Bireyselde talep durakladı, önünü göremeyen harcamalarını erteliyor
Bireyselde talep durakladı, önünü göremeyen harcamalarını erteliyor
Uluslararası piyasalarda yaşanan gelişmeleri kriz olarak niteleyen Finansbank Genel Müdürü Sinan Şahinbaş, "ABD'de de bir kriz olup dünyanın herhangi bir yerine etkilememesi mümkün değil. Bu durum Avrupa'ya da sıçramış durumda. İlk çeyrekte birçok banka 2007 ile ilgili kârını açıklayacak. Avrupa'daki resmi biraz daha net görüyor olacağız. Onu gördükten sonra ikinci çeyrekten itibaren bir rahatlama bekliyoruz" dedi. Yaşanan global gelişmelerin ocak ayından itibaren bireysel kredilerde duraklamayı da beraberinde getirdiğine dikkat çeken Şahinbaş, "İnsanlar önünü göremediği için yatırımlarını erteliyor. Tüketiciden tutun da ev alacak kişilere kadar uzanıyor bu durum. Sektör olarak hâlâ iyimser olmaya çalışıyoruz. İkinci yarıdan itibaren eğer olumlu sinyaller gelirse, Türkiye'de ilk iki çeyrekte ertelenmiş olan birtakım talepler süratle piyasada yerini bulacaktır" diye konuştu. Bireysel kredilerde görülen yavaşlamanın önümüzdeki aylarda ertelenmiş talep olup olmadığının daha rahat görüleceğini kaydeden Şahinbaş, bankalarında faiz artırdıklarına dikkat çekti. Faizlerdeki yükselişinde talebi azaltıcı etki yapacağını ifade eden Şahinbaş, şöyle devam etti: "Fakat konutta malın satış fiyatında yapılacak gerileme ile bu kompanse edilirse, fiyat sabit kalacaktır. Müteahhitler düşürürse, faiz yükselse de aylık ödeme aynı rakam olarak kalır. Ben hem faizlerin hem de kârların azalmasını bekliyorum. Önümüzdeki iki ay içerisinde faizin yükselmesi müteahhitlerin kârından düştüğünden daha yüksek olacak." Şahinbaş, büyümenin yüzde 5'i aşmasını beklemediğini ve performansın krizin ne kadar süreceği ile doğru orantılı olduğunu vurgulayarak "Yüzde 4-4,5 arasında büyüme bekliyorum, bu rakam bile yaşanan bu krizde iyidir. Bu krizin geçici kriz olduğuna inanıyoruz. Bu aslında hepimizin krizi. Dünya artık globalleşti, çok ciddi şekilde her sektörün buna alışması lazım. Artık rakipler yurtdışında. Alıcılar ve satıcılar orada. Artık global gelişmelere dikkat etmemiz lazım" bilgisini verdi. Şahinbaş, bu yıl sektörün yüzde 35, Finansbank'ın ise yüzde 45 büyüme hedefi belirlediğini hatırlatarak çalkantı nedeniyle bu rakamlara ulaşmanın güçleşebileceğinin altını çizdi. Sinan Şahinbaş'ın DÜNYA'ya verdiği mesajlar şöyle: . Tek korkum; kur: Türkiye'deki bankalar bu krizden global ekonominin getirdiği maliyet artışları dışında etkilenmedi. Yurtdışının Türk bankalara bakışı daha da olumlu olacak. Şu anda Türkiye güzel bir yolda ilerliyor. Herkes üzerine düşen görevi yapıyor, biz krizlerin ülkesiyiz, herkes dersini aldı. Tek korkum; kur. Kurdaki iniş ve çıkışlar bazı firmalara yarıyor bazılarına yaramıyor. Bu dalgada alınan pozisyonlar Türkiye'de ileriye yönelik banka bilançolarında risk yaratmamasını diliyorum. . Fiyatların yükselmesi kaçınılmaz: Global piyasalarda yaşanan dalgalanma sendikasyon piyasasından daha çok seküritizasyonları etkileyecektir. Sendikasyonlarda, eskiye göre daha az talep olacak ama toplamda kesinlikle fiyat artışı da olacak. Avrupa bu konuda Türkiye'den daha önde gidiyor. Avrupa'da birçok kredi yenilemesine giren özel sektör ve bankalar bunun maliyetini bizden daha önce görmüş durumdalar. Özellikle özel sektörde kredi fiyatlarında ciddi bir yükselme olduğunu görüyoruz, yenilemelerde zorlanmalar var. Kredi veren bankalar sıkıntıda olunca tabii ki onlar da zararlarını çıkarmak için fiyatlarını yükseltecek. Likitidenin az olduğu ortamda fiyatların yükselmesi kaçınılmaz. Sendikasyonlarda 20-30 baz puanlık bir artış gördük. Seküritizasyon piyasasında daha çok sıkıntı yaşanıyor. . Revizyon yapmadık: Banka olarak şu ana kadar bir revizyon yapmadık. Ama önümüzdeki günlerde revize edebiliriz. Sene sonu 1.30 dolar, 1.85 Euro olarak belirledik