'Üretim atağı başlatmanın tam zamanı'
İş dünyası ilk çeyrek büyüme sonuçlarını olumlu karşıladı. İTO Başkanı Çağlar katma değerli bir üretim atağı başlatmanın tam zamanı olduğunu ve özel sektörle devletin el ele vermesi gerektiğini söyledi.
Beklentilerin üzerinde gerçekleşen yılın ilk çeyrek büyümesi, iş dünyasında da memnuniyetle karşılandı.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, Türkiye ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde beklentilerin üzerinde yüzde 4,8 büyümesine ilişkin yaptığı açıklamada, inovatif fikrin özel sektörde, altyapının ise devlette olacağı bir katma değerli üretim atağı başlatmanın tam zamanı olduğunu belirterek, reel sektöre devlet ve özel sektörün birlikte el vereceği yeni bir yön bulmak zorunda olunduğunu kaydetti.
İlk üç ayda gerçekleşen beklentilerin üzerindeki güçlü büyümenin cesaret verici olduğunu ifade eden Çağlar, şunları aktardı:
"Düşen faizler piyasaya yansıyınca oluşacak iyimser havayı, stratejik üretim yeteneğimizi artıracak reformlarla taçlandırabiliriz. Dünyada sadece Türkiye'de var diyebileceğimiz, ihracata yönelik marka ürünlere yatırım yapmamız lazım. Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci, stratejik yatırımlarda dev ölçekli yeni sanayi şirketleri oluşturmak için benzeri görülmemiş teşvikler verileceğini işaret etti. İş dünyası olarak bu çalışmayı heyecanla bekliyoruz. İstanbul Ticaret Odası olarak biz de yenilikçiliğin ve girişimciliğin geliştirilmesi için Bilgiyi Ticarileştirme ve Araştırma Vakfımızla marka ürünler geliştirme noktasında bu çalışmalara destek vereceğiz."
'Türkiye fabrika ayarlarına döndü'
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, geçen yılın başında büyümede oluşan karamsar tablonun, 2015’in son çeyreğinde dağıldığını anımsatarak, "Şimdi ise görüyoruz ki, son iki çeyrekte Türkiye daha güçlü bir büyüme dönemine girmiştir. Bugün (dün) gördüğümüz yüzde 4,8’lik büyüme Türkiye ekonomisinin dinamizmini ve potansiyelini koruduğunu bizlere gösteriyor. Yakalanan bu başarılı performansla birlikte diyebiliriz ki;Türkiye artık fabrika ayarlarına geri döndü." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin bütün Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden daha hızlı büyümesinin sevindirici olduğunu vurgulayan Büyükekşi, "İlk çeyrekte net ihracatın büyümeye 1,54 puan negatif katkı yaptığını görüyoruz. Bunun sebebi ise ithalattaki reel büyümenin ihracattaki reel büyümeden daha fazla gerçekleşmiş olmasıdır. İlk çeyrekte ihracatımızın reel olarak yüzde 2,4 büyüme göstermiş olmasına rağmen, ithalatımızın yüzde 7,5 büyüdüğünü görüyoruz. İthalattaki bu büyümenin temel sebebi ise, petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüşten kaynaklanmaktadır. Örneğin, ilk çeyrekte ham petrol ithalatı miktar bazında yüzde 7,4 artış gösterdi. Ancak fiyat düşüşlerinden kaynaklı bu etkinin, önümüzdeki dönemde azalarak ortadan kalkmasını bekliyoruz. İşte o zaman net ihracatımız büyümeyi istediğimiz seviyelerde destekleyecek." değerlendirmesinde bulundu.
Büyükekşi, ihracatçılar olarak net ihracatın büyümeye sürekli pozitif katkı vermesini istediklerini aktararak, bunun için de ihracatın reel olarak ithalattan daha fazla büyümesinin gerektiğini, ihracatçılar olarak ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını kaydetti.
