CHP'den enflasyon tepkisi: Yüzde 7 hedefiyle başlandı
Öztrak, "2018'de yüzde 7 enflasyon hedefiyle başlayacaksınız, yıl sonunda yüzde 20,3 enflasyonu 'tutturduk' diye sevineceksiniz. Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek hayal olurken, Türkiye, dünyada enflasyonu en yüksek 10 ekonominin arasına girmeyi başardı." dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "2018'de yüzde 7 enflasyon hedefiyle başlayacaksınız, yıl sonunda yüzde 20,3 enflasyonu 'tutturduk' diye sevineceksiniz. Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek hayal olurken, Türkiye, dünyada enflasyonu en yüksek 10 ekonominin arasına girmeyi başardı." dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Toplantı sürerken açıklamada bulunan Öztrak, "2018'e yüzde 7 tüketici enflasyon hedefiyle başlayan sarayın yılı yüzde 20,3 enflasyonla tamamladığını" söyledi.
Bunun 2002'den sonra başlayan AK Parti döneminin en yüksek yıllık enflasyonu olduğunu söyleyen Öztrak, "2018'de yüzde 7 enflasyon hedefiyle başlayacaksınız, yıl sonunda yüzde 20,3 enflasyonu 'tutturduk' diye sevineceksiniz. Bu olsa olsa sarayda içilen 4 bin liralık çayların, efulilerin, ejder şerbetlerinin ve badem unlarıyla pişen yemeklerin yan etkisidir. Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek hayal olurken, Türkiye, dünyada enflasyonu en yüksek 10 ekonominin arasına girmeyi başardı." diye konuştu.
Aynı dönemde üretici enflasyonunun yüzde 33,6 olarak gerçekleştiğini, bunun da AK Parti'nin iş başına geldiği 2002'den bu yana en yüksek enflasyon oranı olduğunu iddia eden Öztrak, şunları kaydetti:
"Az gidildi, uz gidildi, 16 sene sonra bu ülkeye geldiğinden çok daha yüksek bir üretici enflasyonu Adalet ve Kalkınma Partisi ve saray tarafından yaşatıldı. Bütün bunlar, bazı sektörlerde yapılan vergi indirimlerine, zorunlu ucuzluk kampanyalarına, zabıtayla stokçulara yapılan baskınlara ve TÜİK başkanının, başkan yardımcısının değiştirilmesine rağmen gerçekleşti. Bu gerçekleşen enflasyon yüzde 7 denen hedeften yüzde 190 oranında bir sapmayı ifade ediyor. Bu eğer başarıysa benim buna söyleyecek hiçbir lafım yok. Aslında vatandaşın mutfağındaki enflasyon bunun çok üstünde. Bu makyajlı rakamlara göre memurlara, emeklilere enflasyon farkı verilecek. Göreceksiniz; bu hiçbir şeye yetmeyecek, hiçbir derde deva olmayacak. Mutfakta yangın büyüyor."
"Poşet kullanmayan ödüllendirilsin"
Alışveriş poşetlerinin parayla satılmasını eleştiren Öztrak, "Saray, vatandaştan 25 kuruş poşet parası toplayıp, çevreyi koruyacakmış. Bir yandan İngiltere'den en çok plastik çöp ithal eden ülkelerden biri olacağız, diğer yandan da 'çevreciyiz' deyip plastik poşeti vatandaşa parayla sattıracağız. Bu işi böyle götürmek mümkün değil. Bu iktidar çevreyi korumakta samimiyse, önce çevreye ihanetten vazgeçecek." diye konuştu.
"Saray yandaşları, ülkenin tüm doğal güzelliklerini, derelerini, ormanlarını, şehirlerini rant için talan ederken, kimse bu poşet parasının çevreyi korumak için çıkarıldığını bize anlatmasın." diyen Öztrak, vatandaşın daha fazla mağdur olmaması için poşet kullanmayan vatandaşı ödüllendirecek bir yöntemin getirilmesini istedi.
Öztrak, 2014-2018 arasını kapsayan 10. Kalkınma Planı döneminin tamamlandığını hatırlatarak, bu plan kapsamında 2018'de 1 lira 97 kuruş olarak öngörülen ortalama dolar kurunun 4 lira 81 kuruş, 1 trilyon 286 milyar dolar olması öngörülen milli gelirin 763 milyar dolar, 15 bin 996 dolar olarak öngörülen kişi başına gelirin ise 9 bin 385 dolar seviyesinde gerçekleştiğini belirtti.
İşsizliğin 2018'de yüzde 7,2'ye indirilmesinin hedeflendiğini anımsatan Öztrak, şimdi bunun yüzde 11,3'e çıkacağının söylendiğini aktardı.
"2023 hedefleri hayal oldu"
"Bu ucube tek adam parti devleti rejiminin millete hiçbir faydası olmaz, ancak zararı olur." diyen Öztrak, tartışmanın, denetimin, fren ve denge mekanizmalarının olmadığı bir sistemin, vatandaşa hayır getirmeyeceğinin ekonomide görüldüğünü savundu. Öztrak, bütün bu rakamların, 2023 hedeflerinin de hayal olduğunu gösterdiğini ileri sürdü.
Şu anda anayasa ve mevzuata göre orta vadeli programa ve bütçeye dayanak teşkil etmesi gereken TBMM'de kabul edilmiş bir planın olmadığını savunan Öztrak, "11. plan yok, Meclisten geçmedi. Plan olmadan çıkarılan orta vadeli program ve bütçeye anayasamıza ve yasalara uygun hazırlanmayan bir bütçedir. Gayrimeşru doğmuştur. Plan olmadan bütçeye onay veren kibir ittifakının Meclis grubu, TBMM'nin de hukukuna sahip çıkmamıştır." dedi.
