BES, yatırım araçlarından daha avantajlı
Yeni düzenleme ile Bireysel Emeklilik Sistemi birçok yatırım aracından avantajlı hale geldi.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İSTANBUL - Yapı Kredi Emeklilik Genel Müdürü Taylan Türkölmez, temel amacı sistemi tabana yaymak ve tasarrufları teşvik etmek olan düzenlemelerle 2020'ye doğru Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) fon varlıklarının 100 milyar TL'yi bulacağının öngörüldüğünü belirterek, "Vergilendirmede, eskiden toplam varlık üzerinden gerçekleştirilirken, yeni sistemle yalnızca elde edilen getiri üzerinden gerçekleştirilmektedir. 'devlet katkısı' ile doğrudan teşvikin varlığı ve yalnızca elde edilen getirinin vergilendirilmesi, eskiye göre BES'i daha cazip kılmasının yanında, BES'i birçok yatırım aracından da avantajlı hale getirmiştir" dedi.
BES'deki değişikliğe ilişkin soruları cevaplayan Türkölmez, BES'te değişikliğe gidilmesinin, devletin tasarrufların artmasına yönelik kararlı tavrını desteklemek üzere attığı önemli bir adım olduğunu söyledi.
Türkölmez, tasarruf bilincini artırmayı amaçlayan, tasarruf yapanlara desteği tabana yayan yeni yaklaşım çerçevesinde, uzun vadeli tasarruf yapmak isteyen birey sayısında artış sağlanmasının beklendiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Yeni sistemin eski sistemden en önemli farkı tasarrufların artık 'devlet katkısı' ile doğrudan teşvike konu edilmiş olmasıdır. Vergilendirme de eskiden toplam varlık üzerinden gerçekleştirilirken, yeni sistemle yalnızca elde edilen getiri üzerinden gerçekleştirilmektedir. 'Devlet katkısı' ile doğrudan teşvikin varlığı ve yalnızca elde edilen getirinin vergilendirilmesi, eskiye göre BES'i daha cazip kılmasının yanında, BES'i birçok yatırım aracından da avantajlı hale getirmiştir. Uygulamaya girmesi beklenen düzenlemelerin mevcutta zaten rakipsiz olan avantajları ile BES'in daha da etkinleştirerek ülkemizdeki uzun vadeli tasarrufları artıracağına, piyasaları derinleştireceğine, cari açığın finansman sorununun çözümüne yardımcı olacağına ve bireylerin emeklilik dönemlerindeki birikim ihtiyaçlarını karşılayarak kamu sosyal güvenlik sistemi üzerindeki baskıyı azaltmaya yardımcı olacağına inanıyoruz. Sağlam altyapısı, dünya örneklerini birleştiren kurgusu ve önemli bir açığı kapatması açılarından BES, kuruluşundan bugüne dek geçen sürede hızla büyüme kaydetti. Hükümetin de verdiği önemin altını çizerek, gelinen bu nokta BES'in rüşdünü ispat ettiğini gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz."
Türkölmez, yeni BES'in hayata geçmesiyle birlikte hayatın çok değişebileceğini özellikle belirtmek istediğini belirterek, "Temel amacı sistemi tabana yaymak ve tasarrufları teşvik etmek olan düzenlemeler ile 2020'ye doğru BES fon varlıklarının 100 milyar TL'yi bulacağını söylemek mümkün. Bu değişikliklerin temelde sisteme olan katılımı ve tasarrufları artıracağı düşünülüyor. Katılımcının mevcut sistemde de var olan bu hakkı yeni sistemde de mevcuttur. Ancak BES yasası çerçevesinde sağlanan bugüne kadarki vergi avantajından veya Ocak 2013'te yerine devreye girecek devlet katkısı teşvikinden yararlanabilmek için belli süreler sistemde kalmak gerekmektedir. Vergi avantajı için bu süre 10 yıl ve 56 yaş iken, devlet katkısı için yeni yasada hak ediş süreleri verilmiştir. BES uzun vadeli bir tasarruf sistemidir, yeni yasada da bu ana özelliği çerçevesinde uzun süreli tasarruflar teşvik edilmeye devam edilecektir" diye konuştu.
