Daruma, üç ülkede 450 milyon dolar iş hacmine ulaştı

Daruma, üç ülkede 450 milyon dolar iş hacmine ulaştı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Daruma, Bulgaristan ile başlayan servis ihracını Romanya ve Hindistan'da sürdürüyor. Şirket söz konusu üç ülkede 450 milyon dolarlık işlem hacmine ulaştı. Daruma Yurtdışından Sorumlu İş Geliştirme Genel Koordinatörü Orkun Altuğ, 2004 yılında Bulgaristan ile yurtdışına açıldıklarını, bir yıl sonra Romanya ve 2007 yılında da Hindistan piyasasına faaliyete başladıklarını belirtti. Altuğ, bu üç ülkede 400 milyon dolarlık borç finansmanı ve 50 milyon dolarlık da sermaye finansmanı üzerinde çalıştıklarını söyleyerek, bu ülkelerdeki faaliyetlerine ilişkin şu bilgileri verdi: "Bulgaristan'da yağ üretimi yapan Zarneni Hran bu firmanın modernizasyon yatırımlarını ve biodizel yatırımlarını finanse ettik. Bu firma, aynı zamanda Bulgaristan'ın yerel sermayeli en büyük grubunun da bir parçası. Avrupa Birliği'nde yenilenebilir enerji kaynakları yatırımlarına önemli teşvikler olduğu için, çoğu firmanın bu tür yatırımlara gittiğini görüyoruz. Bunlara ek olarak Romanya'da bir müşterimizin liman projesinin finansmanını tamamlamak üzereyiz. Bu proje tamamlandığında müşterimizin limanı bazı tarım ürünleri ve kimyasal ürünler için Romanya'nın önemli kapılarından bir tanesi haline gelecek. Bu iki projenin toplam değeri 35 milyon dolar. Halen, yine Romanya'da bir müşterimizin Ortadoğu'da 300-400 milyon dolar değerinde bir kimya ürünleri fabrikası satın alma finansmanı üzerinde çalışıyoruz. Doğu Avrupa'da sermaye işlemleri alanında da oldukça aktif bir konumdayız. Bu ülkelerin gelişim kronolojileri çerçevesinde bazı sektörler öne çıkmakta ve bu sektörlere önemli miktarda yabancı sermaye gelmektedir. Biz de bu çerçevede, sağlık sektöründe yer alan bir Türk firmasının, Doğu Avrupa'ya genişlemesinin hem sermaye ortaklığı hem de borç finansmanı konusunda danışmanlığını yapıyoruz. Bunlara ek olarak, gerek özel gerekse kamu sektöründe oluşan bazı yatırım fırsatlarını büyük Türk yatırımcılarla paylaşıyoruz. Hindistan'da ise bu ülkenin en büyük gruplarından bir tanesinin inşaat firması için 20 milyon dolarlıklık bir finansman üzerinde çalıştık. Bu işlemimiz şu anda sendikasyon aşamasında. Nisan ayı başında ise finansal analiz ve yapılandırma departmanımızdan bir ekip, Hintli bir müşterimizin büyük ölçekli cam yatırımının finansmanı için due-dilligence ziyaretine gidecek." Lokal partner doğru seçilmeli Bu piyasalarda faaliyet göstermeyi planlayan Türk yatırımcıları için bilgi veren Altuğ, bu üç ülke de halihazırda çok hızlı büyüyen ülkeler olduğunu, fakat her ülkenin de doğal olarak kendine has özellikleri bulunduğu söyledi. Altuğ, "Özellikle bazı sektörlerde yatırım fırsatları göreceli olarak daha ilginç. Bunlara örnek verirsek, bu üç ülkede; enerji, su, konut ve ticari emlak yatırımları ön planda. Yine her üç ülke de, Türk inşaat firmalarımız için önemli fırsatlar arz ediyor. Bununla beraber bu ülkelerde başarıyla faaliyet göstermek için, gerek lokal partnerlerin çok doğru seçilmesi gerekse bu ülke insanlarının çalışma ve sosyal kültürlerinin en iyi şekilde anlaşılmasının zaruri olduğunu düşünüyorum. Bu ülkeler iyi yatırım fırsatları sunmakla beraber, şu anda dünyada süregelen ekonomik çalkantıdan tam olarak muaf değiller