Yeni tezkere, en kısa zamanda parlamentoya geliyor

Başbakan Erdoğan, New York'ta düzenlediği basın toplantısında Kıbrıs, Irak, İran, Azerbacan, Ermenistan, Ortadoğu ve demokratik açılım'la ilgili tüm sorulara yanıt verdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

NEW YORK - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İlk Bakanlar Kurulu Toplantısında tezkere konusunu görüşüp hemen Parlamento'ya sevk edeceğiz. Biz tekrar bir yıl daha uzatılmasından yanayız" dedi. Demokratik açılımla ilgili olarak, "Bu sadece Kürt kökenli vatandaşların sorunlarını kapsayan bir açılım değil. Başta terör sorunu olmak üzere... Şu anda Alevi çalıştayları yapıyoruz, aynı şekilde Ermenistan'la ilişkilerimiz bu konunu içinde, azınlıklarla ilgili konular bunun içinde. İşsizlik bunun içinde"' diye konuşan Başbakan İran'ın nükleer santralleriyle ilgili de yorumlarda bulundu.

Başbakan Erdoğan, ABD temaslarıyla ilgili olarak The Plaza Oteli'nde düzenlediği basın toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Erdoğan, "ABD Başkanı Obama ile yaptığınız görüşmede neler konuşuldu? Demokratik açılım gündeme geldi mi?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Aralık ayında gerçekleştireceğimiz görüşmenin gündemini şimdiden konuşursak o çok erken olur, doğru da olmaz.

Özellikle Sayın Obama ile yaptığımız görüşmede Ermenistan'la ilgili devam eden görüşmelerle ilgili kısa bir karşılıklı değerlendirmemiz oldu. Bölgesel konuları, başta Ortadoğu olmak üzere görüşme imkanımız oldu. Bunların içinde Irak, malum en önemli konu.

Bir diğer konu; bundan önceki hükümetle müşterek bir kararımız olmuştu. Terör örgütüne karşı bir kararımız olmuştu. Terör örgütüne karşı ortak düşman ilan etme olayı ve bu sürecin devamına yönelik görüşmelerimiz olmuştu. Aynı şekilde Ermenistan ile ilişkiler noktasında, azınlıklar da bunun içinde. Buna yönelik olarak bir fikir alışverişimiz de oldu. Bundan sonraki sürece yönelik olarak da ağırlıklı olarak Türkiye-ABD ilişkilerinde özellikle bulunduğumuz bölgede, Türkiye'nin üzerindeki yükün her zaman için çok daha ağır olduğu ortada. Bu konularda da özellikle Filistin-İsrail arasındaki sorunlarda Irak, Suriye arasındaki sıkıntılar da rol alabileceğimiz ortada. Bunları da kendilerine ifade ettik. Ağırlıklı olarak görüşme bu çerçevede gitti."

İran'la ilgili bir teklif yok

Başbakan Erdoğan, "İran'ın nükleer çalışmalarıyla ilgili bir arabuluculuk teklifi oldu mu?" sorusu üzerine şunları söyledi:

"Şu ana kadar bize herhangi bir teklif söz konusu değil. Ancak 1 Ekim'de Solana ile aynı şekilde İran'dan Celili, bir araya gelme durumları var. Bu konuyla ilgili yine Türkiye'nin girişimiyle bu bir araya geliş gerçekleşti. Şimdi bir araya gelecekler ve bu bir araya gelme konusunda atılan bir adım var. Bundan sonraki süreçte Türkiye'den herhangi bir şey talep edilirse bu konuyla ilgili biz her zaman hazırız diyoruz. Bunu söylüyoruz. Benim Ekim ayı içinde, sonuna doğru bir Tahran seyahatim söz konusu... Bu seyahatte de bölgenin sorunlarını müzakere edeceğimiz gibi bunları da görüşeceğiz.

Sayın Ahmedinejad'ın yaptığı açıklamalar bir nükleer silaha yönelik değil, barışçıl amaçlı zenginleştirmeye yönelik. Ve bunun da Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na bildirildiği yönünde açıklamaları var. Bunlar da bütün ortadayken, dünya bunu nasıl değerlendirir bilemem ama dediğiniz gibi, bakıyorum, uluslararası medya sürekli İran'ı bu konuda konuşuyor. Aslında çok daha farklı konuşulacak konular var diye de düşünüyorum. Çünkü konuşanlar, hepsi de kendilerinde nükleer silah olanlar.

