'MB'nin faiz kararı İnşallah bir rahatlamaya fayda sağlayacak'
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi AA Finans Masası'na konuk oldu.
İSTANBUL - Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Merkez Bankasının faiz koridorunu daraltmasının bir rahatlamaya fayda sağlayacağını belirterek, "Kredi maliyetlerinin düşmesini sağlayacak" dedi. Büyükekşi, Eximbank'ın bu seneki gerek sigorta gerekse nakdi erdiği kredilerin oranında yüzde 75'e yakın bir artış olduğunu da kaydetti.
Mehmet Büyükekşi, Anadolu Ajansı'nın (AA) İstanbul'da Finans Editörlüğü bünyesinde başlattığı AA Finans Masası'na konuk oldu.
Türkiye'nin en eski ve köklü kurumu olan Anadolu Ajansı'nın yaptığı yeni oluşumda bulunmanın büyük bir onur olduğunu söyleyen Büyükekşi, "Bu oluşumun bu şekilde yeniliğe imza atması bizim açımızdan, Türkiye'nin ihracatı açısından da son derece önemli. Gerek Arapça gerek diğer dillerdeki yayınlarla doğru okunabilmemiz ve mesaj verebilmemiz çok önemli. Siz de buna ayna oluyorsunuz" diye konuştu. Büyükekşi, ihracatta pazar çeşitlendirilmesine gidilmesinin önemini vurgulayarak, özellikle başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere birçok ülkeye yapılan gezilerde ticaret heyetlerinin düzenlendiğini anlattı.
"Özellikle Afrika, Güney Amerika, Uzak Doğu'daki ülkeler bizim için yeni pazarlar. 3-6 Ekim arasında Güney Afrika ve Mozambik var" diyen Büyükekşi, 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefi doğrultusunda ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.
Büyükekşi, "TİM olarak hem 500 milyar doların makro stratejisini gerçekleştirdik hem de 24 ihracatçı birliğimizin stratejisi var. Bu artık devlet stratejisi haline geldi" dedi.
"İhracata dayalı 'kredi garanti fonu' kurulmasını istiyoruz"
Büyükekşi, finansla ilgili de bir dizi toplantılar yaptıklarını belirterek, Bankalar Birliği, Eximbank ve TİM yönetim kurulu üyeleriyle bir toplantı gerçekleştirdiklerini hatırlattı. Ardından Katılım Bankaları Birliği ve son olarak da Faktoring Derneği ile benzer bir çalışma yaptıklarını anımsatan Büyükekşi, Merkez Bankasının reeskont kredisinin limitini 5 milyar dolara çıkardığını vurguladı.
Bu rakamı 10 milyar dolara artırmanın mümkün olduğunu dile getiren Büyükekşi, dün faiz koridorunun tavanının 1,5 puan aşağı çekilmesinin kredi maliyetlerinin aşağı düşmesi açısından
son derece önemli olduğuna dikkati çekti. Eximbank'ın bu yıl bütçesine koyduğu 2 milyar dolarlık ülke kredisinin çok önemli olduğuna işaret eden Büyükekşi, önümüzdeki yıl bu rakamın daha da artmasını istediklerinin altını çizdi.
Özellikle ihracatçıların Eximbank ile ilgili kredi kullanmada önüne çıkan en büyük engellerden bir tanesinin teminat sorunu olduğunu söyleyen Büyükekşi, şöyle konuştu:
"Merkez Bankası kredilerinde aval, diğer kredi konuların da ise teminat hep sıkıntı oluyor. Bununla ilgili sadece ihracata yönelik kredilerde teminat vermek üzere bir ihracata dayalı garanti fonu kurulmasını gündeme getiriyoruz. Bir diğer konu da, ihracatçılara kullandırılacak kredilerde 'pozitif ayrımcılık' diye yola çıktık. Burada 2 konuyu gündeme getiriyoruz. Bunlardan bir tanesi ihracatçılara kullandırılacak kredilerin karşılık oranlarının farklılaştırılmasını talep ediyoruz. Yani normal kredi ile ihracat kredisi arasındaki karşılık oranının farklı olmasını talep ediyoruz. İkincisi de ihracatçılara bankaların kullandırmış olduğu risk priminin daha düşük hesaplanmasını talep ediyoruz."
