“Özel eğitim kurumlarına akreditasyon geliyor”

Özel eğitim kurumlarının verdiği eğitim için akreditasyon sistemi getireceklerini kaydeden MYK Başkanı Ceylan, Mesleki Yeterlilik Belgesi olanların Avrupa’da çalışabileceklerini söyledi. Ceylan, 2018’de bu belge sahibi kişi sayısını 400 bine ulaştırmayı hedeflediklerini bildirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MEHMET KAYA - ANKARA SOHBETİ

Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK), meslek standartlarının belirlenmesi, sınav sisteminin oluşturulması ve yeterlilik çerçevesinin geliştirilmesine yönelik çalışmalarını derinleştiriyor. MYK Başkanı Adem Ceylan, 2018’de halen 261 bin olan Mesleki Yeterlilik Belgesi sahibi kişi sayısını 400 bine ulaştırma hedefinde olduğunu açıkladı. Ceylan ayrıca özel eğitim kurumları olarak adlandırılan kurs ve özel okulların eğitimlerinin akreditasyonu için de bir yönetmelik hazırladıklarını duyurdu. Ankara Sohbetlerine konuk olan Adem Ceylan, Türkiye’nin eğitim-istihdam uyumsuzluğunun görünür hale geldiği “beceri” sorunundan, MYK’nın süreci nasıl yöneteceğine dair Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak’ın sorularını yanıtladı.

- Eğitim-istihdam uyumsuzluğu bir sorun. İşverenler istedikleri elemanı bulamamaktan yakınıyor, gerçekten bu yönde çözüm üretmek çok mu zor?

Sanayicilerimiz tarafından, mesleki teknik eğitimin beceri kazandırmadığı yönünde sistemde sıkıntılar olduğu dile getiriliyor. MEB, eğitim müfredatını yeniden değerlendirecek bir mevzuat değişikliği yaptı. Biz MYK olarak, yeterlilik, ölçme ve değerlendirme için hamle yaptık. Standart ve yeterliliklere dayalı eğitim programları konusunda MEB, YÖK ve mesleki eğitim kurumlarıyla sıkı bir koordinasyona girdik. Kurum olarak paydaşlarınızla birlikte, çalışma hayatına nitelikli elaman kazandırmak için sistemi gözden geçiriyoruz” dediğinizde başarı geliyor. Önemli olan bu süreci paylaşmak. Kuruma geldikten sonra 81 ilin ticaret ve sanayi odalarında bilgilendirme toplantıları yaptık. Mesleki yeterlilik nedir, kazanımları nelerdir, teşvikleri nelerdir diye paylaştık.

Ülkemizde bazen tek, bazen çiftli hanelerde işsizlik varken, bir taraftan da önemli bir sayıda açık iş varsa burada bir sorun var demektir. Her yıl 1.2 milyon gencin istihdam çağına girdiği ülkemizde, hem bu gençlere iş aş bulacağız, hem hali hazırdaki işsizlere iş bulacağız.

- MYK ciddi bir uygulama safhasına girdi. Başta eğitim-istihdam uyumsuzluğu olmak üzere, çalışma hayatındaki konumunuzu nasıl tanımlıyorsunuz?

Biz çalışma hayatının tam ortasındaki bir kurumuz. 44 kişilik genel kurulumuzun 22’si kamu, 22’si sosyal taraf temsilcilerinden oluşuyor. AB başta, dünyanın gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de her mesleğin uluslararası standartları dikkate alınmak suretiyle standartlarını oluşturuyoruz. Bunu sivil toplum örgütleri, kamu kurum ve kuruluşları ile oluşturup Resmi Gazete’de yayımlıyoruz.

Elbette bu standartlarda bilgi beceri sahibi olunup-olunmadığının ölçülmesi sınavının yapılması gerekli. Bu sınavı yapacak merkezlerinin yetkilendirilmesi, sınavların kontrolü yapılıyor. Teorik ve performans olmak üzere 2 aşamalı akreditasyon kurallarına göre sınav yapılır. Sıhhatli ölçme-değerlendirme ile kişilerin mesleki ve becerileri ölçülür. Hangi mesleğin, hangi seviyede yetkinliğini belgelendirmek isterse sınava girer, başarırsa mesleki yeterlilik belgesi alır. Sınavlar kamera ile kaydediliyor. Ölçme değerlendirme kalitesi yerindedir. Kamera görüntülerinden yakalayıp, sınavı ve merkezin akreditasyonunu iptal ettiğimiz oldu. Sınav görüntülerini izleriz. Şu ana kadar 300 meslekte sınav ve belgelendirme yapmak üzere 106 kuruluşu yetkilendirdik. Bu merkezlerin yıllık belge verme kapasitesi 2 milyon kişi dolayında.

