”Tercihli ticaret sistemi ihracata ciddi katkılar sağlayacak”

Bakan Çağlayan, İKÖ üyesi ülkeler arasında tercihli ticaret sistemi anlaşmasını onaylayan ülke sayısının 10'a ulaştığını bildirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

CAPE TOWN - Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) üyesi ülkeler arasında tercihli ticaret sistemi oluşturulmasına yönelik anlaşmayı onaylayan ülke sayısının 10'a ulaştığını bildirirken, 2010 yılından itibaren uygulamaya girmesi hedeflenen sistemin Türkiye'nin ihracatına ciddi katkılar sağlayacağını söyledi.

Dış ticaret heyeti gezisi kapsamında bulunduğu Güney Afrika'nın Cape Town kentinde, basın mensuplarına açıklama yapan Bakan Çağlayan, "Türkiye'nin yüzünü Batı'dan Doğu'ya çevirdiği yönündeki yorumların doğru olmadığını"  belirtirken,  "Avrupa pazarını göz ardı etmek ya da kaybetmek gibi bir lüksümüz yok. Ama, dünyada bizim gidebileceğimiz mal satabileceğimiz başka pazarlar da var" dedi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral'in katılımı ile düzenlediği toplantıda konuşan Çağlayan, Türkiye'nin krizden en fazla etkilenen gelişmiş pazarlardaki kayıplarını alternatif pazarlarla kapatma çabası içinde olduğuna işaret etti. Uygulanan "çevre-komşu ülkeler, ürün ve pazar çeşitlendirme, pazarda tutunma" gibi dış ticaret stratejilerinin doğruluğunun AB'nin değerlendirme raporunda da teyit edildiğini hatırlatan Çağlayan, bu stratejilerin Türkiye'nin AB'den vazgeçtiği anlamına asla gelmediğini vurguladı.

Türkiye'nin en büyük pazarı konumundaki ülkelerden Almanya, İtalya, Rusya gibi gelişmiş ülkelere yönelik ihracatta Ocak-Ekim dönemi itibarıyla kayda değer oranlarda gerileme kaydedilmesine karşın, alternatif pazar olarak değerlendirilen Afrika ve özellikle İslam ülkeleriyle ticarette yüzde 20-110 arasında artışlar sağlandığına dikkati çeken Zafer Çağlayan, özellikle İKÖ üyesi ülkeler ile tercihli ticaret sistemi kapsamında ticaretin başlamasının dış ticareti daha da olumlu etkileyeceğini söyledi.

İKÖ üyesi ülkeler arasında tercihli ticaret sistemi başlanmasına ilişkin daha önce anlaşma imzalandığını hatırlatan Çağlayan, şu bilgiyi verdi:

"Anlaşma uyarınca, üye 57 ülkeden 10'u anlaşmayı onaylarsa uygulamayı müzakere süreci başlayacaktı. Şimdiye kadar Türkiye dahil 18 ülke anlaşmayı imzalamış, ancak sadece 8 ülke onay sürecini bitirmişti. Uygulamayı hızlandırmak için ilgili bakanları tek tek aradım. Önceki gün Bahreyn ve Bengaldeş, onay sürecini tamamladığını bize bildirdi. Böylece, Türkiye, Ürdün, Malezya, Umman,  Pakistan, Suriye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bengaldeş ve Bahreyn anlaşmayı onaylamış oldu. Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için menşe kurallarının onaylanması gerekiyor. Şimdiye kadar menşe kurallarını 12 ülke imzaladı, 4 ülke onayladı, 6 ülke hemen onaylayacak durumda. Hedefimiz, 2010 itibariyle böyle bir uygulamaya geçebilmektir. Ticaretin beklemeye tahammülü yok. 'Tren kalktı, trene binmek isteyen biner. Treni kaçıranlar kaçırır."

Dünya ekonomisinde 4,5 trilyon dolarla yüzde 7 payı bulunan 57 İslam ülkesinin, dünya mal ticaretinden yüzde 1,8 gibi son derece düşük bir pay aldığına dikkat çeken Çağlayan, İKÖ'nün İslam ülkeleri arasındaki ticareti 5 yılda yüzde 15'ten yüzde 20'ye çıkarma kararı aldığını hatırlatırken, serbest ticaret sisteminin devreye girmesi ile bu hedefe daha kısa sürede ulaşılabileceğini ifade etti.

"En iyi ticaret komşularla yapılır"

İKÖ üyesi ülkelerin Türkiye'nin ihracatında geçen yıl Ekim ayı itibariyle yüzde 22,8 olan payının bu yıl yüzde 28,9'a çıktığını bildiren Çağlayan, İslam ülkeleri ile daha fazla işbirliği ve ticaret için gayret sarf edeceklerini belirtti. Çağlayan, şöyle devam etti:

"Artık paranın rengine göre ülkeleri belirlemek devri bitmiştir. Paranın kendisi ticareti tayin eder. Geçmişte yeşil sermaye olarak adlandırılan birçok İslam ülkesi, bundan dolayı yatırımlarını Fransa, İtalya gibi ülkelere yönlendirdi. Bu ülkelere önemli sermaye girişi oldu. Biz maalesef ıskalanmak zorunda kaldık. Türkiye'de öylesine yanlış bir değerlendirme vardı. Paranın ve insanların rengine, ırkına göre değerlendirme yapılmaz, ticaret yapılır. En iyi ticaret komşularla yapılır. Komşularla ticareti 6-7 yılda 7 katına çıkardık. Gelecek yıllarda, İslam ülkeleri ile ticarette yeni kazanımlar elde edeceğiz."

"Firmalar arası ayrım yok"

"İhracatçıların, firmaların önünün açılmasında bir ayrımın söz konusu olup olmadığı" yönündeki soru üzerine, bunun söz konusu olmadığını vurgulayan Bakan Zafer Çağlayan, şöyle devam etti:

"Ekonominin ne dili, ne dini ne de etnik kökeni vardır. Rengi de yoktur. Hiç bir zaman için yeşil kırmızı diye ayrımlar da yapılmaz. Ticaret ticarettir. Bizim bir çok yatırımcı ve ticaret adamımız gayri Müslimdir. heyetimizde de var. Bunlar Türkiye'nin mozaiği, gerçekleri. Bu konuda her kim bununla ilgili bir şey söylüyorsa, bilin ki koskoca bir yalandır. Bu konuda Sayın Başbakanımızın bir tabiri var: taş üstüne taş koyanın başımızın üzerinde yeri var. Benim de iş adamının, yatırımcının, ihracatçının başımın üstünde, omuzlarımda yeri var."

Yürüttükleri çalışmaların her alanda meyvelerini vermeye başladığını, bundan sonra da bakanlık olarak "ihracatçının emrinde" olmaya devam edeceklerini belirten Bakan Çağlayan, ticari heyet gezisi gerçekleştirdikleri bir çok ülkeye ihracatın önceki döneme göre oldukça yüksek oranlarda arttığını söyledi.

Gelişmekte olan ülkelere yönelik ihracat artarken, gelişmiş ülkelere yönelik ihracatın arttığına işaret eden Bakan Çağlayan, Ekim ayı ihracatının 10 milyar dolara dayandığını hatırlattı ve yıl sonu itibarıyla 100 milyar dolar ihracat büyüklüğüne ulaşılacağını tahmin ettiklerini de kaydetti.

Devlet Bakanı Çağlayan, "100 milyar dolar psikolojik bir sınır. 2010 çok daha iyi bir yıl olacak" derken, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, "Biz buna 100'ler klübü diyoruz. Bir kez giren bir daha çıkamaz " diye espri yaptı.