kurlarımızı. Türkiye'ye gerek özelleştirmeler gerek şirket satın almaları yoluyla ciddi bir para girişi var. Bu yıl belki toplamda biraz daha beklentilerin altında gerçekleşme görürüz ama devam eder. Biz, 15 milyar doların üzerinde giriş bekliyoruz. Krizin etkilerinin geçmesi ve Türkiye'ye döviz girişinin sürmesi halinde kur tahminlerimizi tutturamayabiliriz. Kur genel olarak baskı altında ve herkes ona göre önlemini almalı. Merkez Bankası faizlerinin yüzde 14'e düşmesini bekliyorduk. Fakat yaşanan çalkantı nedeniyle bu rakam yüzde 14.5 seviyesinde kalacaktır. Enflasyonu ise yüzde 6-6,5 seviyelerinde bekliyorum. . Çift haneli büyüme hedefi: Finansbank üç senelik planında her segmentte pazar payını artırmak istiyor. 2009 sonunda bireysel kredilerde çift haneli rakamlara ulaşmak istiyoruz. Zaten konut kredilerinde yüzde 10'un üzerinde, kredi kartlarında yüzde 8'in üzerinde, otoda yüzde 8'e yakın pazar payımız var. Tüketici kredilerinde zayıfız, burada artırmak için ilerliyoruz. 2009 yılı sonunda bireysel kredilerde yüzde 10'unu yakalayacağız. Toplam kredilerin yüzde 15'i KOBİ'dir. KOBİ'lerdeki payımız ise yüzde 13'tür. Bireysel ve KOBİ bankacalığında hızlı büyümemize devam ediyoruz. Kurumsal ve ticari bankacılık kuruluşumuzdan beri kuvvetli olduğumuz segmentler, orada payımızı zaten artırıyoruz. Finansbank'ın 2007 yıl sonu itibarı ile kredi kartı sayısı 3 milyon 100. KOBİ bankacılığında ise 300 bini aşkın müşterimiz mevcut. . Tarıma ağırlık vereceğiz: Tarım Türkiye için çok önemli. Turizm ve tarım ihracat anlamında ciddi getirileri olacak iki sektör. Tarımın Türkiye için önümüzdeki dönemde önemli bir sektör olacağına inanıyorum. Banka olarak ürün ve pazarlama anlamında ciddi şekilde tarım tarafında koşturuyoruz. Önümüzdeki dönemlerde Türkiye'deki gelişmelere göre tarıma ağırlık vereceğiz. Her sektörün kendine göre dinamiği var. Biz ürüne yönelik farklı ürünlerle hizmet veriyoruz. Reklam yapmıyoruz, şubelerle kendimizi ön plana çıkarmak istiyoruz. . İMKB'de olmamız yanlış: Halka açıklık oranımız yüzde 1'in çok altında. Bu hissenin bu oranlarla İMKB'de olması yanlış. Borsada bir şirket halka açıksa, halka açık şirketin likiditesinin iyi olması lazım, alıcının ve satıcının istediği anda işlem yapabilme kapasitesinin olması gerekiyor. Ayrıca, fiyat gerçek piyasa değerini de göstermiyor. Bunu yetkililerle konuştuk, onlar da bunu kabul ediyor. Önümüzdeki günlerde bununla ilgili bir düzenleme olacak. . Yüzümüz müşteriye dönük: Sektör, 2001 yılından itibaren bir değişiklik geçiriyor, eskiden Hazinecilik yapıyorduk şimdi bankacılık yapıyoruz. Bankacılık yapmak için müşteri adedi en önemli kriterdir. Onun için şubeleşiyoruz. Bugün baktığınızda toplam bankacılık sektöründe bankaların bilançosunun yüzde 30'u Hazine bonosu-devlet tahvilidir, kredilerin oranı yüzde 50 seviyesindedir. Finansbank'ın bilançosunda krediye dönüşüm oranı sektör ortalamalarının üzerinde yüzde 70'tir. Devlet kağıdı oranımız yüzde 14'tür. Kaynaklarını en çok krediye dönüştüren birinci veya ikinci bankayız. Biz yüzümüzü 2001 yılından itibaren tamamen müşteriye dönmüş bir bankayız. O zamanki faizlerle Hazine bonosu tutsaydık yüksek kâr ederdik, biz reel sektöre dönerek daha az para kazandık. Biz uzun vadeli, sürdürülebilir bir bankacılık yapma kararı aldık ve süratle bilançomuzu değiştirdik. . Hızlı şubeleştik biraz yavaşlarız: Son iki sene 200'ün üzerinde şube açtık. Bu sene 70 civarında şube açacağız. Geçen seneye göre şube olarak daha yavaş ilerleyeceğiz, çünkü son iki senedir süratli büyüdük. Daha sonra başarılı olan yerlerde 2. veya 3. şubelerimizi açacağız. 2009 yılı sonunda 550-575 şubeye ulaşmayı hedefliyoruz. Konjonktürde değişiklik olmazsa, krizin etkisi uzun sürmezse bu yolda devam edeceğiz. Bu yıl sadece 70 şube için 700 eleman almamız gerekiyor. Toplamda ise minimum 1700-1800 eleman alımı yapacağız.