Yemek ve Kültür'ün "Yaz" sayısı çıktı

Yemek ve Kültür dergisinin 52. "Yaz" sayısı yine faklı konu başlıklarıyla yayımlandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yemek ve Kültür dergisinin 52. yaz sayısı yine farklı konu başlıklarıyla yayımlandı. Derginin yazarlarnıdan Enis Batur'a göre her evin vazgeçilmez yaşam alanlarından mutfağın dili çetrefil bir corpus. Araştırılması, çözülmesi, ayrıntılı sözlüğünün/ansiklopedisinin oluşturulması ve nihayetinde Mutfak Filolojisi'ne doğru yol alınması gerekiyor.

Hilmi Yavuz ise gourmand'lar ile gourmet'leri karşılaştırırken her iki sözcüğün dilimizdeki kullanımlarına değiniyor ve onun için "anne yemeği" olan perde pilavdan yola çıkarak yaşlılık ile yemek âdabı arasındaki ilişkiye dair saptamalarda bulunuyor.

Sami Zubaida Orta Doğu'dan başlayıp Batı'nın birçok şehrinde yediği işkembe yemeklerinin lezzetine ilişkin kapsamlı bir sunum yaparken Özge Samancı Orta Çağ Arap mutfağından günümüze dek tiridin izini sürüp, farklı lezzetlerini "tattırıyor".

Dağdeviren'den tarifler

Selçuklular, Beylikler ve Osmanlılarda yemek usûlleri ve vakitlerine dair ayrıntılı bilgiyi; o devirdeki yemek takımlarını, ikramı, imaretleri A. Süheyl Ünver'in yazdıklarından öğreniyoruz. "Kizvan Çorbası", "Sütlü Çiriş", "Kinkor Mantarı Közlemesi" Musa Dağdeviren'in bu sayıdaki tarifleri arasında. Selim Çetiner, organik ürünlerin daha lezzetli ve sağlıklı olup olmadığına dair algıların bilimsel dayanağı bulunmadığını belirttiği yazısıyla yeni soruların oluşmasını amaçlıyor.

Sezai Ozan Zeybek tarımsal emeğin itibar/değer kaybının Türkiye popüler kültüründeki izdüşümlerini takip ettiği yazısında "komik" ya da "esprili" diye sunulanın ardındaki vahameti ortaya çıkararak gıda kriziyle bağlantılı olarak gittikçe kuraklaşan ülkemize yeniden "bakmamızı" istiyor.

Mönülerle İtalya seyahati

Maria Ar. Botsivali, çocukluk anılarında kalan "ala turka" kahve içimiyle, kahvenin muhteviyatına dair faydalı bilgiler sunarken Saro Dadyan Osmanlı heyetinin 1910 yılındaki bir İtalya seyahatini mönüler üzerinden aktarıyor.

Richard C. Delerins'in ses sanatlarıyla mutfak sanatı arasındaki ilişkiyi ele aldığı "Lezzet rapsodileri", Serkan Gedük'ün "Çin sanatının vazgeçilmez ekolü: Mavi-beyaz porselenler", Demet Elkâtip'in David Bernstein'ın "Merakı Mucip Nesne Hikâyeleri" adlı sergisiyle ilgili "Kendine gülebilmenin asil sırrı" başlıklı yazıları ve İlkay Kanık'ın yemeğin görsel kültürler içerisinde vadettiği tatlardan yola çıkarak kaleme aldığı "Yemek iletişimi" yazısı sanat ve yemek kültürünün birlikteliğine dair ipuçlar vermeyi amaçlıyor.

Kuruluşu 1830'a uzanan Beyaz Fırın'ın bugünkü temsilcilerinden Dimitri Stoyanof ile Pelin Özer'in yaptığı söyleşi, dört kuşaktır fırıncılık mesleğini sürdüren Stoyanof ailesinin anılarına ve bugününe dair uzun soluklu bir yolculuk özelliğini taşıyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir