(17:00)The Carlyle Group, TVK Gemi'nin % 50'sini aldı

(17:00)The Carlyle Group, TVK Gemi'nin % 50'sini aldı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Uluslararası özel sermaye yatırım fonu The Carlyle Group, kimyasal tanker yapımı konusunda faaliyet gösteren TVK Gemi Yapım Sanayi A.Ş'nin yüzde 50 hissesini satın aldı. Rekabet Kurumu tarafından onaylanan bu yatırım, Carlyle'in Türkiye'deki ilk yatırımı olma özelliğini taşıyor. Ortaklığın duyurulduğu basın toplantısında konuşan Carlyle Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi (MENA) Genel Müdürü Walid Musallam, 20 yıl önce ABD'de kurulan Carlyle'in 83 milyar dolarlık varlığı bulunduğunu, 800 satın alma gerçekleştirdiğini söyledi. The Carlyle Group'un MENA bölgesinde Kahire, Dubai ve İstanbul'daki ofisleri vasıtasıyla faaliyette bulunduğunu ifade eden Musallam, "Carlyle Grubu 4. en önemli merkezinin burası olduğuna karar verdi ve bu bölgeye bir fon ayırdı. Türkiye'de yatırımımızı gerçekleştirdik" dedi. Türkiye'nin kendileri açısından heyecan verici olduğuna işaret eden Musallam, "Ekonomik büyüme oranları çok güçlü. Gelecek için tahminler çok iyi. Sağlam bir biçimde büyüyor ve Orta Doğu'da çok güçlü bir ülke haline geliyor" şeklinde konuştu. Carlyle'nin dünyanın her yanındaki yatırımlarla ilgilendiğini, yavaşlamanın olduğu ortamda bile ekonomilerin son derece iyi fırsatlar sunmaya devam ettiğini ifade eden Musallam, büyüme sağlamayan fırsatlara bakmadıklarını kaydetti. Soruları da yanıtlayan Musallam, Carlyle'in Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgeye ne kadar fon ayırdığının sorulması üzerine, "Türkiye'ye çok fazla yatırım yapacağız. Belli bir meblağ belirtemiyoruz. Küresel olarak 35 milyar dolarlık yatırım imkanına sahibiz" şeklinde konuştu. Bir gazetecinin Carlyle'in geçmişte Koç Grubu ile Telekom ihalesinde işbirliğine gittiğini anımsatarak, Türkiye'de büyük gruplar ile iş birliğine açık olup olmadıklarını sorması üzerine Musallam, "Biz telekom sektöründeki özelleştirme ihaleleri ile yakından ilgilendik. Gelecekte her türlü kurumlarla işbirliği yapmaya hazırız ama şu anda belli bir grupla işbirliğine gitme planımız yok. Gelecekte de özelleştirmelerle ilgileneceğiz" dedi. Musallam, "Carlyle bir hedge fonunu kapattı. Dünyadaki tutsat krizi sizi nasıl etkiledi" şeklindeki soruya karşılık şunları kaydetti: "Şu anda ABD ve Avrupa bölgesinde devam eden kriz diğer bölgelerde daha az etkiye sahip. Dünyanın geri kalan bölgesi, Orta Doğu ve Türkiye büyümeye devam ediyor. Bu durum bizim için fırsat oluşturuyor. Böylesi ortamda dünyanın gözü Orta Doğu gibi bölgelere kaymaya başladı. Türkiye de buna dahil." Musallam, Carlyle'in kapatılan hedge fonunun da tutsat hisse senedi satın alması ile ilgili olduğunu ve bu küçük fonun Carlyle üzerinde ciddi bir finansal etkisinin bulunmadığını belirtti. "Türkiye'deki tablo hala iyi" Türkiye'deki siyasi belirsizliğin yatırım kararlarını etkileyip etkilemediğine ilişkin soru üzerine Musallam, "Türkiye bir demokrasi ve bu da demokratik sürecin bir parçası. Her yatırımcı için o siyasi ortamı kavramak çok büyük bir önem taşıyor. Profesyonel ekibi işe aldık, hepsi Türk. Biz herhangi bir yerel aktör gibi hareket ettiğimiz düşünüyoruz. Bu ortama yatırım yapmada içimiz çok rahat. Türkiye'de olup bitenden yakından ilgileniyoruz" diye konuştu. Musallam, orta vadede beklentilerinde Türkiye'deki tablonun hala çok iyi olduğunu, Türkiye'nin Orta Doğu