"Güney Kore'de böyle bir kredi garanti fonu var"
[PAGE]"Güney Kore'de böyle bir kredi garanti fonu var"
Büyükekşi, ihracat konusunda destek olmak, üretimi ve istihdamı planlarken mutlaka ihracatı da birlikte düşünmek gerektiği konusunda bir konsensüs olduğunu ifade ederek, burada finansmanın çok önemli olduğuna dikkati çekti. "Eximbank'ın bu seneki gerek sigorta, gerekse nakdi verdiği kredilerin oranında yüzde 75'e yakın bir artış oldu" diyen Büyükekşi, Eximbank ile faktoringcilerin özellikle ihracatın finansmanı için çalışmaya başladığını aktardı. Krediler için garanti fonu gibi bir düşünce olmadığını ama bunun kendilerinin talebi olduğunu kaydeden Büyükekşi, "Özellikle KOBİ'ler bu konuda sıkıntı içerisinde. Biz hem Eximbank'ın hem de bankaların ortak olabileceği, KOBİ'lere yönelik bir kredi garanti fonu kurulmasını talep ettik. Sadece ihracat yapan şirketlere yönelik, hem özel bankalara hem de Eximbank'a teminat konusunda garanti verilmesini talep ettik. Güney Kore'de böyle kurulmuş bir kredi garanti fonu var"
şeklinde konuştu. Büyükekşi, bu fona gerekirse TİM'in de belli bir ölçüde ortak olabileceğini anlattı.
"Amacımız şirketlerin halka açılmaları konusunda tanıtım yapmak"
Bankalarla yaptıkları çalışmanın bir benzerini SPK, İMKB ve aracı kuruluşların temsilcisi dernekler ile Takasbank'la birlikte yaptıklarını ve bir protokol imzaladıklarını anımsatan Büyükekşi, "Amacımız şirketlerin halka açılmaları konusunda tanıtım yapmak" dedi.
Bu yeni toplantılarla önemli adımlar atacaklarını belirten Büyükekşi, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Önümüzdeki dönemde de tanıtımları gerçekleştireceğiz. Finansmanın alternatifleri konusu, 2 gün önce sukuk konusu vardı ve önemliydi. 5 kat talep geldi. Eximbak da uzun vadeli bir tahvil ihracına çıktı. Ona da 7 kat talep geldi.
Garanti fonunun yanında işçilerin kıdem tazminatı ile ilgili bir konu daha gündeme getirdik. Bu da aslında tasarrufu farklı bir hale getirebilecek bir konu. Onu da destekliyoruz. Özellikle kıdem tazminatı fonunun kurulup, işçilerin geleceğinin garantisinin olması lazım."
"Merkez Bankası'nın son kararını geçen ay bekliyorduk"
[PAGE]"Merkez Bankası'nın son kararını geçen ay bekliyorduk"
Finansman maliyetleri açısından Türkiye'nin mutlaka ihracata farklı davranması gerektiğini savunan Büyükekşi, bu konuda Merkez Bankasının faiz koridorunu daraltmasının önemine dikkati çekti.
Büyükekşi, "Merkez Bankasının son kararını geçen ay bekliyorduk ama bir ay gecikti" dedi. Orta Vadeli Programdaki yüzde 4 büyüme hedefine de değinen Büyükekşi, "TİM olarak biz bunun üzerine çıkacağımızı düşünüyorduk, 4-5 arası bir yere. Son 2. çeyrekteki 2,9'luk büyüme ki piyasada hiç bir katkı yok, ihracatın önemli bir katkısı var. O yüzden bu atılan adım önemli, inşallah bir rahatlamaya fayda sağlayacak. Kredi maliyetlerinin düşmesini sağlayacak" yorumunu yaptı.
"İhracatın 7 milyar dolar civarında bir kısmı Eximbank tarafından sigortalı" Şu anda ihracatın 7 milyar dolar civarında bir kısmının Eximbank tarafından sigortalandığı bilgisini veren Büyükekşi, bunun dışında faktroing şirketlerinin de yaptığı çalışmalar olduğunu kaydetti.
