Teknoloji istihdamı yarıya indirecek
Teknolojik inovasyonlar tarihte kitleleri işsiz bırakan ve işverenin maliyetlerini azaltan gelişmeler olmuştur. Bugün butehdit dijital devrimle devam ediyor.
Hilal SARI
Binbir çeşit yeni teknolojik gelişme, küreselleşme ile birlikte, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ekonomilerde eğitim seviyesindeki farklılıkları gözetmeksizin, bireylerin istihdam seçeneklerini geniş bir yelpazede etkiliyor. Teknolojik inovasyonlar sadece rutin iş kollarının sayısını azaltmakla kalmıyor, küresel tedarik zincirlerini etkileyerek faaliyetlerin yer değiştirmesine sebep oluyor, birçok ekonomide kompleks işçilik ve çok yetkinlik gerektiren istihdam alanlarını da etkiliyor. Özellikle de teknolojik devrimlerini daha önce gerçekleştirmiş gelişmiş ekonomilerin hükümetler bu yeni ve zorlu engel karşısında istihdamın gücünü korumakta zorlanacaklar. Yakın zamanda yapılan araştırmalar, ekonomik yapının ve teknolojik gelişmelerin istihdam piyasası üzerinde şaşırtıcı sonuçları olduğunu belirtiyor. The Economist'te yer alan habere göre bugünün teknolojisin yarının iş imkanlarına muazzam etkisi olacak ve hiçbir ülke henüz buna hazır değil.
İnovasyon tarihte her zaman insanların işlerini kaybetmesine sebep olmuştur. Sanayi devrimi gerçekleştiğinde dokuma makineleri dokumacı esnafı nasıl kenara ittiyse, geçtiğimiz son 30 yılda da dijital devrim orta yetkinlik gerektiren ve 20. yüzyılın orta sınıf yaşam şeklini destekleyen birçok iş alanını yerinden etmiştir. Daktilocular, bilet acenteleri, banka memurları ve birçok üretim hattı işçisi dokumacı esnafları gibi tarih olmuştur. Teknolojik süreçlerin dünyayı daha iyi bir yer haline getirdiğini düşünenler için bu çalkantı yükselen refahın doğal bir sonucudur. İnovasyon birçok istihdam alanını yok ederken, diğer yandan yeni ve daha iyi seçenekler yaratmaktadır. Daha üretken toplumlar daha varlıklı hale gelir ve zenginleşen nüfuslar her zaman daha iyi ürün ve hizmet talep ederler. 1500'lü yıllarda İngiltere istihdamının yüzde 75'i tarım alanında çalışıyorken, 1800'lerde bu rakam yüzde 35'e düşmüştü. Yüzyıl önce üç Amerikan işçisinden biri çiftliklerde çalışıyordu. Bugün ise nüfusun sadece yüzde 2'si tarımdan geçiniyor.
Bilgisayarları ezmek çözüm değil
Öte yandan işler bu kadar karamsar gitmeyebilir. Tarım istihdamından eriyen alanlarda çalışan milyonlarca insan şimdi işsiz değil, ekonomi geliştikçe ve karmaşık hale geldikçe, daha iyi maaşlı işlerde çalışmaya başladılar. Sekreterlerin ve daktilocuların sayısı azalsa da bilgisayar programcılarının ve web tasarımcılarının sayısı arttı. Üretkenliğin artmasını sağlayan makineler, tüketicinin hayatına yeni ürün ve hizmetler getirdi. Bu yeni ürün ve hizmetler ise yeni iş alanları sağladı. Diğer türlü düşünmek 19. yüzyılda tekstil işçilerinin, işlerini elinden alan makinelerini parçalaması gibi, bilgisayarımızı parçalayarak bizi aynı hataya götürebilir.
İş gücünün payı yüzde 59'a geriledi
Öte yandan teknolojideki gelişmelerle yeni iş alanları ve mükemmel ürünler ortaya çıksa bile, kısa vadede geliş boşlukları oluşacak ve büyük sosyal bozulmalara sebep olarak hükümetlerin politikalarını değiştirecek. Habere göre teknolojinin tornado etkisi önce zengin gelişmiş dünyayı sonrasında ise kademeli olarak daha fakir ülkeleri vuracak. Bir bakıma tarihin tekrar ettiği bu süreç Sanayi Devrimi'nde de artan verimliliğin sermayeye ve sonrasında istihdam piyasasına yansımasıyla sonuçlanmıştı. Son 30 yılda ise toplam iş gücünün küresel üretimdeki payı yüzde 64'ten yüzde 59'a geriledi. İşsizlik rakamları da gelişmiş dünyada alarm seviyelerinde. 2000 yılında çalışma yaşındaki Amerikalıların yüzde 65'i iş bulabilmişken, bugün bu rakam yüzde 59.
