Suriye muhalefetinden uluslararası topluma sitem

SMDK Başkanı Muaz el-Hatib: "Rusya ile ABD'nin iç işlerimize müdahale etmemesi gerekiyor. Afganistan'da, Irak'ta, Libya'da başarısız oldular. Suriye halkı bir deney odası değil."

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Muaz El-Hatib, Suriye'de "rejimin kimyasal silahlar da kullanmaya başladığını" öne sürerek, "Birçok büyük ülke buna izin vermeyeceğini söylüyordu. Rusya ile ABD'nin içişlerimize müdahale etmemesi gerekiyor. Afganistan'da, Irak'ta, Libya'da başarısız oldular. Suriye halkı bir deney odası değil. Biz kendi çözümlerimize ulaşabiliriz. Bu işlere burnunuzu sokmayın" dedi.
Suriyeli muhalif liderler SMDK Başkanı Hatib ve Suriye Ulusal Konseyi (SUK) Başkanı George Sabra; Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen "Devrimin Üçüncü Yılında Suriye" paneline katıldı.
Sabra konuşmasında, Suriye'de iç karışıklıkların başladığı günden bu yana Türk halkının devrimin her noktasında Suriye halkının yanında yer aldığını vurguladı. Rejimin Suriye halkını ilk günden beri teröre başvurmakla itham ettiğini belirten Sabra, Beşşar Esed yönetiminin zamanla gerilimi artırarak katliamlara başladığını söyledi. Sabra, "Camiler kapılarını devrime açtı ve devrim cami kapılarından yayıldı" diye konuştu.
Suriye'deki olaylarda 70 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Sabra, bunların çoğunun çocuk ve yaşlı olduğuna dikkat çekti. Sabra, mülteci sayısının her geçen gün arttığına işaret ederek, sayının 1 milyonu geçtiğini vurguladı.
SUK Başkanı Sabra, "Halk kendi geleceğini, kendi çıkarları üzerinden belirleyecektir. Suriye halkının isteği budur. Suriye'de rejim ve halk arasındaki denge değişti. Şu an, ne rejim halkı kendine itaat ettirebilecek durumda, ne de halk bu değişimi istediği gibi yapabilecek durumda" ifadelerini kullandı.
 
"Bu işlere burnunuzu sokmayın"
SMDK Başkanı Hatib ise, Suriye rejiminin uyguladığı yıkımlar, katliamlar ve soykırımlar karşısında halkın direnmekten başka çaresi kalmadığını ifade ederek, "Geçen ay 86 fırın havadan bombalandı. Dünyada böyle bir şey daha önce görülmedi" dedi. Hatib, "Hiçbir devlet halkına Scud füzeleriyle saldırmamıştır. Halkın başka seçeneği yok. Cezaevlerinde yapılan vahşice işkenceler tarih boyunca benzeri görülmemiş işkenceler" diye konuştu.
Suriye'de "rejimin kimyasal silahlar da kullanmaya başladığını" iddia eden Hatib, "Birçok büyük ülke buna izin vermeyeceğini söylüyordu. Rusya ile ABD'nin içişlerimize müdahale etmemesi gerekiyor. Afganistan'da, Irak'ta, Libya'da başarısız oldular. Suriye halkı bir deney odası değil. Biz kendi çözümlerimize ulaşabiliriz. Bu işlere burnunuzu sokmayın. Suriye halkı yeterince acı çekiyor" ifadelerini kullandı.
 