Biz Ortadoğu'da  nükleer silaha tamamen karşıyız. İstemiyoruz böyle bir şeyi. Ortadoğu'da da nükleer silahı olan ülke var, örneğin İsrail. Bir fark var, İsrail UAEK'ya üye değil, İran üye... Kaldı ki Gazze'de fosfor bombaları kullanıldı. Bu ne? Kitle imha silahı. Bunun neticesinde 1400 kadın, çocuk orada öldü, 5000 yaralı. Bunlar hiç masaya gelmiyor. Bunlarla ilgili hazırlanmış raporlar varsa bunlar gündeme gelmiyor. Şahsen, sorumluluk mevkinde olan bir insan olarak rahatsız ediyor. Niçin bunlar masada yok, niçin bunlar konuşulmuyor? Yatıyoruz kalkıyoruz İran... Yani daha adil olmamız lazım. Dürüst davranmamız lazım. Eğer küresel barışı istiyorsak."

Tezkere ilk toplantıda geliyor

Erdoğan, hükümete sınır ötesi operasyon için yetki verilmesini öngören tezkere ile ilgili sorulan soruya da "ilk Bakanlar Kurulu Toplantısında tezkere konusunu görüşüp hemen Parlamento'ya sevk edeceğiz. Bu konuda gazetelerde çıkan olumsuz haberler kesinlikle yanlıştır. Biz tekrar bir yıl daha uzatılmasından yanayız. Bunuda bilmenizi istiyoruz" yanıtını verdi.

Kıbrıs görüşmeleri

Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda "Kıbrıs'ta ilerleme olmazsa ilkbahara doğru görüşmelerin kesilebileceği" ve "Kıbrıs'ta yeni bir yöne doğru gidiş olup olmayacağının" sorulması üzerine şöyle konuştu:

"Bu süreç kısa bir süreç değil, 50 yıldır devam eden bir süreç ve bu süreç içerisinde sürekli bir oyalama politikaları, artık bu ise bir ciddi noktada karar vermemiz gerekiyor. Son yılda özellikle başta KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat olmak üzere bizler de garantör bir ülke olarak dedik ki her türlü desteği vereceğiz, yeter ki bu yıl sonuna kadar bu işi artık bir yere bağlayalım."

Kıbrıs konusuyla ilgili olarak BM Güvenlik Konseyi'nin verdiği kararlar olduğunu hatırlatan Erdoğan, bu çerçevede Kıbrıs sorununun neticelendirilmesi gerektiğini belirtti.

Erdoğan, Güney Kıbrıs'ın özellikle de Avrupa Birliği üyesi olduktan sonra havasının değiştiğini ve çok daha farklı bir havada masada oturduğunu ve masada ona göre tavırlar takındığını belirterek, şunları söyledi:

"Bizim de Güvenlik Konseyi'nin almış olduğu karar çerçevesinde ortaya koyulan bir tablo var, bir şablon var, bu şablon çerçevesinde eşit statüde biliyorsunuz iki kurucu devlet anlayışını biz savunduk, savunuyoruz. BM Güvenlik Konseyi de bunu aynı şekilde ortaya koydu.  Annan Planında da adını koydular. Orada da Kıbrıs Türk Devleti, Kıbrıs Rum Devleti şeklinde iki kurucu devletten bahsediliyor. Orada konfederal yapı mı, federal yapı mı filan bunlar işin aslında sadece oyalama taktikleri. Eşit statüde eşit kurucu devlet dediğiniz zaman zaten bu işin nereye vardığı, varacağı belli. Burada şu anda öyle basit şeylerle oyalamalar yapılıyor ki örneğin yani Güney Kıbrıs hala Kuzey'in cumhurbaşkanını karşısında bir cumhurbaşkanı olarak görmeyecek kadar ileri gidebiliyor."

