”Atılması gereken adımlar atılacak”

Başbakan Erdoğan, ekonomik tedbirler konusunda atılması gereken adımları atacaklarını belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ekonomik tedbirler konusunda atılması gereken adımları atacaklarını, alınması gereken kararları da alacaklarını kaydederek, "Türkiye inanıyorum ki, sağlam bankacılık sistemi, finansal yapısıyla, tavizsiz uyguladığı ekonomik programıyla bu dalgalanmayı da en az etkiyle aşacaktır" dedi

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kimsenin terör üzerinden siyaset yapmaması gerektiğini vurgulayarak, "Kan üzerinden siyaset yapılmaz, şehitlerimiz, gazilerimiz üzerinden siyaset yapılmaz. Bu hepimizin ortak derdi, ortak meselesidir. Kan üzerinden siyaset yapanlar, o kanın içerisinde kendileri boğulur" şeklinde konuştu.

Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, hala terör üzerinden siyaset  yapma gayreti içinde olanların bulunduğunu belirterek, "Bakın çok açık ve samimi söylüyorum: Kimse terör üzerinden siyaset yapmasın. Kan üzerinden siyaset yapılmaz, şehitlerimiz, gazilerimiz üzerinden siyaset yapılmaz. Bu hepimizin ortak derdi, ortak meselesidir. Bunun üzerinden siyaset yapanlar, kan üzerinden siyaset yapanlar, o kanın içerisinde kendileri boğulurlar. Bunu böyle bilmemiz lazım. Çünkü bu, asla böyle bir yaklaşım tarzını, böyle bir davranış tarzını kabul etmez " diye konuştu. 

Sınır ötesi operasyonla ilgili Başbakanlık Tezkeresinin yarın TBMM Genel Kurulunda görüşüleceğini hatırlatan Erdoğan, "Şimdi bizler yine Meclisimize gidiyoruz. Meclisimiz inanıyorum ki yarınki görüşmelerde, Türkiye'nin terörle mücadelesinde kararlı iradesini ortaya koyacaktır" dedi.

"Irak'ın toprak bütünlüğüne büyük önem veriyoruz"

Muhtemel bir sınır ötesi harekatın hedefinin, daha önce olduğu gibi, sadece terör örgütü olduğunu yineleyen Erdoğan, "İhtiyaç olması halinde ve en iyi neticeyi alacak şekilde doğru zaman ve zeminde, gereken bir yıldır nasıl yapılıyorsa, yine bundan sonra o şekilde yapılacaktır. Kuşkusuz, Irak bizim komşumuzdur. Oradaki insanlar bizim kardeşlerimiz, akrabalarımızdır. Ne zaman başları dara girse, bizleri yanlarında bulmuşlardır" dedi.

Geçen yıl Tezkere görüşmelerinde dile getirdiği görüşünü tekrar eden Erdoğan, "Şimdi bir kez daha açıkça söylüyorum; ihtiyaç olması halinde böyle bir harekat ne sivil insanlara yönelik olacaktır ne de Irak'ın siyasi birlik ve bütünlüğüne yönelik olacaktır. Biz dün olduğu gibi bugün de Irak'ın toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine büyük önem veriyoruz" diye konuştu. Herkesin terör karşısındaki durumunu netleştirmeli ve tavrını ortaya koyması gereğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

"Terörle arasına mesafe koyamayanların terörle mücadeleden olumsuz etkilenmesi her zaman için kaçınılmazdır. Bölge halkımız nasıl her geçen gün terörle arasına kalın bir duvar örüyorsa, bölge ülkeleri de terör örgütüyle arasına kalın bir duvar örmeli, net bir tavır ortaya koymalıdır. Bu herkesin kendi menfaatinedir. Kuzey Irak bölgesel yönetiminin de geçmişte zaman zaman olduğu gibi, terörist unsurlara karşı bizimle iş birliği yapması, en doğru yoldur. Çünkü terör örgütü bölgesel bir huzursuzluk ve gerilim kaynağı olarak herkes için sıkıntı sebebidir. Türkiye, terör konusunda nefsi müdafaa durumundadır. Herkes bu durumu iyi anlamalı, terörizm ve terörle mücadelesinde Türkiye'nin yanında yer almalıdır."

