Avrupa Kulüpler Birliği Yönetim Kurulu’na giren ilk kadın oldu

Eylül 2010’da Avrupa Kulüpler Birliği Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen Ebru Köksal dünyada bu göreve gelen ilk kadın

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Eylül 2010’da Avrupa Kulüpler Birliği Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen Ebru Köksal dünyada bu göreve gelen ilk kadın. Köksal, “Spor sektörünün lokomotifi futbola baktığımızda, FIFA üyesi 209 ülkenin sadece 2 tanesinde kadın federasyon başkanı var. Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya katılan 177 ülkenin YK’larındaki kadın oranı ise ortalama yüzde 8 ile genel ortalamanın çok altında” diyor.

Eylül 2010’da Avrupa Kulüpler Birliği Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen Ebru Köksal dünyada bu göreve gelen ilk kadın. Köksal aynı zamanda, 2011 yılında Stadium Business Awards tarafından verilen “Executive of the Year” ödülünü kazandı. 

Köksal, “Spor sektörünün lokomotifi futbola baktığımızda, FIFA üyesi 209 ülkenin sadece 2 tanesinde kadın federasyon başkanı var. Gerek FIFA’nın gerekse UEFA’nın başlattığı ve benim de mentör olarak görev yaptığım Liderlik Gelişim Programları bu açığı kapatmayı hedefliyor” diyor. 

“Kadınların önündeki en büyük engel kendilerine yeteri kadar güvenmemeleri ve talepkar olmamaları” diyen Köksal, “Nasıl piyango bileti almazsanız ikramiye kazanma şansınız olmazsa, tepe pozisyonlara da talip olduğunuzu açıkça belirtmez, sizi aday göstermelerini beklerseniz o davet hiçbir zaman gelmeyebilir. Öncelikle kendinize ve kapasitenize inanmanız lazım ki başkalarını ikna edebilesiniz” yorumlarında bulunuyor.


► İlk defa bir Yönetim Kuruluna (YK) aday gösterildiğinizde size kim nasıl ulaştı? Sizce YK’na aday gösterilmenizde hangi özellikleriniz öne çıktı? 
İki yılda bir yapılan Avrupa Kulüpler Birliği (ECA) YK seçimleri için tüm üye kulüplere varsa adaylarını bildirmeleri için yazılı davet mektubu gönderilir. 2010 yılında dönemin Galatasaray Başkanı Sayın Adnan Polat’a seçimlerde aday olmak istediğimi belirttiğimde kendisinden çok büyük destek gördüm. Adaylığımın kabulünde eğitimim, uluslararası finans kariyerimin ardından profesyonel futbol yöneticiliğinde 10 yıllık üst düzey tecrübem ve Avrupa Kulüpleri ile iyi ilişkilerim etkili oldu. Türkiye’nin batıya açılan penceresi olan Galatasaray, böyle bir platformda kurumu temsil etmek üzere bir kadını aday göstererek bir kez daha bir ilki gerçekleştirmiş oldu. Ancak esas zorlu kısmı seçim süreci idi, 6 erkek adaya karşı yarıştım ve en yüksek oyla seçilerek ECA YK’da görev alan ilk kadın ve ilk Türk oldum. ECA dışında Dünya ve Avrupa futbolunu yöneten en üst düzey kurumlar olan FIFA ve UEFA YK’larında bir kadın üyenin yer alması ise ancak 2012 ve 2013'te koyulan kota sistemi sayesinde gerçekleşti.


