”Büyük ölçekli bankalarda şube sayısı 744”

BDDK, 'Bankacılıkta Yapısal Gelişmeler' raporunun, Aralık 2007 verilerini açıkladı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Türkiye'de, 2007 yılında, banka başına ortalama şube sayısı, büyük ölçekli bankalarda 744, orta ölçeklilerde 264 ve küçük ölçeklilerde 23 oldu.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yılda bir kez yayınlanan 'Bankacılıkta Yapısal Gelişmeler' raporunun, Aralık 2007 verilerini içeren ikincisi açıklandı.

Rapora göre, mevduat bankacılığının ağırlıklı olduğu Türk bankacılık sektöründe, faaliyet gösteren banka sayısı 2002-2006 döneminde sektörde gerçekleşen yeniden yapılanma ve konsolidasyonun etkisiyle azalma eğilimi gösterdi. Bankacılık sektöründe yeni giriş/çıkışların olmamasıyla sektördeki banka sayısı 2007 yılında değişmedi. Buna karşılık şube ve personel sayılarında 2004 yılında başlayan ve 2006 yılında güçlenen artış eğiliminin 2007'de de aynı hızla devam ettiği görüldü. 2007 yıl sonu itibarıyla banka şubesi sayısı 8 bin 117 olurken personel sayısı 167 bin 760'a ulaştı. Türkiye'deki banka sayısı AB üyesi ülkeler genelindeki kredi kuruluşları sayısı karşısında nispeten düşük kaldı. Banka sayısındaki nispi azlığa rağmen Türkiye'deki bankaların yaygın bir şube ağıyla çalıştığı görüldü. Ekonomik büyüme ve finansal istikrarın sürmesi halinde şube ve personel sayısındaki artışın devam etmesi bekleniyor. Banka sayısı aynı kalmakla birlikte, orta ölçekli bankaların gösterdiği daha hızlı büyüme sektördeki aktif yoğunlaşmasının 2007 yılında hafif bir düşüş göstermesine yol açtı.

Toplam aktif büyüklüğü açısından Türk bankacılık sektörü, 2006 yıl sonu itibarıyla AB'nin 13 üyesinden büyük olmakla birlikte AB geneli itibarıyla değerlendirildiğinde küçük kaldı. Uzun süreli makro ekonomik ve siyasi istikrar, sermaye birikimi, uygun düzenleme ve denetim çerçevesi, yüksek gelir düzeyi ve sağlanan entegrasyonun yarattığı sinerji AB'deki bankacılık sektörlerinin başlıca üstünlükleri olarak sıralandı. Türkiye'de, piyasaya giren yeni yabancı sermaye katılımı nedeniyle sahiplik açısından yabancı sermayeli bankalar lehine artış gözlemlendi.

Özkaynak getirisi yüzde 19,6

Türkiye'de geçen yıl sürdürülebilir bir finansal istikrar için hayati bir öneme sahip bulunan karlılık artmaya devam etti ve özkaynak getirisi yüzde 19,6'ya ve aktif getirisi yüzde 2,6'ya ulaştı. Özkaynak getirisi açısından büyük ölçekli, aktif getirisi açısından ise küçük ölçekli bankaların sektör ortalamasının üzerinde bir performans sergilediği görüldü. Son yıllarda gösterdiği artış ile 2007 yıl sonu itibarıyla toplam krediler içerisindeki payı yüzde 11,4'e ulaşan konut kredileri açısından Türkiye AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında hala önemli bir gelişme potansiyeli taşıyor. Sektörün temel fon kaynağı durumundaki mevduat açısından da orta ölçekli bankaların payında görülen artışa bağlı olarak yoğunlaşma azaldı, mevduatın krediye dönüşüm oranı artışını sürdürerek 2007 yıl sonunda yüzde 77,5'e ulaştı.

