“Sıfıra yakın faiz oranları, büyük ihtimal sona erecek”
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Powell, 2008 mali krizi ile 2020 COVID pandemisi arasında meydana gelen aşırı düşük faiz oranları döneminin muhtemelen sona erdiğini açıkladı.
Emre ERGÜL
Amerika Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, ABD Kongresindeki yarıyıllık Para Politikası Raporu'na ilişkin sunumunun ikinci gününde, ABD Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi üyelerinin sorularını yanıtladı.
Faiz oranları ve enflasyon sorularını yanıtlayan Powell, 2008 mali krizi ile salgın arasında meydana gelen aşırı düşük faiz oranları döneminin muhtemelen sona erdiğini ve yüzde 2'lik yıllık enflasyona ulaşmak için nötr faiz oranının muhtemelen yükselmiş olduğunu söyledi. Fed Başkanı, enflasyonla mücadelede kayda değer ilerleme kaydedilmesine rağmen merkez bankası faiz oranı politikası muhtemelen 2009 ile 2017 arasında tutulan sıfıra yakın seviyeye dönmeyeceğine işaret etti:
“Muhtemelen küresel mali kriz ile pandemi arasındaki, oranların çok çok düşük olduğu ve enflasyonun çok düşük, hatta son derece düşük olduğu o döneme geri dönmeyeceğiz. Bu kadar düşük oranlara geri döneceğimizi düşünmüyorum.”
"Nötr oran gibi şeylerin yavaş hareket eden güçler tarafından yönlendirildiğini düşünüyoruz, ancak sonuçta etkisini görebilirsiniz. Şu anda politika faiz oranımız yüzde 5'in üzerinde ve politikanın kısıtlayıcı olduğu ancak yoğun bir şekilde kısıtlayıcı olmadığı anlaşılıyor. Bu, nötr faiz oranının en azından şimdilik bir miktar yükselmiş olacağını gösteriyor, bu da oranların biraz daha yükseleceği anlamına geliyor."
Powell, "enflasyonun düşüş eğiliminde olduğundan emin misiniz?" sorusuna, "Buna dair biraz güvenim var" yanıtını verdi. Fed Başkanı, "Sorun şu ki bunun sürdürülebilir şekilde yüzde 2'ye düştüğünden yeterince emin miyiz? Henüz bunu söylemeye hazır değilim" ifadesini kullandı.
Son okumaların ilerleme gösterdiğine işaret eden Powell, daha fazla iyi verinin enflasyonun yüzde 2 hedefine düştüğüne dair güveni güçlendireceğini yineledi. Fed'in bilançosuna ilişkin soruları da yanıtlayan Powell, bankanın bilanço büyüklüğünü halihazırda yaklaşık 1.7 trilyon dolar azalttığını aktardı. Bilanço boyutunu küçültme konusunda "oldukça ilerleme kaydettiklerini" belirten Powell, "Daha gidecek yolumuz olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Fed üyesi: ABD verileri yumuşak iniş ile uyumlu
Fed Yönetim Kurulu üyesi Lisa Cook, ABD enflasyonunun işsizlik oranında kayda değer bir artış olmadan düşmeye devam etmesi gerektiğini söyledi. Cook, Fed'in tercih ettiği enflasyon ölçütünün son olarak yüzde 2.6 ile merkez bankasının yüzde 2'lik hedefine karşılık yüzde 4.1'lik işsizlik oranıyla ABD'de "yumuşak iniş" için kanıtların sıraya girdiğini düşündüğünü ifade etti:
"Benim temel tahminim, enflasyonun zaman içinde işsizlikte daha fazla artış olmadan hedefe doğru ilerlemeye devam edeceği yönünde.”
Ekonomi tarihinde yumuşak inişler nadiren görülse de, işsizlik oranında henüz önemli bir artış olmadan enflasyondaki hızlı düşüşün iyiye işaret olduğunu ve Fed'in para politikasını gevşetmeye başlama kararında doğru zamanlamayı yapmasına prim verdiğini belirten Cook, "Yumuşak inişler; enflasyon hedefe yakınken ve nispeten sağlam bir büyüme zemini varken politika gevşetmeye başlandığında daha olasıdır. ABD'de şu ana kadar gördüklerim yumuşak iniş ile tutarlı görünüyor. Enflasyon zirve noktasından önemli ölçüde düştü ve işgücü piyasası kademeli olarak soğudu ancak güçlü kalmaya devam ediyor" diye konuştu.
