AKP, hakkındaki yargı sürecini durduracak anayasa değişikliğine hazırlanırken
AKP, hakkındaki yargı sürecini durduracak anayasa değişikliğine hazırlanırken
DÜNYA, muhalefetin nabzını tuttu / DSP: Mevcut hukuki süreci etkileyecek anayasa düzenlemesi 'sivil darbe' olur ANKARA - AKP hakkında "temelli kapatılma" istemiyle başlatılan yargı süreci Anayasa Mahkemesi'nde devam ederken, iktidar süreci durdurmaya ve "yok saydırmaya" yönelik anayasa değişikliğine hazırlanıyor. AKP liderliğinin partiyi yargı sürecinden kurtaracak anayasa değişikliği konusundaki ısrarlı tutumu, Türkiye'yi yeni bir "anayasa kriziyle" karşı karşıya bırakabilir mi? Bu soru, kamuoyu kadar siyasi partilerin de gündeminde. TBMM'de grubu bulunan ya da grupsuz temsil edilen dört muhalefet partisine mensup beş milletvekilinin DÜNYA Mikro Politika'ya yaptıkları değerlendirmelere bakılırsa, AKP anayasa değişikliği girişimini Meclis'e yansıttığı takdirde zaten yüksek seyreden siyasi tansiyon daha da yükselebilir. Ancak, bunun yeni bir krize dönüşüp dönüşmeyeceği konusunda muhalefet milletvekillerinin değerlendirmeleri bazı farklılıklar da içeriyor. CHP Manisa Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Şahin Mengü, anayasa değişikliğinin kriz yaratacağını kesin bir dille belirtiyor ve AKP'nin bu girişimden vazgeçmesini öneriyor. MHP Afyon Milletvekili Abdülkadir Akcan, "AKP'nin içinde bulunduğu duruma yardımcı olacak bir anayasa değişikliği olamaz" derken, siyasi kriz noktasında iyimser. DTP Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş ile Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan AKP'nin demokrasiyi genişletecek kapsamlı sivil anayasa sözüne sahip çıkmasını istiyorlar. DSP İstanbul Milletvekili Hasan Macit'in değerlendirmesiyse daha keskin: Mevcut hukuk sürecini etkileyecek bir anayasa düzenlemesi "sivil darbe" demektir. Bu değerlendirmelerden bir sonuç çıkarmak gerekirse, AKP bu gergin aşamada TBMM'ye sunacağı yargı süreciyle ilgili anayasa değişikliği teklifine kendi grubundan başka bir destek bulamayacak gibi görünüyor. Ama, AKP Grup Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş bunu bir sorun olarak görmüyor: "Anayasa değişikliği sadece AKP'nin değil, Parlamentonun meselesi. Öyle ya da böyle bir araya gelip çözmek gerekiyor. Muhalefet istemezse, millet hesabını sorar." Görüşler... Görüşler... AKP Grup Başkanvekili, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş: Hükümet, dava ile ekonomiyi birbirine karıştırmadan yürtüyor Şu anda kamuoyunda ve piyasalarda AKP'nin kendini en iyi şekilde savunup Anayasa Mahkemesi'nden olumlu bir sonucun çıkmasıyla, Anayasa değişikliği yapılarak kapatma davasının önündeki engellerin kaldırılması şeklinde iki beklenti var. Hükümet dava ile ekonomik meseleleri birbirine karıştırmadan yürütüyor. Meclis yasama faaliyetlerini yerine getiriyor. Şu anda herkesin güveni var. Dalgalanma dışardan gelen etkiyle devam ediyor. Ekonominin 6 yıldır iyi gitmesi siyasi istikrardan kaynaklanmakta. Eğer, 1982 Anayasası'nda siyasi istikrarı bozan düzenlemeler varsa bunlar düzeltilmelidir. Parlamento bu yetkiye sahip. Bunu bir fırsat olarak görüp, istikrar bozucu konular masaya yatırılmalı ve müşterekte birleşme sağlanmalı. Bu AKP'nin meselesi de değil; milletin yetki verdiği Parlamento'nun meselesidir. Öyle ya da böyle bir araya gelip çözmemiz gerekiyor. Biz muhalefete bunu teklif ediyoruz ama 'olmaz' derlerse millet hesabını soracaktır. 