"New York'ta üçlü toplantıya yanaşmıyorlar"

Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

"(Hristofyas) Bunu bizzat şahsıma söylediği için ben burada açıyorum, bunu gizlemeye de gerek yok. Görüşmeler noktasında biz Sayın BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun'un gerekirse riyasetinde de bu üçlü toplantıyı New York'ta yapmalarını söyledik, tabii buna yanaşmak istemiyorlar. Bizimle görüşmek istiyor, bizimle görüşmek istediğinde de biz kendilerine açıkça şunu söylüyoruz. Bu görüşme dörtlü olur, bu görüşmede garantör ülkeler olarak Türkiye olur, Yunanistan olur, Sayın Talat ve bir de siz olursunuz. (Tabii Sayın Talat hangi sıfatla olacak?) diye soru yönelttiğinde de kendisine şu cevabı verdik: Siz hangi sıfatla oradaysanız Sayın Talat da o statüyle orada olur. Otururuz konuşuruz, o zaman kararımızı veririz, temenni ederiz ki anlaşırız ve bu işin artık bitmesi gerekir."

Irak'a ziyaret

Erdoğan, "Irak'a yapılacak ziyaretin tarihi ve içeriği ile tezkerenin bu salı günü yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısı gündemine gelip gelmeyeceğine" yönelik soruya ise şu yanıtı verdi:

"Irak seyahati ile ilgili, Ekim'in ortalarında 15'i civarı, onun üzerinde çalışılıyor. Karşı taraf ile görüşmek suretiyle mutabık kalınacak. Ekim'in ortalarında gideceğiz. Ve stratejik yüksek düzeyli toplantımızı orada gerçekleştirmiş olacağız. Burada icracı bakanlarımızla beraber orada olacağız. Karşılıklı olarak görüşmeler yapılacak.

İş adamlarımızı da götürmeyi planlıyoruz. Belki iki tür olacak. İş adamlarımızı burada beraberimize almazsak, daha sonra bir bakanımızın riyasetinde iş adamlarını Kuzey Irak'a göndermeyi planlıyorum. Öyle bir çalışmamız da var. Talabani ile bunları görüştük."

Türkiye-Ermenistan-Azerbaycan ilişkileri

Başbakan Erdoğan, Azeri bir gazetecinin "demokratik açılım konusunda muhalefet hükümete destek vermiyor. Bu proje ertelenebilir mi? Demokratik açılım projesinin Irak, İran ve Suriye gibi ülkelere nasıl bir etkisi olabilir? Ermenistan-Azerbaycan konusundaki değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine şunları kaydetti:

"Sayın Obama'dan isteğimiz Minsk Sürecinin hızlandırılması. Bu konuya onlar da çok önem verdiklerini, süreci hızlandırdıklarını, hızlandıracaklarını söylediler. Aynı konuyu Medvedev ile de görüştüm. Ona da söyledim. Eğer Minsk Üçlüsü bu süreci hızlandırırsa, inanıyorum ki bir an önce neticeye varılır. Çünkü Azerbaycan-Ermenistan arasında bir karara, bir neticeye varılırsa bu Türkiye'nin işini kolaylaştıracaktır. Ondan sonra biz de Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde çok daha rahat karar verebiliriz.

Bizim ön kabullerimiz, ön yargılarımız yok. Bizim cumhurbaşkanımız hiçbir ön koşulsuz, Ermenistan-Türkiye milli maçını gitti izledi. Dedi mi şunu yaparsanız gelirim diye? Hayır. Gitti izledi. Ama şimdi Sayın Sarkisyan, 'eğer kapı açılırsa ben maça gelirim' diyor. Böyle bir yaklaşım tarzı olur mu? Bu zaten bir şeyi ortaya koyuyor. Demek ki içeriye bazı mesajlar verme gayreti var. Biz Erivan-İstanbul arasında uçuş seferlerine müsaade ettik. Bu bizim iyi niyetimizdi. Aynı şekilde Van Gölü içinde Ermeni Ortadoks kilisesini onardık. Akdamar Adası'nda, bunu yaptık. Bizim önyargımız, ön kabulümüz yok. Bunlarla biz bazı olumlu mesajlar verelim istiyoruz. Bizim ülkemizde Ermeni vatandaşlarımızla sorunumuz yok. Kaçak Ermeniler var Türkiye'de. Biz onları göndermiyoruz. Bu anlayışları ortaya çok açık ve net ortaya koyuyoruz.