Büyükekşi, bu seneki orta vadeli programa uyumlu ihracat hedeflerinin 148 milyar dolar olduğunu, bu rakamı 150 milyar doların üzerine çıkarmayı hedeflediklerini dile getirerek, "Şu anda 1 milyar dolar ihracat yapan 8 firma var. Bu firmaların sayısını artırma gibi çalışmalarımız var. Şu anda 55 bin ihracatçı firmamız var, bunu 70 binin üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. 2001 yılında sadece 4 ilimiz 1 milyar dolar ihracat yaparken, 2011 yılında 16 ilimiz 1 milyar doların üzerinde ihracat yapıyor. 2023 yılında da hedefimiz 29 ilin 1 milyar doların üzerinde ihracat yapması" şeklinde konuştu.
"Bilgi teknolojileri, nano teknoloji ve yenilenebilir enerjide ihracatçı olmak istiyoruz"
Milli Eğitim Bakanlığının Fatih Projesini hatırlatan Büyükekşi, "Bunun bizi ilgilendiren kısmı, bunun Türkiye'de mutlaka üretilmesi, böylelikle burada bir teknoloji oluşup ihraç edilmesi bizim açımızdan önemli. Nano teknoloji ve yenilenebilir enerji de bizim için yine son derece önemli sektörler. Bunların çoğu şu anda maalesef ithal ediliyor. Bunların Türkiye'de üretilip ihraç edilmesi hedeflerimizden bir tanesi" diye konuştu.
"Fatih Projesi ihracatın artmasına da katkı sağlayacak"
İhracat açısından çözülmesi gereken sorunlardan birinin bilgi teknolojileri olduğunu kaydeden Büyükekşi, "Türkiye'nin 2023 ihracat hedefi açısından ortaya çıkan en önemli konu, katma değeri yükseltebilmek. Katma değeri yükseltmek için de bizim çok önemli bir yetiştirilmiş insan kaynağına ihtiyacımız var. O yüzden de bu tablet projesi çok önemli. Çünkü burada eğitim kalitesinin artması gerekiyor. Eğitimin kalitesini arttırabilirsek o zaman bizim daha bir çok bilgiyle donatılmış bir insan kaynağımız olacak. Burada da Ar-Ge, inovasyon ve tasarımın gücü ortaya çıkıyor" ifadelerini kullandı.
Tasarım ve Ar-Ge'yle ilgili önemli çalışmalar yaptıklarını anlatan Büyükekşi, "Örneğin, 17 farklı dalda tasarım yarışması gerçekleştirdik. 7 farklı dalda Ar-Ge proje pazarı yarışmaları yaptık. Bunu daha sonra bir lansmanla duyuracağız. Önümüzdeki aralık ayında bunların hepsini bir çatı altında topluyoruz. Aralık ayında önemli bir etkinlik gerçekleştireceğiz. Geçen yıl yaptığımız Türkiye İnovasyon Konferansı'nı bu sene çok daha farklı bir konsepte yine gerçekleştireceğiz" bilgisini verdi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, 2011 yılı kayıtlarına göre ihracattan 4 milyar dolarlık fazla altın ithal edildiğini, bu ithalatın geçen yılki dış ticaret açığı ve cari açık rakamlarını olumsuz etkilediğini hatırlatarak, "Burada hiç kimse sesini çıkarmıyor. Şimdi ihracat yapılıyor. 'Niye yapıldı, niye İran'a oldu?' Nasıl ithalat yapıldıysa şimdi de ihracat yapılmış" dedi.
Büyükekşi, 2009 krizinde de benzer bir durum yaşadığını, o zaman da altın ihraç etmezken, birden bire İsviçre'ye altın ihraç etmeye başlandığını kaydetti.
Yıl sonu parite ve kur tahminine ilişkin soruya Büyükekşi, "TİM olarak 3 ayda bir yaptığımız ihracat eğilim anketine göre, ihracatçıların 1,85 dolar yıl sonu beklentisi var. 1,30 ile 1,35 arasında parite beklentimiz var. Burada 2,35 civarında da Avro beklentimiz var" yanıtını verdi.
