100 milyar dolarlık ticarete güvenli rota aranıyor
Türkiye ve İran arasındaki ticaret yolu için güvenli bir yol aranıyor.
Türkiye’nin bölgesinde artan terör eylemleri, Türkiye ve İran arasındaki kara yolu taşımacılığının pamuk ipliğine bağlı olduğunu bir kez daha gündeme getirdi. Bu durum Türkiye’nin taşımacılık sektörü için güvenli bir hat olan Hazar Transit Koridoru’nun değerini gözler önüne seriyor.
İran plakalı bir kamyonun 11 Ağustos 2015 günü Türkiye topraklarında saldırıya uğraması sebebiyle İran ve Türkiye arasındaki en büyük kara geçiş kapısı olan Gürbulak- Bazargan Kapısının tek yönlü olarak kapatıldığı yönünde çıkan haberler aynı gün Ağrı Valiliği tarafından "Gürbulak-Bazargan Gümrük Kapısı'nın kapatılması söz konusu değildir" ifadesiyle yalanlandı.
Aslında benzer bir haber 4 Ağustos 2015’te de çıkmış ancak Ankara ve İran İçişleri Bakanları tarafından yalanlanmıştı. Türkiye’nin bölgesinde artan terör olayları taşımacılık sektöründe İran’a alternatif güvenli hat arayışını gündeme getiriyor.
Türkiye’nin taşımacılık sektörü için güvenli bir hat olan Hazar Transit Koridoru akla gelen ilk alternatif oluyor.
Hazar Transit Koridoru, Türkiye’yi Güney Kafkasya ve Hazar Bölgesi üzerinden Orta Asya ülkelerine bağlayan ulaştırma hattını temsil ediyor. Gürcistan ve Azerbaycan topraklarını boydan boya kat ederek, Hazar Denizi geçişleri ile Kazakistan ve Türkmenistan’a buradan da Çin’in Pasifik kıyılarına kadar ulaşacak olan hat Türkiye için çok modlu bir taşımacılık alternatifi sunuyor.
100 milyar dolarlık ticaret hedefi var
Yılda yaklaşık olarak 45 bin Türk plakalı TIR'ın İran üzerinden transit geçiş yaparak Orta Asya ülkelerine ulaştığı güney hattı, Türkiye’nin Orta Asya ülkeleri ile ticaretinde önemli bir güzergahı oluşturuyor. Türkiye’nin bölge ülkeleriyle 2014 yılı sonunda 8,8 milyar dolara ulaşan ihracat miktarı gelecek dönemler için büyük potansiyel barındırıyor. Ayrıca Çin’in 2020 yılına gelindiğinde Türkiye ile arasındaki ticaretin ise 24 milyar dolardan 100 milyar dolara çıkması öngörülüyor. Bu durum yaşanacak ticaret hacmi artışı mal hareketliliğinin artacağı ve bu malların taşınacağı güzergahların da bu hareketlilikten besleneceği anlamına geliyor. Ancak mevcut taşımaların büyük çoğunluğunun tek bir hattan yapılıyor olması Türkiye’nin ihracatında bir tehdit oluşturuyor. Hele de bölgede gerginliğin üst düzeye çıktığı şu günlerde. Nitekim geçtiğimiz ay bölgede seyreden TIR'ların teröristler tarafından yakılması hala hafızalarda.
İran ile taşımacılık anlamında ilk kriz değil
Öte yandan Türkiye İran ile taşımacılık anlamında daha önceki zamanlarda da krizler yaşadı. Nitekim 2014 yılının eylül-ekim aylarında İran ve Türkiye arasında tırmanan karayolu taşımacılığı krizi 2015 yılının başında tarafların anlaşmaya varmasıyla çözülmüş olsa da Türkiye’nin özellikle karayolu ekseninde Orta Asya ülkeleri ile gerçekleştirdiği taşımacılıkta alternatif hat arayışında olması gerektiğini ortaya koyuyor.
500 milyon dolarlık ihracat tehlike altında
Ayrıca Türkiye’nin taşımacılıkta güney hattında yaşadığı sorunlara her gün bir yenisi ekleniyor. Mısır’ın Türkiye ile olan taşımacılık anlaşmasını yenilememesi, Türkiye’nin bölge ile gerçekleştirdiği 500 milyon dolarlık ihracat kapasitesini sekteye uğratabilir. Karayolunun bypass edilip taşımaların Ro-Ro gemileri ile Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşmesi ise maliyetleri 3 katına çıkaracağından, ihracatçıları zora sokan bir durum ortaya çıkıyor.
Türkiye’nin Orta Asya ve Uzak Doğu ile gerçekleştirdiği ticarette aynı problemlerle karşılaşılmaması için Türkiye’nin bu bölge ile bağlantısını sağlayacak rotaların çeşitlendirilmesi gerekiyor. Kuzeyde Rusya ve güneyde İran üzerinden uzanan iki ana hatla kıyaslandığında, Uzak Doğu’yu Türkiye ve Avrupa pazarlarıyla en az maliyetle ve en kısa sürede birleştiren hat Hazara Transit Koridoru olarak ortaya çıkıyor.
Bu noktada, Hazar Strateji Enstitüsü, Hazar Transit Koridoru Programı Uzmanı Seray Özkan şöyle diyor: “Türkiye’nin Orta Asya ve Uzak Doğu ile gerçekleştirdiği ticarette aynı problemlerle karşılaşılmaması için Türkiye’nin bu bölge ile bağlantısını sağlayacak rotaların çeşitlendirilmesi gerekiyor. Hazar Transit Koridoru olarak bilinen hattın hayata geçirilmesi Türkiye’nin doğu ile ihracatında bir güvence sağlayacaktır. Hazar Denizi geçişlerini kolaylaştırmak adına paydaş ülkeler tarafından yapılan yatırımlar da bölge ülkelerinin Türkiye ile işbirliği isteğini gösteriyor.”
Azerbaycan’ın Uluslararası Alat Limanı, Kazakistan’ın Aktau Liman genişletme ve yeni Kuryk Limanı projeleri ve Türkmenistan’ın Türkmenbaşı Limanı’nda yaptığı yatırımlar Hazar Transit Koridoru’nun altyapısını geliştiren adımlar olarak dikkat çekiyor. Hal böyle olunca Türkiye’nin güneyinde her geçen gün artan gerilim Hazar Transit Koridoru’nu Türkiye’nin taşımacılık politikasında alternatiften çok öncelikli rota konumuna getirebilir.