(15:00)"Derin devletini inşa etme aşamasında"

(15:00)"Derin devletini inşa etme aşamasında"

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AKP'nin kadrolaşma dönemini geride bırakarak, kendi derin devletini inşa etme aşamasına geldiğini öne sürerek, bu sürecin Türkiye'yi çok tehlikeli bir çatışma ortamına sürükleniğini belirtti. Baykal, CHP Parti Meclisi toplantısı öncesinde ülke gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Deniz Baykal, "Türkiye'nin hiçbir demokratik ülkede görülmeyen ve kolay rastlanmayacak büyük çatışmaların, kırılmaların, gerginliklerin sıradanlaştığı bir döneme girdiğini" görüşünü dile getirdi. AK Parti'nin "son seçimde aldığı oyla oluşturduğu iktidarın Türkiye'ye yarar getirmeyeceğinin şimdiden görüldüğünü" öne süren Baykal, "AKP'ye yarayacak mı yaramayacak mı onu da göreceğiz" dedi. "AKP, kadrolaşma dönemini geride bırakarak, kendi derin devletini inşa etme aşamasına gelmiştir" diyen Baykal, sözlerine şöyle devam etti: "AKP'nin bir süredir yaygın bir şekilde yürürlüğe koyduğu kadrolaşmanın meyvelerini toplama noktasına gelmeye başladığına tanık oluyoruz. Öyle anlaşılıyor ki AKP kendi derin devletini inşa etme çabası içindedir. Tabii, derin devletin kendine göre derin hukuku, anayasası bir ihtiyaç olarak ortaya çıkar. Yargı ihtiyacı kendisini gösterir. Şimdi önümüzdeki dönemde bu krizleri yaşamaya başlayacağız. Türkiye çok tehlikeli bir çatışma ortamına sürükleniyor. Rastlanmayacak türden uygulamaların Türkiye'de her gün ortaya çıktığına tanık oluyoruz. Bu süreç demokrasiye, hukuk devletine uygun bir süreç değildir. Ülkemizin her alanında, ekonomisinde, siyasetinde, hukukunda, sosyal yaşamında çok garip oluşumların hızla yaygınlaştığına tanık oluyoruz. Bu sürecin devam etmeyeceği çok açık. Bu süreci sürdürmenin bir doğal sınırı var. O sınırın ne zaman ortaya çıkacağına hep birlikte tanık olacağız. Bu böyle gitmez, böyle gitmemeli, böyle gidemez... Bunun böyle gitmesinin bedelini Cumhuriyetimiz ödüyor, Türkiye'nin ulusal bütünlüğü, hukuk devleti, demokrasi kültürü ödüyor. Türkiye bu kadar başıboş, bu kadar sorumsuz yönetiliyor olamaz." "Anayasa ile oynamak, yarar getirmez" "Siyasetin tam bir kargaşaya dönüştüğünü" iddia eden Baykal, şöyle devam etti: "Yüzde 46,5 oy, AKP'nin artık takiyeye ihtiyacı olmadığı gibi duygu içine girmesine neden oldu. Gerçek niyetlerini daha açık biçimde ortaya koymaya başlamıştır. Bu, Türkiye'yi çok ciddi şekilde karıştırmıştır. Bu karışıklık artarak devam edecek. Öyle anlaşılıyor. Türkiye'nin siyaseti, ülkenin hukuku, ülkenin yargı organları çok ciddi tehdit altındadır. Anayasa artık kenarından köşesinden, AKP'nin günlük ihtiyaçlarına göre kurcalanan, oynanan; saygınlığı, ağırlığı, kutsallığı ciddiyeti hızla ortadan kalkan sıradan bir belgeye dönüşmüştür. Bu, iyi gidiş değildir. Anayasa ile bu kadar oynamak, temel ilkelerle, Cumhuriyetin temelleriyle oynamak kimseye yarar getirmez. Yüzde 46,7 oyu AKP taşıyamamıştır. Çok para bazılarını şaşırtır. Çok oy da AKP'yi şaşırtmıştır. Gerçek kimliğini ortaya koymaya başlayınca, Türkiye çok ciddi tehdit altına girmeye başladı." Deniz Baykal, "kadrolaşmaların masum olmadığının anlaşıldığını, güvenlik güçleri ve istihbarat kuruluşlarının siyasetin ağır baskısı altında olduğunu" iddia etti. Türkiye'nin bu noktaya gelmemesi için uyarı görevlerini zamanında inanç ve içtenlikle yaptıklarını anlatan Deniz Baykal, "Ama geldiğimiz nokta, maalesef kaygılarımızın ne kadar haklı olduğunu çok açık biçimde ortaya koydu. Türkiye demokratik yaşamının en sıkıntılı, bunalımlı dönemlerine AKP'nin tek başına güçlü oy desteğiyle parlamentoda bulunduğu şu sırada geldi. Bundan büyük üzüntü duyuyorum" diye konuştu. "Bütün bunlar planlanmıştır" Baykal, bir gazetecinin, "Ergenekon soruşturması" kapsamında Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve yayın kurulu başkanı İlhan Selçuk'un da aralarında bulunduğu bazı kişilerin gözaltına alınmasına ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine, "yargı sürecine saygıları bulunduğunu" söyledi. Deniz Baykal, şunları kaydetti: "Elbette, Türkiye'de hukuku, demokratik düzeni tehdit eden ne varsa bunun ortaya çıkması lazım. Ama memleketin saygıdeğer düşünürlerini, yazarlarını, demokrasiye inanan insanlarını baskı altına almak için iktidar olanaklarının kullanılması hiçbir şekilde kabul edilemez. Kafamızda bu temel gerçekleri tutarak olayları dikkatle izliyoruz. Ama işlerin bu aşamaya gelmiş olması Türkiye'nin bundan sonra daha da ciddi sorunlarla kalacağının işaretidir. Öyle anlaşılıyor ki, bütün bunlar planlanmıştır, göze alınmıştır ve bütün bu süreç harekete geçirilmiştir." Anayasa değişikliği Baykal, AK Parti'nin kapatılması istemiyle açılan davanın ardından siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştırmaya yönelik Anayasa değişikliği çalışmalarına ilişkin bir soru üzerine, bu konudaki görüşlerinin çok net olduğunu belirterek, "Yargı sürecine siyasi bir müdahale yapılmasının kabul edilemez olduğu kanısındayız" dedi. "Planlanan müdahalelerin bu konuda bir suçluluk kabulünün sonucu olarak ortaya çıktığını görüyoruz" diyen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ortadaki iddia, Anayasamızın en temel ilkesi olarak laikliğe karşı siyasal çalışmaların yapılmış olduğu iddiasıdır. Öneri, bu iddianın yargı organlarının önüne götürülmesini siyasi bir mekanizma ile engellemeye yönelik bir öneridir. Bu konunun bir yargı kararına bağlanması engellenmek istenmektedir. Anayasa'nın laiklik ilkesini ihlal edenlerin, bu ihlalin yargı önüne götürülmesi konusunda karar sahibi haline dönüştürülmesi gülünçtür. Bunun anlamı, 'böyle bir denetime gerek yoktur, böyle bir denetim işlememelidir'. Bu anlayışı yansıtır bu uygulama. Çünkü laiklik ilkesini ihlal edenler, bu ihlal yargı organı tarafından denetlensin mi denetlenmesin mi diye karar sahibi olacaktır. Bu kabul edilebilir bir düzenleme değildir."