Çin stratejisinde 'ekonomik işbirliği' dönemi / Türkiye, gözünü Çin

Çin stratejisinde 'ekonomik işbirliği' dönemi / Türkiye, gözünü Çin

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

sermayesine dikti ANKARA - Türkiye, 13.2 milyar dolarlık ithalat yapılan Çin ile sürdürülebilir bir denge arayışı içinde iki yıldır "ticaret-ekonomik işbirliği" eksenli bir yaklaşım uyguluyor. DÜNYA'ya Türkiye'nin Çin stratejisini anlatan DTM yetkilileri, "İthalat belirli bir oranda kaçınılmaz. Ayrıca, Türkiye'nin ihracat ürünleri ithalat-ihracat dengesini kurmasına engel. Bire bir denge hayalcilik olur. Bu nedenle iki yıldır Türkiye'nin ihracatının artması -ithalatın disiplin altına alınması ve ekonomik işbirliğine girilmesini içeren ticaret- işbirliği eksenli bir yaklaşım belirledik" görüşünü dile getirdiler. - Çinli yatırımcı için resmi girişim: Bu çerçevede, 13.2 milyar dolarlık ithalata karşılık 1 milyar dolar ihracat gerçekleştirilen Çin'le ticari dengenin sağlanması için harekete geçen Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) gözünü, ABD Merkez Bankası bonosu zengini ve likidite fazlası bulunan Çin sermayesine dikti. DTM, dış ülkelerde 60 milyar dolarlık yatırımı bulunan ve Türkiye'yi Avrupa ve Ortadoğu'nun kapısı olarak gören Çin'den yatırımcı çekmek için resmi girişimleri artıracak. - İhracat 2 milyar dolara çıkarılacak: Türkiye ile Çin arasındaki dış ticaret açığını kapatabilmek amacıyla 2006 yılında 'Çin strateji' isimli uygulamayı başlatan DTM, resmi ve ticari gezilerin yanı sıra fuar katılımlarını artırarak ihracatı, 1 milyar dolar seviyesine çıkardı. 2008 yılında katılınacak fuarlar ve ticari gezilerle ihracatın 2 milyar dolara çıkarılması planlanıyor. - 250 bin Çinli turist çekilecek: Çinli turistlerin dünya turizm pazarında önemli bir yer almaya başlaması ve yüksek harcamaya meyilli olmaları nedeniyle, Çin'deki tanıtım çalışmaları da hızlandırılacak. İlk etapta haftada 7 olan uçak seferinin artırılması ve haftada 21'e yükseltilmesi için çalışma başlatılacak. Bu sayede yılda 250 bin turistin Türkiye'ye getirilmesi hedefleniyor. - Kanton Fuarı'na katılım artırılacak: 2007 yılına kadar Çin İhraç Malları Fuarı olarak düzenlenen ve geçtiğimiz yıl 200 ülkeden binlerce firmanın katılımıyla uluslararası bir organizasyona dönüştürülen Kanton Fuarı'nda, Türk firmalarının yer aldığı alan Forum Fuarcılık tarafından bu yıl 650 metrekareye çıkarıldı ve 28 firmanın katılımı sağlandı. Gelecek sene alanın iki kat artırılması hedefleniyor. - Cumhurbaşkanı düzeyinde ziyaret yapılacak: Çin'in 2030 yılı itibariyle dünya ekonomisinin lideri olmasının beklendiğini kaydeden DTM yetkilileri, Çin ile Türkiye arasındaki ilişkilerin daha da geliştirilmesi için 2008 yılı içinde Çin'den üst düzey bir ziyaret beklendiğini, 2009 yılında da Türkiye'den Cumhurbaşkanı düzeyinde bir ziyaretin üzerinde çalışıldığını kaydetti. - Hedef, stratejik ortaklık: Türkiye'nin Çin ile sürdürülebilir bir ekonomik-siyasi ilişki arayışında olduğunu kaydeden DTM yetkilileri, bu açıdan nihai hedefin "stratejik ortaklık anlaşması" olduğunun altını çiziyorlar. En kapsamlı 'ülke stratejisi' Çin'e Dış Ticaret Müsteşarlığı, Türkiye ile Çin'in arasındaki büyük ticaret dengesizliğini kabul edilebilir düzeylere çekmeye çalışıyor. Son dönemde ihracat artışında temel rolü üstlenen bölge stratejilerine benzer biçimde Çin de özel bir ülke stratejisi kapsamına alındı. Müsteşarlık, böylece en kapsamlı ülke stratejisini Çin için uygulamaya almış oldu. 2000 yılında komşu ülkeler stratejisi ile başlayan DTM bu yaklaşıma, 2003 yılında Afrika, 2006 yılındaki Asya Pasifik stratejilerini eklendi. İhracatı sektör