”2010'da kampanyalarla atağa kalkacağız”

Yapı Kredi Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Banu Darcan, bu yılı yeniden yapılanma fırsatı olarak gördüklerini belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yakup SAYAR

 

İSTANBUL - Yapı Kredi Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Banu Darcan, 2009 yılını sektörün genelinde olduğu gibi küresel krizin etkisi altında olumsuz geçirdiklerini belirterek, krizi fırsat görerek yeniden yapılanmaya ağırlık verdiklerini, önümüzdeki yıl ise yenilikçi uygulamalar ve kampanyalarla atağa kalkacaklarını söyledi.

DÜNYA’ya açıklamalarda bulunan Banu Darcan, 2009 yılının finans sektörü ve reel sektör başta olmak üzere tüm sektörlerde, bir önceki yılın son çeyreğinde başlayan küresel ekonomik krizin etkisinde geçtiğini söyledi. Darcan, dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik krizin doğal olarak sigorta sektörünü de olumsuz etkilediğini belirterek, reel sektördeki sigortalanabilir ürün miktarının azalması, sanayi kuruluşlarının üretimlerini durdurması ve girişimlerini kapatmasının sigorta piyasasını doğrudan etkileyerek daralmasına neden olduğunun altını çizdi.

Üretim rakamları son aylarda iyileşiyor

Bu yıl ekonomik kriz nedeniyle sektörde artarak devam eden fiyat rekabetinin, sektör ve şirketler üzerinde olumsuz etkiler bırakacağı öngörüsü ışığında; şirket olarak mevcut müşteri portföylerini korumaya çalıştıklarını, müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmaya devam ettirdiklerini söyleyen Darcan, “Sıraladığım önlemler, bu dönemde ön plana çıkan önlemler oldu. İlk 8 ayda prim üretiminde büyüme gerçekleşmemiş olmasına rağmen, yılın ikinci yarısında şirketimiz üst yönetiminde ve organizasyon yapısında gerçekleşen değişiklikler ve yeni stratejiler doğrultusunda, üretim rakamlarında son aylarda gözlenen iyileşmelerin artarak devam edeceğini beklemekteyiz. Bu yıl prim üretiminde büyüme hedefleyemiyoruz. Daha çok önümüzdeki yıl ve sonrası için yatırımlar, yeni uygulamalar, kampanyalar ve projeler gerçekleştiriyoruz. Organizasyon yapımızdaki değişiklik dahil olmak üzere, yaptığımız çalışmaların sonuçlarını önümüzdeki yılbaşından itibaren görmeyi hedefliyoruz. Yeni ürün çalışmalarımız, mevcut ürünlerde yaratacağımız farklılıklarımız, satış kaynaklarına yönelik kampanyalarımız, tazminat kontrol ve maliyet düşürücü çalışmalarımız iş süreçlerimizdeki değişiklikler, hayata geçen veya yıl sonuna kadar başlayacak önemli projelerimizdendir” dedi.

GSS uygulamaları özel sağlık sigortalarına ilgiyi artıracak

Genel Sağlık Sigortası‘nın (GSS) hazırlık ve ortaya çıkış sürecinin, özel sağlık sigorta kavramının ve işleyişinin tamamen dışında gerçekleştiğine işaret eden Darcan,”Bu güne kadar olan gelişmelerin özel sigorta sektörüne bir katkısı olmamıştır. Tam aksi şekilde GSS kapsamının tam olarak bilinmemesi sisteme yeni sigorta katılımını azaltmıştır. Ancak bu durumun geçici olduğunu, önümüzdeki dönemlerde tekrar yeni katılımların artacağını tahmin ediyoruz. Üstelik özel sağlık kurumlarının hizmetiyle ilk defa tanışan kişilerin ileride özel sağlık sigortası için potansiyel müşteri olması da söz konusudur.”dedi.

2009 yılına kadar sağlık branşının Yapı Kredi Sigorta açısından kârlı bir branş olduğunu ve bu branşta, prim üretimindeki büyüklüklerinin yanı sıra sektörün en karlı şirketlerinden biri olduklarını söyleyen Darcan, “Diğer sektörlerle kıyaslandığında kâr marjlarımızın istenilen düzeylerde olmadığı açıktır. Ancak bu yıl sağlık branşında da çok zorlu bir yıl geçiriyoruz. Primleri, ekonomik koşullar ve fiyat rekabeti nedeniyle arttırmamız mümkün olmadı. Diğer taraftan sağlık giderlerinin artışı devam ediyor. Sağlık kurumlarının büyük kısmı fiyatlarını yılbaşında arttırdı. Protez, tıbbi malzemelerde fiyat artışı genellikle dövizdeki artışla paralel gerçekleşiyor. Tedavi yöntemlerindeki gelişmelerin de etkisini eklediğinizde, sağlık gideri artışının boyutunu tahmin edebilirsiniz. Sigortalı başına prim ödemesi ve toplam prim üretimi artmazken sağlık gideri ödemelerinde yüzde 20 ye varan artışlar söz konusu oldu”diye konuştu.

