Büyüme üzerinde bir risk de Pasifik’ten geliyor

Pasifik Okyanusu’na kıyısı olan 12 ülke tarafından geçtiğimiz ekim ayında imzalanan ve 2018’de yürürlüğe girmesi beklenen Trans-Pasifik Ortaklık Anlaşması, Türkiye’nin ihracatını yıllık 1.2 milyar dolar, büyüme hızını ise 24 baz puan aşağı çekebilir.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehmet FİLOĞLU

İSTANBUL - Türkiye’nin büyüme oranı son yıllarda potansiyelinin altında kalırken, dış kaynaklı negatif unsurlara bir yenisi önümüzdeki iki yıl içinde binlerce kilometre uzaklıktaki Pasifik ülkelerinden gelecek. 
 
Uzakdoğu ve Amerika’da Pasifik Okyanusu’na kıyısı olan 12 ülkenin geçen yılın ekim imzaladığı, bu yüzyılın şimdiye kadarki en büyük ticaret olayı olan Trans-Pasifik Ortaklık Anlaşması (TTP) dünya ekonomisinde dengeleri değiştirecek. Her ne kadar bölgesel bir anlaşma olsa da dahil olan ülkelerin gerek ekonomik büyüklükleri gerekse de dünya ticaretinden aldıkları pay anlaşmanın önemini ortaya koyuyor. Anlaşmaya dünyanın en büyük 3 ekonomisinden 2’si dahil. 12 ülkenin toplam büyüklüğü dünya ekonomisinin yüzde 40’ını oluşturuyor. Gelişen dünyanın öne çıkan Vietnam ve Malezya gibi ülkeler anlaşmanın içinde.
 
Türkiye İhracatçılar Meclisi de buradan yola çıkarak Okan Üniversitesi işbirliğinde söz konusu anlaşmanın Türkiye ekonomisine etkilerini araştıran bir rapor hazırlandı. Raporda çarpıcı detaylar var. Anlaşmanın devreye girmesiyle Türkiye’nin sadece dış ticaretinde değil genel olarak gelirlerinde düşüş olabileceği belirtiyor. Türkiye’nin TTP’ye dahil olan ülkelerle yaptığı ticaret nispeten düşük. Toplam ihracatta yüzde 6.6’lık pay alıyorlar. Bunun da %4.4’lük kısmını tek başına ABD karşılıyor. Ancak bu ülkelerin Türkiye’nin ana pazarı olan AB’nin ticaretinde ve ekonomisinde yaratacağı etki Türkiye üzerinde asıl iz bırakacak unsur olarak öne çıkıyor.
 
Hem ihracat hem ithalat azalacak

Anlaşma gümrük tarifelerini kaldırmanın yanı sıra tarife dışı engellerin de önüne geçilmesini hedefliyor. Araştırma tarife dışı engellerin kaldırılmasında sorun yaşanabileceği varsayımıyla iki farklı senaryoya göre hazırlandı. Türkiye açısından olumlu senaryoda tarifeler kaldırılırken, tarife dışı engellerde beklenen iyileşme sağlanamıyor. İkinci ve Türkiye açısından olumsuz olan senaryoda ise hem tarifeler hem de tarife dışı engeller büyük oranda kalkıyor.

İyimser senaryoya göre anlaşmanın devreye girmesiyle Türkiye’nin ihracat kaybı yıllık 658 milyon dolar olacak. Olumsuz senaryoda ise yıllık kayıp 1.2 milyar doları bulacak. İlk yıllarda etkisi daha fazla olmakla birlikte 10 yıllık ihracat kaybı 12 milyar dolar olacak. Aynı dönemde gerek ihracatın düşmesinden dolayı ara malı ihtiyacının azalması hem de gelir düşüşünden kaynaklı olarak ithalattaki düşüşün 6 milyar dolar olabileceği belirtiliyor.
 
En fazla inşaat etkilenecek

Türkiye’nin ortalama büyüme hızı 2002-2008 yıllar arasında yüzde 7.2 olmuştu. 2011 sonrasında ise bu oran yüzde 4’ün de altına indi. Ortalama büyümede yaşanan düşüşte içeriden kaynaklanan yapısal sorunların yanı sıra çevre ülkelerde yaşanan sorunlar da etkili olmuştu. TPP de tabloya negatif bir unsur olarak girmeye hazırlanıyor. Araştırmaya göre olumsuz senaryoda anlaşma Türkiye’nin büyüme hızını yıllık 24 baz puan düşürecek. Başka bir deyişle büyüme hızı yüzde 4 yerine yüzde 3.76 olacak. Sektörel bazda bakıldığında ise en fazla düşüş yüzde 1.24 ile inşaat sektöründe yaşanacak. İnşaat dışında hazır giyim ve tekstil sektörünün de olumsuz etkilenmesi bekleniyor. 
 
‘İhracatçılar açısından büyük sorun yaratmaz’

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, 658 milyon ila 1.2 milyar dolarlık yıllık ihracat düşüşünün sadece Rusya’dan kaynaklanan kaybın yanında düşük kaldığını dolayısıyla ihracatçılar açısından büyük bir sorun yaratmayacağını söyledi. Büyükekşi bununla birlikte araştırmanın Türkiye’nin Gümrük Birliği’ni güncelleme ve Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’na dahil olmanın önemini bir kez daha gösterdiğini kaydetti.