”Bankalardaki sorunlu kredi oranı yüzde 5”

İş Bankası tarafından düzenlenen DÜNYA Gazetesi yazar ve yöneticileri de katıldığı "Ekonomik Dönüşüm ve Yeni Döneme Bakış" toplantısı Diyarbakır'da gerçekleştirildi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DİYARBAKIR - Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Türkiye'nin en önemli konularından birisinin sorunlu krediler olduğunu belirterek, "Tüm bankaların kredilerinin yüzde 5'e yakını sorunlu kredi olmuş. Bizde de aşağı yukarı öyle bir oran var" açıklamalarında bulundu.

İş Bankası'nca günümüz ekonomi ve piyasa koşullarında bölgesel ve uluslararası fırsatlar, yeni iş alanları ve sektörel gelişim fikirlerinin ele alındığı geleneksel "İş'le Buluşmalar" toplantısı, kapsamında yapılan "Ekonomik Dönüşüm ve Yeni Döneme Bakış" toplantısı Diyarbakır'da yapıldı.

Toplantının açılışında konuşan Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, bu toplantıların amacının müşterileriyle birlikte olmak olduğunu ve konferans vermek yerine esas girişimlerin amacını anlatmak olduğunu söyledi.

Türkiye İş Bankası'nın bu yöredeki faaliyetlerine desteklerinden dolayı teşekkür ettiğini belirten Özince, "Bu bölgede en geniş teşkilatı olan özel banka biziz. Kamu bankası olan Ziraat Bankası'ndan sonra en büyük teşkilat İş Bankasındadır. Bu iyi, bu yöre insanının bu müessesenin iyi tercihiyle ilgilidir" dedi.

GAP bölgesinde nakdi kredilerde birinciyiz

Özince, GAP Bölgesinde, nakdi krediler dikkate alındığında İş Bankası olarak birinci olduklarını, mevduat kredisinde ise Ziraat Bankası'nın ardından ikinci sırada olduklarını bildirdi.

Nakdi kredilerde diğer özel bankaların yarıları kadar bile olmadığını savunan Özince, şöyle dedi:

"Yalnız Diyarbakır dikkate alındığında Ziraat Bankası biraz önümüzde bu da belki devlet bankası olması münasebetiyle böyle olmuş. Haziran itibarı ile nakdi kredide yüzde 13 pazar payımız var Mevduatta ise yüzde 11,8'dir. Bu yöredeki işlerimiz sürekli gelişiyor. Kriz döneminde, ne kredilerimizi kestik ne yatırımlarımızı. 2009 yılının ilk 6 aylık döneminde İş Bankası 35 tane şube açmış. Bu bankacılık sisteminin tamamına baktığınızda neredeyse açılan şubelerin yarıya yakını kadar biz açmışız. Bu yıl, haziran ayı sonuna kadar sektördeki çalışan sayısı bin 450 azalmış, biz ise bin 100 kişi artırmışız. 4 bin bankamatiğimize 134 tane bankamatik ilave etmişiz.

Türkiye krizde, dünya krizde, İş Bankası ise yatırımlarına devam ediyor. Biz hala dükkan açmaya da, istihdam yaratmaya da devam ediyoruz. Dükkan açarken de öyle gidip büyük şehirlerde açmıyoruz. En son aldığımız şube açma kararı Patnos'tur. İş bankası müşterisi nerede hizmet istiyorsa ve nerede potansiyel varsa mutlaka değerlendiriyoruz."

Sorunlu krediler

Özince, kriz döneminde Türkiye'nin en önemli konularından birisinin sorunlu krediler olduğunu kaydetti.

Bu sorunu aşmak için protokollerin yapıldığını, kredi kartı borçlarının yapılandırılmaya çalışıldığını anlatan Özince, şöyle konuştu:

"Tüm bankaların kredilerinin yüzde 5'e yakını sorunlu kredi olmuş. Bizde de aşağı yukarı öyle bir oran var. Diyarbakır'da da banka kredilerinin yüzde 5,3 oranında kredileri sorunlu kredi. Diyarbakır İş Bankasında ise bu oran yüzde 2,5 civarındadır. Türkiye genelindeki kredi sorunlarımız bölgede ve Diyarbakır'da da yarı yarıya azdır.

Verdiğimiz hizmet hala eksik bunun bilincindeyiz. Bunu geliştirme artırma konusunda da hiçbir tereddütümüz yok. Türkiye genelinde risk almaktan yana hiçbir problemimiz yok. Yalnızca Diyarbakır'ı ele alırsak haziran ayı sonunda 241 milyon TL civarında nakdi kredimiz var. 155 milyon TL civarında da mevduat almışız. Yani aldığımız mevduattan 90 milyon TL fazla Diyarbakır'da kredimiz var. Bölgeye de baktığınız üç aşağı beş yukarı durum böyledir. Amacımız Türkiye'nin yarınlarda daha müreffeh bir ülke olmasıdır. İş Bankası'nın misyonu da budur."

Irak'ta şube açmayı değerlendiriyoruz

Özince, bölgedeki müşterilerinin neredeyse tamamının bölgedeki ülkelerle iş yaptığını hatırlattı.