Kurumsal sağlık sigortalarındaki fiyat rekabeti bizi de çok olumsuz etkiledi

Sağlık branşında da son 10 yıldır artan fiyat rekabeti olduğuna işaret eden Banu Darcan, her sektörde, özelikle de içinde bulunulan dönemde, fiyat rekabetinin olmasının serbest piyasa koşullarının doğal sonucu olduğunu belirterek, “Ancak sektörde ve sağlık branşında söz konusu olan fiyat rekabetinin sektöre olan güvene zarar verici boyutlara ulaştığını düşünüyorum. Büyümek, en büyük şirketlerin arasında yer almak, sağlık branşının şirket üretimi içindeki payını arttırmak amaçlarıyla fiyatları zarar edecek düzeye düşürmek uzun vadeli yaklaşımlar olamaz ve sektöre zarar verir. Daha ziyade, sağlık branşında büyük portföyü olmayan şirketlerin aldıkları zarar riski düşük olduğundan düşük primlere tahammülleri daha kolay olabiliyor. Özellikle kurumsal sağlık sigortalarındaki fiyat rekabeti bizi de çok olumsuz etkiledi. Çalışanlarına sigorta yaptıran firmaların büyük çoğunluğu sigorta primleri için ayırdığı bütçelerde tasarruf etmeye odaklandı, sigorta teminatlarında daralma olmaksızın. Şirket olarak belli bir noktaya kadar bu taleplere yanıt verebildik” dedi.

Yapı Kredi Sigorta olarak lider oldukları sağlık branşında, her zaman uzun vadeli yaklaşımların, sektörün büyümesini desteklediğini vurgu yaptıklarını ifade eden Darcan, “Maalesef geçmiş yıllarda olduğundan daha fazla, doğru olmadığını düşündüğümüz fiyat rekabetiyle karşılaştık. İçinde bulunan ekonomik zorluklar nedeniyle belki kar hedeflemeden, ama büyük zarar oranları oluşturmayacak fiyatlandırma ile kurumsal müşterilerimize teklif vermeye çalıştık. Kurumsal sağlık sigortalarında, grup 200 kişiden büyük ise bir yıl sonraki sağlık giderini ve dolayısıyla primi büyük yakınlıkla hesaplamak mümkündür. İstatiksel olarak mümkün büyük bir harcamanın gerçekleşmeyeceğini umarak yapılan bir hesaplamadır.

Bu koşullar altında bir başka şirket çıkıp sizden %30, %40 daha ucuz fiyat verdiğinde sigorta yaptıracak firma size ve sektöre şüpheyle yaklaşacaktır. Ancak göze alınan yüksek zararın bir sonraki sene firmaya tutarlı olmayan bir yaklaşımla yüzde 50’nin üzerinde prim artışı demek olduğu, sektöre zarar vereceği çok açık değil midir?” diye konuştu.

Uzun süre koordineli çalışacağımız firmaları portföyümüze katmayı planlıyoruz

2008 yılı sonu itibarıyla toplam sağlık sigortası prim üretimlerinin içerisinde kurumsal sağlık sigortasının payının yüzde 44 olduğunu ve 2009 sonunda ise bu oranın birkaç puan daha düşeceği tahmininde bulunan Darcan, “Sonraki yıllarda fiyat rekabetinin aynı şekilde devam etmesi söz konusu olursa şirketimiz için bu oranın düşmesi kaçınılmaz olacaktır. Uzun süre koordineli çalışacağımız, maliyet kontrolüne özen gösteren özetle İK politikalarında kurumsal sağlık sigortalarının önemli bir yeri olduğu firmaları portföyümüzde tutmak ve portföyümüze katmayı istiyoruz. Bireysel sağlık sigortalarında ise mevcut hedef kitlemiz dışında daha geniş kitlelere, daha uygun primli poliçelerle ulaşmayı hedefliyoruz.”dedi.

Özel sağlık kurumları ile özel sigorta şirketlerinin aynı yıllarda gelişmeye başladıkları ve paralel büyüdükleri unutulmaması gerektiğine vurgu yapan Darcan, “Dolayısıyla sektörlerden birinin küçülmesi, zarar etmesi diğerini de etkileyecektir. Sigorta şirketleri sağlık giderlerini ve primlerini kontrol altında tutamaz ise büyüyemez ve daha geniş kitlelere hizmet veremez. Özel sağlık kurumlarının bu konudaki desteği, sigorta şirketini bir partner olarak değerlendirmesi çok önemlidir”diye konuştu.

Kurumsal ve bireysel tüketicilere mesaj

Bireysel sigortalılar için sisteme genç yaşta girilmesinin ve uzun süre devam edilmesinin yenileme garantisi, ekstra indirimler gibi avantajları bulunduğuna işaret eden Banu Darcan, “Önemli ve büyük riskler, ameliyatlar ve uzun süre hastane yatışı gerektiren durumlardır. Sadece ameliyatları ve hastanede yatarak tedavileri kapsayan poliçelerin primleri çok yüksek değildir.