"Nusayrileri ve Alevileri kendi ülkemizin parçası olarak görüyoruz"
Hatib, Beşşar Esed ve rejiminin Suriye'de hiçbir geleceğinin olmadığını, Suriye halkının yardıma ihtiyacı olduğunu ve gereken yardımın tamamen insani olduğunu dile getirdi. Suriye'deki mezhepler arası ilişkilere değinen Hatib, "Alevi toplumunun önceleri diğer topluluklarla uyum içinde olduğunu ancak rejimin bu uyumu bozduğunu" ifade etti. "Esed yaşamı boyunca hiçbir Alevi köyünü ziyaret etmedi. Elini hiçbir Alevi çiftçinin omzuna koymadı" diyen Hatib, şunları kaydetti:
"Aleviler korku içinde yaşıyor. Devrimciler intikam alır diye korkuyorlar. Devrimciler intikamı düşünmüyor. Esed ve Suriye'nin başında olan mafya, Nusayrilerden ya da Alevilerden oluşan mafya değildir. Bu mafya kendi çıkarları için Alevileri kullanan bir mafyadır. Alevilerin bir sorunu yok aslında. Rejim bunu bir kılıf olarak göstermekte. Bunu Alevi mezhebiyle diğer mezhepler arasında bir çatışma ortamı olarak ortaya koymakta. Nusayrileri ve Alevileri kendi ülkemizin parçası olarak görüyoruz. Hepimizin ortak sorumlulukları ve yükümlülükleri vardır."
Hatib, Türkiye'nin Suriye sorununun barışçıl çözümü için elinden geleni yaptığını, buna karşın Esed'in tüm dünya liderlerini kandırmak için çaba harcadığını söyledi.
 
"Rejime yaklaşandan uzaklaşırız, devrime yaklaşana yaklaşırız"
Konuşmaların ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan SMDK Başkanı Hatib, Suriye konusunda Türkiye'nin katkılarını yeterli bulup bulmadığı sorusu üzerine, "Türkiye hükümeti aklınıza gelecek tüm yardım ve destekte bulundu. Siyasi anlamda da tüm desteklerini sundu. Türkiye devleti askeri anlamda hiç bir meseleye de karışmamıştır. Türkiye devleti, Suriye halkının özgürlüğünü elde edebilmesi için her zaman yanında yer almıştır, bu desteğini de gizlememiştir" şeklinde konuştu.
Hatib, Suriye geçici hükümetini PKK'nın Suriye'deki uzantısı olarak bilinen Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) kabul etmemesi konusundaki soruya ise, şu yanıtı verdi:
"Biz şunu diyoruz. 'Rejime yaklaşandan uzaklaşırız, devrime yaklaşana yaklaşırız.' PYD Başkanı ile Kahire'de bir araya geldim. Bana açık bir şekilde 'Biz Suriye devrimini destekliyoruz' dedi. Bu beni mutlu eden bir durumdu. Bir çok merci bunu farklı şekilde dile getirdi. PYD içinde birtakım grupların rejime destek verdiğini, rejimle birlikte faaliyetlerde yer aldığını biliyoruz. Ben PYD Başkanı'na, 'Neden Türkiye'deki kardeşlerimizi bundan haberdar etmiyorsunuz, birtakım sorunlar varsa aracı olabiliriz, çözmeye çalışırız' dedim. Dediler ki 'Olabilir'. Ben de Türk hükümetine bir mesaj gönderdim, ancak bazı teknik meseleler, tavırlar, tutumlar var, bunların çok açık bir şekilde olması gerekiyor. Şu an top bu iki tarafta. Bir fırsat olursa, bu konuyu inceledikten sonra, eğer ki uygun görülürse, PYD de eğer Suriye devrimini desteklemek ve Türkiye ile ilişkilerini kurmak için ciddi bir irade beyan ederse bu olabilir."
SUK Başkanı George Sabra ise, Suriye geçici hükümeti başbakanlığına seçilen Gassan Hito'nun çalışmalarını nasıl yürüteceğinin sorulması üzerine, hükümetin Suriye'de muhalefetin elindeki bölgelerde rejimin yıktığı idari, hukuki düzeni ve altyapıyı yeniden tesis etmek için alandaki güçleri de göz önünde bulundurarak bir program ortaya koyacağını dile getirdi. Özgür Suriye Ordusu ile SMDK arasında tam bir koordinasyon olduğunu vurgulayan Sabra, ÖSO başkomutanı Selim İdris'in de İstanbul'daki toplantıya katıldığını hatırlatarak, uluslararası kuruluşlardan gelen insani yardımların rejim güçlerine ulaştığını söyledi. Sabra, "Biz bu yardımların gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını istiyoruz. Ancak, rejim üzerinden yardım gönderilmesi tek bir seçenek olarak görülmemeli" diye konuştu.