"Bu yıl yüzde 4-5 arası büyüme bekliyoruz"
[PAGE]"Bu yıl yüzde 4-5 arası büyüme bekliyoruz"
Bu ankette büyümeyle ilgili yüksek beklentiler olduğunu dile getiren Büyükekşi, şunları kaydetti:
"6,2 gibi bir büyüme beklentisi vardı. Onun çok yüksek olduğunu düşünüyoruz. Bizim TİM olarak beklentimiz 4-5 arası bir rakam. Şu anda Türkiye'de özellikle hala bizim ihracatımızın büyük bir kısmı AB'ye olduğundan dolayı son günlerdeki gelişmeleri olumlu görüyoruz. Euro-dolar paritesinin 1,30'un üzerine çıkması bizim açımızdan olumlu. Çünkü baktığınızda ihracat kayıtları hem dünyada hem Türkiye'de dolarla tutuluyor. İlk 8 aydaki otomotiv ihracatında parite kaybından doğan rakam 1 milyar dolar. O yüzden de parite ne kadar yukarıya çıkarsa bizim açımızdan o kadar olumlu. Yani 1,35'lere çıksa daha memnun oluruz."
"Temmuz'da Almanya'ya ihracat yüzde 20 düştü"
Bu yılın ilk 6 ayında Almanya'ya ihracat düşüşünün yüzde 3 olduğunu ama, Temmuz ayında bu düşüşün yüzde 20'ye ulaştığını vurgulayan Büyükekşi, "Ağustos ayında da yüzde 17 düştü. Şimdi biz hiç Almanya'dan böyle bir şey beklemiyorduk. İlk 8 ay yüzde 7 Almanya'ya ihracatımız düşmüş oldu. Almanya bizi çok yanılttı" dedi.
Eylül ayından umutlu olduklarını dile getiren Büyükekşi, "Rakamlara bakıyoruz, daha iyi gidiyor şu anda. Avrupa da kötü gitmiyor. Avrupa'da da güzel gelişmeler var. İnşallah bundan sonra oradaki iyileşme bizim rakamlarımıza da olumlu yansır diye bir beklentimiz var. Bu gerçekleşirse önümüzdeki 2013 yılı da daha farklı olabilir diye düşünüyoruz" bilgisini verdi. "Altında ithalat normal görülüyor da ihracat niye normal görülmüyor" Altın fiyatlarındaki dalgalanmanın ihracatı ne yönde etkilediği ve İran ile Türkiye arasındaki altın ihracatına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Büyükekşi, şöyle konuştu:
"2009 krizinde de aslında benzer bir durum oldu. Kayıtlara bakarsanız rahatlıkla görebilirsiniz. O zaman da biz yine altın ihraç etmezken, birden bire İsviçre'ye altın ihraç etmeye başladık. Şimdi de İran'a altın ihraç ediyoruz. 2011 yılı kayıtlarında biz ihracatımızdan 4 milyar dolarlık fazla altın ithal etmişiz külçe altın olarak. 4 milyar dolar altını fazladan ithal etmişiz ve bizim geçen seneki hem dış ticaret açığımızda hem cari açığımızda bu bizi olumsuz etkilemiş. Şimdi bu yıl da tersi bir durum gerçekleşiyor. İlk 7 ayın rakamları var şu anda elimizde. Baktığımızda biz şu anda daha fazla altın ithal ediyoruz, daha fazla altın ihraç ediyoruz. Bunun nereye olduğu çok önemli değil. İran'a olabilir, bundan önce de İsviçre'ymiş 2009 yılında."
Bu konuyu Nasreddin Hoca'nın "Kazan" hikayesine benzeten Büyükekşi, "Şimdi 2011 senesinde 4 milyar dolarlık fazla ithalat yapılmış. Burada hiç kimse sesini çıkarmıyor. Şimdi ihracat yapılıyor. 'Niye yapıldı, niye İran'a oldu?' Bence burada hiçbir şey yok. Nasıl ithalat yapıldıysa, şimdi de ihracat yapılmış" dedi.