Ermenistan-Azerbaycan arasındaki görüşmelerde de 5 konuda mutabakat var. Sıkıntı olanları da aşılması zor konular değil. Bazı bölgeler ile konular var. Bunların da aşılabileceğine inanıyorum. Aşıldığı anda da Yukarı Karabağ sorunu çözülür diye düşünüyorum. Ama burada Minsk üçlüsü, biraz daha sıkı tutması lazım, hızlı tutması lazım, burada bir neticeye varılması gerekir. Yani biz bu işi yapmak istiyoruz' demesi lazım, yapmak istiyoruz derlerse bu iş çözülür."

Demokratik açılımın içeriği

Başbakan Erdoğan demokratik açılım konusuyla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:

"Demokratik açılımla ilgili konuda, muhalefet, adı üzerinde muhalefet görevini yapacak, şu anda yaptığı da o... Biz İçişleri Bakanımızı bu işin koordinasyonu ile görevlendirdik. İçişleri Bakanımız, yüzde 1'in üzerinde oy alan partilerden randevu talep etti. CHP bu yazıya cevap vermedi. MHP, bu yazıya olumsuz cevabını verdi. CHP ise sözlü olarak olumsuz cevap verdi.

Diğer olumlu cevap alınan partilere ziyaretler yapıldı, onların kanaatlerini aldı. Yazılı görsel medya ile görüşmeler oldu, akademisyenlerle görüşmeler yapıldı, sivil toplum örgütleri ile görüşmeler yapıldı. Bu sürecin muhatabı olarak milleti gördüğümüz için parlamentonun açılışı ile milletimizin vekillerine parlamentoda bunu götüreceğiz, çalışmalarımız tabii netleşmiş olacak ve bu çalışmaları orada parlamentoda açacağız, konuşacağız, anlatacağız. Bir genel görüşme mi olur daha farklı mı olur, bunları da orada gündeme getireceğiz. Ondan sonraki süreç, bu demokratik açılımla ilgili adımımızı tüm Türkiye'ye anlatmak olacak. Başta şahsım olarak, bakan, milletvekili, teşkilatımız dolaşıp anlatacağız, halkımızı bu konuda bilgilendireceğiz.

Bu demokratik açılım neyi gerektiriyor denildiği zaman, içinde bir çok başlıklar var. Bu sadece Kürt kökenli vatandaşların sorunlarını kapsayan bir açılım değil. Başta terör sorunu olmak üzere... Şu anda Alevi çalıştayları yapıyoruz, aynı şekilde Ermenistan'la ilişkilerimiz bu konunu içinde, azınlıklarla ilgili konular bunun içinde. İşsizlik bunun içinde. Birçok sorun alanlarını burada tespit ediyoruz ve bunların üzerinde çalışarak bunları minimize etmenin gayreti içinde olacağız. Bu şekilde de halkımıza bu süreci mal etmeye gayret edeceğiz. Şu anda yaptırdığımız kamuoyu yoklamalarında halkımızın ilgisi gayet iyi.

Sayın Esad biliyorsunuz, Ramazan ayının son günlerinde bizimle bir iftarı oldu. Orada gayet olumlu açıklamalar yaptı bu konuyla ilgili. Özellikle terör örgütüne yönelik açıklamaları çok çok iyiydi. 'Suriye kökenli teröristlerden gelen olursa bunları ülkemize de kabul ederiz' ifadesini kullandılar. Demokratik açılımı paylaştıklarını ifade ettiler. İran'ın yaklaşımı da farklı değil. Irak'ın yaklaşımı da Talabani ile burada görüştük, onlar da bu açılım sürecini olumlu bulduklarını kendileri ifade ettiler."

"Vizesiz gidip geleceğimiz birçok ülkeler var"

Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdoğan, Suriye ile sınır açılımı, vizelerin kaldırılması konusunda ne gibi beklentileri olduğunun ve kendisine ne tür tepkiler geldiğinin sorulması üzerine, "Valla biz bunu ilan ettiğimiz andan itibaren bayram oldu, bizim bütün telefonlarımız, adeta SMS'ler kilitlenir hale geldi. Aynı şey onlarda da oldu. Biz daha bayrama girmeden, bizim Hatay ilimiz, Gaziantep hareketlendi. İlk defa tabii bu yıl hiçbir şey sorulmadan rahat rahat girdiler, çıktılar filan. Bambaşka bir hava estirdi ve herhangi bir olumsuz şeyle bize şu ana kadar gelmedi. Tabii biz bunun daha da yayılması düşüncesindeyiz, bizim vizesiz gidip geleceğimiz birçok ülkeler var, rahatlıkla bunu kurabiliriz" diye konuştu.