ve ürün bazında çeşitlendirmek, yeni pazar erişimleri sağlamak amaçlarını taşıyan bu yeni stratejilere bağlı olarak kilit ülkelere yönelik olarak da "ülke stratejileri" hayata geçirildi. Bazı bölgelerdeki ülkelerin yapısı kendi ölçeğinde dünyayı etkileme gücüne sahip olması nedeniyle, geçmişte "Irak, İran, Suriye", "Kuzey Afrika ülkeleri" özel öneme sahip oldu. Buna ilaveten Hindistan ve Çin gibi ülkelerin dünya ölçeğindeki etkileri ortaya çıktı. Dış Ticaret Müsteşarlığı, Çin ile Türkiye dış ticaretinin çok hızlı bozularak olağanüstü dengesiz bir yapıya geldiğini belirterek, bunun için acil önlemler uygulamaya başladıklarını kaydediyor. DÜNYA'nın edindiği bilgilere göre, Çin, 2007 yılı sonu itibariyle 1.7 trilyon dolarlık dış ticaret hacmine ulaştı. Bu yılın sonunda 2 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşması şaşırtıcı bulunmayacak. Çin sadece ikili ticari ilişkiler açısından değil, ihracatçı ülkelere karşı üçüncü pazarlarda 'rakip' olarak da büyük güce erişti. Türkiye ile Çin arasında 2002 yılında 1.6 milyar dolarlık ticaret hacmi bulunuyordu. Bunun 250 milyon doları ihracat, 1.4 milyar doları ithalat olarak gerçekleşiyordu. Ancak 2007 yılı sonuna gelindiğinde, 13.2 milyar doları Çin'den ithalat olan 14.3 milyar dolarlık bir dış ticaret hacmine ulaşıldı. Türkiye'de bütün sektörlerde bu dengesizlik rahatsızlık yaratırken, DTM bu durumun 'sürdürülemez' olduğu tespitiyle Çin girişimlerini başlattı. İlk girişimleri 2006 yılı başında başlayan ve Çin ile sürdürülebilir bir ticaret dengesi kurulmasını amaçlayan yeni strateji çerçevesinde Çin yetkilileri ile yoğun temaslar gerçekleştirildi. Sürekli diyaloğu temel olan bu çalışmalarda, Çin tarafının sık sık dile getirdiği 'kazan-kazan' sisteminin Türkiye aleyhine olağanüstü bozulduğu tezi işlendi. Türk tarafı Türkiye'deki rahatsızlığın giderilmesi için bir 'güven artırıcı önlem paketi' önerdi. Bunun ardından genel bir mutabakat sağlanması, dış ticareti sürdürülebilir bir dengeye getirmek ve Türk dış ticaretinin yapısı nedeniyle Çin ile sürdürülebilir dengeyi 'ekonomik işbirliği' üzerine kurmak yönünde temel ilkeler benimsendi. Hatta Türkiye, sürdürülebilir dengenin 'yarısı ticaret, yarısı ekonomik işbirliği olmalı' görüşünü masaya getirdi. Çin, ticaret için adım atıyor Türkiye'nin yeni yaklaşımı içinde öncelik ticari ilişkilere verildi. Bu çerçevede Türkiye'nin ihracatının artırılması, ithalatın disiplin altına alınarak Türkiye içindeki üretim baskısının hafifletilmesi ilkesi benimsendi. Çin yetkilileri, Türk firmaların Çin'e ihracatı geliştirmek için yaptığı faaliyetleri destekledi. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen başkanlığında 4 büyük Çin ziyareti ve Çinli yetkililerin destekleriyle işadamları ziyaretleri yapıldı. Türkiye 21 fuara katıldı. Çin kamu alımları için Türkiye ile de görüşmeye başladı ve bazı Türk mallarını tercih etti. Çin, 40 civarında ithal edilen ürünü tespit etti ve liste Türkiye'ye iletildi. Türkiye'den bu ürünlerin Çin'e ihracının önü açıldı. Bazı ürünlere özel önem veriliyor. Doğaltaş, zeytinyağı, fındık bu kapsamda önemseniyor. Çinli çikolata üreticilerinin fındık kullanması özendiriliyor. Çin'de Türk Ticaret Merkezi kurulması için çalışmalar başlatıldı. 