Emeklilikte yaşa takılan vatandaşlara, "fırsatçı" denilirken, çıkarılan bir kararnameyle cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanların maaşlarının yanı sıra emekli maaşlarını da almalarının önünün açıldığını kaydeden Öztrak, bu düzenlemeyle anayasanın çiğnendiğini savundu.
Öztrak, hukuk devleti bitirildikçe ekonominin ne hale geldiğinin görüldüğünü, ülkede artan belirsizliğin ve istikrarsızlığın ekonomiyi derin bir krize sürüklediğini öne süren Öztrak, sanayide oldukça sert bir daralmanın olduğunu, tarımda ve hayvancılıkta sorunların yaşandığını, "devletle iş yapan, ancak sarayın havuzuna giremeyen" müteahhitlerin haklarını alamadığını, işçilerin ücretlerini veremediğini iddia etti.
Ekonominin "dolar kolik" hale getirilmemesi, dolarla yapılan ihalelerin, Türk Lirası'na çevrilmesi konusunda uyarıda bulunduklarını anımsatan Öztrak, iktidarın dolar ve avro üzerinden ihale dağıtmaya devam ettiğini, en son Aydın-Denizli otoyol ihalesinde avro üzerinden ciddi gelir garantileri verildiğini savundu.
"Dolar ve avro ile ihale dağıtılıyor"
"Yerli ve milli paramızı kullanalım diye millete talkımı veriyorlar, sonra da yandaşlarına geliri dövizle garantili ihale dağıtıyorlar. Bu da yetmiyor, hem vatandaşa 'dövizini bozdur, kendi parana güven' diyorlar hem de vatandaştan dövizle borç alıyorlar." diyen Öztrak, bu ihalelere vatandaşın yeterince ilgi göstermediğini savundu.
Türkiye'nin dış borcunun eylül itibariyle 448,5 milyar dolar olduğuna dikkati çeken Öztrak, "Borcumuzun gelirimize oranı yüzde 53,8. Yani gelirimizin yarısından fazla. Bu, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidara geldiği 2002'den bu yana gerçekleşen en yüksek oran. Bu aynı zamanda 2009 krizinin de üstünde. Hep söylüyoruz, borç alan, emir alır." dedi.
Merkez Bankasının her yıl nisan ayında yapılması gereken olağan genel kurulunun, Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayımlanan bir kararla ocak ayına çekildiğini hatırlatan Öztark, şunları kaydetti:
"Öyle anlaşılıyor ki, bu genel kurul sonrasında Merkez Bankasının 2018 kârı Hazineye aktarılacak. Anlaşılan sarayın aklına geçtiğimiz yıl Türk Lirası'nın değer kaybı nedeniyle oluşan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kârını seçimin finansmanı için kullanmak gelmiş. Ancak bu girişimin Merkez Bankasının bağımsızlığına vereceği hasarı hesap edememişler. Siyasilerin isteği üzerine, olağanüstü genel kurul toplayan bir banka yönetiminin, yarın para politikası araçlarını siyasilerden ne kadar bağımsız kullanacağının takdirini ben kamuoyuna bırakıyorum. Dünya da bunu bu şekilde yorumladığı için dün akşam Türk Lirası'nın değerinde yaşanan hareketliliği izledik. Bu cin fikirler, geçmişte de denenmiştir. Sonuç, yüksek enflasyon, krizin daha derinleşmesi ve hüsran olmuştur."
"Türkiye IMF kapısına sürükleniyor"
Ekonominin dikiş tutmadığını, acemice alınan kararların piyasalarda belirsizliği ve risk primini daha da artırdığını, Türkiye'nin hızla 1994 koşullarına döndüğünü iddia eden Öztrak, "Seçimler için yapılan her aspirin tedavisi, Türkiye'yi hızla IMF kapısına doğru sürüklüyor. Zaten saray da bu konuda sesiz kalarak, IMF ile anlaşma konusunda niyetini reddetmiyor. Tüm bunlar bugün seçim nedeniyle yapılan vergi indirimlerinin ve kamu mallarındaki fiyat indirimlerinin seçimden sonra bir IMF programıyla misliyle geri alınacağını ortaya koyuyor." diye konuştu.
Öztrak, açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. İYİ Parti ile yürütülen ittifakta gelinen aşamanın sorulduğu Öztrak, müzakerelerin olumlu bir şekilde devam ettiğini söyledi.
"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterilen Binali Yıldırım'ın Meclis Başkanlığı görevinden istifa etmemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Öztrak, "Sayın Yıldırım'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olurken, aynı zamanda TBMM Başkanı unvanını da işgal etmesinin, hukukun ne anlama geldiği kamuoyunda yeterince tartışıldı. Bu bir şeyi gösteriyor; sarayı artık İstanbul'u kaybetme korkusu sarmıştır. Hem belediye başkanlığı hem de TBMM Başkanlığını kaybedip evdeki bulgurdan olmamanın hesabını yapmaktadırlar." yanıtını verdi.
"Ekonominin tartışılması istenmiyor"
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP'ye yönelik 'terör örgütleriyle iş birliği içinde' ifadelerini nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine Öztrak, Erdoğan'ın seçimlere kadar ekonominin tartışılmasını istemediğini, bu nedenle CHP'yi suçladığını savundu.
"Enflasyon rakamlarının düşük gösterildiği iddiaları"nın da sorulduğu Öztrak, "Gerçek enflasyon, bunun çok üstünde. Bu makyajlanmış bir rakam. O nedenle buna dayanarak yapılacak bir maaş düzenlemesinin ne memurun ne de emeklinin derdine derman olmayacağı açıktır." karşılığını verdi.