İnovasyonun sıradaki hedefi kamu sektörü
Teknolojin icatlarına garip bir biçimde direnç gösterdiği belirtilen haberde kamu sektörünün inovasyonların en bariz hedefi olduğu belirtiliyor. Fakat bilgisayarların günümüzde neler yapabildiğine bakıldığında, teknolojik devrimin özel sektörde de orta sınıf istihdamına güçlü etkilerinin olacağının altı çiziliyor. Şimdiye kadar teknoloji sadece rutin ve tekrarlamalı işler gerektiren alanlardaki istihdamı etkilemişken, şimdi “büyük veri” dediğimiz dijital bilgi ve yükselen işlemci gücü bilgisayarların insandan daha ucuz ve verimli çalışabildiğini kanıtladı. Akıllı endüstriyel robotlar insan faaliyetlerini hızlıca 'öğrenebiliyor', bilgisayarlar davetsiz misafirleri kapalı akım bir kamera görüntüsünde insandan daha hızlı yakalayabiliyor, yolsuzluk ve hastalıkları, denetçi ve doktorlara nazaran çok daha hızlı ve doğru tespit edebiliyor.
İstihdamın yüzde 47'si 20 yılda otomatikleşecek
Oxford Üniversitesi akademisyenlerinin yaptığı bir araştırmaya göre bugünün iş alanların yüzde 47'si önümüzdeki 20 yıl içinde otomatikleşebilir. Oxford akademisyenleri Carl Benedikt Frey ve Michael Osborne'un hazırladığı veistihdam kategorilerinin yüzde 47'sinin otomatikleşebileceği belirtilen raporda denetim, kanuni faaliyetlerin, teknik tazının ve diğer birçok beyaz yaka istihdam kategorisinin risk altında olan alanlar olduğu belirtiliyor. Araştırmanın ortaya çıkardıı tablo birçok ekonomist ve politikacının kabul etmeye hazır olduğu risklerden çok daha endişe verici.
Son yıllarda dijital girişimlerin artmasıyla, Amazon, Facebook, Twitter, Google gibi birçok hizmet sunan, öncesinde kimsenin bilmediği, şimdi ise kimsenin onsuz yapamadığı şirketler ortaya çıktı. Bu şirketler milyonlarca ürün ve servisle yeni istihdam alanları yarattılar. Fakat bu şirketlerin istihdam piyasasına olan etkisinin şimdilik çok hafif olduğu belirtiliyor. Örneğin popüler fotoğraf paylaşım sitesi Instagram, Facebook'a 1 milyar dolara satıldığında sadece 13 çalışanı vardı. Birkaç ay önce iflasını ilan eden Kodak ise en parlak dönemlerinde 145 bin kişi istihdam ediyordu.
Google bugün 46 bin kişi istihdam ediyor. Fakat böyle bir endüstrinin gelişmesi ve istihdam sağlaması yıllar alırken, dijital bir girişimin binlerce kişiyi işinden etmesi çok daha kısa sürede gerçekleşebiliyor. Ev sahiplerinin boş odalarını kiralayabilmelerini sağlayan Airbnb adlı şirket ev sahiplerini girişimciye dönüşmelerine katkıda bulunurken, milyonlarca istihdam sağlayan uygun fiyatlı otel faaliyetlerine direk bir tehdit oluşturuyor.
Yaratıcılık otomasyona karşı direncini koruyacak
Eğer analizlerin yarısı bile doğru çıkarsa, teknolojik gelişmelerin sosyal etkileri tahmin edilenden çok daha fazla olacak. Araştırmaya göre, lojistik ve nakliye sektörleri gibi otomasyona karşı dirençsiz sektörlerde istihdam büyük risk altındayken, yaratıcılık ve yönetimsel tecrübe gerektiren üst düzey işler gelişmelere karşı daha dirençli olacak. Oxford Üniversitesi akademisyenleri raporda ortalama ücretlerin bir süre durgun kalacağını fakat gelirler arasındaki farkın gittikçe artacağını belirtiliyor.