Büyük ölçekli bankalarda 744 şube sayısı

Bankacılığa ilişkin kapasite göstergelerine bakıldığında ise, 2007 yılında banka başına şube yoğunlaşmasının azaldığı, banka başına ortalama şube sayısının büyük ölçekli bankalarda 744, orta ölçeklilerde 264 ve küçük ölçeklilerde 23 şube olduğu görüldü. Şubelerin İstanbul başta olmak üzere üç büyük ilin toplam içerisindeki ağırlığı devam etti. Banka başına çalışan ve banka başına ATM ile şube başına aktif, kredi ve mevduat yoğunlaşmalarında da 2007 yılında bir miktar gerileme oldu. Bankacılık sektöründe faiz marjlarındaki daralmanın da etkisiyle artan rekabet bankaların sürdürülebilir büyüme için verimlilik olgusuna daha fazla önem vermelerine neden oldu. Bu bağlamda bankalar, hem operasyonel maliyetlerini aşağıya çekme hem de faiz dışı gelirlerini artırma yönünde politikalar izliyor. Sektör genelinde işletme giderlerinin toplam gelirlere oranı dalgalı bir seyir izlemekte olup 2007 yılı sonunda yüzde 51 olarak gerçekleşti. Personel giderlerinin toplam işletme giderlerine oranı bankacılık sektöründeki organik büyümeye bağlı olarak personel sayısında görülen artışın etkisiyle son iki yılda yükselmeye başladı ve 2007 yılında yüzde 37,2 olarak gerçekleşti.

Komisyon işletme giderine oranı yüzde 48,2

Bankacılık sektörünün faiz dışı gelirlerini artırma yönünde izlediği politikalar ve kredi portföyündeki genişlemeye paralel olarak komisyon gelirlerini artırması sonucu komisyon gelirlerinin toplam işletme giderlerine oranı genel bir artış eğilimi göstermekte olup sektör genelinde yüzde 48,2 oldu. Son yıllarda bankacılık sektöründe nominal faiz oranlarındaki düşme ve artan rekabet sonucu faiz marjlarında yaşanan daralma eğilimi bankaların faiz gelirlerinin toplam gelirler içindeki payının azalmasına neden oluyor.

Toplam karın yüzde 75,6'sı büyük bankalardan

Bankacılık sektöründe geçen yıl, sektörün elde ettiği toplam karın yüzde yüzde 75,6'sı büyük ölçekli bankalarca elde edildi. Orta ve küçük ölçekli bankaların payı birbirine yakın olup yaklaşık yüzde 12 civarında oldu. Fonksiyonel grup itibarıyla bakıldığında, dönem net karının yüzde 90,6'sının mevduat bankalarınca elde edildiği görüldü. Aktif getirisi, küçük ölçekli bankalar ile kalkınma ve yatırım bankaları grubunda en yüksek iken, özkaynak getirisi büyük ölçekli bankalar ile katılım bankaları grubunda en yüksek oldu. Finansal istikrarın güçlenmesiyle, sektörün aracılık faaliyetleri daha etkin hale geldi. 2007'de ticari kredilerin yüzde 66'sı büyük ölçekli bankalarca, yüzde 88,8'i ise mevduat bankaları tarafından kullandırıldı. Diğer taraftan, bireysel kredilerin toplam krediler içindeki payı yüzde 33,3 olup ağırlıklı olarak büyük ölçekli bankalarca kullandırıldı. Aynı dönemde, toplam krediler içinde yüzde 11,4'lük paya sahip olan konut kredilerinin yüzde 66,1'i yine büyük ölçekli bankalar tarafından arz edildi.

Ayrıca, Türkiye 12,6 milyar euro tutarındaki toplam konut kredisi sunumu ile AB üyesi 25 ülke ile karşılaştırıldığında 17. sırada yer almakta ve büyük bir büyüme potansiyeli taşıyor. Sektörün temel fon kaynağı olan toplam mevduat büyüklüğü 2007 itibarıyla artmaya devam etti ve bunun yüzde 35,4'ü yabancı para mevduatından oluştu. Ticari ve resmi mevduatın ölçeğe göre dağılımında 2005 yılından itibaren büyük ölçekli bankaların lehine bir gelişim görüldü. Öte yandan, kredi/mevduat oranı açısından orta ile küçük ölçekli bankaların ve katılım bankalarının sektör ortalamasının oldukça üzerinde seyrettiği görüldü.