Belediyeler için ”mali karne” hazırlanacak
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan, gelecek dönemde belediyelerin mali performansına odaklanacaklarını belirtti
ANKARA - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, gelecek dönemde belediyeler için "mali karne" hazırlayacaklarını söyledi.
Babacan, Bilkent Otel'de düzenlenen "II. Yerel Yönetimlerin Mali Yönetimi Forumu"nda, "Yerel Yönetimlerin Alternatif Finansman Yöntemleri"nde yaptığı konuşmada, gelecek dönemde belediyelerin mali performansına odaklanacaklarını belirterek, " Önümüzdeki dönemde merkezi yönetim belediyelerin mali performansını şeffaf bir şekilde denetleyerek, raporlayarak bir nevi 'mali karne' oluşturacak" dedi.
Merkezi yönetim ile mahalli idareler arasındaki uyumu daha da güçlendirmeyi ve bu çerçevede farklı ülkelere uyguladıkları iyi örnekleri dikkate almayı amaçladıklarını kaydeden Babacan, geçen yıl ilki düzenlenen forumda katılımcıların borçlanmanın yasal ve kurumsal çerçevesi konusundaki bilgilendirmeden çok hoşnut olduklarını belirtti.
Babacan, geçen yılki forumda yerel yönetimlerin borçlanmaları ele alınırken, bu yılki forumun ana konusunun ise belediyelerin yatırım harcamaları finansmanında kullanacakları klasik olmayan alternatif yöntemlerin tartışılacağını ifade etti.
Belediyelerin klasik yöntemde harcamalarını öz gelirleri dışında borçlanmayla finanse ettiklerini söyleyen Babacan, fakat bu türden klasik finansman modelinin terk edilmesi ve yeni alternatif finansman modellerinin incelenmesi gerektiğini bildirdi.
Türkiye'de yerel yönetimlere önem verdiklerini ve yerinden yönetim anlayışının temelini yerel yönetimlerin oluşturduğuna işaret eden Babacan, Türkiye'nin tek bir noktadan idare edilemeyecek kadar büyük olduğunu ve sorunlara mahallinde çözüm getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Yerel yönetimler reformunun hükümet gündemindeki en önemli reformlardan biri olduğunu bildiren Babacan, bu çerçevede 2003 yılında "Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Reformu" çıkarttıklarını, 2005 yılında "Belediye Kanunu", "İl Özel İdaresi Kanunu" ve buna benzer düzenlemeler yaptıklarını, denetim, hesap verilebilirlik gibi konularda ilerleme kaydettiklerini hatırlattı.
Babacan, 2008 yılında belediyelerin gelir paylarını artırdıklarını, yerel yönetimlere bu yılın ocak ile haziran döneminde merkezi idareden yüzde 11 oranında bir kaynak artışı sağlayarak, 7,2 milyar liralık bir kaynak yarattıklarını söyledi.
"Belediyelerin öz gelirlerini artırmak için daha fazla enstrüman sağlanacak"
Ekonomik toparlanmayla birlikte gelecek yıl belediye gelirlerinde daha çok artış görüleceğini anlatan Babacan, yerel yönetimlerin öz gelirlerinin artırılması, mali disiplin, etkin denetim, kurumsal yönetişim gibi orta vadeli hedeflerinin bulunduğunu bildirdi. Belediyelerin öz gelirlerini artırmak için daha fazla enstrüman sağlayarak, daha çok gelir imkanı alanı yaratacaklarını belirten Babacan, aynı zamanda belediyelerin hizmet kapasitelerini de geliştireceklerini kaydetti.
Gelecek dönemde belediyelerin mali performanslarını şeffaf bir şekilde ortaya koyacak düzenlemelere gideceklerini, böyle bir düzenlemeyi belediye başkanları arasındaki haksızlığı gidermek için yapacaklarını ifade eden Babacan, bazı belediye başkanlarının yaptıkları işleri büyük borçlanmayla yaptıklarını, bazı belediye başkanlarının ise borç altına girmediklerini, bu türden haksızlıkları önlemeyi amaçladıklarını söyledi.
Babacan bu tür düzenlemelerin AB'ye uyum açısından önemli olduğunu kaydetti.