Hükümetlerin bu bozunma sürecinde vatandaşlarına yapabilecekleri en önemli yardım ise eğitim sistemleri olarak ifade ediliyor. Sanayi Devrimi sonrasında işçilerin servetlerinin artmasının en önemli sebebi onları eğitmek için özel okulların kurulmuş olması o dönem için çok çarpıcı bir yenilik olduğunun altı çiziliyor. Ezberciliğe dayalı eğitim yerine daha fazla eleştirel düşüncenin yer aldığı bir eğitim sisteminde teknolojinin kendisinin de yardımıyla – Kitlesel Açık Online Kurslar (MOOCs) ya da video oyunlarıyla – ihtiyaç duyulan yeteneklerin öğretilebileceği belirtiliyor. Devlet eğitimi denilen tanımın içeriğinin değişebileceği belirtilen araştırmada okul öncesi eğitimin bireylerin gelecek potansiyelleri için çok önemli olması sebebiyle daha fazla önem kazanabileceği belirtiliyor. Yetişkinlerin hayat boyu eğitime ihtiyaç duyacağı belirtilen araştırmada örgün eğitimin belki de bir yılının hayat boyunca herhangi bir yaşta alınabilecek bir kısmı olması gerektiği öngörülüyor.
Öte yandan herkese tüm gerekli eğitimler verildiği şartlar altında bile, ekonomik olarak gittikçe kutuplaştığı bir dünyada, yeteneklerinin hiçbir zaman eşit kalamayacağı belirtiliyor. Nüfusun büyük bölümünün kariyer beklentilerinin küçüldüğü ve ücretlerin iyice kısıldığı bir dünyada yapılacak en büyük yardımın asgari ücretleri yükseltmek olmadığı, bunun işverenlerin insandan bilgisayara yönelimlerini hızlandıracağı belirtiliyor. Bunun yerine düşük ücretleri devlet desteği ile desteklemenin, cüretkar bir vergi indirimi ile tüm ücretleri makul bir seviyeye getirmenin daha mantıklı olduğu ifade ediliyor.
Yenilik insanlığa her daim muazzam faydalar sağlamıştır. Aklı selim kimse dokuma tezgahlarının devrine dönmek isteyemeyecektir. Öte yandan, günümüzde teknolojik süreçlerin faydaları eşit olarak dağıtılmamakta ve problem buradan kaynaklanmaktadır. The Economist'te yer alan habere göre bu gelişmeleri yaygınlaştırmak hükümetlerin görevidir. 19. yüzyılda hükümetler sanayi devrimi tehdidini yenilikçi reformlar sayesinde bertaraf edebildiler. Bugünün hükümetlerinin de nüfuslar sinirlenmeye başlamadan gerekli değişikliklere başlaması gerektiği belirtiliyor.
Teknoloji istihdamı eritip kişi başı geliri artırdı
Öte yandan İngiltere'de 1570 - 1875 yılları arasında gerçek gelirlerin üç katına çıktığı, sonrasında 1975 yılına kadar üç katının da üzerine çıktığı belirtiliyor. Sanayileşmenin insan işçilerin tamamen ortadan kalkmasına yol açmadığı belirtilen haberde aksine, 20. yüzyılda hızla artan nüfus için yeterli miktarda besleyebilmek için istihdam alanı yarattığının altı çiziliyor. Teknolojinin istihdamı eritmesini 'Yeni hastalık' olarak nitelendiren Keynes'in 2030'da herkesin daha zengin olacağı öngörüsü bile bir anlamda gerçekleşmiş olduğu ifade ediliyor. Fakat Keynes'in haftada sadece 15 saat çalışılacak öngörüsü henüz gerçekleşmiş değil.
Makineler tarafından yerinden edilen işlerin sadece hayli rutin ve 'makine insan' faaliyetleri içeren alanlar olduğu ifade edilen raporda, seri üretim bandı işçiliği ya da muhasebeci örnek olarak belirtiliyor. Öte yandan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) ekonomisti David Autor bir işin otomatikleşebilmesi artan göreceli maliyetlerin de önem arzettiğini ifade ediyor. Otomobil üreticisi Nissan'ın Japonya'daki fabrikasında üretimin ağırlıklı olarak robotlar tarafından yapıldığını belirten Autor, aynı şirketin Hindistan tesislerinde üretimin Japonya'nın aksine ucuz iş gücüne dayalı olduğunun altını çiziyor. Bu sebeple 1980 sonrasında Amerika'da ve gelişmiş ülkelerde yetenekleri iyileştirilmiş iş gücünün, hem teknoloji hem de ucuz iş gücü ile rekabet etmek zorunluluğuyla mücadele etmesi gerektiği belirtiliyor.
