Türkiye'nin AB üyeliğine destek

İsveç, İtalya, İngiltere ve Finlandiya dışişleri bakanları yazdıkları makalelerde Türkiye'nin AB üyeliğine destek verdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

NEW YORK- İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ve Finlandiya Dışişleri Bakanı Alexander Stubb, International Herald Tribune ve New York Times gazeteleri için yazdıkları makalede, Türkiye'nin AB üyeliğine güçlü destek verdiler.

İki gazetenin internet sitesinde "Avrupa, Yine Dışarı Bak" başlığıyla yayımlanan makalede dört Dışişleri Bakanı, AB'nin, tüm Avrupa kıtasına istikrar, demokrasi ve refah getirme misyonunu henüz tamamlamadığı, bugün Brüksel'de başlayacak AB Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi toplantısının, AB'nin genişleme süreci kapsamında, son yıllardaki içe dönük yaklaşımların değişmesi ve açık bir Avrupa vizyonunu yeniden canlandırma açısından önemli bir toplantı olacağını belirttiler.

Makalede ekonomik krizin, Avrupa'nın daha fazla dinamizme ihtiyacı olduğunun altını çizdiği, AB'nin bu kapsamda sermayenin, malların, hizmetlerin ve emeğin serbest dolaşımının genişlemesi fırsatını görmezden gelemeyeceği kaydedildi.

AB ile müzakere sürecindeki Türkiye'nin yaptığı reformların ülkeyi Avrupa'nın başlıca büyüme lokomotiflerinden biri haline dönüştürdüğüne işaret edilen makalede, burada sorulması gereken asıl sorunun Türkiye'nin Avrupa'ya sırtını dönmekte olup olmadığı değil, AB'nin son 50 yıldır Avrupa bütünleşmesine rehberlik eden temel değerlere ve ilkelere sırtını dönüp dönmediği sorusu olduğu vurgulandı. Bazı çevrelerde Türkiye'nin AB üyeliğinin sonuçlarıyla ilgili bazı endişelerin bulunduğu, büyük ve kendine güvenli bir ulusun AB'ye kabul edilmesi konusundaki şüphelerin, İngiltere'nin AB'ye üyelik için başvurduğu zaman da görüldüğü ifade edilen yazıda, İsveç ve Finlandiya'nın da AB'nin kapısını çaldıklarında muhalefet seslerinin duyulduğu kaydedildi.

AB'ye yeni üye olacak ülkelerin Avrupa'nın ekonomik dinamizmine dönmesine ve dünya sahnesinde layık olduğu ağırlığı almasına yardımcı olabileceği belirtilen makalede, aynı zamanda AB'nin, aday ülkeleri liberal reformlar yapmaya ve insan haklarına tam saygı göstermeye teşvik etmesinin de Avrupa'nın istikrar ve ekonomik büyüme alanını daha da genişletebileceği dile getirildi.

"Türkiye'nin, başka hiçbir ülkeye benzemeyen şekilde, Avrupa'nın, Uzak Doğu'dan Akdeniz'e kadar yayılan güvenlik, ticaret ve enerji ağlarındaki çıkarlarını ilerletme yeteneğine sahip olduğu gerçeğini hatırlamamız gerek" denilen makalede, Türkiye'nin geniş kapsamlı bir reform sürecinin ortasında olduğu vurgulandı. Türkiye'nin dünya sahnesinde etkili bir aktör olarak önemli bir "yumuşak güce" sahip olduğu, ekonomisinin bu yıl yüzde 5'den fazla oranda büyümesinin beklendiği vurgulanan makalede, Avrupa bölgesindeki ekonomik büyüme ortalamasının ise yüzde 1 olduğu hatırlatıldı. Yazıda, OECD'nin tahminine göre Türkiye'nin 2050 yılında Avrupa'nın en büyük ikinci ekonomisi olacağı da vurgulandı.

Avrupa'daki Türk girişimcilerin 40 milyar Avro değerinde işleri yönettikleri ve 500 bin kişiyi istihdam ettikleri ifade edilen yazıda, AB'de yeralan bir Türk ekonomisinin, ihracatçılar ve ithalatçılar için yeni fırsatlar yaratacağı, Avrupa'yı, Orta Asya'da ve Yakın Doğu'daki pazarlara ve enerji kaynaklarına bağlayacağı, bu açıdan Türkiye'nin AB üyeliğinin güvenlik ve ekonomik temelinin kuvvetli olduğu belirtildi.

Türkiye'nin de kendi üstüne düşeni yapması gerektiğini, AB'nin Türkiye'de insan hakları alanlarında ilerleme görmek istediğini belirten dört dışişleri bakanı, Türkiye'nin ekonomik reformlarının devam etmesi gerektiğini ve bu kapsamda Türkiye'yi cesaretlendirdiklerini ifade ettiler.

AB'nin yüksek demokrasi ve hukuk devleti standartlarının önemli, aynı zamanda da fazla zaman alan reform süreci gerektirdiğini dile getiren bakanlar, ancak iki taraf da sözlerini tutarsa başarı sağlanabileceğini, bu yüzden üyelik sürecinin bütünlüğünü ve güvenilirliğini korumak için AB üyesi ülkelerin yerleşmiş ilkelere bağlı kalmaları, AB Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi toplantısında da, AB'nin Birlik'in genişlemesine yönelik güçlü bağlılığını yeniden ifade etmesi gerektiğini vurguladılar.