2006 yılı sonuna gelindiğinde Türkiye'nin Çin'e ihracatı bir yıl içinde yüzde 100'e yakın artarak psikolojik sınır olan 1 milyar doları aştı. 2008 yılında da yakalanan ivmenin devam etmesi için çalışmalar genişletildi. Türk heyetlerine müşavirlerin katkısı artırıldı. Bu yıl içinde aralarında Urumçi'nin de bulunduğu 4 büyük fuara milli düzeyde katılım yapılacak. Urumçi, Türk işadamlarının ilk kez gireceği, klasik Çin ticaret merkezleri yanında Türkiye için önemli bir pazar olacak. Türkiye'nin bu çabalarıyla, Çin'e ihracatı 1.5 milyar dolar seviyesinin üstüne çıkması hedefleniyor. Türkiye'nin ithalatta koruma 'disiplini' yüksek Türkiye'nin Çin'e karşı en fazla koruma unsuru geliştiren ülke olduğunu belirten DTM yetkilileri, özellikle ayıplı mallarda çok hızlı reaksiyon gösterildiğini belirtiyorlar. Çin hükümetinin standartlara uyulması konusunda kendi üreticisine otokontrol uyguladığı, Türkiye'nin de daha hassas bir denetim süreci başlattığı kaydediliyor. Ancak, bürokratlar 'siyasi kararlılığın' bu yapı içinde önemli rol oynadığının altını çiziyor. Türkiye'nin Çin'den ithalatının zannedildiğinin aksine büyük oranda mamul maldan oluşmadığının altı çiziliyor. Türkiye'nin Çin ile ticaretinde tam denge kurmanın neredeyse imkansız olduğu gerçeğini kabul eden DTM, sürdürülebilirlik için ikinci adım olan 'işbirliği' yaklaşımını da devreye soktu. Sürdürülebilir denge içinde ekonomik işbirliği Dış Ticaret Müsteşarlığı, Çin ile ekonomik ilişkileri 'daire' modeliyle tanımlıyor. Daire içinde, bir ülkenin diğer ülkeye ekonomik üstünlüğü olabileceği, ancak önemli olanın sürdürülebilir bir dengeyi sağlamak olduğu vurgulanıyor. Bunun için de ekonomik ilişkilerde kurulacak işbirliğinin, ticari ilişkilerdeki açığı telafi etmesi öngörülüyor. Yatırımların, ekonomik işbirliğinin temel dinamiği olduğundan hareketle, Çin'in sahip olduğu sermayenin yine Çin'in ekonomik stratejileri çerçevesinde Türkiye'nin çıkarları ile örtüşen bir yapıda yatırıma yönlendirilmesi ilkesi temel alınıyor. Örneğin Çin'in Afrika stratejisi bu kapsamda dikkate alınıyor. Çin'in siyasi desteğe sahip olduğu Afrika ülkelerine ciddi yatırımlar yaptığını hatırlatan DTM yetkilileri, sadece Afrika değil, diğer ülkelerdeki toplam Çin yatırımının 60 milyar doları geçtiğini belirtiyorlar. Türkiye'nin Çin ile ortak yatırımlar dahil, Türkiye'de yatırım ve Türk firmalarının Çin'de yatırımlarının da görüşüldüğü bir yapı ortaya çıkmış durumda. Türk firmalarının diğer glabal firmalar gibi Çin'in, lojistik, ucuz işgücü, faktör araçlarını kullanmak amacıyla Çin'e yönelmeleri söz konusu. DTM rakamlarına göre Türk firmaların Çin'deki doğrudan yatırımlarında şirket sayısı 150'yi, yatırım tutarı da 100 milyon doları aştı. TÜSİAD Pekin'de büro açtı. Garanti Bankası Shanghay'de büro kurdu. Çin, Türkiye'de otomotiv yatırımı için çalışma yapıyor Buna karşılık, Çin'in de Türkiye'yi belirli ülkelere ulaşmakta üs olarak kullanma yönünde bir arayışı var. Bu çerçevede Çin Türkiye'de yatırım alanlarını araştırıyor. Yatırım Destek Ajansı aracılığıyla Çin heyetleri Mersin, İstanbul, İzmir, Ankara'da incelemelerde bulundu. Konya için bir heyet gelecek. Çin heyetlerinin temel arayışının otomotiv yeden parçaları için üretim imkanı olduğu belirtiliyor. Çinli firmalar, Boğaz Köprüsü de dahil bazı altyapı yatırımlarına da ilgi duyuyor. DTM, yerli ortak bulunmasının avantajları konusunda Çinli firmaları bilgilendirdi. Çinli turistler dengede önemli rol Çinli turistlerin dünya turizm pazarında önemli yer almaya başladığı ve yüksek harcamaya meyilli olmaları nedeniyle tercih edildiğini belirten DTM yetkilileri, Türkiye'nin Çin pazarına girişinin kolaylaştırılması için yoğun çaba gösterildiğini kaydettiler. Bu çerçevede, ilk etapta haftada 7 olan uçak seferinin çoğaltılması ve haftada 21'e yükseltilmesi için çalışıldığı, yıllık 250 bin turiste ulaşılmasının ilk hedef olduğu kaydedildi. Çin yetkililerinden henüz olumlu yanıt alınamadığı kaydedilen bu yeni alanda, hem devlet, hem de özel sektöre yönelik tanıtım faaliyetlerinin çoğaltıldığı vurgulandı.