Danıştay'dan Aliağa ithal kömür santraline vize

Danıştay, Enka'ya, 49 yıllık üretim lisansı verilmesine ilişkin EPDK'nın kararının, yürütmesinin durdurulması istemini reddetti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Danıştay 13. Dairesi, Enka Enerji Üretim A.Ş'ye, Aliağa'da ithal kömür yakıtlı termik santral için 49 yıllık üretim lisansı verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) kararının yürütmesinin durdurulması istemlerini oy birliğiyle reddetti.

CHP Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Kemal Anadol ile Horozgediği Köyü tüzel kişiliği adına bir avukat, EPDK kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştayda ayrı ayrı dava açtı.

İki ayrı davada da "İzmir Aliağa ilçesi için 6 Mart 2008'den itibaren 49 yıl süreyle üretim lisansı verilmesine ilişkin EPDK kararının; daha önce İzmir'in Aliağa ilçesi Gencelli yöresinde yap-işlet-devret modeliyle ithal kömüre dayalı üretim tesisi kurulmak üzere düzenlemeler yapıldığı, bu düzenlemelerin iptali istemiyle açılan davalarda söz konusu üretim tesisinin kurulmasının çevreyi olumsuz şekilde etkileyeceği gerekçesiyle iptal kararları verildiği, yıllar önce yargı kararı ile önlenen yanlışlığın, yıllar sonra tekrarlanmasının hukuka ve kamu yararına aykırı olduğu" ileri sürüldü.

Davalarda ilk incelemesini tamamlayan Danıştay 13. Dairesi, öngörülen koşullar bulunmadığı gerekçesiyle yürütmenin durdurulması istemlerini oy birliğiyle reddetti.

Uyulması gereken usul ve esaslar

Daire'nin kararında, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nda, piyasada faaliyet gösterecek tüzel kişilerin faaliyetlerinde uymaları gereken usul ve esasların düzenlendiği, yasa kapsamında Kurum tarafından verilecek lisansların tabi olacağı usul ve esaslar ile lisanslarda yer alacak asgari hükümlerin düzenleme altına alındığı belirtildi.

Kanun'da, üretim lisansı alınma usul ve esaslarının yönetmelikle belirleneceğinin de öngörüldüğü ifade edilen kararda, Kanun ile EPDK'ya verilen yetki ve sorumluluklar da sıralandı.

Kararda, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği incelendiğinde; lisans başvurusunda bulunan ve inceleme ve değerlendirmeye alınma şartlarını yerine getiren her bir şirketin, öncelikle ortaklık yapısından mali yapısına, ana sözleşmesinden serbest piyasa ve arz güvenliğine olan etkisine, şirketin piyasadaki diğer faaliyetlerinden taleple ilgili itirazlara kadar birçok kritere yer verilmesine rağmen çevre mevzuatı açısından lisans öncesinde alınması zorunlu belge niteliğinde bir ön şarta yer verilmediği vurgulandı.

Çevrenin korunmasına ilişkin kararlar

Kararda, "Ancak bu durum, hiç kuşkusuz elektrik ile ilgili piyasa faaliyetlerinde, üretimden, dağıtıma her bir aşamada çevreyle ilgili mevzuata ve çevrenin korunmasına yönelik kurallara uyulması zorunluluğunu ve aykırı faaliyetlerin engellenmesi yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır" denildi.

4628 sayılı Kanun'un amaçları arasında, elektriğin "çevreye uyumlu" bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması amacına yer verildiği ifade edilen kararda, 4628 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (a) bendinde ise lisans alan tüzel kişinin, faaliyet alanına göre yürürlükteki mevzuatın gereklerini yerine getirme yükümlülüğü bulunduğunun kurala bağlandığı hatırlatıldı.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca da lisans alan tüzel kişinin, faaliyet alanına göre yürürlükteki mevzuattan doğan izinleri alamaması halinde lisansının iptal edileceğinin taahhüt altına alındığına işaret edilen kararda, şu tespitler yapıldı:

"Çevre mevzuatı açısından zorunlu olan yasal prosedür, üretim lisansı verilmesi sürecinin dışında bir başka süreci oluşturduğundan ve Çevre Kanunu'nun asıl amacı proje sahibine ÇED raporu hazırlatılması olduğundan, lisans sahibi olan proje sahibinin ÇED raporu almasının gerekli olduğu durumlarda ÇED raporu alındıktan sonra inşaat sürecine başlanmasının yerine getirilmesi gereken bir zorunluluk olduğu da dikkate alındığında, ön izin niteliğindeki bir yetki belgesi olan üretim lisansı ile belirlenen yapım ve işletmeye geçiş koşullarının ÇED Yönetmeliği çerçevesinde değerlendirilmesi gerekeceğinden dava konusu Kurul kararında 4628 sayılı Yasa ve ikincil mevzuatına aykırılık saptanmamıştır."

Davacı Kemal Anadol ve diğer davacının Daire kararına itiraz hakkı bulunuyor. İtirazı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek.

Danıştay 13. Dairesi, davaları daha sonra esastan karara bağlayacak.