"Carry trade furyası, girişim ekosistemini vurdu"
Yatırım ekosistemindeki durgunluğun en büyük nedenlerinden biri olarak carry trade furyasını gösteren Bakiyem CEO’su Umut Yalçın, “Yatırımcılar girişimlerden uzaklaşıp mevduat, dolar ve altın gibi daha güvenli varlıklara yöneldi. Melek yatırımcılar bile fonlarını girişimlerde değerlendirmektense güvenli limanlarda tutmayı tercih ediyorlar” dedi.
Birol BOZKURT
Yüksek faiz ortamı girişimcilik ekosistemini de etkiledi. Hem yerli hem de yabancı yatırımcıların yüksek faiz oranlarının cazibesine kapıldığını söyleyen Bakiyem CEO’su Umut Yalçın ile girişimcilik ekosistemini ve şirketlerin tahsilat süreçlerinde yaşadıkları zorlulukları konuştuk.
Finansman maliyetlerinin artmış olmasının şirketlerin tahsilat süreçlerini negatif etkilediğini ve üretim yapan kimsenin mevcut durumdan memnun olmadığını ve sürecin ihracatçıları da ayrıca etkilediğini belirten Umut Yalçın, “Ekonomik durgunluk reel sektörde başladı. İhracat tarafında da farklı dinamikler var. Kurdan dolayı pazar kaybı yaşanıyor. Maliyetlerin karşılanması için kurun daha yüksek olması gerekiyor. Türkiye’ye baktığınızda da mal üretiliyor, kârlı satılamıyor” dedi.
Yatırım ekosistemindeki durgunluğun en büyük nedenlerinden biri olarak carry trade furyasını işaret eden Yalçın, yatırımcıların girişimlerden uzaklaşıp mevduat, dolar ve altın gibi daha güvenli varlıklara yöneldiğini belirtti. “Faiz oranlarının yüksek olması yatırımların durmasına yol açtı. Melek yatırımcılar bile fonlarını girişimlerde değerlendirmektense güvenli limanlarda tutmayı tercih ediyorlar” şeklinde konuştu.
“Türk girişimciler birer kahraman”
Ekonomik belirsizlik ve değişkenler altında bile Türk girişimcilerin yeni projelere atılmasını “kahramanlık” olarak tanımlayan Yalçın, şu ifadeleri kullandı: “Bu kadar değişkene rağmen insanlar hâlâ şevkle yeni girişim kuruyorsa, bu onların kahraman olduğunu gösterir. Biz Türk girişimciler olarak kahraman olmaya çalışmıyoruz; kahraman olduğumuzu göstermeye çalışıyoruz.”
“Durgunluk reel sektörde hissediliyor”
Ekonomik durgunluğun reel sektörde etkilerini daha yoğun hissettirdiğini belirten Yalçın, üretim ve ihracat yapan firmaların kur baskısı altında olduğunu söyledi. “Üretim yapılıyor ancak kârlı satış yapılamıyor. Kur seviyeleri, maliyetleri karşılamak için yetersiz kalıyor. Bu da hem yerel hem de ihracatçı firmaları olumsuz etkiliyor” dedi.
Şirketlerin tahsilat süreçlerinde de ciddi zorluklar yaşandığını belirten Yalçın, artık firmaların alacaklarını peşin tahsil etmek yerine taksitlendirmek zorunda kaldıklarını söyledi: “Şirketler, zararına bile olsa alacaklarını tahsil etmeye çalışıyor. 100 bin TL’lik alacağını, 12 taksitle 75 bin TL’ye razı gelen firmalar var. Bu da piyasadaki sıkılaşmanın ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor. Gerçekten inanılmaz büyük bir sıkılaşma var. Bu sıkılaşmada öncelikli hedef borçları ödeyebilmek değil, ilk önce alacakları bir şekilde zararına bile olsa alabilmek” dedi.
“Şirketler, mümkün olduğunca nakit alacaklarını döndürmeye çalışıyor” diyen Umut Yalçın şöyle devam etti: “Yani artık piyasa da alacakların bir şekilde dönüşünü sağlamaya çalışıyor. Çek kabul etmeyen şirketler, artık çek almaya başladı. Taksit sayısını 2’den 3’ten daha fazla yapmayan şirketlerin 6, 8 ve 12 taksit yaptığını görmeye başladık. Şu anki en temel amaç dışardaki para riskini içeri çekebilmek. Bu da sıkılaşmanın çok yoğun gözükmesine neden oluyor. Şu an bence şirketlerin tek amacı mal satmak değil, dışardaki borçlarını tahsil edebilmek” ifadelerini kullandı.
“2024 yılı bitmeden İngiltere’de fatura kesmeye başlarız”
Bakiyem olarak İngiltere’deki hedeflere yönelik de konuşan Bakiyem CEO’su Umut Yalçın, “İngiltere’de başarılı olursak dünyanın her yerinde başarılı oluruz. Onu öngörüyoruz. Çünkü yeni bir kültüre adapte oluyorsunuz ve o oradaki kültüre göre bir iş yapış tarzı belirtiyorsunuz. Ve İngilizler özellikle finansal teknolojide dünyadaki en ileri seviyede olan ülkelerden bir tanesi. Bizim oradaki hedefimiz o parayla büyümek değil.
Yine müşteri memnuniyetiyle büyüyebilmek, birebir satışlarla büyüyebilmek. Bunu başarırsak, 2025 yılının sonuna kadar global bir şirket haline geliriz. Bunun için de iki ihtimal var. Bunlardan biri çok yüksek bir değerleme ile yatırım almak. Şu an İngiltere’de ilgilenen fonlar olduğunu, ilgilenenlerin de bizim ne yapacağımızı görmek istediklerini söyleyebilirim. Sonuçta gider gitmez şirket kurulmuyor, bir entegrasyon süreci var, aplikasyon hazırlığı var. Şu anki tahminim 2024 yılı bitmeden fatura kesmeye başlarız” diye konuştu.