Borçlanma imkanının daraldığı, dünyadaki küresel krizin etkisini sürdüğü bugünlerde yerel yönetimlerin alternatif finansman imkanlarını ele almalarının yatırımların aralıksız sürdürülmesi açısından büyün önem taşıdığına işaret eden Babacan, alternatif finansman yöntemleri arasında özel sektör kamu işbirliği, arazi satışı ya da kiralanması ve kalkınma fonlarının bulunduğunu belirtti.
Özellikle hibelerin yatırımlar üzerinde yerel hizmet sunumu üzerinde önemli etkisi olduğunu kaydeden Babacan, Türkiye'de yatırımların özel sektör desteğiyle yapılanmasının sık bir yöntem haline geldiğini, bu çerçevede çevre, konut, ulaşım, su, kanalizasyon, katı atık gibi alt ve üst yapı yatırımlarının da büyük önem taşıdığını vurguladı.
Ayrıca özel sektörle işletme ve uygulamalarda işbirliği yapıldığını ifade eden Babacan, bu yöntemin en önemli faydasının bütçe faydası olduğunu, ama bunun yanı sıra pek çok avantaj sağladığını söyledi.
Risklerin kamu ve özel sektör arasında dengeli olmasının da önemine işaret eden Babacan, bu tür yatırımlarda hem kamunun hem de özel sektörün kazanması gerektiğini, bu projeleri "kazan kazan" olarak adlandırdığını kaydetti.
"Ama alınan risklerin adil paylaşımı büyük önem taşıyor" diyen Babacan, yerel yönetimlerin finansmanından gerek AB'nin gerekse başka uluslararası kuruluşlardan sağlanan hibelerin bulunduğunu, bugün düzenlenen toplantının amaçlarından birinin tarafları biraraya getirmek olduğunu da sözlerine ekledi."
Atalay: 7 milyar liralık aç var
Yerel yönetimlere aktarılan kaynağın da bu süreçte artırıldığını dile getiren İçişleri Bakanı Beşir Atalay, 2002'de merkezi bütçeden belediyelere aktarılan kaynağın 4,7 milyar lira olduğunu, 2008'de 15,8 milyar lirayı bulduğunu ifade etti.
Çok ciddi bir artış yaşandığını, ancak ihtiyaçların da fazla olduğunu belirten Atalay, belediyelere kaynak aktarımında daha önce esas alınan tek kriterin nüfus olduğunu, burada da gelişmişlik endeksi kriterini getirerek kaynak dağılımının daha sağlıklı gerçekleşmesini sağladıklarını anlattı.
Atalay, yerel yönetimlerin mali yapısıyla ilgili bilgi verirken de 2008 yılı bütçe gelirleri toplamının yaklaşık 39 milyar lira, harcamaların ise 46 milyar lira olduğunu ifade ederek, oluşan 7 milyar liralık açığa dikkati çekti. Bunun ciddi bir açık olduğunu belirterek, bakanlığa gelen kredi talepleri ve belediye başkanlarıyla yapılan görüşmelerden edinilen intibayla bu açığın da artma eğilimi bulunduğunu söyledi.
Belediyelerin, il özel idarelerinin daha çok hizmet üretmek istediklerini, daha fazla sorumlulukları bulunduğunu, vatandaş beklentisinde de artış olduğunu belirten Atalay, kaynaklar da ise yetersizlik hissedildiğini kaydetti.
Belediyelerin, denk bütçe ilkesine özen göstermelerini isteyen Atalay, denk bütçe ilkesi çerçevesinde sağlıklı bir yapı kurulabilmesi açısından belediye başkanlarının cari giderleri kontrol altına almasını ve gereksiz personel istihdamından kaçınmasını "zorunlu" gördüğünü söyledi.
Beşir Atalay, yerel yönetimlerin toplam gelirleri içinde öz gelirleri oranının yeterli düzeyde olmamasının da sıkıntılı bir durum oluşturduğunu, gelirin yaklaşık yüzde 50'sinin merkezi bütçeden geldiğini ifade ederek, bugünkü forumda bu konunun ele alınacağını, imtiyaz sözleşmesi, yönetimler arası işbirliği gibi alternatif finans modelleri üzerinde konuşulacağını kaydetti.