”Bankalara para enjekte etmeyen tek ülkeyiz”
Bakan Bağış, dünyada ekonomik kriz endişesi yaşanırken Türkiye'nin bankacılık sektörüne para enjekte etmek zorunda kalmadığına dikkat çekti
ANTALYA - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, bütün dünyada ekonomik kriz endişesi yaşanırken Türkiye'nin, Avrupa'da bankacılık sektörüne para enjekte etmek zorunda kalmayan tek ülke olduğunu bildirdi.
Bağış, Avrupa'nın perakende devi Metro Grup'un üst düzey yöneticilerini buluşturan ve Türkiye'de ilk kez Antalya'nın Serik ilçesine bağlı Belek beldesinde düzenlenen toplantıya katıldı. Basına kapalı gerçekleşen toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Bağış, Metro Grup'un 32 ülkede 5 bin kişiye istihdam sağlayan önemli bir kuruluş olduğunu belirterek, grubun yeni teknolojilerle Türkiye'ye iş imkanı ve önemli pazarlar yarattığını söyledi.
Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin en önemli çağdaşlaşma projesi olduğunu, bu projeyi ve 10 fasılda devam eden müzakereleri Metro Grup'un yaklaşık 800 yöneticisine anlattığını kaydeden Bağış, toplantıda katılımcılara, AK Parti'nin çalışmaları hakkında da bilgi verdiğini ifade etti.
Türkiye'nin yılda ortalama 1 milyar dolar olan küresel sermayesinin, AK Parti iktidarıyla yılda ortalama 20 milyar dolara çıktığını dile getiren Bağış, şöyle konuştu:
"Bütün dünya ekonomik kriz endişesi yaşarken, Avrupa'da bankacılık sektörüne para enjekte etmek zorunda kalmayan tek ülkeyiz. Avrupa'da bankalar patır patır dökülürken, iflas ederken, Türkiye'de bankalar iflas etmediği gibi, zarar da etmemiştir. Türkiye'de bankacılık sektörü geçen yıl 12 milyar doların üzerinde net kar elde etmiştir. Bu da Türkiye'nin ekonomisinin ne kadar dayanıklı, güçlü, ne kadar istikrarlı olduğunu göstermiştir. Türkiye'nin yatırım için ne kadar doğru bir adres olduğunu göstermiştir. Türkiye'nin sorunları yok değildir, vardır. Ama küresel anlamda analiz ettiğiniz zaman Türkiye bugün yatırım yapma, fırsatları değerlendirme açısından son derece karlı, son derece doğru bir ülkedir."
Türkiye'nin nüfusunun yüzde 65'inin 34 yaşın altında, ortalama yaşın da 28,3 olduğunu dile getiren Bağış, bu genç nüfusla ve 24 milyon insandan oluşan iş gücüyle Avrupa'nın dördüncü büyük iş gücüne sahip ülkesi olduğuna dikkati çekti. Konuşmasında, Avrupa'nın 6'ncı, dünyanın ise 17'nci en büyük ekonomisi olan Türkiye'nin dünya ekonomisinde karar alma süreçlerindeki en önemli ülkelerden olduğunu anlattığını belirten Bağış, Avrupalı katılımcılara Türkiye'nin AB hedefini kararlılıkla sürdüreceği mesajını verdiğini söyledi.
"AB ortak heyecanımız"
Bağış, toplantıda AB hedefinin, Türkiye'de iktidarıyla, muhalefetiyle herkesin ortak heyecanı olduğunu ve bu heyecanı hep birlikte geliştireceklerini söylediğini dile getirdiğini vurgulayarak, Metro Grup'un Türkiye'de yeni yatırım planlamalarının da toplantıda kendisine aktarıldığını belirtti.
Muhalefet partilerinin AB hedefine destek verecekleri yolunda beyanlarının da kendisini umutlandırdığını ifade eden Bağış, "Önümüzdeki dönemde TBMM'de kanunlarımızı geçirirken, gerekli AB standartlarında bir Anayasa'ya kavuşma sürecinde ilerlerken, muhalefetin TRT Kanunu'nda, Vakıflar Kanunu'nda ve 301'in değişmesinde ortaya koyduğu direnç umuyoruz olmaz. Ortak faydalarımız üzerinde, Türkiye'nin aydınlık yarınlarını inşa ederiz diye ümit ediyoruz" diye konuştu.
Doğan Grubu'na kesilen vergi cezası
Bağış, gazetecilerin Doğan Grubu'na kesilen vergi cezasına ilişkin sorularını da yanıtladı. Dünyanın her köşesinde denetimler yapıldığını ve gerekirse ceza kesildiğini dile getiren Bağış, şunları söyledi:
"Bu ilk kesilen ceza değildir. Daha evvel de benzer şeyler olmuş, kiminde uzlaşılmış, kiminde yargıya gidilmiş, kiminde de kabul edilmiştir. AB standartları açısından burada yargıya gitme yolu açık mıdır? İnsanların burada kendilerini ifade etme özgürlüğü var mıdır? Ve medya doğru yayıncılık yapmakta mıdır? Bunlara bakılır. Burada kişinin özel hayatına müdahale var mıdır onlara bakılır. AB kurallarını ihlal eden bir durum söz konusu değildir. Avrupa'da imajımız açısından sorun yoktur. ABD ve Avrupa'da vergiyle ve usulsüzlüklerle ilgili çok büyük de cezalar yazılmıştır. Türkiye'de çok şükür ki bir demokrasi ve işleyen bir devlet sistemimiz var. Yasama, yürütme ve yasama erklerimiz var. Sistem kendisini her zaman kontrol altında tutmuştur."