► Spor camiasında ve de şirketlerde YK’ da yer alan kadınlar sizce erkeklerden farklı mı? Örnek verebilir misiniz? 
Kadınlar spor camiasında tepe noktalara çok büyük zorluklarla ve uzun mücadelelerden sonra gelebiliyor. Yönetim kurullarına seçim ile gelindiği için engeller daha da artıyor. Spor sektörünün lokomotifi futbola baktığımızda, FIFA üyesi 209 ülkenin sadece 2'sinde kadın federasyon başkanı var. Yapılan bir araştırmaya katılan 177 ülkenin YK’larındaki kadın oranı ise ortalama yüzde 8 ile genel ortalamanın çok altında. YK’da yer alan kadınlar ağırlıklı olarak eski kadın futbolcular ve kadın futbolunun gelişimine hizmet etmek üzere yönlendirilmiş veya bu koşulla YK’da yer bulmuş kişiler. Dolayısıyla eğitimleri, genel yetkinlikleri, iş tecrübeleri, sektöre yön verme ve karar mekanizmalarında etkin olmak için yeterli olmayabiliyor. Bu yüzden de gerek FIFA’nın gerekse UEFA’nın başlattığı ve benim de mentör olarak görev yaptığım Liderlik Gelişim Programları bu açığı kapatmayı hedefl iyor. Sektör dışına baktığımızda ise kadın YK üyelerinin ortak yönleri azimli, ısrarcı, düşüncelerini dile getirmekten çekinmeyen, dikkatli ve çalışkan olmaları, çok boyutlu düşünebilmeleri, kendilerine verilen görevleri eksiksiz yerine getirmeleri ve gelişime açık olmaları.

► Sizin diğer kadınlardan farklı olarak cam tavanı delmenize kadar geçen süreçte ilerlemenizi sağlayan faktörler neler oldu? Kadınların önündeki en büyük engellerin neler olduğunu düşünüyorsunuz? 
Kadınların önündeki en büyük engel kendilerine yeteri kadar güvenmemeleri ve talepkar olmamaları. Nasıl piyango bileti almazsanız ikramiye kazanma şansınız olmazsa, tepe pozisyonlara da talip olduğunuzu açıkça belirtmez, sizi aday göstermelerini beklerseniz o davet hiçbir zaman gelmeyebilir. Öncelikle kendinize ve kapasitenize inanmanız lazım ki başkalarını ikna edebilesiniz. 25 senelik kariyerimdeki her yeni projede veya görevde kendimi eğitmeye önem verdim, o konuyu en iyi bilen kişi olmaya gayret gösterdim. Galatasaray’da profesyonel olarak görev yaptığım 11 senede görev yapan 5 Başkan ve 8 YK’da Türkiye’nin çok değerli işadamlarıyla çalışma imkanı buldum, her birinden liderlik, iş yapma tarzı, iletişim, kriz yönetimi gibi konularda çok şey öğrendim. Cam tavanı delmemde elbette sevgili başkanlarımın bana verdiği fırsatlar çok önemli rol oynadı ama ben de her zaman kurum çıkarlarını en üst düzeyde tutarak, işimi özveriyle yaparak, markayı yüceltip geliştirerek fırsatı iyi değerlendirdim. Kariyer yolculuğu bir sprint değil bir maraton, her zaman düz ve yukarı doğru olmayabiliyor. En önemlisi yanlışlarından ders almak ve her düştüğünde kalkıp tekrar koşacak cesaret ve azmin olması.

► Türkiye’de yönetim kurullarına aday gösterme sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz? 
Maalesef pek çok şirkette YK’lar gerçek manada işletil(e)miyor. Şirket sahipleri koşulsuz karar veren konumlarını muhafaza etmeyi tercih edebiliyor. Kadınların YK seçim sürecinde dikkate alınması için öncelikle gerekli yetkinliklere sahip kadınları tespit edip, oluşturulan yetenek havuzundaki kadınları YK rollerine hazırlayıp, cesaretlendirip çalıştıkları kurumda veya başka şirketlerde bu pozisyonlara talip olmaları için teşvik etmek gerekir. BKD’de de yapmaya çalıştığımız tamamen budur.

'Kuzey Avrupa ülkelerinde olduğu gibi zorunlu kota getirilmeli'

