(14:00)İş Bankası'ndan 'cari açık'a, Oyakbank'tan 'enflasyon'a vurgu
(14:00)İş Bankası'ndan 'cari açık'a, Oyakbank'tan 'enflasyon'a vurgu
ANKARA - Türkiye İş Bankası, cari açığın giderek daha fazla oranda borç yaratan kaynaklarla finanse edilmesinin endişe yaratırken, yüksek düzeydeki enerji fiyatlarının da cari açık üzerinde baskı yapmaya devam ettiğini bildirdi. Enflasyon baskısına işaret eden Oykbank ise, politika faizinin yüzde 17,25 seviyesine çıkarılmasının olumlu bir 2009 görünümünü destekleyeceğini aktardı. Türkiye iş Bankası İktisadi Araştırmalar Müdürlüğü tarafından hazırlanan, haziran ayına ilişkin "Dünya ve Türkiye Ekonomisinde Gelişmeler" ile Oyakbank Hazine Grubu Ekonomik Araştırmalar Bölümü tarafından hazırlanan bültenlerde, Türkiye ekonomisinde yaşanan son gelişmeler değerlendirildi. Türkiye İş Bankasının bültenine göre, yurtdışı ve yurtiçinde belirsizliklerin yoğunlaştığı bir ortamda, 2008 yılında yüzde 5,5'lik büyüme hedefine ulaşılmasının zor olduğunu düşünülüyor. Faiz dışı fazla hedefinin revize edilmesi, diğer gelişmekte olan ülkelerde de rastlanan bir uygulama. Ancak global piyasalardaki belirsizlik, Türkiye'de mali disiplinin sürdürülmesini daha da önemli hale getiriyor. Önümüzdeki dönemde, faiz oranlarındaki yükseliş paralelinde faiz harcamalarının, yaklaşan yerel seçimler nedeniyle de faiz dışı harcamaların artması bekleniyor. Bu çerçevede, mali disiplinden taviz verilmemesi gerekiyor. TCMB, Eylül 2007-Nisan 2008 döneminde kısa vadeli faiz oranlarını 200 baz puan indirdi. Faizlerdeki gerileme, bankacılık sektörü kredi hacmini de olumlu yönde etkiledi. Kredi hacmi 2007 yılının son çeyreğinde yıllık bazda yüzde 26,1, 2008 yılının ilk çeyreğinde ise yüzde 33,7 arttı. Ancak, Mayıs ayından itibaren faizlerdeki yükselme eğilimi ile iç talepteki yavaşlama önümüzdeki dönemde kredi hacmi artışının ivme kaybetmesine neden olabilecek. "Yeni Enflasyon Hedefleri: Kurtarıcı mı günahkar mı" Oyakbank Başekonomisti Sengül Dağdeviren tarafından kaleme alınan "Yeni Enflasyon Hedefleri: Kurtarıcı mı günahkar mı" başlıklı bültende ise enflasyonun dünyada sadece Türkiye'nin sorunu olmadığı bir gerçek olduğu belirtildi. Hedef revizyonunun da beklendiği ifade edilen bültene göre, ayrıca teorik olarak hedef revizyonu, faiz artırımı ihtiyacını göreli olarak azaltan bir gelişme. Ancak Merkez Bankasının yeni enflasyon hedeflerine dair asimetrik yaklaşımı ve enflasyon beklentilerindeki kötüleşmenin sürme potansiyeli, para politikasında Mayısta başlatılan sıkılaştırmanın devam etmesini zorunlu kılıyor. Hükümetin uygun bulduğu yeni enflasyon hedefleri, önümüzdeki günlerde onaylanması beklenen Orta Vadeli Mali Plana da baz oluşturacak. Dolayısıyla mali disipline dair güvenilir bir çıpa olmamasının para politikası üzerindeki baskıları artırdığı bir dönemde, maliye politikalarının enflasyonla mücadeleye belirgin bir desteği olmayacağı açık. Genel olarak 2009'un çift seçim yılı olması riskini de beraberinde getiren politik belirsizliklerin sürmesi, Türkiye'yi önümüzdeki dönemde de diğer ülkelerden ayırmaya devam edecek. Bültene göre Türkiye'nin; enflasyon baskısının daha ciddi olduğu, para politikasının büyümeyi teşvik ettiği, kapasite baskısının hissedildiği, hatta fiyat kontrolleri nedeniyle enflasyon verilerinin doğruluğunun tartışıldığı diğer bir çok yükselen piyasadan daha iyi bir yerde olduğu açık. Ama baz senaryoda da öngörüldüğü üzere, politika faizinin Eylül'e kadar yüzde 17,25'e çıkarılması daha olumlu bir 2009 görünümünü destekleyecek.