TSK'nın sınır ötesi harekatına izin veren Tezkerenin yarın TBMM Genel Kurulu'nda görüşüleceğini hatırlatan Erdoğan, "Grubumuz ve Meclisimiz, inanıyorum ki bu konuda ortaya ortak bir irade koyacaktır. Ben arkadaşlarımı bütünüyle, hep beraber yarın Genel Kurul'da bulunmaya davet ediyorum. Tezkereyi aynı hassasiyetle değerlendireceğimizden kimsenin şüphesi olmamalıdır. Böylece Meclisimizin geçen yıl verdiği yetkiyi bir yıl daha uzatmış oluyoruz. Geçen 1 yıl zarfında gerek kara, gerek hava harekatlarımız bütün dünyanın takdir ettiği bir titizlikle yürütülmüş ve hedefteki terör yuvaları, sivil kayıplara yol açmaksızın etkisiz hale getirilmiştir. Tezkerenin hedefi ve amacıyla ilgili yayılan söylentiler boşa çıkmış, Türkiye büyük bir devlet ciddiyeti ve sorumluluğuyla deklare ettiği hassasiyetleri özenli korumuştur" diye konuştu.

"Terörün siyasi boyutu var"

Bu süreçte 5 kulvarda yoğun ve etkin diplomasi yürüttüklerini, Irak Merkezi Hükümeti, komşu ülkeler, ABD, AB, BM, Arap Birliği ve NATO gibi uluslararası kurum ve kuruluşların desteğini temin ettiklerini anlatan Erdoğan, askeri harekatın uluslararası meşruiyet içinde hedefe ulaşmasını sağladıklarını kaydetti. Türkiye'ye yönelik terör faaliyetleri karşısında son derece geniş bir bölgesel ve küresel destek cephesi oluşturduklarına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Terör, sadece askeri operasyonlarla veyahut da polis operasyonlarıyla çözümlenecek bir iş değildir. Terörün siyasi boyutu var, her zaman söylüyorum terörün diplomatik boyutu var. Ekonomik boyutu var. Bütün bunların yanında psikolojik, sosyolojik, sosyo ekonomik boyutu var. Şu an Hükümetimiz bütün bunları ele almış vaziyette çalışmalarını sürdürüyor. Bu adımlar, bugüne kadar şu son 5 yıl içinde atıldı, atılıyor ve atılacak. Rahatsızlıkların zaten altında bunlar yatıyor. Bölge, bugüne kadar görmediklerini bu dönemde görmeye başladı. Eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, tarımda, toplu konutta, kentsel değişim ve dönüşüm projelerinde görmeye başladı. Bütün bunlar, özellikle terör örgütünü rahatsız ediyor. Çünkü onların nemalandığı nokta bu. Bölgenin geri bırakılmışlığı... Bunun üzerinden bugüne kadar hep siyaset güttüler. Bunun üzerinden bölge halkımızı ne yazık ki sömürdüler. Şimdi tabii sömüremediklerini görüyorlar. Açıklanan GAP, DAP projesi ciddi manada rahatsız etmiştir. Çünkü bu bölgenin, hani bizim ta partimizi kurduğumuzda söylediğimiz neydi? 'Biz etnik milliyetçiliğe hayır diyoruz' dedik ya...Bu onları rahatsız ediyor. Çünkü biz, bu ülkede hangi kökenden olursa olsun, hiçbir etnik kökenli vatandaşımızın temsilciliğini bir siyasi partiye mal etmesine müsaade edemeyiz. Biz AK Parti olarak hepsine de aynı mesafedeyiz. Aynı şekilde biz bu yola çıkarken ne dedik? 'Biz bölgesel milliyetçiliğe de karşıyız' dedik. Bu da bunları rahatsız ediyor. Şimdi Batı ile Doğu arasında dengeler artık toparlanmaya başladı. Bu da bunları rahatsız ediyor."