► Sizce Türkiye’de yönetim kurullarına kadın oranının artması nasıl sağlanabilir? Pek çok ülkede uygulanan ve AB parlamentosunda da onay bekleyen Yönetim Kurullarında Kadın Kotası konusunda ne düşünüyorsunuz? 
Bir yandan şirket sahiplerini ve YK Başkanlarını üst düzey profesyonel kariyerlere sahip kadın üyelerin YK’da sağlayacağı katkı konusunda ikna etmeye çalışırken bir yandan da kanaat önderleri tarafından kamuoyunda bir bilinçlendirme yapılmasının orta vadede bir değişim yaratacağına inanıyorum. Yakın zamanda Türkiye’nin önde gelen holdingleri kadın istihdamının artırılması ve kadının kurumsal hayatın her seviyesinde temsili için önemli projeler başladı. Bu tip girişimlerin diğer şirketler tarafından benimsenip, örnek alınarak yaygınlaştırılması da çok faydalı olacaktır. Kota konusu tartışmalı olmakla beraber, ben kotanın faydalarına inanan bir kişiyim, maalesef bizim kültürümüzde bazı aksiyonlar isteğe bağlı olduğu taktirde alınmaz, ancak mecburi olursa yapılır. Kuzey Avrupa ülkelerinde olduğu gibi zorunlu kotaların getirilmesinin bu değişim sürecini hızlandıracağını düşünüyorum.

'Aktiviteleri birbirinden zaman çalmadan yerine getirebiliyorum'

► Yönetim Kurulu üyeliği dışında hangi uğraşlarınız var? Bu uğraşlar sizin YK üyesi olarak işlevinizi nasıl etkiliyor? Hayatınızı neler dolduruyor? 
FIFA’da üst düzey danışman olarak üye ülkelerin faaliyetlerinin yeniden yapılandırılmasında proje bazında görev yapıyor ve dünyanın dört bir yanında futbol gelişim projeleri çerçevesinde eğitimler veriyorum. Son 9 ayda Çin, Bhutan, Filipinler, Güney Afrika, Kanada ve Finlandiya’da projelerde görev aldım, yıl sonuna kadar Avustralya, Uganda, Etiyopya, Mauritius ve Rusya’da çalışmalarım olacak. FIFA ve UEFA’nın Kadın Liderler Gelişim Projelerinde mentör olarak görev yapıyorum. CIES ve pek çok Uluslararası Spor Konferanslarında sıkça konuşmacı olarak bulunuyorum. Bu aktiviteler yüzünden zamanımın büyük çoğunluğu yurtdışında geçiyor. Ayrıca dünyanın en büyük STK’sı olan ve zihinsel engelli bireyleri spor yoluyla rehabilite edip topluma kazandırmayı hedefl eyen Special Olympics Türkiye’nin de Başkan Yardımcısıyım. Spor benim için vazgeçilmez bir tutku, çocukluğumda yüzdüm, basket ve sutopu oynadım. Halen de haftanın 4-5 günü mutlaka yürüyüş veya yüzme yapıyorum, masterlar yüzme şampiyonalarında madalyalarım var. Eşim ve çocuklarım ile seyahat etmeyi de çok seviyoruz, yeni tutkumuz ise yelken. Sporculuk günlerimden kalan disiplin ile zaman yönetimini çok iyi yapabildiğim için tüm bu aktiviteleri birbirinden zaman çalmadan hakkıyla yerine getirebiliyorum.

- Ebru Köksal kimdir?
Robert Koleji’nin ardından Brown Universitesi’nden Ekonomi ve Uluslararası İlişkiler dalında çift diploma ile mezun olan Ebru Köksal, 1990-2000 arasında Morgan Stanley, New York, Citibank ve AIG Capital Partners’da yatırım bankacılığı, 2001 – 2011 arasında Galatasaray Spor Kulübü ve Şirketleri bünyesinde üst düzey yöneticilik, 2011-12 arasında Türkiye Futbol Federasyonu Genel Sekreterliği yaptı. Ekim 2013-Mayıs 2015 yılları arasında Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyeliği bulunan Köksal, Ekim 2014-Mayıs 2015 döneminde ise Yönetim Kurulu Genel Sekreteri olarak görev aldı. Eylül 2010’da Avrupa Kulüpler Birliği Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen Ebru Köksal dünyada bu göreve gelen ilk kadın. Köksal aynı zamanda, 2011 yılında Stadium Business Awards tarafından verilen “Executive of the Year” ödülünü kazandı. Köksal 2012’den bu yana FIFA’da ve Yönetim Danışmanlığı şirketlerinde proje bazında danışmanlık yapıyor.