu çok önem verdiğimiz bir gelişmedir" diye konuştu.

Öte yandan, Irak gazının da güney-kuzey ekseninde inşa edilecek bir boru hattı aracılığıyla Türkiye şebekesine, buradan da Güney Koridoruna bağlanması için Irak yönetimiyle temasların sürdüğünü ifade eden Gül, Mısır–Suriye–Türkiye hattının oluşturulmasında da önemli mesafe alındığını kaydetti.

"Çevreye özen gösterilmeli"

"Konjonktür uygun olduğunda, İran gazının da devreye girmesini temenni ettiğini" belirten Gül, "Üretici ülkelerden tüketici ülkelere yapılan taşıma etkinliklerinde çevrenin ve diğer toplumsal mal varlıklarının korunmasına büyük özen gösterilmelidir" dedi.

Hazar Havzası enerji kaynaklarının Türk Boğazlarından taşınmasının ve artan tanker trafiğinin çevre ve insan güvenliği açısından yarattığı sakıncaların bilindiğini ifade eden Gül, Türk Boğazlarındaki durumu dikkate alarak Türkiye'nin, ilave seçenek sunacak projeler üzerindeki çalışmalarını da sürdürdüğünü söyledi.

Boğazlardaki trafiği hafifletmek için Samsun-Ceyhan petrol boru hattının hayata geçirilmesine önem verildiğini, bu çerçevede inşaat çalışmalarına başlandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, "Bu hattın faaliyete geçmesi, çevre ve insan güvenliği bakımından olduğu kadar, Kuzey-Güney Koridorunun güçlendirilmesi için de son derece mühimdir" diye konuştu. Gül, şunları kaydetti:

"Türkiye enerji alanındaki karşılıklı bağımlılığımızı bölge ülkelerinin yararına verimli bir işbirliğine dönüştürmek arzusundadır. Kendi enerji ihtiyaçlarımızın ötesinde, önümüzdeki yıllarda Avrupa ülkelerinin enerji güvenliğine daha fazla katkıda bulunacağımıza olan inancım tamdır. Bunun için tüm komşularımızla, dostlarımızla ve ortaklarımızla el birliği içinde çalışmaya devam edeceğiz.

Bakü Enerji Zirvesi'nin bu çalışmalarımıza ivme kazandırmasını temenni ediyorum.

Esasen bugünkü toplantımız, enerji alanındaki bölgesel işbirliğimize daha geniş bir perspektiften bakmamıza imkan tanımıştır."

Gül, sözlerini, İlham Aliyev'i bu başarılı zirve ve ikinci kez Azerbaycan Cumhurbaşkanlığına seçilmesi dolasıyla kutlayarak tamamladı.