30 yaşındaki bir erkek yılda yaklaşık 450-500 TL prim ödeyerek böyle bir poliçeyi satın alabilir. Prim ve teminatlar dışında mutlaka yenileme ve yenileme garantisi şartlarına dikkat edilmelidir. Ancak bilinmelidir ki özel sağlık sigortaları genelde sigortalılık sonrası ortaya çıkan riskleri teminat altına almaktadır, poliçelerin ilk yılında veya ilk dokuz ayında uzun sürede oluşma ihtimali olan ameliyat ve hastane yatışları teminat dışında tutulmaktadır. Tüm bu koşullar, poliçe özel şartlarında ve bilgilendirme formunda yazılıdır, gerek satış sırasında gerekse satış sonrasında bilgi sahibi olunması sigortalılık döneminde karşılaşılacak durumlar açısından önemlidir. Kurumsal Sağlık Sigortası kapsamındaki sigortalılar için de benzeri durumlar söz konusudur. Burada sigortalının harcamalarını kontrol altında tutmak biraz daha zordur.

Çünkü doğrudan sigortalıya yansıyan hasarsızlık indirimi mevcut değildir. Ancak işverenin bütçesi dahilinde her yıl aynı haklardan yararlanabilmek için çalışanların bu bilinçte olması gereklidir” dedi.

Satış süreci önemli bir tecrübe oldu

Yapı Kredi Sigorta’nın satış sürecinin çalışanlar açısından çok önemli bir tecrübe olduğunu belirten Banu Darcan, “Uluslararası sigorta şirketleriyle bir anlamda kendi portföyümüzü, risklerimizi değerlendirme fırsatı da bulduk.

Diğer taraftan çok yoğun bir süreç, tüm yöneticiler uzun süre bu konuya ciddi emek harcadı. Bu dönemde satış kaynaklarımızın, personelimizin desteği çok önemliydi. Bu destek sayesinde satış süreci boyunca iş kayıplarımız çok az oldu. Acentelerimizin yarısından fazlası sadece Yapı Kredi Sigorta ile çalışıyor. Satış döneminde acentelerimizin çok desteğini gördük.”diye konuştu. 2010 yılı itibariyle krizin etkilerinin yavaş yavaş geçmesini ve sektördeki yabancı sermaye ilgisinin yeniden canlanması beklediklerini ifade eden Darcan, “Şirketimizin satış süreci stratejik seviyede olup buradaki karar hissedarlarımıza aittir ve konu YKS’nin hissedarları tarafından değerlendirilip, karar verilebilecektir” dedi.

Nazar Boncuğu Sağlık Sigortası’

Yeni ürün çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Banu Darcan, “Ekim ayında yeni bir ürünümüzün satışına başlıyoruz. Adı, ‘Nazar Boncuğu Sağlık Sigortası‘. Daha geniş, genç kesimlere ulaşmayı hedeflediğimiz, satışı kolay bir ürün. 40 yaş ve altında iseniz, altı ay boyunca ayda sadece 40 TL ödeyerek, yıllık 40.000 TL limitle yatarak tedavi giderlerini (ameliyat /hastane yatışları) yüzde 10 sigortalı katılımıyla güvence altına alabiliyoruz. Bu ürünü özel sağlık sigortalarına ilk adım ürünü olarak düşünebilirsiniz ya da Genel Sağlık Sigortası‘nın desteği olarak en uygun primli özel sağlık sigortasına sahip olma hakkı elde edilebilecek.”

Sel konusunda riskli ülkeler arasına girdik

Son yaşanan sel felaketinin sigorta şirketlerinin kar ve zararlarını etkileyecek bir boyutta olmadığını belirten Banu Darcan, bu durumun 2010 yılı reasürans görüşmelerini etkileyebileceğini ve daha pahalı reasürans anlaşmaları yapılmasına neden olacağını söyledi. Türkiye’nin bu felaketlerden sonra sel konusunda da riskli ülkeler konumuna girdiğini ve bunun da fiyatlara mutlaka yansıyacağını ifade eden Darcan, “Şirketimiz hemen seferberlik ilan ettik ve olay sonrasında konu ile ilgili genel müdür yardımız olay yerine giderek sigortalılarımızı tek tek ziyaret etti ve bir ihtiyaçlarının olup olmadığı soruldu. Bütün ödemelerimizi hızla yaptık.Yapı Kredi Sigorta olarak kötü gün dostu olduğumuzu gösterdik. Daha önce de yapıyorduk bundan sonra risk analizlerine ağırlık vereceğiz. Sigortalılarımıza öneriler getiriyoruz ve böylece daha uygun primlerle sigorta yaptırmış oluyorlar” dedi.