ve Afrika ile ekonomik ilişkilerinin arttığını, Orta Doğu'dan Türkiye'ye olan yatırımların da artacağını düşündüklerini söyledi. Walid Musallam, Türk işletmelerin sadece Avrupa'da değil Orta Doğu'da Afrika'da ve Asya'da da pazarlara sahip olabileceğini kaydetti. Dünyadaki yatırımcıların batı Avrupa'dan büyümekte olan ekonomilere, Orta Doğu ve Asya'ya doğru kaydığını, yatırımcıların dünyanın bu bölgelerine büyük ilgi gösterdiğini ifade eden Musallam, "Dünyadaki krizin temeli tutsat sektöründe başladı. Bu sektör dünyanın diğer kısımlarından o kadar güçlü değil. Küresel kriz dünyanın bu bölgelerinde etkiye sahip olacaksa da bu etki daha düşük olacak" şeklinde konuştu. "Amacımız dünya markası yaratmak" The Carlyle Group Türkiye Genel Müdürü Can Deldağ da, Türkiye tersaneciliğinin kimyasal tanker segmentinde dünya markası olma yolunda hızla ilerlediğini ifade ederek, "TVK, Türk tersaneciliğinin markalaşma mücadelesine çok önemli katkıda bulunacaktır. Amacımız TVK'yı en kısa sürede Türkiye'nin ve bu bölgenin en önemli tersanesi haline getirme ve bir dünya markası yaratmak" dedi. Türkiye'nin geleceği ve alt yapısı olan bir ülke konumunda bulunduğuna işaret eden Deldağ, Türkiye'de uzun dönemli kalmak ve Türk ekonomisine katkıda bulunacak yatırımlar yapmak istediklerini söyledi. Deldağ, "Amacımız Türk müteşebbisleri ve yatırımcıları ile ortaklıklar kurarak bölge ve dünyada söz sahibi olacak lider Türk şirketleri yaratmak" diye konuştu. Soruları da yanıtlayan Deldağ, denizcilik sektörünün tek öncelikleri olmayacağını, büyüme potansiyeli olan bir çok sektörde yatırım imkanlarını takip ettiklerini, sağlık, lojistik, ulaşım, gıda dışı perakende gibi, bazı üretim sektörleri gibi büyüyen sektörlerin öncelikli alanları olduğunu, dünyada markalaşma potansiyeli taşıyan Türk şirketlerine yatırım yapmayı amaçladıklarını belirtti. Finans sektörünün de yatırım yapmayı istedikleri sektörler arasında yer aldığını ancak şu anda üzerinde çalıştıkları bir banka bulunmadığını söyleyen Deldağ, önümüzdeki 18 ayda öncelikli sektörler dahil bir çok sektörde yatırımları tamamlamayı planladıklarını vurguladı. TVK kurucusu ve İcra Kurulu Başkanı Can Topsakal TVK kurucusu ve İcra Kurulu Başkanı Can Topsakal ise TVK'nın 2005 yılında Kocaeli Serbest Bölgesinde kurulduğunu anlattı. Tersane'de inşası süren ikinci kızağın da devreye girmesiyle tersanenin kapasitesini bu yıl sonuna kadar ikiye katlayacaklarını ifade eden Topsakal, şu anda kadar 2 gemi teslim ettiklerini, yıl sonuna kadar toplam 4 gemi teslim etmiş olacaklarını belirtti. Topsakal, "2009'da 6, 2010 yılında ise 10 gemi teslim etmeyi amaçlıyoruz" dedi. Tuzla tersanesinde yaşanan iş kazalarıyla ilgili basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Topsakal şunları kaydetti: "Konu çok üzücü. Sorun parasızlıktan dolayı yatırımların parça parça yapılması ve bunların iş kazasına yol açması. Biz o açıdan çok şanslıyız, tersanemizde kayda değer iş kazası olmamıştır. İlk günden beri her türlü önlemi alıyoruz. Tersanemizde her cumartesi iş güvenliği konusunda eğitim verilmektedir. Tersanelerde ortalama yüzde 70-75 taşeronlar çalışıyor. Bizim bu konuda ceza prim sistemimiz var. Üç güvenlik görevlimiz tersaneyi denetleyerek genel güvenlik kurallarına uymayanların fotoğraflarını çekiyor ve uyarıyor. Kurallara uymayanlara ceza kesiliyor ve her ay sonunda en az hata yapan taşeron firmaya o kesilen para cezası ödül olarak veriliyor."