(13:00)"Sorunun temelinde karşılıklı güven bunalımı yatıyor"
(13:00)"Sorunun temelinde karşılıklı güven bunalımı yatıyor"
İSTANBUL - Dışişleri Bakanı Ali Babacan, İran'ın nükleer programıyla ilgili süren görüşmelerde, bu sorunun temelinde karşılıklı derin güven bunalımı yattığını gördüklerini bildirdi. Babacan, "Güven bunalımını ortadan kaldırarak, tarafların zaman içinde birbirlerine olan itimadını tekrar tesis edecek bir sürece ihtiyaç olduğunu görüyoruz" dedi. Babacan, ABD'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, BM Güvenlik Konseyi ile ilgili bazı temaslarda bulunmak üzere New York'a gittiğini söyledi. Ekim ayının ilk yarısında 2009-2010 için boş olan Güvenlik Konseyi üyeliği için seçim yapılacağını ve bu seçimlerde aday olan Türkiye, Avusturya ve İzlanda'nın ikisinin seçileceğini belirten Babacan, kendilerinin de son birkaç yıldan beri bu seçim için hazırlandıklarını bildirdi. BM'ye üye 192 ülke bulunduğunu, bu ülkelerin pek çoğuyla temaslar sağladıklarını, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve kendisinin muhataplarıyla yoğun görüşmeler sürdürdüklerini anlatan Babacan, ayrıca pek çok ülkeye de özel temsilci göndererek Türkiye'nin BM'ye, dünya barışına ve istikrarına katkısını anlattıklarını kaydetti. Babacan, oylamanın ekim ayında New York'ta yapılacağını belirterek, New York ziyareti kapasımında oy kullanacak BM daimi temsilcilerine resepsiyon vereceğini, bunun dışında Latin Amerika, Karayibler, Arap ülkeleri, İKÖ ve Afrika grubunu ayrı ayrı ağırlayarak Türkiye'nin dış politikasını, bölgeye ve küresel anlamda ne tür katkılar sağladığını, özellikle güvenlik, barış, istikrar konusunda neler yaptığını anlatacaklarını bildirdi. Ziyaret kapsamında BM Genel Kurul Başkanı Srgjan Kerim ve BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile de görüşme yapacağını belirten Babacan, görüşmelerde BM'nin yakından ilgilendiği Kıbrıs ve İran konusunun da yer alacağını ve üç gün sürecek temaslarının ardından hafta sonu Türkiye'ye döneceğini bildirdi. "Karşılıklı güven eksikliği var" Açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Babacan, İran'ın nükleer programıyla ilgili Cenevre'de sürdürülen görüşmelerde ne tür sonuçlar alındığına ilişkin bir soru üzerine, Cenevre görüşmeleri sonrasında Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier ve 6'ların heyet başkanlığını yapan Javier Solana ile telefon görüşmesi yaparak, görüşmelere ilişkin izlenimlerini aldığını, dün akşam da görüşmelerin ardından İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri ve Baş Müzakereci Said Celili ile görüştüklerini kaydetti. Bu görüşmede ikili ilişkiler ve bölgesel konuları ele aldıklarını, ama asıl gündemin İran'ın nükleer programı olduğunu belirten Babacan, şunları kaydetti: "Bu sorunun temelinde karşılıklı derin güven bunalımı yatıyor. Karşılıklı güven eksikliği var. Güven bunalımını ortadan kaldırarak, tarafların zaman içinde birbirlerine olan itimadını tekrar tesis edecek bir sürece ihtiyaç olduğunu görüyoruz. 'Türkiye olarak ne yapıyoruz' derseniz, Türkiye bölgede tüm ülkelerle yakın diyaloğu olan, iyi ilişkileri olan bir ülke. Aynı zamanda da AB üyelik sürecinde, NATO üyesi ülke. Hem altı ülkeyle yakın diyaloğumuz, istişaremiz var, hem de İran ile yakın diyaloğumuz ve istişaremiz var. Temel dış politika amacımız bu. İran'ın nükleer programı konusuna da temel dış politika bakış açımız çerçevesinde yaklaşıyoruz." "3 Alman dağcı 1-2 gün içinde ülkelerine gönderilecek" Babacan, kaçırılan üç Alman dağcının serbest kalması ve Alman basınında çıkan bazı haberlerle ilgili bir soruyu yanıtlarken, üç Alman dağcının 1-2 gün içinde ülkelerine gönderileceğini söyledi. AB'nin PKK'yı resmen terör örgütü olarak kabul ettiğini ifade eden Babacan, ancak PKK terör örgütüne hangi sıfatla, hangi terminolojiyle yaklaşıldığı konusunda basın organlarının münferit tercihleri olduğunu belirtti. Babacan, bu süreç içinde Alman makamlarıyla yakın istişare içinde olduklarını, dışişleri bakanlıkları arasında yoğun temas trafiği bulunduğunu, kendisinin de meslektaşıyla 4-5 kez görüştüğünü bildirdi. Türkiye ve Almanya'nın ortak ve ciddi tutumuyla sorunun bu şekilde sonuçlandığını belirten Babacan, "Terörle mücadelede tavizsiz ve kararlılıkla hareket etmek temel esastır. Türk hükümeti ile Alman hükümeti, bu konunun bu şekilde çözümünde ortak ve güçlü bir tutum izlemişlerdir" dedi. Babacan, basın toplantısının ardından THY'nin tarifeli uçağıyla ABD'ye hareket etti.