BES'in uzun vadeli bir tasarruf sistemi olarak algılanması gerekir
Türkölmez, BES'in uzun vadeli bir tasarruf sistemi olarak algılanması gerektiğini, sistemin kurulduğu ilk yıllardan itibaren sürekli vurguladıklarını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle devlet katkısı sonrası sistemde uzun süre kalınması gerekliliği bilincinin daha da artacağı düşüncesindeyiz. Bu doğrultuda, katılımcıları sistemde uzun süre kalmaya teşvik edebilmek için BES fonlarının piyasadaki diğer alternatif yatırım araçlarıyla rekabet edebilir nitelikte ve aynı zamanda katılımcıların değişen piyasa koşulları karşısında duydukları gereksinimleri karşılayabilir içerik ve çeşitlilikte olmaları gerekiyor. Devlet katkısı ile birlikte değişen kanun sonrası sektörde önemli bir ihtiyaç olan 'Altın ve Kıymetli Madenler' fonlarının yanı sıra 'Kira Sertifikaları'na yatırım yapabilen fonların da kurulabilmesine olanak sağlandı. Sistemde uzun süre kalmalarını istediğimiz katılımcılarımızın, yıllar geçtikçe birikimlerinin artması özellikle finansal piyasaların dalgalanma yaşadığı dönemlerde bu gibi korunma amaçlı kullanabilecekleri fon çeşitliliğinin de artmasını gerekiyor. Ayrıca ekonomik konjonktür gereği yıllar itibariyle aşağı gelen faiz oranları fonların getirilerinin de sınırlı kalmasına neden olduğundan, katılımcılara farklı alanlara yatırım yapma imkanı sağlayacak fonların sunulması ve bu fon çeşitliliği ile beraber bir taraftan da kar topu gibi büyüyen mevcut fonlarla derinleşecek piyasaların oluşumu, sistemin geleceği için son derece önemli olacak."
Bugüne kadar sisteme giren herkesin eğer vergi mükellefi ise vergi avantajından yararlandığını hatırlatan Türkölmez, Ocak 2013 itibariyle ise vergi avantajının yerini "devlet katkısı"nın alacağını, bu nedenle Ocak 2013'ten itibaren sisteme giren herkesin bu katkıdan yararlanabileceğini kaydetti.
Türkölmez, katılımcılar, sistemden çıktıklarında oluşan toplam varlık tutarından, hesaplanacak getirinin stopaj tutarı düşülerek ödeme gerçekleştirileceğini ifade ederek, devlet katkısı için yasayla belirlenmiş hak ediş süreleri olduğunu, katılımcı sistemde kaldığı süreye göre bu hak edişler çerçevesinde katkı alabileceğini söyledi.
Devlet katkısı, yıllık asgari ücretin yüzde 25'i ile sınırlıdır
Hükümetin belirleyeceği vergi teşvik oranında bir yanlış anlama olduğuna değinen Türkölmez, "Vergi avantajı 2003'te sistemin kurulduğu zaman olan teşvik yöntemidir. Bu yıl çıkan yeni yasa çerçevesinde vergi avantajı yerine 'devlet katkısı' gelmiştir. 2013 yılı itibariyle her bir katılımcının yatırdığı katkı payına yüzde 25 oranında devlet katkısı verilecektir. Ancak devlet katkısı yıllık asgari ücretin yüzde 25'i ile sınırlıdır" dedi.
Devlet katkısı ile elde edilen birikim tutarının hak edilmesine ilişkin uygulamanın devlet katkısı için geçerli süreye bağlı olarak, süresi 3 yıldan az olan katılımcılar için hak ediş oranının yüzde 0 olduğunu belirten Türkölmez, "Süresi 3 ile 6 yıl arasında olan katılımcılar için hak ediş oranı, yüzde 15, süresi 6 ile 10 yıl arasında olan katılımcılar için hak ediş oranı yüzde 35, süresi 10 yıldan fazla ve yaşı 56'dan küçük katılımcılar için hak ediş oranı yüzde 60, süresi 10 yıldan fazla ve yaşı 56'dan büyük katılımcılar için hak ediş oranı yüzde 100'dür. Sisteme devlet katkısı uygulaması başlamadan önce girmiş katılımcılar da düşünülmüş durumda, bu katılımcılar normal süreleri ile 10 yıl ve 56 yaşı doldurarak emeklilik hakkı elde etmeleri durumunda, sistem başladıktan sonra hesaplarına yatırılacak devlet katkısının tamamına hak kazanacaklar" şeklinde konuştu.