Bilecik: Seçim sohbeti bile yapılmamalı
Türkiye'nin bir an önce reformlara odaklanması gerektiğini söyleyen TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Bilecik, "İş dünyasının en büyük beklentisi önümüzdeki 2 yılın en ufak bir seçim hazırlığı dönemi olmadan, hiçbir seçim sohbetini bile yapılmadan tamamlanması" dedi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, "İş dünyasının en büyük beklentisi, önümüzdeki 2 yılın en ufak bir seçim hazırlığı dönemi olmadan, hiçbir seçim sohbetini bile yapmadan, ekonomik potansiyelimizi artıracak önemli reformların yapıldığı bir icraat dönemi olması." dedi.
Bilecik, bir etkinlikte yaptığı konuşmada, son günlerde Mustafa Kemal Atatürk hakkında birtakım yerlerde mesnetsiz iddiaların dolaştığını kaydederek, Atatürk'ün bu ülkenin ortak ve birleştirici değeri olduğunu söyledi.
Atatürk'e yapılan hakaretleri esefle bir kez daha kınadığını dile getiren Bilecik, bu konuda hassasiyet sahibi olanlara teşekkür etti.
CFO'ların şirketlerdeki işlerinin zorluğuna değinen Bilecik, gelişmekte olan ekonomilerin gelişmişlere göre çoğu zaman dalgalı sularda seyrettiğini, CFO'ların finansal veya finansal olmayan riskleri aynı anda yönetmek zorunda kaldığını aktardı.
Bilecik, Türkiye de operasyonları yürüten CFO ların yüksek tecrübeli olduklarını kaydederek, değişen koşullara kolay adapte olmak noktasında bir problemleri olmadığını vurguladı.
Başkan Bilecik, "Hatta Türk CFO'ları son 25-30-40 yılda yaşanan dalgalı ekonomi yapılanmadan dolayı edindiği muazzam ve farklı tecrübelerle dünyanın hangi ülkesine giderse gitsin dört dörtlük bir CFO olarak hemen pozisyonuna başlar." diye konuştu.
'Ekonominin krize sürüklenmemesi önemli bir başarı'
Bilecik, Türkiye'nin son 3 yılı seçimler, Cumhuriyet tarihinde hatta neredeyse dünyada olmayan hain bir darbe girişimi ve referandum süreci ile geçirdiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Bu olağanüstü dönemde ekonomimizin önemli ölçüde direnç göstererek bir krize sürüklenmemiş olması fevkalade sevindirici olduğu kadar önemli bir başarıdır. Bunda şüphesiz 2002 yılı itibarıyla yapılan reformlar, bankacılık sisteminin güçlendirilmiş, mali disiplinini sağlanmış olması çok önemli kaldıraçlardan oldu. Elbette kurallı bir ekonomiye geçiş adımlarının atılması gelinen pozitif noktadaki önemli etkenlerden. Bu sayede oluşan mali alan, üçüncü çeyrekte daralan ekonominin talep ve istihdam üzerindeki olumsuzluklarının bertaraf edilmesi için özellikle son dönemde, yılın ilk çeyreğinde genişlemeci yönde kullanılabildi."
Bilecik, kısa vadede düşen talep ve artan işsizliğe karşı alınan bu tedbirleri makro istikrarı bozmaması kaydıyla hep desteklediklerini bildirdi.
Büyümenin sürdürülebilir bir şekilde artırılmasının bu tür politikalarla sağlanamayacağını dile getiren Bilecik, artık referandumun geride kaldığını, bu konuların tamamıyla geride kalmasını temenni ettiklerini bildirdi.
'Ekonomik reformlara ve programlara odaklanılmalı'
Bilecik, bugünlerde iş dünyasının en çok "yatırım ortamını iyileştirecek ekonomik reformlara ve programlara odaklanmaya" ihtiyaç duyduğunu belirterek, 2 yıl boyunca seçim olmayacağını hatırlattı.
