”Deri sektörü dövizle alınan borç yüzünden battı”

CHP lideri Baykal, dövizle borç alınmasının bir çıkış yolu olmadığının açık olduğunu belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

UŞAK - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, tekstil sanayisinin, deri sanayisinin dövizle alınan borç yüzünden battığını savunarak, "Türkiye'de dövizle borç almaya kalkmanın bir çıkış yolu olmadığı açık değil mi?" dedi.

Baykal, partisinin Uşak İstasyon Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, Uşak'ın kendileri için çok derin anlamları olduğunu ve bir kez dana böylesi büyük bir buluşmayla burada bulunmaktan mutluluk duyduğunu söyledi.

Mitingde daha sonra ekonomik konulara ağırlık veren CHP Genel Başkanı Baykal, katılımcılara "Nasılsınız, iyi misiniz? Haliniz, durumunuz nicedir? Uşak kalkınıyor mu?" diye sordu.

Uşak'ın geçmişte tekstil ve deri alanında iddialı bir kent olduğunu, ancak bugün izlenen ekonomik politikalarla Uşak'ın bu gücünü yitirdiğini, tekstilde 20 bin olan çalışan sayısının 2 bine, sayıları yüzlerle ifade edilen deri işletmelerinin 15-20'ye düştüğünü savunan Baykal, şöyle devam etti:

"Bu iyi bir gidiş mi? Bu Türkiye'nin kalkınmasına yardımcı olan, halkın refahına yardımcı olan bir gidiş mi? Fabrikalar kapanmış. Bizim ihtiyacımız fabrikaların yanına yeni fabrikaların açılması, yani 3 fabrika olarak aldıysa burada 6 fabrika yapacak. 6 fabrika yapacak ki Türkiye daha çok üretim yapsın, gençlerimiz daha çok çalışma imkanı bulsun. Türkiye'de zenginlik tabana yayılsın, Türkiye dış dünyaya daha çok ihracat yapsın. Türkiye'de dövizle borç almaya kalkmanın bir çıkış yolu olmadığı açık değil mi? Türkiye'de bu tekstil sanayisini batıran, deri sanayisini batıran bu politika. İyi mi bu politika? Neyle gidiyor, ithalatı neyle yapıyoruz, dövizle. Dövizi nasıl buluyoruz, borçla. Bu politika artık tıkanmıştır. Geldiğimiz noktada Uşak ekonomik yanlışların, en ağır bedelini ödeyen kentlerimizin arasındadır."

"Bir fabrika bir iş yeri var mı, nereye gitti bu para?"

Baykal, Türkiye'nin bu dönemde olağanüstü bir kaynak kullanmasına rağmen gelişmediğini, sadece borç batağına süreklendiğini ileri sürdü.

Hükümetin iş başına geldiğinde, kendinden önceki cumhuriyet hükümetlerinin ortak toplam borcunun sadece 220 milyar dolar olduğuna işaret eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunlar iş başına geldiğinde, Türkiye'nin ortak borcu 220 milyar dolardı. Yani 80 küsur yılık cumhuriyet döneminin gelmiş geçmiş bütün hükümetlerin, Atatürk, İnönü döneminden başlayın, Celal Bayar, Menderes, Süleyman Demirel döneminden Turgut Özal dönemine kadar 2002 yılına kadar bütün hükümetlerin ortak borcu 220 milyar dolardır. Yani Türkiye'de ne yapıldıysa Keban'ından Atatürk Barajı'na, petro kimya tesislerine, rafinerilere kadar ne varsa, Türkiye'de büyük tesis, ekonomik, işletme, hepsi yapıldı bütün hükümetler tarafından, büyük işler yapıldı. Sonuç 220 milyar dolar borç. "

Türkiye'nin yönetimini 220 milyar dolarla devralan AK Parti Hükümetinin 7 yılda 80 yıldaki borcun üzerinde, 280 milyar dolar ek borç yaptığını ifade eden Baykal, şöyle dedi:

