Cari açıkta, son altı yıl önceki 80 yılı dörde katlıyor
Cari açıkta, son altı yıl önceki 80 yılı dörde katlıyor
İSTANBUL - Bu yılın tümünde 50 milyar doları aşması beklenen cari açığın son altı yıldaki kümülatif tutarı da 164 milyar dolarla, önceki 80 yıldakinin dört katına ulaşacak. Türkiye, Cumhuriyet'in kurulduğu 1923 yılından 2002 sonuna kadar olan dönemde toplam 42.8 milyar, 2003 başından bu yılın mayıs sonuna kadar ise 135.3 milyar dolar tutarında cari işlemler açığı verdi. AKP hükümetlerinin iş başında olduğu son beş buçuk yıllık dönemdeki toplam cari açık, önceki 80 yıldakinin yüzde 316.4'ü düzeyinde gerçekleşti. Cari açığın bu yıl ilk beş aydaki artış temposu değişmezse yılın tümünde 50 milyar doları aşacağı, son altı yıldaki açığın da 164 milyar dolarla, Cumhuriyet'in ilk 80 yılındakinin dört katına ulaşacağı tahmin ediliyor. 2002'de sadece 626 milyon dolar olan cari açığın, bu yılın tümünde 50 milyar dolara ulaşması, bu dönemde yıllık açık tutarında 79 kat artışa işaret ediyor. AKP dönemindeki rekor cari açık, esas olarak, bu dönemde düşük kurun tetiklediği ithalat patlamasından kaynaklandı. Petrolde tamamen dışa bağımlı olan ve AKP döneminde enerji üretimini büyük ölçüde, yine ithal bir girdi olan doğalgaza dayandıran Türkiye'nin cari açığındaki büyümede, dünya ham petrol fiyatları ve buna bağlı olarak gaz fiyatlarında yaşanan hızlı artışlar da etkili oldu. 2003 başından bu yılın mayıs sonuna kadar olan dönemde Türkiye'nin toplam mal ithalatı 469 milyar 8 milyon dolar olurken, toplam mal ithalatı ise 647 milyar 903 milyon dolara ulaştı. Bunun sonucunda, anılan dönemde, ödemeler dengesindeki tanımıyla 178 milyar 895 milyon dolarlık dış ticaret açığı verildi. AKP döneminde Türkiye'ye sermaye ve finans hesapları kapsamında net 127 milyar 410 milyon dolarlık bir sermaye girişi yaşandı. Bunun da 55 milyar 778 milyon dolarını net doğrudan yatırım ve 30 milyar 920 milyon dolarını portföy yatırımı için getirilen sermaye oluştururken, 76 milyar 487 milyon dolarla en büyük bölümünün ticari ve nakit kredilerin yer aldığı "diğer yatırımlar" kaleminde yaşanan net giriş olduğu belirlendi. Diğer bir deyişle bu dönemde ortaya çıkan rekor cari açık; özellikle AB ile müzakere sürecinin başladığı 2005'ten itibaren hızla artan doğrudan yabancı sermaye girişlerine karşın yine ağırlıkla dışarıdan borçlanmayla finansa edildi. Son yıllarda hızla artarak yüzde 8'i dolayına ulaşan cari açığın milli gelire oranı, TÜİK'in yaptığı kapsam genişletmesiyle milli gelir hacmini büyüten 1998 temel yıllı yeni seriye göre ise daha düşük gözüküyor. Ancak, milli geliri eski seriye göre yüzde 35 daha büyük çıkaran yeni hesaplama yöntemine göre bile, 2002 yılında yüzde 0.3 düzeyinde bulunan cari açığın gayri safi yurtiçi hasılaya oranının, son iki yılda yüzde 6 dolayında gerçekleştiği gözleniyor. Bu yıl başlangıçta 39 milyar dolar dolayında öngörülen cari açığın, ilk beş aydaki seyre göre 50 milyar dolarla milli gelirin yüzde 7'si dolayında gerçekleşeceği bekleniyor. Cari açığın milli gelire oranında hükümet Orta Vadeli Mali Plan'da 2009 ve 2010 yılları için yüzde 6.8 ve 2011 yılı için de yüzde 6.5 oranlarını hedefliyor. Planda 2009'da 773 milyar, 2010'da 830 milyar ve 2011'de 900.6 milyar dolarlık GSYH hedeflenirken, cari açığın anılan yıllarda sırasıyla 52.4 milyar, 56.2 milyar ve 58.9 milyar dolar olacağı öngörülüyor. Yıllara göre cari açık (Milyon $) 1923-2002 -42.753 2003 -7.515 2004 -14.431 2005 -22.137 2006 -31.893 2007 -37.753 2008(*) -21.541 2003- 2008(*) -13.270 2008 (T) -50.270 TOPLAM -164.000 Kaynak: TÜİK, TCMB, ANKA (*): 2008 verileri Ocak-Mayıs dönemine aittir.