2007 yılında da aynı sıkıntıyı yaşadık, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 367 konusunda Anayasa'dan kaynaklanan bir sorun yaşandı ve Türkiye yılı bu tartışmalarla boşa geçirdi. Muhalefetten destek yok! CHP Manisa Milletvekili, TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Şahin Mengü: AKP anayasa değişikliğinden vazgeçip, toplumu rahatlatmalı Hukuki sürecin başlaması hiçbir şekilde kriz değil. Bir ülkede yargı faaliyetine 'kriz' demek için hukuk devleti ilkelerini reddetmek gerekir. Dünyanın her yerinde hukuk devletlerinde davalar açılır, yürür, mahkemeler karar verir ve hiçbir zaman kriz olmaz. AKP görülmekte olan bir davayı etkisiz kılmak için Anayasa ve yasa değişikliğine gitmeye kalkışırsa, o zaman bir kriz yaratır. Bir yargı süreci var, aleyhlerine açılan davada mahkemeyi etkisiz kılmak, alınması muhtemel bir kararını etkilemek istiyorlar. Yani, ortamı kendileri gerdiler. AKP anayasa değişikliğinden vazgeçmeli, toplumu rahatlamalı. Hepimiz için doğru olan mahkeme sonucunu beklemek. AKP'nin ağzında sürekli anayasa değişikliği var ama bu metin nerede, nasıl bir değişiklik yapılacak? Türkiye'de anlatılmayan bir metin, ABD'de ona buna soruluyor. Şimdi de ne olduğu belli olmayan bir anayasa değişikliği var, artık toplum bunlardan yoruldu. Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı da yok. 1982 Anayasası'nın 178 maddesinden 87'si değişti. Bazıları birkaç kez değişti; değişiklik sayısı 95'i buldu. Ne ki, değiştirilecek tarafları yok mu? Bir kere Türkçesi yanlış, hâlâ değiştirilmeye muhtaç maddeleri var ama sıfırdan bir anayasaya ihtiyaç yok. DSP İstanbul Milletvekili Hasan Macit: Hukuki süreci etkileyen bir düzenleme sivil darbe olur AKP, 3 Kasım 2002'den beri anayasayı değiştirebilecek çoğunluğa sahip. Geçen sürede, demokratikleşme paketi, siyasi partiler ve seçim yasalarıyla ilgili düzenlemeleri getirmeden, kendileri hakkında kapatılma davası açıldıktan sonra anayasa değişikliğini gündeme getirmeleri, hukuki olsa bile ahlaki olmaz. Anayasayı değiştirecek çoğunlukta oldukları için hukuki süreci etkileyen bir düzenlemenin sivil darbe olacağını düşünüyorum. AKP'nin yapması gereken, eğer kaygıları yoksa, kendini savunarak aklanmaktır. Savcının iddianamesinde belirttiği konulardan çekiniyorlar ki, böyle bir sürece başvuruyorlar. Çekinceleri olmasa giderler savunmalarını yaparlar. Ekonomide zaten bir kriz var. Siyasi anlamda ise kriz yaşanacağını zannetmiyorum. Siyasi anlamda krizin çıkıp çıkmaması siyasi partilerin, ülkeyi yönetenlerin davranışlarına bağlıdır. Kriz çıkarmak için eylem ve söylemlerde bulunulursa kriz çıkar. Herkes uzlaşmacı, yasaya ve hukuka uygun hareket eder ve konuşmalarını ona göre düzenlerse kriz çıkmaz. MHP Afyon Milletvekili Abdülkadir Akcan: Hukuki olarak DTP hakkındaki kapatma davası neyse AKP'ninki de odur Sivil toplum kuruluşlarının, adresi belli olmayan sağduyu çağrılarından sonra Türkiye'de siyasi kriz tartışılıyor. AKP yöneticileri ve Başbakan, Türkiye'yi gerginliğe dayalı bir politikayla yönetmeyi prensip edinmişler. Sonuç ortada. Dolayısıyla suni gündemler yaratarak Türkiye'yi yönetmeyi alışkanlık haline getiren AKP'nin yarattığı yine suni bir sonuçtur. Bana göre, DTP hakkındaki kapatılma davası neyse, AKP hakkındaki dava da hukuken odur. Eğer 31 kişi hakkında siyasetten men kararı çıkarsa, 309 vekil kalıyor. İstikrarlı bir hükümet için güvenoyu ise 276 ve üzeri. Öyleyse Türkiye'yi bir siyasi kriz beklemez. TBMM çalışıyor. Türkiye'nin kredi notunun düşürülmesinin nedeni de yaşanan siyasi kriz değil. Uluslararası finans kuruluşları bir yıldır 'cari açığınıza dikkat edin' diye uyarıyor. Öyleyse Türkiye'de yaşanan ekonomik sıkıntının temelinde siyasi istikrarsızlık veya istikrarsızlığa neden olacak davranışlar yok. Eğer hükümetseniz, orada oturduğunuz sürece kavga etmek gibi bir lüksünüz olamaz. Birileri kavga ortamı yaratsa bile, sizin hükümet olarak bunun yatıştırılması için önlem almanız gerekir. Oysa siz tam tersini yapıyorsunuz . Bundan sonra AKP hükümet sorumluluğunu taşıyan anlayışla hareket etmelidir. Anayasa değişikliği sonuç getirmez. Anayasa değişikliğine bizim olumlu bakıp bakmamamızın da önemi yok. Yaşanmakta olan suni yaratılan gerginliği giderecek veya AKP'nin içinde bulunduğu duruma yardımcı olacak adım, anayasa değişikliği olamaz. AKP, 'referanduma giderim' diyor; aldığınız oyun yüzde 47 olduğunu unutmayın. Yüzde 53'ü size 'hayır' demiş! Bir restleşme içine girerlerse, bu daha fazla belirsizlik getirir; hem ülke hem AKP için kötü olur. Vatandaş bunu görmekten aciz değil. AKP'li gibi düşünmeyenler AKP'ye oy vermeyenler, bu ülkeyi daha mı az seviyorlar? DTP Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş: AKP, sivil ve demokratik anayasa sözünü yerine getirmeli Yaşanan gerginlik AKP'nin tutumundan kaynaklanmakta. AKP gerginliğin taraflarından birisidir. 