"Toplam borç 500'e çıkarıldı. Peki bu paralar nereye gitti? 280 milyar dolar. Geçmiş hükümetlerin hiçbirinin harcamadığı para kadar 7 yılda harcıyorsun. Ayrıca elde avuçta ne varsa hepsini sattılar, ucuz pahalı, yerli yabancı demeden sattılar. Hem sattılar, hem de onu yapan  insanlara 'Allah razı olsun, siz bunları yaptınız, bak şimdi biz bunları satıp bundan yararlanıyoruz. Allah razı olsun, teşekkür ederiz' demeyi bile akıl etmediler. Tam tersine o dönemleri, başta İsmet Paşa olmak üzere en ağır ifadelerle suçlamaktan geri kalmadılar? 300 milyar doların üzerinde para harcadı bunlar. Nereye gitti bu para, Uşak'a ne geldi? Bir fabrika bir iş yeri var mı, nereye gitti bu para?"

"Başbakan gidici olduğunu gördü"

Ufuk Kırabalı bildiriyor - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, seçim meydanından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a "Seni Yüksek Seçim Kurulu ırgalamaz, kanun ırgalamaz, yasa ırgalamaz, anayasa ırgalamaz. Ne ırgalar seni arkadaş?" diye seslendi.

Deniz Baykal, partisinin Uşak İstasyon Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, Tunceli'de yapılan yardımlara da değinerek, bunun demokrasiyle, seçim hukuku ile bağdaşmadığını iddia etti.

Uşaktaki yoksullukla neden mücadele etmiyorsun ?

Yapılanların "yoksullukla mücadele" denilerek açıklanmak istendiğini ifade eden Baykal, şunları söyledi:

"Yoksullukla mücadele ediyorsan, gel Uşak'a, Uşak'ta da yoksul var. Uşak'ta niye dağıtmıyorsun? Vali talimat veriyor. Vali bunların başında. Yüksek Seçim Kurulu diyor ki 'Olmaz böyle bir şey ayıptır, hukuk var, seçim adaleti var, doğru değildir' diyor. Başbakan, 'Benim valim devam edecek. Beni Yüksek Seçim Kurulu ırgalamaz' diyor. Seni Yüksek Seçim Kurulu ırgalamaz, kanun ırgalamaz, yasa ırgalamaz, anayasa ırgalamaz. Ne ırgalar seni arkadaş? Ne ırgalar seni? Ben onu neyin ırgalayacağını biliyorum. Seçim zamanı milletin kararı ırgalar mı, ırgalamaz mı? Bir gösterin bakalım el mi yaman, bey mi yaman? Başbakan mı yaman, millet mi yaman? Bir gösterin bakalım."

Deniz Baykal, hukuka uygun davranmadıklarını ileri sürdüğü valileri uyararak, "O valiler, Başbakan, AKP var diye kendilerini güvende hissetmesinler. AKP ile gelenler APS ile Acele Posta Servisi ile giderler. İnşallah olacak. Hep beraber yapacağız bunu" diye konuştu.

CHP lideri Baykal, tüm bu olanlara insanların içinden geldiği gibi sesini yükseltmeye başladığını ve bunun karşısında Başbakan'ın vatandaşa bile tepki göstermeye başladığını söyledi.

Bunun altında yatan şeyin, Hükümetin, artık yolun sonuna gelmesi olduğunu ileri süren Baykal, "Başbakan artık gidici olduğunu gördü. Abbas gidicidir. Bu iş, bu gidiş gözüktü" dedi.

Baykal, Yüksek Seçim Kurulunun seçimlerde TC kimlik numarası bulunan resmi bir kimlik bulundurma şartını da hatırlatarak, vatandaşlardan bu konuda duyarlı olmalarını istedi.

Deniz Baykal, İstasyon Meydanı'nda düzenlenen miting öncesinde parti otobüsüyle şehir turu atarak vatandaşları selamladı.