Başkan Bilecik, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Her ne kadar 2019 yılında seçimler olsa da artık bir nevi seçim yorgunu olan özellikle iş dünyasının en büyük beklentisi önümüzdeki 2 yılın en ufak bir seçim hazırlığı dönemi olmadan, hiçbir seçim sohbetini bile yapmadan, ekonomik potansiyelimizi artıracak önemli reformların yapıldığı bir icraat dönemi olması. Bunu arzu ediyoruz. Bir yandan ABD bir yandan AB ekonomisine baktığımızda buradaki noktaların toparlanmaya başlaması, IMF'nin küresel büyüme tahminlerini yukarıya doğru revize etmesi, büyümenin dünyada yeniden hız kazanacağı konusunda yeni bir dönem işaretini bize veriyor."
Bilecik, bu dönemde içe kapanmamaları ve dışa açılmaları gerektiğinin altını çizerek, ekonomilerine mümkün olduğunca yatırım çekmek için hızlı hareket etmeleri gerektiğini vurguladı.
Kısa vadeli genişlemeci politikalar yerine kalıcı, verimlilik artırıcı politikalara daha fazla ihtiyaçları olduğunu dile getiren Bilecik, son dönemde sürecin zorluklara rağmen Türkiye'de yapısal reformlar tarafında olumlu adımlar atıldığını aktardı.
'OHAL uygulaması artık geride kalmalı'
Bilecik, hukuk, demokrasi ve özgürlükler toplumu olmadan katma değerli istihdamın, nitelikli yatırım çekmenin, etkin girişimlerin yeşermesinin gerçekleşemeyeceğini belirterek, bu alanda yapılacak her iyileşmenin hem yurt içinde hem de yurt dışındaki yatırımcılar tarafından olumlu karşılanacağını söyledi.
Bilecik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu bağlamda ilk atılması gereken adım olarak OHAL uygulamasının artık geride bırakılmasını gerekli görüyoruz. Önümüzde hemen yola koyulursak 18 aylık bir reform aralığı bulunmakta. Normal şartlarda siyasette belki muazzam derecede bir uzun süre ama yapılacak yatırımlar, alınacak kararlar, uygulanacak olan reformlar için kötü, az bir aralık değil. Hükümetimiz tarafından bugüne kadar hazırlanan birçok eylem planı ve strateji belgesi var. Bu konuda hiçbir eksiğimiz yok. Artık reformları tespit etmek değil ihtiyacımız olan reform atmosferini yakalamaktır."
Bilecik, analitik, özgür ve yaratıcı düşünme kapsamlı bir eğitim reformunun hayata geçirilmesi geretiğinin altını çizerek, bugüne kadar ülke yöneticileri ile yaptıkları görüşmelerde üzerinde en çok durduğu konulardan birinin eğitim reformu olduğunu bildirdi.
Fen, teknoloji, mühendislik, matematik ve İngilizcenin etkin olduğu bir eğitim reformunun öneminden bahseden Bilecik, Sanayi 4.0 konusuna değindi.
Toplumsal cinsiyet eşitliği, hayatın her alanında kadınlara pozitif ayrıcalık sağlamak adına reformist gelişmelerin sağlanması gerektiğini dile getiren Bilecik, Türkiye'nin uluslararası saygınlığını, çekim gücünü, marka değerini yükseltecek bir iletişim stratejisine daha fazla ihtiyaçları olduğunu söyledi.
'AB üyelik sürecini elden bırakmamalıyız'
Bilecik, AB üyelik sürecinin Türkiye açısından temel öncelik olduğunu belirterek, TÜSİAD'ın da temel gündem maddesi olduğunu aktardı.
Geçen dönemde hem Türkiye den hem de AB den kaynaklan nedenlerle geleceğe yönelik karşılıklı bir güvensizlik oıluştuğunu dile getiren Bilecik, "Ancak Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci küresel ölçekte rekabetçi bir ülke adına olmazsa olmazdır. Müzakere, üyelik sürecini kati bir suretle elden bırakmamalıyız." diye konuştu.
Bilecik, bir Asyalı dinamizmini elden bırakmadan Avrupa yolculuğuna devam edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.