Büyükekşi, bu altın ihracatının TİM kayıtlarına yansımamasını ise, "Çünkü daha önceden çıkan bir tebliğ ile bu külçe altın, 'para yerine geçen' olarak sayıldığı için bizim kayıtlarımıza yansımıyor" şeklinde açıkladı.
Oryantal tütün üretimi
Oryantal tütün üretimine ilişkin soruyu ise Büyükekşi, şöyle yanıtladı:
"55 bin çiftçi, aile başına 250 bin kişiyi etkileyen bir durum. Bu Türkiye'nin değil, Dünya Sağlık Örgütü'nün vereceği bir karardır. Oryantal tütünün en kalitelisi Türkiye'de yetişiyor. Biz olaya ihracatımız açısından bakıyoruz. Yaklaşık 500 milyon dolar ihracat rakamını dün ifade ettik. Biz olaya sigara olarak bakmıyoruz. Eğer üretimle ilgili bir kısıtlama söz konusu olursa, bunu aynı üretimi yapan ülkeler başka yetiştiricilerden temin edecekler. Çin başta olmak üzere şu anda bu üretime başlamış durumdalar. Bir taraf kısıtlanıp bir tarafa yol verilmesi doğru hareket olmaz. Türkiye'de ve dünyada tütün üreticileriyle ilgili sıkıntı ortaya çıkma durumu var."
"Nükleer enerjiyi destekliyoruz"
[PAGE]"Nükleer enerjiyi destekliyoruz"
Dış ticaret açığının en önemli nedeninin enerji ithalatı olduğunu anlatan Büyükekşi, "Uzun vadede alınması gereken tedbirler var. Başta nükleer enerji olmak üzere, yenilenebilir enerji, rüzgar gibi, HES'ler gibi, güneş enerjisi gibi, bunların bir an evvel belli bir süreç içerisinde hayata geçmesi gerekiyor. Türkiye'nin cari açığını yönetebilmesi ve dışa bağımlılığını azaltabilmesi açısından biz nükleer enerjiyi destekliyoruz. Nükleer enerji yatırımının bir an önce hayata geçirilmesini talip ediyoruz" diye konuştu.
"İhracatın büyümeye net katkısındaki artış ivmesi devam edecek mi"
Büyükekşi, "İhracatın büyümeye net katkısındaki artış ivmesi devam edecek mi?" sorusu üzerine de, "Biz onu çok önemsiyoruz. Temmuz ve Ağustos ayında küçük de olsa ihracatımızda bir düşüş yaşandı. Ama Eylül ayından itibaren toparlayacağını, Ekim, Kasım ve Aralık ayında da devam edeceğini düşünüyoruz. Türkiye'nin büyümesine geçen yılın sonundan ve bu yıl itibariyle en önemli katkıyı ihracatın vereceğini düşünüyoruz" dedi. "İhracatçı VOB'da kur riskinden korunmak amacıyla 'hedge' işlemleri yeterince yapıyor mu" Büyükekşi, "İhracatçı VOB'da kur riskinden korunmak amacıyla 'hedge' işlemleri yeterince yapıyorlar mı?" sorusunu da şöyle cevapladı:
"VOB'la Halk Bankası ve Eximbank ile bu konuda protokol imzaladık. Şuan bunu anketle ölçüyoruz. Ben hep diyorum ki, ihracatçı firmalar reel yaptıkları işten para kazansın, spekülatif dövizdeki dalgalanmalarda ne para kaybetsin ne kazansın. Yaptığı ihracatın karı neyse ondan para kazanması lazım. Onun için biz 'hedge' ve 'future'la ilgili bir takım sözleşmeler yaptık, bir takım eğitim çalışmaları yaptık.
Eğer fiyat veriyorsa ihracatçı bugün, siparişi alıyorsa, dövizin gelmesini beklemeden siparişin ardından ya 'hedge' yada 'put' işlemini gerçekleştirebilir. Döviz ve lira olarak değil, bazı ana ham maddelerini dolar olarak alıyorsa, ihracatını Avro'ya göre yapıyorsa, dolar ve Euro 'swap' mutlaka yapması lazım. Böylelikle ne ilave bir kar ne ilave bir zarar kesinlike söz konusu olmaması lazım."