"Türkiye'nin yabancı sermayeye ihtiyacı var, krizden etkilenebilir"
Bekleyen tehlikeye dikkat çeken DB Türkiye Masası Direktörü, "Türkiye'nin temelleri bugün 2001 krizine göre çok daha sağlam" dedi
LONDRA – Dünya Bankası Türkiye Masası Direktörü Ulrich Zachau, küresel krizin etkisiyle Türkiye'de büyümenin biraz yavaşlayacağının anlaşıldığını belirterek, "Ancak, Türkiye bugün 2001 krizini yaşayan Türkiye'den farklı bir ülke. Türkiye'nin temelleri bugün 2001 krizine göre çok daha sağlam" dedi
Zachau, Türkiye'nin istikrarını sürdürebilmesi halinde krizlere geçmiştekine göre çok daha dirençli olabileceğini vurguladı.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEIK), Financial Times gazetesi ve Bankers Dergisi'nin de aralarında bulunduğu sponsorların birlikte düzenlediği "Türkiye'de Bankacılık Sistemi" konulu konferans, Londra'da başladı.
Konferansın ilk konuşmacısı olan Dünya Bankası Türkiye Masası Direktörü Zachau, dünyadaki küresel krize dikkat çekerken, bunun Türkiye'deki muhtemel etkileri üzerinde durdu.
Küresel kriz çerçevesinde ortaya çıkan durumu da değerlendiren Zachau, gelişmekte olan piyasalara sermaye akışının azalmaya başladığını, Türkiye'nin yabancı sermaye akışına ihtiyacı bulunduğunu, bu nedenle de bu gelişmenin Türkiye'yi etkileyebileceğini söyledi.
Bankacılık sisteminin sermaye düzeylerinin yüksek
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (İMKB) krizden etkilendiğini, ancak bu etkinin diğer borsalar kadar olmadığını da belirten Ulrich Zachau, 2001 yılından bu yana bankacılık alanında reformlar yapıldığını, Merkez Bankasına özerklik tanındığını hatırlattı. Zachau, Türk bankacılık sisteminin sermaye düzeylerinin yüksek olduğunu bildirdi.
Türkiye'de özel sektöre içerden sağlanan kredilerin gelişmeyi sürdürdüğünü ancak hala düşük sayılabileceğini belirten Zachau, Türkiye'de sağlam para politikası sonucu kamu borçlarının azaldığını belirtti. Zachau, Türkiye'de para politikası ve bütçe hedefine bağlı kalınmasının önemli olduğunu da vurguladı.
Zachau, geçmişteki büyüme oranlarının Türkiye'de pek çok yeni iş sahasının açılmasına olanak tanıdığını, ancak hala kadın ve gençlerin istihdamı alanında yapılması gerekenler bulunduğunu belirtti.
Eğitimde kalitenin yükseltilmesi ve enerji kaynaklarının arttırılmasının Türkiye'nin önündeki önemli hedefler olduğunu bildiren Zachau, bir soru üzerine de Türkiye;nin yabancı yatırımlar konusunda küresel krizin etkilerini diğer ülkeler kadar ağır hissetmeyeceğini söyledi.
Borsada büyük düşüş beklenmiyor
İMKB Başkan Yardımcısı Arıl Seren de konuşmasında borsa hakkında uzun bir bilgilendirmede bulundu. Borsa ticaret hacminin son 5-6 yıldır yükseldiğini, 2008 yılında bilinen sebeplerle küçük bir düşüş yaşanabileceğini belirten Seren, ancak büyük bir düşüş beklemediklerini ifade etti.
Son dönemde küresel krizin etkisiyle borsada düşüş kaydedildiğini buna özellikle yabancı bankaların kendi ülkelerindeki müşterilerine ödeme yapabilmek için İstanbul'daki hisselerini satmalarının yol açtığını anlatan Seren, Türkiye'nin genel ekonomik durumunu değerlendirirken de ülkenin Avrupa, Asya, Orta Doğu arasında bir koridor görevi üstlendiğine işaret etti.
Türkiye'nin özellikle bankacılık sektörü olmak üzere yabancı yatırımcılar açısından büyük fırsatlar barındırdığını belirten Seren, Türkiye'de yatırıma uygun bir ortam bulunduğunu, verimli yatırım imkanlarının geliştiğini ve geniş bir yelpazede yatırım enstrümanları olduğunu ifade etti.
Türev araçlarının kullanımındaki sınırlılık etkiyi azalttı
Akbank Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı Hayri Çulhacı da Türkiye'de bankacılık sektörü başta olmak üzere ekonominin temellerinin sağlam olduğunu ve Türkiye'nin yatırımcılar için hızlı ve sürdürülebilir büyüme potansiyelini koruduğunu söyledi.
Çulhacı, "Sağlam yapısı ve türev araçlarının kullanımının sınırlı olması nedeniyle bankacılık sektörü mevcut krizden nispeten az etkilendi. Bankacılık sektörü orta vadede yüksek büyüme potansiyeli sunuyor" dedi.
Türk Bankacılık sektörünün yüzde 12 olan resmi sermaye yeterlilik oranı hedefine karşılık mevcut durumda bu oranın yüzde 17 seviyelerinde olduğunu ve likidite problemi bulunmadığını söyleyen Çulhacı, mevduat tabanının geniş, kredi portföyünün sağlıklı, kaldıraç oranının düşük olmasının avantaj sağladığını belirtti.
Konuşmasına faiz oranlarının son yıllarda önemli ölçüde düştüğünü hatırlatan Çulhacı, Merkez Bankasının faiz indirimlerine muhtemelen 2009'un ilk çeyreğinden sonra yeniden başlayacağını ve piyasadaki faizlerde düşüşlerin devam etmesini beklediklerini söyledi. Çulhacı enflasyonun 2008'de yüzde 10-10,5, 2009'da ise yüzde 7,5-8,5 aralıklarında gerçekleşebileceği tahmininde de bulundu.