ve elbette etkileniyorlar. Dolayısıyla Türk yatırımcılarının da bunları gözönünde bulundurması gerektiğini, seçici olmasının ve sağlam adımlarla hareket etmesinin uygun bir strateji olacağını düşünüyorum" dedi. Riski dağıtmak için yurtdışına açıldık Şirket ortaklarından Tülay Kaya ise Daruma'nın gelişmekte olan piyasalardaki faaliyetleri konusunda bilgi verdi. Kaya, "Ülkelerin makro ekonomik ve sektörel bazda çalışmaları, bankacılık sistemlerinin detaylı bir şekilde gözden geçirilmesi, AB prospektlerinin analiz edilmesi, bu prospektler çerçevesinde önümüzdeki döneme istinaden projeksiyonların yapılması, sosyo-kültürel analiz ve lojistik araştırmaları yapıldı. Tüm bu çalışmalar sonucunda, 2004 yılında yurtdışı açılımımıza göreceli olarak küçük bir pazar olan, Bulgaristan'dan başladık. Akabinde, 2005 senesinde aktif olarak Romanya'ya giriş yaptık. 2007 senesinde ise Asya'nın yükselen yıldızı Hindistan piyasasında faaliyetimize başladık. Türkiye'deki ekibimiz dışında her üç ülkedeki lokal elemanlarımız da bu bölgelerdeki varlığımızın önemli bir parçası" dedi. Kaya, yurtdışına açılmalarının iki önemli sebebi olduğunu söyleyerek, ilkinin riski dağıtmak olduğunu belirtti. "Türkiye göreceli olarak çalkantılı bir ekonomik ve politik konjonktüre sahip olduğu için, olası şoklara karşı önlem almayı stratejik olarak benimsedik" diyen Kaya, diğer sebebin ise, kurulduklarından buyana geçen 5 sene içerisinde iyi bir know-how inşa ettiklarını, bu bilgi birikimlerine güvenerek, yurtdışı piyasalara açılarak, tecrübe ve birikimlerini diğer ülkelerde de kullanmak ve hitap ettikleri coğrafyayı genişletmek istediklerini dile getirdi. Hindistan, çalkantıdan en az etkilenen ülke Tülay Kaya, büyüme hızı ve o dönemde Avrupa Birliği giriş arifesinde olmaları nedeniyle bu ülkeleri seçtiklerini söyleyerek, Türkiye'ye yakın bir konumda olmalarının da etkili olduğunu ifade etti. 2006 senesinde ise özellikle Hindistan'ın dikkatlerini çekmeye başladığını kaydeden Kaya, "Bunun en önemli sebebi, yine bu ülkedeki çok yüksek büyüme hızı ile gerek emlak gerekse üretim sektörlerindeki yatırımlardaki dinamizm. Bu kararımızın da oldukça isabetli olduğunu gördük böyle devam edeceğine inanıyorum. Keza Hindistan şu anda dünyadaki ekonomik çalkantılardan, kendi iç talebi ve özellikle altyapı yatırımlarının çokluğu sebebiyle en az etkilenen ülkelerden bir tanesi. Buna ülkenin ekonomisinin büyüklüğü, hızla artan yabancı yatırımcı ilgisi ve Hintli yatırımcıların dinamizmi de eklendiğinde, Hindistan'ı Daruma için oldukça önemli görüyoruz" dedi. Sermaye artık doğudan batıya akıyor Orkun Altuğ ise, doğulu yatırımcıların gelişmekte olan piyasalara ilgisinin, özellikle bazı sektörlerde giderek arttığını söyledi. Altuğ, "Bundan 2 sene öncesine kadar, sermaye, ağırlıklı olarak batıdan doğuya akarken, şimdi doğu ülkelerindeki sermaye birikimleri, batıdaki gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere akıyor. Bence, bunun en ilginç işaretlerinden bir tanesi de, dünyanın en zengin 10 kişisi arasında bulunan Hintli iş adamlarının sayısının giderek artması. Türkiye de gerek Avrupa'ya açılmak için bir üs, bir kapı konumunda olması, gerekse bazı sektörlerde kazanmış olduğu, göreceli yüksek tecrübe çerçevesinde, Hintli ve diğer doğu ülkeleri yatırımcılarından kuvvetli ilgi görüyor" diye konuştu.