Atanan değil seçilen gelmeli
Öğretim üyeleri, rektörlük seçimlerinde seçilenin değil atananın onaylandığı sistemden vazgeçilmesi gerektiğini belirterek, öğretim üyelerinin iradesini hiçe sayan rektör atamalarının siyasi olduğunu dile getirdi.
ANKARA – Öğretim üyeleri, rektörlük seçimlerinde seçilenin değil atananın onaylandığı sistemden vazgeçilmesi gerektiğini belirterek, öğretim üyelerinin iradesini hiçe sayan rektör atamalarının siyasi olduğunu dile getirdi.
AKADEMİ SAMSUN (Samsun Akademik Elemanlar Derneği), AİBÜÖED (Abant İzzet Baysal Üniversiteli Öğretim Elemanları Derneği), AÜÖÜD (Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği), BİLKOOP (Bilim ve Ütopya Kooperatifi), EGÖDER (Ege Öğretim Elemanları Derneği), GÜÖÜD (Gazi Üniversiteli Öğretim Üyeleri Derneği), OED (Orta Doğu Öğretim Elemanları Derneği) ve TÜMÖD (Tüm Öğretim Elemanları Derneği) üniversitelerde yaklaşan rektör seçimleri nedeniyle ortak basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, üniversitelerin siyasi iktidarın bir uzantısı konumuna getirilmek istendiği vurgulanarak, "En fazla oyu almaması durumunda rektör adaylığından çekileceğini ilan eden adaylara işaret edilmelidir. Atama ve yükseltmelerde tek ölçüt bilimsel liyakattır. Atama ve yükseltmelerde bilimsel liyakat dışında ölçütlerin kullanılması, gerici kadrolaşmanın önünü açmakta bilimsel saygınlığı zedelemektedir. Korkular ve süreklileşmiş nicelik baskısı altında bilim yapılamaz" denildi.
Görülmemiş bir baskı döneminde yaşıyoruz
Türkiye’nin görülmemiş bir baskı ve gericilik döneminden geçmekte olduğu, emperyalist bir kuşatma altında bağımsızlığını ve egemenliğini yitirdiği öne sürülen açıklamada, "Atatürk ve Cumhuriyet devrimlerinin bilim ve aydınlanma yolundaki büyük birikimiyle, üniversiteyi ve bilimi, savunma ve yüceltmeye; barış, aydınlanma, ülkenin ve halkın refah ve mutluluğu, kamusal yarar ve değerler için mücadele etmeye kararlı" oldukları kaydedildi. Üniversitenin temel unsurunun bilim olduğuna dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi: "Rektörlük ve yönetim kademelerine yapılan atamalarda, bilim yerine iktidar yandaşlığı ve kadrolaşma esas alınmaktadır. Üniversitelerini cemaat ve tarikatların elinden kurtarıp çağdaş bilim kurumları haline getirmeye çalışan rektörler, soruşturmaya uğrayıp tutuklanırken, üniversitelerde sivil polis karargâhları kurularak, bilim karşıtlığının güvenliği sağlanmaktadır. Bugün içinde öğrenci, öğretim üyesi, gazeteci, sanatçıların da olduğu binlerce kişi siyasi nedenlerle tutuklu bulunmaktadır. AKP rejiminin her türlü baskısına karşı tutuklu aydınlara, öğretim üyelerine ve öğrencilerimize sahip çıkan rektör adayları desteklenmelidir. Üniversitelerimizde aklın esaret altına alınmasına izin verilemez. Bilim ve eğitim kurumu olarak üniversite, öğrencisi, öğretim üyesi, idari personeli ve emekçileriyle bir bütündür. Üniversite çalışanlarının özlük hakları güvence altına alınmalıdır. Üniversiteler Türkiye’nin ABD emperyalizminin arkasından bir savaşa sürüklenmesine karşı koymalıdırlar. Türkiye Kürecik’teki radar üssü ve Suriye’ye karşı düzenlenen uluslararası komplonun içinde yer alarak büyük bir hızla savaş ortamına ve bir felakete sürüklenmektedir. Rektör adayları üniversitenin emperyalizm karşıtı konum alması için çabalayacaklarını ilan etmelidirler."
(ANKA)