"Tüm ülkelerin samimi bir gayret içerisinde olmaları gerekiyor"

Başbakan Erdoğan, sınır ötesi operasyona ilişkin tezkerenin ciddi bir caydırıcılık unsuru olduğunun unutulmaması gerektiğini vurguladı. Operasyonlara ihtiyaç kalmamasını temenni ettiklerini ifade eden Erdoğan, "Ancak her milletin ülkesine ve milletine karşı savaş açan bir örgüte karşı, gerektiğinde askeri tedbirlere başvurması kaçınılmazdır" dedi.

Erdoğan, geçen yıl kabul edilen tezkere sonucunda,  Irak merkezi yönetiminin, Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimin, ABD ve uluslararası toplumun, meselenin ciddiyetini daha iyi anlamaya başladığını, bunun da olumlu gelişmeler olduğunu kaydetti. Türkiye'nin ABD ile başarılı bir istihbarat çalışması içinde olduğuna işaret eden Erdoğan, terörist örgütün mali, lojistik, siyasi ve psikolojik desteğinin kesilmesi için tüm ülkelerin samimi bir gayret içerisinde olmaları gerektiğini vurguladı. Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Net bir tutum takınmalıdır, biz bunu bekliyoruz ve beklemek hakkımızdır. Özellikle müttefiklik içerisinde olduğumuz dost ülkelerden beklentimiz açıktır. Bu beklentinin zaman geçirmeksizin karşılık bulması, küresel terörle mücadeledeki samimiyet ve kararlılığın göstergesi olması açısından anlam taşıyacaktır.

Zaman zaman yaşanılan bazı hadiselerin, birtakım engellerin, özellikle gölgelemesine asla izin verilmemesi gereken bir gerçek var. O gerçek, Türkiye'nin doğru bir istikamette hedeflerine kararlılıkla yürüdüğü ve yürümeye de devam edeceğidir. Bu istikamet millet iradesinin belirlediği istikamettir. Bu istikamette ilerleme kararlılığımızın en büyük dayanağı da milletimizin iradesidir."

Dünyadaki ekonomik kriz

Başbakan Erdoğan, 100 yılda bir görülebilecek ABD merkezli bir ekonomik dalgalanmanın, Avrupa'da da ağır bir şekilde hissedildiğini söyledi. Bu ekonomik krizle ilgili daha önce açıklamalar yaptığını anımsatan Erdoğan, 1 Ocak 2009 itibariyle parada bazı değişiklikler yapılacağını bildirdi. Başbakan Erdoğan, zaman zaman piyasalarda bazı rahatsızlıklar olduğunu ifade ederek, "Türk lirasının değer kazanmasını kendimiz için üzüntü kaynağı olarak görmemeliyiz, tam aksine paramızın değer kazanmasıyla da iftihar etmeliyiz. Zira bir zamanlar hep bu istenmişti. Şimdi bu yakalandı, bundan rahatsızlık duyanlar var. Bence rahatsızlık duymasınlar" dedi.

Başbakan Erdoğan, ekonomik tedbirler konusunda atılması gereken adımları atacaklarını, alınması gereken kararları da alacaklarını kaydederek, ekonomiden sorumlu bakanların piyasayla irtibatlarının devam ettiğini bildirdi.

Erdoğan, "Türkiye inanıyorum ki, sağlam bankacılık sistemi, finansal yapısıyla, tavizsiz uyguladığı ekonomik programıyla bu dalgalanmayı da en az etkiyle aşacaktır, Türkiye ekonomisi bu değerleri gösterecek kapasiteye ve güce sahiptir. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Zaman zaman bazı haberler yayılıyor. Bu haberler de psikolojik bir etkilenme meydana getiriyor. Bu tabi olumsuz bir psikolojik etkilenmenin de sebebi oluyor. Ama biz de diyoruz ki, işin aslı budur, böyle bilinmelidir, buna göre de adımlarımızı atmamız gerekir" diye konuştu.