Bankacılıkta sağlıklı yapı devam etmeli

BURSA - Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, "Türkiye önümüzdeki dönemde ilk 10 ekonomi arasında olmak için bir hamle yapmak istiyor. Ben bu müteşebbis yapıyla, dinamik reel sektörüyle ve genç nüfusuyla Türkiye'nin kesinlikle bu ikinci hamleyi yapabileceğine inanıyorum" dedi.

 

Dinçer, Capital ve Ekonomist dergilerinin Bursa Valiliği işbirliğiyle Uludağ'daki Grand Yazıcı Otel'de düzenlediği Uludağ Ekonomi Zirvesi'ndeki, "İş Liderleri: Türkiye 2023, Hedef İlk 10 Ülke" adlı oturumunda, Türkiye'nin son 10 yılda hakikaten çok büyük ivme kazandığını söyledi.

 

260 milyar dolar olan Gayri Safi Milli Hasılanın bugün 760 milyar dolar olduğunu kaydeden Dinçer, "70 milyar dolarlık ticaret hacminden Türkiye 370 milyar dolara geldi" dedi.

Dinçer, son 10 yılda çok muhtelif reformlar yapıldığını ve çok büyük özveriyle çalışıldığını belirterek, şöyle konuştu:

"Türkiye önümüzdeki dönemde ilk 10 ekonomi arasında olmak için bir hamle yapmak istiyor. Ben bu müteşebbis yapıyla, dinamik reel sektörüyle ve genç nüfusuyla Türkiye'nin kesinlikle bu ikinci hamleyi yapabileceğine inanıyorum. Son dönemde dünyada çok büyük bir küresel kriz yaşandı. Bunun da merkezinde bankalar var. Fakat bizim ülkemize dönüp baktığımızda 2001-2002 yılında yaşanmış olan finansal kriz sonucunda, bankacılık sektöründe yaşanan sorunlar sonrasında, Türk bankacılık sektörü çok büyük reformlardan geçti. Bunu hepimiz çok iyi biliyoruz, hep beraber yaşadık. Bugün Türk bankaları hakikaten asli görevlerini yapmakta, diğer birçok ülkedeki bankaların kendi hazinelerine, kendi devletlerine yük olmalarının yanında, bizim Türk bankaları Türkiye'de Hazine'ye vergi ödemiş, reel sektöre kredi veren, kredi vermek için koşan, hatta birbiriyle yarışan bir sektördür. Bu hakikatten gurur verici. Bundan sonraki döneme baktığımız zaman, Türkiye'nin 10. ekonomi olabilmesi için önündeki diğer ülkelerden daha iyi bir performans göstermesi gerekiyor."

 

Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Dinçer, Türkiye'nin sadece büyümesi değil, finansal istikrar ve sağlam temelleri yerine oturtmuş bir ekonomik altyapısının olması gerektiğini belirterek, "Bununla ilgili hem reformlar olması gerek, hem de ekonominin can damarında oturan bankacılık sektörünün sağlıklı yapısının devam etmesi gerek" dedi.

Türkiye 10 yıl sonra 2 trilyon dolarlık ekonomiye ulaşacaksa, bankacılık sektörünün aktifinin de aşağı yukarı 5-6 trilyon dolar civarına geleceğini hesapladıklarını kaydeden Dinçer, şöyle devam etti:

"Bankacılık sektörünün aktifleri büyürken öz kaynaklarının da büyümesine dikkat etmemiz gerekiyor. Çünkü bankacılık sektörü karlı olmalı, yaptığı karı öz kaynaklarına koyabilmeli ve koyduğu öz kaynak ile Türkiye'nin büyümesine, reel sektöre tekrar kaynak aktarabilmeli. Bizim sektörümüzü bekleyen en önemli konu, aktif büyüme ile sermaye büyümesinin dengeli oluşabilmesi, bu dengeye hakikaten hep beraber dikkat etmemiz gerekiyor."

 

Dinçer, Türkiye'nin en önemli halletmesi gereken konulardan bir tanesinin tasarruf konusu olduğunu ve tasarruf ürünlerinin ilerleyen dönemde çok önem kazanacağına işaret ederek, "Bankacılık sektöründe tasarrufu teşvik edecek, tasarruf ürünlerini öne çıkaracak muhtelif çalışmaların olacağını görüyoruz. Özellikle uzun vadeli tasarrufa teşvik edici bir model oluşması gerekiyor" diye konuştu.