Boyner: AB sürecinde iki taraf da sorumlu

Üyelik müzakerelerinin tıkanmasından Türk iş dünyasının rahatsız olduğunu dile getiren TÜSİAD eski başkanlarından Ümit Boyner, hukuk devleti, demokrasi ve güçler ayrılığı konularında ciddi yaralar alındığını vurguladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

SERCAN AKINCI

İSTANBUL - Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) eski başkanlarından Ümit Boyner, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki üyelik müzakerelerinin tıkanmasından Türk iş dünyasının rahatsız olduğunu dile getirdi. Buradaki sorunun her iki taraftan da kaynaklandığını kaydeden Boyner, süreçte Türkiye'nin hukuk devleti, demokrasi ve güçler ayrılığı konularında ciddi yaralar aldığını ifade etti.

TÜSİAD'ın girişimiyle 2009'da Fransa'da kurulan Paris Bosphous Enstitüsü'nün bu yıl 8'incisini düzenlediği Yıllık Semineri başladı. Seminerin açılış konuşmalarını Paris Bosphorus Enstitüsü Başkanı Bahadır Kaleağası, Bilim Kurulu Eş Başkanları Ümit Boyner ve Anne Lauvergeon ile Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Selim Yenel yaptı.

Sürekli değişen dünyada bu tip toplantıların değerli olduğunu vurgulayan Bahadır Kaleağası, İstanbul Boğazı'nın Doğu ve Batı medeniyetlerinin kaynaşması açısından önemine dikkat çekti.

Kavramların hızla tüketildiği bir dönemden geçildiğini söyleyen Ümit Boyner, toplantıyla birlikte yapısal ayarları, küresel dönüşümün ışığında ele alacaklarını anlattı. Ekonomideki sorunlara yapısal çözümler yerine kısa vadeli çözümler sunulduğunu ifade eden Boyner, kısmi toparlanmanın kırılgan olduğunu ve sürecin 2008 krizine giden yolu hatırlattığını işaret etti.

Euronun geleceği için ortak yol bulunmalı

AB'nin Doğu Avrupa'ya genişlemesinin yarattığı sorunların çözülemeden üstüne mülteci krizinin çıktığını hatırlatan Boyner, "Ayrıca Avrupa'da parasal birliğin mali birlikle bütünleşmesi lazım. Bu noktada Almanya ve Fransa arasında yapılacak görüşme çok önemli. Almanya katı mali politikayı savunurken, Fransa ise euroyu koruyor. Almanya AB'nin ekonomik gücüyse, Fransa da siyasal ve kurumsal gücü olmalı. Euronun geleceği için bir ortak yol bulunmalı" dedi.

Türk iş dünyasının AB ile Türkiye arasındaki üyelik müzakerelerinin tıkanmasından rahatsız olduğunu dike getiren Boyner, burada her 2 tarafında sorunlu olduğuna işaret etti. Boyner, Türkiye'nin hukuk devleti, demokrasi ve güçler ayrılığı konularında ciddi yaralar aldığını belirterek, bu dönemin en az hasarla atlatılıp, yeni bir döneme girilmesi gerektiğini bildirdi. Boyner, Türkiye'nin AB yolundaki reformlarına devam etmesi gerektiğini de vurguladı.

Toplantıda konuşan Anne Lauvergeon da yapılan son toplantıdan bu yana 18 ay geçtiğini kaydederek, o günden bu yana dünyanın değiştiğini anlattı. Popülizmin yükselişte olduğunu söyleyen Lauvergeon, öte yandan inovasyon sayesinde istihdam başta olmak üzere bir çok alanda gelişmeler yaşanacağını belirtti.

Türkiye- AB ilişkilerine Kıbrıs gölgesi düşüyor

Türkiye'nin AB sürecinde bir aile ferdi gibi değil de hep dışarıda bırakılmış gibi hissettiğini söyleyen Selim Yenel ise şunları aktardı: "AB Türkiye'nin katılımı konusunda ciddi ve samimi miydi? İki taraf arasında 2015'te diyaloglar durdu. Engellerle karşılaştık ama büyüyorduk. İki taraf arasındaki görüşmelere her zaman Kıbrıs'ın gölgesi düştü. Kesilen diyalogların ardından tekrar başlanması için göçmen konusu bir fırsattı ama AB bunu bir işlem olarak gördü. 15 Temmuz'dan sonra ilişkiler kötüleşti. Kıbrıs sorunu çözülmediği sürece Türkiye AB ilişkileri ilerlemez."