'Gerçek anlamda sevindirici'
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Mustafa Koca, bütün beklentilerin iyimser olarak yüzde 4,5 seviyelerinde olduğunu, ancak daha da yüksek bir sonuçla gerçekleşmenin yüzde 4,8 olduğunu anlatarak, "Küresel anlamda bir türlü içinden çıkılamayan ekonomik girdap döneminde bu rakamın fevkalade iyi olduğunu kabul etmek gerekir. Terör belasının tüm hızıyla devam ettiği, bölgesel sıkıntıların alabildiğine sürdüğü, petrol sorununun ihracat pazarlarımızı sıkıntıya soktuğu böyle bir dönemde bu rakam gerçek anlamda sevindiricidir." değerlendirmesinde bulundu.
'Üretim ekonomisine geçiş için önemli başlangıç'
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye ekonomisinin, özellikle sanayi sektöründen aldığı güçlü desteğin katkısıyla 2016’nın ilk çeyreğini takdir edilecek bir büyüme oranı ile kapattığını belirterek sanayi sektörünün yüzde 4,8’lik büyümenin 3'te 1'ini yaratma başarısı gösterdiğini, sanayi sektörünün son iki yıldan bu yana büyümeye en yüksek katkıyı sağladığını bildirdi.
Bahçıvan, bunu üretim ekonomisine geçiş söylemine destek olacak çok önemli bir başlangıç olarak gördüklerini anlatarak, şunları kaydetti:
"Özellikle nitelikli üretim ve büyümeye destek verecek, cari dengeye sürdürülebilir katkı sağlayacak, kaliteli ve kalıcı bir büyüme modeline geçiş fırsatı doğmuştur. Cari açıktaki olumlu gelişmeler ile bu büyüme performansını birlikte değerlendirdiğimizde, temel makro göstergelerde ortaya çıkan bu pozitif resmin bizi rehavete sokmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu pozitif süreci fırsat olarak görüp, uzun vadeli yapısal reformlar hayata geçirilmelidir. Bu çerçevede daha çok iç talep ağırlıklı olan bu büyümeye, ihracatın ve kaliteli özel sektör yatırımlarının da güçlü bir destek vermesi gerekmektedir. Eğer ilk çeyrek büyümesine negatif bir katkısı olan dış talepte de bir iyileşme olursa sanayinin büyümeye katkısının çok daha yüksek olacağına inanıyoruz. Bu olumlu katkı, aynı zamanda özel sektörün gerilemekte olan yatırım harcamalarını da pozitife çevirecektir."
'Tam bir başarı hikayesi'
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Ömer Cihad Vardan, yurt içi ve yurt dışında yaşanılan bütün olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye’nin 2015’in son çeyreğinde olduğu gibi 2016’nın ilk çeyreğinde de tempolu büyümesine devam etmesini memnuniyetle karşıladıklarını aktararak, "Beklentilerin üzerinde yüzde 4,8 gibi yüksek bir oranda gerçekleşen ilk çeyrek büyümesi, iş dünyamıza ileriye dönük olarak ümit veriyor. Bu büyüme aynı zamanda geçen senenin aynı dönemine göre neredeyse 2 kat daha fazla. Ortaya çıkan sonuç, ateş çemberindeki coğrafyada tam bir başarı hikayesidir." yorumunu yaptı.
