”AKP'nin yolsuzluk havuzu İGDAŞ, BELBİM ve AKBİL'e dayanıyor”

CHP Konya Milletvekili Kart, yaratılan yolsuzluğun, 1,5 milyar dolara ulaştığını söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, "AKP'nin günümüzde yarattığı yolsuzluk havuzunun kaynağı; İGDAŞ, BELBİM ve AKBİL'e dayanıyor. Bu süreçte yaratılan yolsuzluk, günümüz fiyatlarıyla 1,5 milyar dolara yakın bir rakama ulaştı" dedi.

Kart, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan İGDAŞ'ın, doğalgaz boru döşenmesindeki yolsuzluklar ile Duyar marka doğalgaz deprem gaz kesme cihazlarının alımındaki usulsüzlüklerle ilgili dava açıldığını belirtti.

Yargılama sonucunda, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak, sahte özel belge düzenlemek, hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçlamalarıyla açılan davaların, 7 Nisan 2009'da zaman aşımı nedeniyle ortadan kalktığını kaydeden Kart, "İhaleye fesat karıştırma iddiasıyla açılan davadaysa, İGDAŞ'ın özel şirket olması ve suç tarihi itibariyle İhale Yasasına tabi olmaması gerekçesiyle, suçun oluşmadığına, bu sebeple sanıkların beraatlerine karar verildi" diye konuştu.

CHP'li Kart, Cumhuriyet savcısının, bazı sanıklar için 35 yıla kadar ağır hapis ve kurum zararı olan 170 milyon liranın 3 katı para cezasına çarptırılması yönünde mütalaada bulunduğunu ifade etti.

Kart, dosya sanıkları arasında İGDAŞ Genel Müdürü Muhittin Fuat Şengül, Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu, Tufan Mengi, Mesut Pektaş, Sedat Kutay, Abdullah Topel Coşkun, Ahmet Hamdi Pınarcık, Ümit Doğay Arınç, AK Parti milletvekilleri Hüseyin Besli, Mustafa Açıkalın ve Ömer Dinçer, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun yer aldığını öne sürdü. Kart, bu kişilerin de aralarında bulunduğu sanıkların yol açtığı kamu zararını sordu.

"Cihaza 35 yerine, 135 dolar ödendi"

Bilirkişi raporlarına göre 1988'de yapılması planlanan doğalgaz yatırımları amacıyla yurt dışından Hazine Müsteşarlığının kefaletiyle kredi sağlandığını, İGDAŞ'ın krediyi zamanında ödememesi nedeniyle borcun Hazinece ödendiğini belirten Kart, borcun 269 milyon 392 bin liranın tahsil edilemediğini söyledi.

Kart, İGDAŞ'ın, alanını ilgilendirmeyen trilyonluk havuz yapımları, lüks standartlardaki kitap basımları, yüksek maliyetli anketler, reklam giderleri gibi faaliyetlerle, yolsuzluk ilişkisi içinde bulunduğunun tespit edildiğini ifade etti.

 Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Başkanı Hamza Albayrak ve İGDAŞ İnceleme Kurulu Üyesi Abdülaziz Ergün'ün 2000 yılında hazırladığı soruşturma raporuna işaret eden Kart, 1997-1999 yılları arasında deprem anında doğalgaz kesme cihazının alınmasında yolsuzluk yapıldığını, 17 Ağustos 1999 depreminde cihazların yüzde 70-80 oranında çalışmadığını, bir cihazın piyasa değeri 35 dolarken 135 dolar ödendiğinin resmi kayıtlarda yer aldığını söyledi. Kart, ancak belediye ve İGDAŞ yetkililerince idari ve adli soruşturma başlatılmadığını kaydetti.

"İGDAŞ'in hortumlanması"

"AKP'nin günümüzde yarattığı yolsuzluk havuzunun kaynağı İGDAŞ, Belbim ve Akbil'e dayanmaktadır" görüşünü savunan Kart, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu süreçte yaratılan yolsuzluk günümüz fiyatlarıyla 1,5 milyar dolara yakın bir rakama ulaşmıştır. 1994-2001 dönemindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesinin çekirdek kadrosu, AKP döneminde de etkinliğini sürdürüyor.

Bilirkişi raporlarına göre, İGDAŞ'ın hortumlanmasında en kritik ve en önemli karar olan 1995 tarihli kararın altında imzaları bulunan Mustafa Açıkalın, Hilmi Güler, Muammer Kantarcı, Ömer Dinçer, Muhittin Soğukoğlu, Hüseyin Besli ve Fuat Şengül'ün böyle bir olayda ve suçlamada haklarındaki davaların ortadan kaldırılmış olmasını vicdanlarınıza sunuyorum. Günümüz rakamlarıyla 350-400 milyon dolar seviyesinde olan bir yolsuzluk ve kamu zararı, mevcut ceza dosyası ve usuli sebeplerle ortadan kalkmış olabilir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 350-400 milyon dolar seviyesindeki kamu zararına rağmen ceza davasına neden müdahil olmadı? Büyükşehir Belediye Başkanı ve ilgili bürokratlara sesleniyorum; bu hukuk davalarını bir an önce açmadığınız ve zaman aşımına uğramasına yol açtığınız takdirde, kişisel olarak hem hukuki anlamda ve hem de cezai anlamda sorumlu olacaksınız."

Kart, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'e, "Görevini doğru ve tarafsız olarak yapmadığı açık olan, Anayasanın 83. maddesini Hüseyin Besli yönünden açıkça ihlal eden Mahkeme Heyeti hakkında inceleme başlatacak mısınız? " diye sordu.

"Emniyet ve hükümetten açıklama yok"

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un, bulunan silahların TSK'ya ait olmadığına ilişkin açıklamasının anımsatılması üzerine Kart, Orgeneral Başbuğ'un, rakamlar vererek, çok net bir değerlendirme yaptığını söyledi.

Kart, iktidarın, Ergenekon soruşturmasına müdahil olduğunu, soruşturmanın, savcılık makamınca değil, kolluk güçlerince yapıldığını ifade ettiklerini belirterek, Orgeneral Başbuğ'un, açıklamasıyla bu konudaki spekülasyon ve yönlendirmelerin önünü kestiğini kaydetti.

Bu net değerlendirmenin, çok daha önce yapılması gerektiğini vurgulayan Kart, "Genelkurmay'da bu silahların bulunmadığı kayden sabit olduğuna göre, bu silahlar herhalde Emniyet bünyesinden kaynaklanan silahlardır. Aradan 24 saat geçmesine rağmen Emniyet ve hükümetin, hiçbir açıklama yapmamasını, kamuoyunun dikkatine sunuyorum. Silahların, Emniyet'ten mi ya da her nereden kaynaklandıysa bunu açıklamak, Hükümet ve Emniyet'in sorumluluğudur" diye konuştu.