'Enflasyonda baskı unsuru kalmadı'
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gedikli, enflasyonda baskı unsuru kalmadığını ve yılı yüzde 6-6.5 civarında tamamlayabileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, kur ve gıda kaynaklı yükselişlerin yaşandığı enflasyonda her iki faktörün de artık baskı unsuru olmaktan çıktığını, böylece enflasyonun yılı yüzde 6-6.5 civarında tamamlamasını beklediğini söyledi.
Reuters'ın sorularını yanıtlayan Gedikli, enflasyondaki düşüşe paralel faizlerin de aşağı gelmesini beklediğini belirterek, TCMB'nin 50'şer baz puanlık kameli faiz indirim sürecinin olumlu olduğunu, devam etmesini beklediğini kaydetti.
Küresel ekonomideki gidişatın Türkiye'ye iki önemli avantajı olduğunu belirten Gedikli, bu avantajları likidite bolluğu ile enerji ve hammadde fiyatlarının önümüzdeki dönemde de çok düşük seyredecek olması olarak gösterdi.
'Enflasyona baskı yapacak faktör kalmadı'
"Böyle bir küresel ortamdan bahsediyoruz. Böyle bir ortamda enflasyon gibi bir baskıdan söz etmek doğru değildir" diyen Gedikli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Enflasyon diye bir tehdit söz konusu olmaz. Aşağıya doğru gelecek bir rakam söz konusu olacak. Türkiye'de nereden kaynaklanıyordu enflasyon üzerindeki baskı? Kur artışları ve gıda... Kur artışları belli bir istikrara kavuştu. Bundan sonra enflasyona etki yapacak değil. Zaten çekirdek enflasyonun aşağı gelmesinden bunu anlayabiliyoruz ki, daha da aşağı gelecektir."
"Gıda ile alakalı, enflasyona önümüzdeki süreçte yeni bir baskı olacağını da düşünmüyorum" diyen Gedikli, "Bu şartlarda enflasyona baskı yapacak bir faktör kalmadı, enflasyon aşağıya doğru gider" dedi.
Merkez Bankası'nın (TCMB) yılsonu yüzde 7.5 tahmininin gerçekçi olup olmadığına ilişkin bir soruya ise Gedikli, "Ben enflasyonun daha aşağı gideceğini bekliyorum. Enflasyonun yüzde 6-6.5 civarında yılı tamamlayacağını öngörüyorum. Buna paralel olarak zaten faizlerde de aşağı doğru eğilimli bir süreç olacak" şeklinde konuştu.
'Merkez indirimlere devam etmeli'
Gedikli, TCMB'nin önümüzdeki hafta yapılacak toplantıda faiz indirimlerine devam etmesini beklediğini belirterek, "TCMB'nin (faiz indirimlerinde) başlattığı süreç olumlu görünüyor. Kademeli düşüşler daha olumlu" ifadesini kullandı.
TCMB'nin mevcut durumda yaklaşık 100 milyar dolar civarındaki brüt döviz rezervlerini zamanla artırabileceğini de dile getiren Gedikli, "TCMB'nin şu anda 100 milyar doları aşan döviz rezervi var şu anda ve bunları artırabilir. Rezervler 130-140 milyar dolara çıkabilir. Bunu şu an piyasaya girip rezerv artırsın anlamında söylemiyorum. Zamanlaması, şekli TCMB'ye ait olacak şekilde, genel olarak rezervlerin artması anlamında söylüyorum" dedi.
Tüketimin büyümeye etkisini yorumladı
Gedikli, ilk çeyrek verisinin ardından büyümenin yılın kalanında nasıl seyredeceğine ve OVP hedeflerinde bir revizyon ihtiyacı olup olmadığına ilişkin bir soruya ise, "2016 için OVP'de öngörülen yüzde 4.5 tahmininin aşağı revizesine gerek yok. (Bu oran) tutturulur, hatta aşılabilir de" dedi.
Türkiye ekonomisi güvenlik endişeleri, jeopolitik riskler ve küresel dalgalanmaların devam etmesine karşın sayıları 3 milyon civarına yaklaşan Suriyeliler ve başta asgari ücret artışı olmak üzere seçim vaatlerinin tetiklediği özel tüketimle 2016'nın ilk çeyreğinde tamamen iç tüketim kaynaklı yüzde 4.8 büyüdü.
Büyümenin tamamen iç tüketime dayalı olmasına ilişkin eleştirilere de yanıt veren Gedikli, "Avrupa tüketim olsun diye çırpınıyor. Bu süreçte tüketimle büyümede bir sorun yok, alan vardı. Ama bizim arzumuz buna ihracatın ve yatırımın da pozitif katkı yapması. Bunların da olacağını düşünüyoruz" dedi.
TÜİK verilerine göre, iç talep ilk çeyrekte gerçekleşen yüzde 4.8 seviyesindeki büyümeyi yaklaşık 6 puan yukarı çekerken, net ihracat ise 1.5 puan aşağı çekti. Stok değişiminin katkısı ise 0.4 puan yukarı yönlü oldu.