- Meslek standartları, oturup çeviri yaparak ortaya çıkmıyor. Sektörlerden aldığımız talepler çerçevesinde bünyemizdeki 26 sektör ünitesi, özel sektör, ilgili kuruluşlar katılımıyla çalıştaylarla taslaklar ortaya çıkıyor.

Biliyorsunuz, tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde, iş kazası olasılığı yüksek olan 161 meslek için Bakanlar Kurulu’nca, bakanlığımıza (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı) mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu oluşturma yetkisi verildi. İlk etapta 2 ayrı düzenleme ile toplam 81 meslek için belge zorunluluğu getirdik. Daha da artıracağız. Şu ana kadar 261 bin kişiyi belgelendirdik. 2018’de mesleki yeterlilik belge sahibini 400 binin üzerine çıkarmayı hedefl iyoruz. Hükümet belgeyi zorunlu kılınca hassasiyet gösterdi ve çalışana, işverene yük olmasın diye İşsizlik Sigortası Fonu’ndan eğitim ve sınav ücretlerini ödeme esası getirdi. Kişi uluslar arası geçerliliğe belgeye sahip olacak ama gider olmayacak. Yani 14 yıllık eğitime eşdeğer bir belgeye sahip olabilirsiniz. Mesela 5. seviye MYK belgesiyle bu ön lisans seviyesinde bir belgeye sahip olunabilir.

- Meslek yüksek okulu, ya da üniversite seviyesinde belge dediniz, bunu biraz açar mısınız?

Dünya şu yöne gidiyor: Alınan diplomaların- belgelerin kalite güvencesinin sağlanıp sağlanamadığı, belge sahibinin bilgi ve beceri sahipliği.. Bilgi becerinin ölçme ve değerlendirmesinin (sınav) yapılması, kalite güvencesinin sağlanması çok önemli. Mesela İngiltere’de “lise mezunu mühendis” var. Nasıl oluyor? Kendi yaptığı işte mesleki bilgiyi beceriyi sağlamış, 6. seviyede mesleki yeterlilik sınavına giriyor, bilgi-becerisini ortaya koyuyor, ilgili meslekti lisans seviyesinde bir belgeye kavuşmuş oluyor. Türkiye Yeterlilik Çerçevesi’nde (TYÇ) de bunu öngörüyoruz.

YÖK içinde “Kalite Kurulu” oluşturuldu

- Yüksek okul ve üniversite diplomalarının kalite güvencesi nasıl sağlanacak?

Doğal olarak diploma bir yeterlilik belgesidir. Diplomaların kalite güvencesi için, YÖK içinde “Kalite Kurulu” oluşturuldu. İlgili kurum ve kuruluşların da temsilcileri var. MYK’nın da bir temsilcisi var. Bilgi ve beceri kazandırmak için eğitim müfredatı, eğitim programlarını bir yönüyle akredite edecek bir Kurul oluşturuldu. Özellikle ülkemizde diplomaların da kalite güvencesi kurulması ve geliştirilmesi için hamleler yapılıyor.

Yönetmelik son aşamada

- Çok sayıda özel kurs, mesleki eğitim kursu veren kuruluş var, onların eğitimlerinin standartlara uygunluğu nasıl sağlanacak?

İŞKUR eğitimleri ile MEB ve YÖK eğitim müfredatları yasal olarak yayınlanmış meslek standartlara uygun olması gerekiyor. Bunun dışında ise Eğitim Kurumları ve Eğitim Programlarının Akreditasyonu Yönetmeliği (taslağını) son aşamaya getirdik. Bu yönetmelikle “özel eğitim kurumlarının” eğitim programlarının akreditasyonunu düzenleyeceğiz. Bu şu anlamı taşıyacak: Türkiye’de mesleki-teknik eğitim veren “özel eğitim kurumları” yani dershaneler, kurslar, özel okullar, önlisans eğitimi veren yüksek öğretim kurumlarının ve eğitim programlarının uluslararası akreditasyon kurallarına uygun şekilde akredite edilmesi ve mesleki bilgi ve beceri kazandıracak eğitim program ve müfredatı uygulanmasını temin edeceğiz. Elbette akredite zorunluluk olmayacak ama akredite olan da “kalite güvencesi sağlanmış, akredite bir eğitim kurumuyuz” diye farklılaşabilecek. Eğitim programı, o meslekle ilgili olarak yeterli eğitim programını içeriyor mu, eğitim kadrosu bu eğitimi vermeye uygun mu, mesleki beceri sağlayacak sektörle işbirliği yapmış mı, bu yükümlülükleri taşıyacak. Yönetmelik tamamlanmadı ama TÜRKAK akreditasyon kurumu. Her halükarda TÜRKAK ile işbirliği yaparak, akreditasyon ve yetkilendirme sürecini açıklığa kavuşturacağız.

