Yarının gündemi gıdaya erişim

Dünyada açlıkla mücadele aktivisti Bob Geldof, mavi ekonominin kurucularından Gunter Pauli, yazar ve ekonomist Jeffrey Sachs'ın yanısıra dünyaca ünlü uzmanlar iki gün boyunca gıdaya odaklanarak, beslenme sistemimizdeki paradokslara çözüm arayacaklar.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Uluslararası Gıda ve Beslenme Forumu, 4-5 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilecek… Milano Hangar Bicocca'daki etkinlikte gıda konusunda sürdürülebilir kalkınma hedefleri, beslenme konusunda bugün ve gelecekte karşılaşılabilecek sorunlar ele alınacak.

Bu yıl 8'incisi gerçekleştirilecek toplantıda, beslenme, tarım konusunda dünyanın dört bir yanından gıda uzmanları, biliminsanları, fikir önderleri, aktivistler, şirket temsilcileri ile genç yetenekler bir araya gelecek. 

Müzisyen ve aktivist Bob Geldof ile ekonomist Jeffrey Sachs'ın yanı sıra Slow Food akımının babası olarak anılan Carlo Petrini ile Barilla Grup Yönetim Kurulu Başkanı Guido Barilla "gıda sistemini" ve iyi yemek yeme alışkanlıklarıyla dengeli bir beslenme düzeninin birlikte nasıl olabileceğini tartışacaklar.

Organizasyon kapsamında yiyeceklerin rolü, biyoçeşitliliği koruma ve sürdürülebilir kalkınma açısından gıda sistemi ile iyi yemek yeme alışkanlıkları ile dengeli beslenme düzeni de masaya yatırılacak…

2030 gündemi

Forum'da Birleşmiş Milletler'in 2030 gündeminde belirlenen 'Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine' ulaşmak için bilimsel verilerle en iyi uygulamaların paylaşılması, insanların ve gezegenin sağlığına saygı gösteren gıda modellerinin inşa edilmesi amaçlanıyor.

Gıda tüketimi, açlık, gıdaya erişim ve obezite ile ilgili paradoksa dikkat çekilecek bu yılki BCFN Forum ile ilgili olarak BCFN Başkan Yardımcısı Luca Virginio şöyle diyor:

"815 milyon insan ya da başka bir deyişle dünya nüfusunun yüzde 11'i açlıkla mücadele ediyor. 2015 yılında bu rakam 777 milyonken, 2016 yılında 38 milyon artış gösterdi. Fazla kilolu veya obez insan sayısı hâlâ yüksek olmakla birlikte, dünya genelinde üretilen yiyeceklerin üçte biri sofralara ulaşamadan atılıyor. Bu nedenle, BM'nin 2030 gündeminde belirtilen sürdürülebilirlik hedeflerini gerçekleştirmek istiyorsak, gıda modellerimizi yeniden düşünmemiz gerekiyor. Geleceğimiz üzerinde daha az ağırlığı olması için her gün tabağımıza koyduğumuz yemeklerle başlayarak somut tedbirler almalıyız. Zira yiyecek tercihlerimiz hem kendi sağlığımız hem de gezegenimiz için çok önemli."

İklim değişikliği

Dünyada açlık, iklim değişikliği ve göçlerin akışı arasındaki bağlantılara dair önemli veriler BCFN Forum'da açıklanacak. BCFN ve Lucio Caracciolo liderliğinde kurulan MacroGeo şirketinin gerçekleştirdiği araştırmaya göre gıdalardaki güvensizliğin her yüzdesel artışında göç, yüzde 1,9 artıyor. Bu veriden hareketle gıda ve gıda sistemlerine ilişkin kaynakları, göç akışlarını ve rotalarını analiz eden BCFN ve MacroGeo, Avrupa-Akdeniz bölgesinde göç ve gıda konusunda yaptıkları detaylı araştırmayı paylaşacak.