En gelişmiş ekonomilerde teknolojik gelişmelerin daha etkili olduğunun ve işgücünün çıktıdaki payını daha fazla küçülttüğünün vurgulandığı habere göre ABD imalatındaki istihdamın 1950'lerden bu yana yüzde 30'lardan neredeyse yüzde 10'ların altına kadar gerilediği belirtiliyor. Öte yandan hizmet sektörü istihdamının yüzde 50'lerin altından neredeyse yüzde 70'e yükseldiği ifade ediliyor.
George Mason Üniversiitesi ekonomisti ve çok okunan bir blogger olan Tyler Cowen 'Ortalama artık yok' adlı son kitabında zengin ekonomilerin makinelerin zekasını bütünleyen çok becerikli işçilere yöneleceğini söylüyor.
Eşit dağılmayan gelir yeni istihdam sağlıyor
Muhtemel değişiklikler ne kadar dramatik boyutlarda olsa da, teknolojik süreçler tarihte hiçbir zaman yeni istihdam sahaları yaratmadan gerçekleşmediler. Yeniliklerin getirdiği üretkenliğin genelde büyük faydasının makinelerin sahiplerine olduğu ifade edilen raporda, golf eğitmenliği ya da ev temizliği gibi alanların genişleyeceği belirtiliyor. Gelirin eşit dağılmadığı bir dünyada kavramsal becerilerin önem arzettiği ve makinelerin kesinlikle yerini alamayacağı yeni iş alanlarının şimdiden filizlendiğinin altı çiziliyor. Bu alanlara ise aktörlük, terapistlik, aşk danışmanlığı ve yoga eğitmenliği gibi işler örnek olarak veriliyor. Başlangıçta yeterince saygınlık görmese de bu gibi mesleklerin gelecekte kültürel normların da değişmesiyle metal dövmeciliği kadar hayati olabileceği belirtiliyor. Eğitim ve sağlık hizmetleri gibi alanların ise hiçbir zaman rakamlardan ve bilgisayarlardan ibaret olamayacağı sebebiyle, değerlerinin teknolojik inovasyonlar sonucu asla azalmayacağı belirtiliyor.
Uzun dönemde tablo refah artışı ve yeni istihdam alanlarıyla olumlu nitelendirilebilse de, bu politikacıların yapabileceği hiçbir şey olmadığı anlamına gelmiyor. Tarihteki örneklerinde, teknolojik gelişmelerin istihdama olan olumsuz etkisi politikacıların yenilikçi tepkileri sayesinde bertaraf edilebildi. Özellikle eğitim alanında, orta ve lise öğretimi için yapılan atılımlar ve üniversitelere katılımın artması bunlardan en barizleri olarak belirtiliyor. Fakat Cowen'in de altını çizdiği üzere 19. ve 20. yüzyılda elde edilen kazançları tekrar elde etmek o kadar kolay görünmüyor.
İşgücüne dayalı birçok alan varolmaya devam edecek
Oxford Üniversitesi akademisyenleri Frey ve Osborne'un araştırması istihdam kategorilerinin yüzde 47'sinin 20 yıl içinde otomatikleşeceğini söylese de, özellikle yüksek eğitim gerektiren ve yüksek ücretli bazı meslelerin hayatta kalacağını kabul ediyorlar. Otomasyonun kesinlikle istihdam kaybına neden olacağı işlerin 1 tam puan verildiği endekse göre telepazarlama teknolojik gelişmelerle tarihe karışan bir iş alanı olurken, terapist ve dişçilerin işlerinin teknolojiye yenik düşme ihtimalinin çok düşük olduğu belirtiliyor. Perakende satış personelinin, muhasebeci ve denetçilerin, teknik yazarların ve emlakçıların teknolojik dalganın altında yenilebileceği belirtilen araştırmaya göre aktörlerin, editörlerin, rahiplerin ve spor eğitmenlerinin yerinin sağlamda olduğu ifade ediliyor.