"İran'a operasyon düzenlenmesine karşıyız"

Erdoğan, basın toplantısında bu sıralar ABD medyasında gündemde olan "İran'ın nükleer tesislerine saldırmak gibi bir konunun gündemde olup olmayacağına, "İran'a karşı böyle bir çılgınlığın" yapılıp yapılmayacağına yönelik bir soru üzerine şunları söyledi:

"Biz böyle bir şeyi bölgede temenni etmeyiz, yani bu çok çok yanlış bir şey olur, yani bundan bu çılgınlığa teşebbüs edenler salt olarak zarar görmez. Bakın Irak'la ilgili süreci yaşıyoruz, bunun bize ders olması lazım, yani şimdi sormak gerekir, kendi kendimize soralım yani Irak'ta neyi hallettik: Şu anda bir ülke bir medeniyet bana göre çöktü, milyonu aşkın insan öldü. Şimdi aslında bir Irak medeniyeti Irak'taki bu medeniyeti yeniden inşa etmek acaba bizim kaç yılımızı alır, veya yeniden inşa edebilir miyiz, veya oradaki medeniyet artık çöken medeniyetler arasında mı yer alır. Amerika'nın belki de finans krizinin içerisinde Irak'taki yaptığı harcamalar ona neden olmuş olabilir, tabii bilemiyoruz resmi rakam nedir, ne kadar para harcanmıştır? Amerika'nın da orada kayıpları var, ha nedir Saddam rejimi yıkılmıştır olan budur. Şimdi yeni bir demokratik düzenin kurulmasına yönelik çalışmalar yapılıyor, temennimiz odur ki toprak bütünlüğüne saygılı bir yapı orada meydana gelsin.

Ama daha bu bir yere oturmadan böyle bir şeyi çözemeyen Dünya şimdi İran üzerinde devamlı böyle bir şeyi  düşünüyor, tek bahanesi nükleer silah.  Tamam da bu nükleer silahın bulunduğu başka ülkeler var, niye bunlar konuşulmuyor, bunların da konuşulması lazım. Yani burada bir haksızlık var gibi geliyor bana, hepsi konuşulsun ve kimde varsa nükleer silah hepsi bu konuyla ilgili adımlarını atsın. Çünkü bir şeyin tesirinin olabilmesi için önce onu kendinizin yapmaması lazım, eğer kendiniz bunu yapıyorsanız bunun karşı tarafa tesiri olmaz, yapılan harcamalar da ne o nükleer silah yatırımını yapana bir şey kazandırıyor, ne de o korkuyu verdikleri topluma."

"En az 3 çocuk"

"Yapılan bir araştırmada Türkiye'nin nüfusunun 2050 yılında 98 milyon olacağı belirtiliyor" sözleri üzerine Erdoğan, şöyle devam etti:

"İnşallah, ne kadar olursa Türkiye ekonomisi o kadar güçlenir. Benim düşüncem ben 3 söyledim, en az üç diyorum. Nüfusunuz ne kadar fazla olursa o kadar güçlü olursunuz. Bunu unutmayın, şu anda dünyada dikkat edin, kimse Hindistan'ı gündeme getirmiyordu, Çin'i gündeme getirmiyordu. Bakın Çin, Hindistan şu anda nereye sıçradı ve şu anda dünya gündeminde belirleyici iki önemli ülke konumuna geldi. Aynı şekilde bir Japonya'nın durumuna bakın."

Başbakan Erdoğan bir gazetecinin IMF'deki Türkiye'nin hisselerinin yükseldiğini ifade etmesi üzerine "Daha kesinleşmedi, ama görünen o ki artacak, çerçeve bu" dedi.

Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ABD'deki temaslarını sürdüreceklerini de bildirdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'deki temaslarını tamamlamasının ardından, özel uçak "ANA" ile 21.20'de (TSİ 04.20) İstanbul'a hareket etti.

Başbakan Erdoğan'ı, John Fitzgerald Kennedy Havalimanı'ndan Türkiye'nin Washington Büyükleçisi Nabi Şensoy ve öteki ilgililer uğurladı.