Vardan, kendilerinin de sorumlulukları dahilinde bulunan dış ticaret verilerinin ihracat yönünde daha yüksek seviyelerde olmasını sağlamaları gerektiğini belirterek, "Ayrıca sabit sermaye oluşumundaki gelişme de yeni yatırımlar konusunda ivmelenme ihtiyacını ortaya koyuyor. Bu da bize bilhassa yüksek katma değer üretimine ağırlık vermemiz ve daha fazla dışarılarda koşturmamız gerektiğini söylüyor. Aynı zamanda, hükümetimizin güçlü, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme anlayışı için açıkladığı yapısal reformların kararlılıkla uygulanmasına ve etkinliklerinin de artırılmasına gerek olduğunu düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
'Büyüme piyasanın bütün aktörleri açısından sevindirici bir gelişme'
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, büyümenin Orta Vadeli Program kapsamında belirlenen yüzde 4,5 oranındaki yıl sonu beklentisini güçlendirdiğini ifade ederek, şunları bildirdi:
"ABD, Çin ve Avro Bölgesinin başını çektiği küresel ekonomide gözlenen durgunluğun yanı sıra bölgemizde jeopolitik bağlamda artan gerilimlere rağmen, Türkiye ekonomisinde yakalanan bu trendi önemsiyoruz. Öncü makro ekonomik göstergeler önümüzdeki dönemde pozitif büyümenin süreceğine işaret ederken, iş aleminin temsilcileri olarak bizlerin de Türkiye ekonomisine olan inancımız sürmektedir. Sanayi üretiminin bu dönemde büyüme rakamlarına olumlu yansıdığını görüyoruz. Bu dönemde sanayinin GSYH içerisindeki payının artış kaydetmesi ve sektörün önceki yıla göre yüzde 5,9 büyümesi diğer sevindirici gelişmeler olmuştur.
Bununla birlikte 2015 yılı genelinde GSYH içindeki payı yüzde 9,1 olan tarım sektörünün 2016 yılının ilk çeyreği itibariyle yüzde 4,6’ya gerilemesi ise olumsuz bir tablo oluşturmuştur. Kamu yatırımlarındaki 1,2 puanlık artışa karşın özel sektör yatırımlarının yüzde 0,3 azalması erken gelen bir uyarı olarak değerlendirilmelidir. Hem kamu hem de özel sektörde inşaat yatırımlarının artış kaydetmesi memnuniyet verici. Ancak her iki sektörün de makine ve teçhizat yatırımlarının azalması üzerine dikkatle eğilmemiz gereken bir meseledir. 2015 yılı genelinde büyümenin itici gücü olan hane halkı tüketiminin yılın ilk çeyreğinde yüzde 6,9 artmasının yanı sıra devletin nihai tüketim harcamalarının yüzde 10,9 artış kaydetmesi, iç talepteki canlılığın sürdüğüne işaret etmektedir. Bu tablo bize iç talebin 2016 yılında büyümenin lokomotifi olacağını gösteriyor."
Olpak, yılın ilk 3 ayında ihracatın yüzde 6,2 azaldığını aktararak, "Böylece net dış talebin 2016 yılının ilk çeyreğinde büyümeye negatif etki ettiğini görüyoruz. İhracatın nisan ayında yüzde 10,2 azalarak yılın 2. çeyreğine de olumsuz bir giriş yaptığını göz önüne aldığımızda, dış talebin maalesef önümüzdeki dönemde de büyümeye etkisinin negatif olacağını öngörebiliriz. Gerek özel sektör yatırımları gerekse dış talepteki negatif sinyalleri dikkate almalıyız." değerlendirmesini yaptı.
Büyüme oranının piyasa beklentilerinin bir miktar üzerinde olduğunu anlatan Olpak, "Bunun piyasanın bütün aktörleri açısından sevindirici bir gelişme olduğunu söyleyebiliriz. Yine de yüzde 4,8’lik oranı yeterli görmemeli, Türkiye ekonomisinin kendi potansiyeline ulaşması ve hatta bu potansiyelini aşabilmesi için bütün gücümüzle çalışmamız gerektiğinin bilincinde olmalıyız." dedi.
'Büyüme potansiyelimizin altında'
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle de büyümenin beklentilerin üzerinde geldiğini ama potansiyelin de biraz altında olduğunu aktardı.
Büyümenin yaşanan tüm sosyal ve ekonomik olumsuzluklara rağmen yüzde 4,8 olarak gerçekleşmesinin ümit verici olduğunu ifade eden Gülle, "Ayrıca, sanayi üretim endeksinden ve diğer öncü göstergelerden ikinci çeyreğe yönelik gelen olumsuz sinyalleri düşündüğümüzde büyümenin beklentilerin üzerinde gerçekleşmesi daha da önemli hale gelmektedir." şeklinde açıklama yaptı.