Müşterilerinin kendilerini sürekli (Irak'ta şube açın) dediğini vurgulayan Özince, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizde bunları ciddi şekilde değerlendiriyoruz. Türkiye açısından ticari potansiyeli fazla olan Irak ve İran gibi nüfusu büyük, ancak serbest piyasa ekonomisindeki deneyimi bizim kadar olmayan ülkelerin yararlı olabileceğini düşünüyoruz. Bu ülkeler zaten ana piyasalara açılma açısından, lojistik yönden Türkiye'yi de kullanma durumundalar. Mevcut ticari ilişkilerinin çoğu Türk işadamları üzerinden gerçekleşiyor. Gelecekte iş adamlarımızın, özellikle bu yöremizdeki iş adamlarımızın yapacakları iş birliklerinde çok ciddi katkılarımız olacağını düşünüyoruz."

Özince, yakında "81 ilde 81 orman projesini" uygulamaya koyacaklarını ve burada dikecekleri ağaçları müşterilere gönderdikleri hediyelerden kısarak yapmayı düşündüklerini sözlerine ekledi.

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Galip Ensarioğlu da, dünyanın önemli bir finansal krizden geçtiğini vurguladı.

Krizin etkisinin kademeli olarak yavaşladığı bu günlerde, ekonominin dengeye oturmaya başladığına dikkati çeken Ensarioğlu, şunları söyledi:

"Hükümetin geçtiğimiz günlerde açıkladığı orta vadeli programda ekonominin istikrarını ve yapısal dönüşümü hedeflemektedir. Ekonomik krizin kademeli olarak etkisinin azaldığı bu dönemde, ekonomide doğru kararların alınması gerekmektedir. IMF, Dünya Bankası ve önemli iktisatçılar krizin 3 boyutuna dikkat çekmektedirler. Finans krizi ve küresel kriz ayaklarında düzelme olduğu gözlenmektedir. Ancak en önemli ayaklardan biri olan işsizlik konusuna henüz bir çözüm getirilememiştir. Şubat 2009'da işsiz sayısı 4 milyona ulaştı.

Krizin yol açtığı durgunluğun sona ermesi için kamu harcamalarında daralmaya gidilmesi ve vergilerin artırılması yoluna gidilmemelidir."

ABD'nin bile krizden çıkışın en önemli yolu olarak kayıt dışılığı hedef aldığını anlatan Ensarioğlu, "Bizim açımızdan ise kayıt dışılık daha çok ulusal düzeyde bir sorun olarak görülmektedir. Her üç kişiden bir kişinin kayıt dışı istihdamda olduğu ülkemizde, aynı oranlarda işletmeler ve potansiyel vergi mükellefleri de kayıt altına alınmamıştır. Türkiye ulusal düzeyde kayıt altına alma sorununu çözdüğünde çok önemli gelir kaynakları yaratmış olacaktır" şeklinde konuştu.

Türkiye en önemli aktörlerden biri olma şansına sahip

Ensarioğlu, krizin siyasal boyutuna da dikkati çekmek istediklerini ve kriz sonrası dünyanın yeniden şekillendiğini ifade eden Ensarioğlu, şöyle dedi:

"Yapısal dönüşüm arayışları, yeni bir sistem geliştirme yönünde politik yaklaşımlar söz konusu. ABD ve İngiltere, Fransa'nın direnişine rağmen, G20'nin genişleyerek kurumsallaşmasını istiyorlar. Bu süreçte Türkiye en önemli aktörlerden biri olma şansına sahiptir. Türkiye'nin merkezde olduğu, AB'nin doğuya doğru genişlemesi önemli bir politik tercih olarak öne çıkmaktadır. Siyasette, demokrasiye, hukuk ve insan haklarına ilişkin temel sorunları çözmemiş bir ülkenin AB'nin istikrarına zarar vereceğini öne sürmektedir. Türkiye'nin bu süreci iyi okuması ve analiz etmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Türkiye'de Kürt sorunu merkezli olarak başlatılan demokratikleşme açılımı, bu çerçevede bir dönüm noktası olacaktır."

KOSGEB Başkan Vekili Mustafa Kaplan ise, hiçbir ülkenin kayıtsız kalamayacağı baş döndürücü bir dönemden geçildiğini söyledi.

2008 yılının son çeyreğinde ortaya çıkan krizin Türkiye'ye de etkilediğini belirten Kaplan, şöyle konuştu:

"Türkiye'de işletmelerin yüzde 90'nın dan fazlasını oluşturan KOBİ'ler ekonomik gelişmenin en önemli unsurlarındandır. Desteklenmeleri çok önem arz etmektedir. Bu desteklerin ve etkinliklerin artırılması için çalışıyoruz. Geçtiğimiz dönemde KOBİ'ler için sağlanan krediler önemli bir işlevi yerine getirdi ama daha fazlası için çalışıyoruz. Devlet Planlama Teşkilatı'na KOBİ'ler için 4 ayrı proje sunduk. Bunlardan kabul edilen bir tanesi Cazibe Merkezleri Destekleme projesiydi. Diyarbakır'da 15 ekimden itibaren bu kapsamdaki krediler kullanılabilinecek." .

Toplantının panel şeklinde gerçekleştirilen ve  modaretörlüğünü Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ'ın yaptığı ikinci bölümde de, Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr Taner Berksoy, "Dünyada ve Türkiye'de Krizden Çıkış", Unmaş Unlu Mamuller Sanayi ve Ticaret A.Ş yönetim Kurulu Başkanı Hasip Gençer "Gelişen Türkiye'de Tarım Sektörü", Lojistik Yönetim danışmanı Atilla Yıldıztekin "Diyarbakır'ın gelişmesi için Lojistik Öneriler" ve Dünya Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan danışmanı Rüştü Bozkurt da "Kriz Sonrasında Yeni Projeler" konusunda katılımcılara bilgi verdi.

Toplantıya Diyarbakır ve bölgeden çok sayıda davetli katıldı.