Fransa’daki siyasi durumun eylül bütçesi için netleşmesini umuyoruz”
Fransa Merkez Bankası Başkanı François Villeroy de Galhau, parlamentonun ülkenin bütçesini oylaması gereken Eylül ayına kadar Fransa'daki mevcut siyasi tıkanıklığın çözüleceğini umduğunu söyledi. Villeroy, franceinfo'ya verdiği demeçte, "Hangi seçim yapılırsa yapılsın, bütçe açığını azaltmalıyız" dedi ve Fransız ekonomisinin kırılgan olmakla birlikte iyi bir direnç gösterdiğini sözlerine ekledi.
Merkez bankalarının rezerv yöneticileri varlıkların güvenliğinden endişeli
UBS Group AG tarafından yapılan bir ankete göre, merkez bankası rezerv yöneticileri dünya genelinde artan jeopolitik riskleri gerekçe göstererek döviz varlıklarının güvenliği konusunda giderek daha fazla endişe duyuyor. Döviz rezervlerinin "silahlandırılması" katılımcıların üçte biri tarafından en önemli risk olarak sıralanırken, bu oran geçen yılın iki katına çıktı. UBS'in anketine katılan 40 merkez bankasının yüzde 87'sinin en büyük endişesi Rusya ile Ukrayna, Çin ile ABD arasındaki gerilimin ve Orta Doğu'daki durumun daha da tırmanmasıydı.
Endişe, çatışmaların tırmanması halinde merkez bankası varlıklarına yaptırım uygulanabileceği, el konulabileceği veya dinlenebileceği yönünde. Bu yılın başlarında Rusya'nın dondurulmuş döviz varlıklarından elde edilen kârların Ukrayna'nın yeniden inşasına yardımcı olmak için kullanılmasına yönelik bir plan, döviz rezervlerinin bir ülkenin en likit ve güvenli servet deposu olma statüsünü zayıflatma riski taşıyan tehlikeli bir emsal oluşturdu.
UBS Asset Management'ın Küresel Egemen Piyasalar Başkanı Massimiliano Castelli, bu olayların "döviz rezervlerinin artık merkez bankaları için güvenli bir liman olarak görülmemesi riskini daha da artırdığını" söyledi. Castelli, altının "Devam eden jeopolitik eğilimlerle yeniden canlanabileceğini" de sözlerine ekledi.
İngiltere ekonomisi beklenenden daha fazla büyüdü
İngiltere ekonomisi mayıs ayında beklenenden daha fazla büyüyerek, on yılı aşkın bir süredir devam eden zayıflığın ardından ülkenin büyüme oranını artırma sözü veren yeni seçilen Başbakan Keir Starmer'a destek verdi. İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi'nin açıkladığı verilere göre, gayrisafi yurtiçi hasıla mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 0.4 arttı. Ekonomistler yüzde 0.2'lik bir büyüme bekliyorlardı. Mayıs ayındaki toparlanma, ingiltere ekonomisinin 2023'ün ikinci yarısındaki daralmanın ardından bu yılın ilk yarısında beklenenden daha güçlü bir performans sergilediğini gösteriyor.
BoE üyesi: Fiyat baskıları hâlâ güçlü, enflasyon yeniden yükselebilir
İngiltere Merkez Bankası (BoE) Para Politikası Komitesi üyesi Catherine Mann, İngiltere ekonomisindeki fiyat baskılarının gücünü vurgulayarak, ağustosta faiz indirimi yönünde oy kullanmayacağının sinyalini verdi.
Enflasyonun yüzde 2'lik hedefe inmesinin politika konusundaki düşüncelerini nasıl etkilediği sorusuna Mann, düşüşün sadece "dokun ve git" olduğunu ve enflasyonun yılın geri kalanında muhtemelen bu oranın üzerine çıkacağını söyledi. Komitedeki şahinlerden biri olan Mann, ücret ve hizmet fiyatlarındaki büyümenin BoE'nin hedefiyle hâlâ tutarsız olduğunu da ekledi: "Hizmetlerde sürekli bir yavaşlama görene kadar, gerçekten bir pozisyonda değilim.”