Avrupa standartı

- Türkiye için de geçerli mi, yüksek okula gitmemiş birisi eşit seviye sınavı başarırsa mesela “ön lisans seviyesinde yeterlilik” belgesi alabiliyor mu?

Evet... Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi’ni (TYÇ) oluşturmak ve Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi’ne referans aldırmak bizim görevimiz. Yeterlilikler çerçevesi demek, ülkemizde kalite güvence kriterleri ortaya konulması, verilen diploma ve belgelerin tespit edilmesi, bunların içinde kalite güvencesi taşıyanların belirlenmesi ve buna uygun eğitim, belgelendirme ve diploma verme süreçlerinin takip edilmesidir. Bizim bünyemizde TYÇ kurulumuz var. Bu kurul, Türkiye’deki 3 tür diploma ve belgeyi değerlendirdi, yeterlilik çerçevesini oluşturdu. Bunlar;

1- Türkiye’de YÖK ve MEB (bağlı okullar) tarafından verilen diplomalar,
2- MEB tarafından 3308 sayılı Kanun’a göre verilen ustalık belgesi,
3- MYK gözetim ve denetiminde verilen Mesleki Yeterlilik Belgesi. Bunun dışındaki hiçbir belgede kalite güvencesi sağlanmış belge olarak tanımlanmıyor. Bu eğitim ve belgeler de AB ile uyumlu olarak seviyelere ayrıldı. 1. seviye temel öğrenme seviyesi, 2. seviye ilkokul, okuma yazma, 3.seviye ortaokul, 4. seviye lise düzeyi, 5. seviye ön lisans, 6. seviye lisans, 7. seviye yüksek lisans, 8. seviye doktora seviyesinde bilgi ve beceriye sahip olunduğu anlamını taşır. Geçtiğimiz yıl tamamlanan Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi Avrupa Konseyi’ne gönderildi. Bu yılın 2017’nin Mart ayı sonlarında benim başkanlığımda bir heyetle, Avrupa Konseyi’nde çetin müzakereden sonra Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi’ne referanslandırılmış oldu.

- Yani bu 3 alanda alınan belgeler Avrupa Birliği ülkelerinde geçerli mi oluyor?

Evet, Türkiye’de verilen bu 3 tür diploma ve belge başta AB olmak üzere diğer ülkelerde, geçerli, yeterli, tanınmış, kabul edilmiş belgeler oldu. Herhangi bir vatandaşımız oturma-çalışma izni aldığında ya da serbest dolaşım başlarsa “Ben makine bakım-onarımcısıyım” dediğinde, örneğin Belçika, Almanya’da bu 3 tür belgeyle becerisini ispat edebilir.

İşsizlik mi mesleksizlik mi?

5 yıldızlı otelin patronu anlatmıştı: “Yetişmiş eleman bulamıyoruz. Yetiştirmek için de eleman bulamıyoruz. Eğitimsiz çocuklarla çalışmak zorunda kalıyoruz. Hayatında masa örtüsü görmemiş adamı restoranda, bulaşık makinesi görmemiş adamı mutfakta, sauna görmemiş adamı SPA’da, pike görmemiş adamı oda temizliğinde çalıştırıyoruz. Bu nedenle müşteri memnuniyetini sağlayamıyoruz. Beş yıldızlı birçok otelin bu durumda olduğunu da görüyor, duyuyor, biliyoruz.” Benim mahalledeki berber dahi şikayetçi! Her traşta, kalifi ye eleman yokluğundan yakınıyor, “Doktordan, öğretmenden daha fazla kazanacak ama kimse çalışmak, meslek öğrenmek istemiyor.” deyip ekliyor, “ ‘Saç doktoru aranıyor!’ diye ilan vereceğim.” Her sektörde durum aynı. İnşaat makinelerinin kullanımı için dahi yurtdışından binlerce kişiyi, yüksek maaşlarla getiriyoruz. Adem Ceylan’ın anlattıkları ve başında olduğu kurumun hedefl eri, meslek edinmek isteyenler için fırsat anlamına geliyor. Bu fırsatı sağlamaktan daha önemlisi ise meslek edinmek isteyen gençlerimizin sayısını artırmamız gerekiyor.