22 Temmuz seçimlerinden sonra demokratikleşme, AB'ye girişin hızlandırılması Kürt sorununun çözümü gibi iddialarla geldi. Yüzde 47 oy aldıktan sonra demokratikleşme adımlarında ciddi bir gevşeme oldu. AB konusunda ilerleme kaydedemedi. Herşeye rağmen bu noktaya gelinmesi Türkiye için talihsizlik. Çünkü, sonuçta bizimle ilgili kapatma davası açıldı. AKP, iktidar partisi, dava açıldı. Cumhurbaşkanı'na bile siyaset yasağı getirilebilir. Geçmişte de çok parti kapatıldı ama şimdiki durum farklı. Parlamentoda yüzde 50'nin üzerinde oyu bulunan partiler için kapatma davası var. Bu sorunu aşmanın yolu ciddi bir demokratikleşme adımı atmaktır. Bu da AKP'nin verdiği sivil ve demokratik anayasa sözünü yerine getirmesine bağlı. DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan: İktidar adım atmalı ortamı yumuşatmalı Türkiye siyasi bir kriz yaşıyor. İktidar ve ana muhalefet partisi uzun zamandır görüşemiyorlar. Meclis'teki 4 parti grubunun liderleri bir kez olsun bir araya gelememiş; ortak sorunları konuşamamışlarsa, ortada bir sorun var demektir. Oysa sorunların çözüm yeri Meclis'tir. Ama Meclis dışında çetelerden ve darbelerden umut bekleyenler var. Öncelikle iktidarın bir adım atması ve ortamı yumuşatması gerekiyor. Şu anda temel sorunlar, laiklik- başörtüsü, Kürt sorunu, ekonomik kriz ve demokratikleşme... Yeni anayasa reformunda bütün bunların ele alınması gerekiyor. Milletvekilleri soruyor? - Kaz Dağları'ndaki kültürel miras: ÖDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, son dönemde maden arama şirketlerinin faaliyetleriyle gündeme gelen Kaz Dağları sorununu Meclis gündemine taşıyarak, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'a, Kaz Dağları ve yöresindeki antik alanların envanterinin çıkarılması konusunda bakanlık tarafından çalışma yapılıp yapılmadığını; bölgede maden ruhsat alanlarında kalan antik yerleşimlerin sayısının bilinip bilinmediğini sordu. Uras, Bakan Günay'dan şu soruların yanıtını bekliyor: "Bölgenin korunması amacıyla bilimsel raporlar hazırlatılmış mıdır? Gerekli bilimsel çalışmalar yapılmamışsa, bu çalışmaların yapılması için gerekli çaba gösterilmekte midir? Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından verilen maden ruhsatları için Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın "uygundur görüşü" alınmış mıdır?" Meclis gündeminde neler var? -TBMM Genel Kurulu, bugün Sosyal Güvenlik Kanunu Tasarısı görüşmelerine ikinci bölümden itibaren devam edecek. -Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu bugünkü toplantısında 78 meslek odasına kayıtlı 75 bin üyeli TÜRMOB camiasını yakından ilgilendiren Serbest Muhasebecilik, Mali Müşavirlik ve Yeminli Müşavirlik Hakkında Kanun Tasarısını da ele alacak. -Komisyon ayrıca, alt komisyon çalışmaları tamamlanan Amme Alacaklarının Teşkilat ve Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun Tasarısını da görüşecek. Tasarı spor kulüplerinin vergi borçlarının ertelenmesi, üniversite hastanelerinin alacaklarının yüzde 85'inin ödenerek kalan bölümünün silinmesi gibi düzenlemeler içeriyor. -TBMM Bayındırlık Komisyonu'nda Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ele alınıyor. Tasarı yarın da asıl komisyon olan İçişleri Komisyonu'nda görüşülecek. Afet, deprem, acil durumlar ve sivil korunmaya ilişkin hizmetlerin tek elden yürütülmesi amacıyla Başbakanlık'a bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı kurulmasına ilişkin tasarıyla, Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü lağvediliyor.