Gıda sürdürülebilirlik endeksi

The Economist Intelligence Unit (EIU) iş birliği ile gerçekleştirilen ve ilki geçtiğimiz yıl yayınlanan "Gıda Sürdürülebilirlik Endeksi"nin 2017 verileri açıklanacak. BCFN Vakfı ve Ekonomist Intelligence Unit (EIU), yiyeceklerin lezzetin ötesinde "gerçekten iyi" olduğu ülkeleri belirlemek amacıyla Gıda Sürdürülebilirlik Endeksinin yeni edisyonunu sunacaklar. Gıda Sürdürülebilirlik Endeksi, yiyecekler açısından dünyanın en sürdürülebilir ülkelerini küresel ölçekte belirliyor. Dünya nüfusunun üçte ikisini ve gayrisafi küresel hasılanın % 87'sini temsil eden 25 ülkedeki gıda ve beslenme sürdürülebilirliğini belirleyen 2016 endeksinin yeni edisyonu, İspanya, Fas, Yunanistan, Portekiz, Tunus, Lübnan, Ürdün, İsveç ve Macaristan olmak üzere 9 ülkeyi daha kapsayacak şekilde genişletildi. Gıda Sürdürülebilirlik Endeksi için kullanılan metodoloji çeşitli yeni göstergeler eklenerek daha rafine hale getirildi ve güçlendirildi.

Bir domates çöpe atıldığında…

Gıda sorunu, geçtiğimiz günlerde düzenlenen 17. Perakende Günleri'nin de gündemindeydi… Metro Toptancı Market Meyve Sebze Kategori Müdürü Birol Uluşan, ‘Bir Domates Çöpe Atıldığında‘ başlığıyla gerçekleştirdiği sunumda kaynakları doğru kullanmanın ve süreçleri iyileştirmenin nasıl büyük bir verimlilik kazancı sağladığını perakendecilerle paylaştı.

Kaybettiklerimizden ders alma…

Dünyada yılda toplam 4,5 milyar ton gıda üretimi yapıldığını, bunun 1,3 milyar tonunun kayıp ve atık olarak soframıza ulaşmadan israf edildiğini vurgulayan Birol Uluşan, "Dünya nüfusunun 814 milyonu bugün açlıkla mücadele ediyor. Yaklaşık 1,2 milyar insanın ise yoksulluk sınırında yaşadığını düşünecek olursak, bu israfın boyutu daha da belirginleşiyor. Zira bugün verimliliği yüzde 60 artıramazsak bu rakam iki katına çıkarak, yaklaşık 4 milyar insana ulaşacak.

Tüketen nüfus, üreten nüfustan çok daha fazla. Mevcut kaynaklar yılda 12 milyar insanı besleyebilecek durumda iken biz israf ederek aç kalıyoruz. 80 ülkede su yok. Tarım yapılabilecek alanlar ise daralıyor. Dünyaya sığmamaya başladık. Toprağı kaybediyoruz. Kayıp ve atıklarla dünyanın kaynaklarını heba ediyoruz! Tüm bu israfı önlediğimizde, aslında dünyanın çapını genişletmiş, hayatı geri kazanmış olacağız. Artık sıra, kaybettiklerimizden ders almaya geldi. Dünyamızı tüketmekte gösterdiğimiz mahareti, şimdi onu geri kazanmak için gösterme zamanı. Ve bunu ancak, insanoğlu başarabilir. Bu sorumluluk, hepimizin…" şeklinde konuştu.

Ortak çaba ve bilinç

Bu koşullarda dünya nüfusunun makul maliyetlerle beslenebilmesi için kayıp ve atıkların önlenebilmesinin hayati bir önem kazandığını vurgulayan Birol Uluşan sözlerine şöyle devam etti:

"Üretimimiz artsa bile önlem almazsak kayıplarımız daha da büyüyecek. Paramızın satın alamayacağı tüm değerlerin kaybı da artacak. Dolayısıyla üretimi artırmaya çalışmaktan önce gıda kayıplarının önlenmesi çok daha elzem ve mantıklı. İşte bu yüzden Metro Gıda Hareketi'ni başlattık. İlk defa bu kayıpların ölçülebilmesi için TÜBİTAK ile ortak bir çalışma yaptık. Araştırma sonucunda hasattan pazara kadar olan süreçlerdeki iyi koşullara oranla kötü koşulların ortaya çıkarttığı gıda kaybının 9 kata kadar çıkabildiği görüldü. Bu, ciddi bir kayıp."