”Dört gözle kriz bekleyenler var”
Başbakan Erdoğan, yaşanan küresel krizin etkilerinin Türkiye'de sınırlı olacağını belirtti
ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, topluma karamsarlık, moral bozukluğu pompalama gayreti olduğunu belirterek, "Bu ülkede dört gözle kriz bekleyenler var" dedi.
Başbakan Erdoğan, Sheraton Oteli'nde düzenlenen 11. Dış Ticaret Haftası toplantısına katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, küresel mali krizle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
ABD, Avrupa ve Japonya başta olmak üzere dünyada etkisini gösteren küresel bir mali krizle karşı karşıya olunduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Dünyanın en büyük finans kuruluşları, bankaları batıyor, satılıyor, el değiştiriyor ve kamulaştırılıyor. Özellikle bir kaç haftadır dünya borsaları çok hızlı düşüşlere sahne oluyor. Bu dalgalanmanın artık küresel büyüme oranı üzerinde etkili olacağı ve yine bir çok ülkede gıda fiyatlarını yukarıya çekerek enflasyonu artıracağı da bugünden görülüyor. Her fırsatta ifade ediyorum. Gelişmekte olan ekonomiler arasında yer alan Türkiye de bu dalgalanmadan mutlaka etkilenecektir. Ama bu en asgari düzeyde olacaktır. Ben inanıyorum ki ihracatımız da bu süreçten fazla etkilenmeyecektir. Bu süreci bir fırsata dönüştürecektir. Onun için diyorum ki Türkiye bu dönemi eğer akıllı, kararlı bir şekilde sürdürürse fırsata dönüştürebilir. Çünkü hem ürünlerimizi hem pazarlarımızı çeşitlendirdik."
"Etkinin sınırlı kalacak"
Bu noktada AB üyesi ülkelere düşen ihracat oranı azalırken, komşu ülkelere ihracat oranının ciddi anlamda yükseldiğini belirten Başbakan Erdoğan, Orta Doğu, Kafkas ve Balkan ülkelerini örnek olarak gösterdi. Türkiye'nin ihracat yaptığı ülkelerin sayısının arttığını ve ürünlerin çeşitlendiğini kaydeden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Hiç etkilenmeyecek demek, iyimserlik olur ancak etkinin sınırlı kalacağına inanıyoruz ve sınırlı kalması için de bütün tedbirlerimizi aldık, alıyoruz. Şimdi son günlerde görüyoruz. Siyasetten olsun, medyadan olsun, sivil toplum örgütlerinden olsun, son derece olumsuz, son derece karamsar ve doğrudan iktidarımızı, hükümetimizi hedef alan açıklamalar yapılıyor. Bakıyorsunuz, 'Bittik, tükendik, mahvolduk' havasında olanlar var. Topluma bir karamsarlık, bir moral bozukluğu pompalamak için gayret ediyorlar. Bunları da ilk kez görmüyoruz aslında. Son altı yıldır Türkiye kazandı, Türkiye başardı, Türkiye rekorlar kırdı, tarihi seviyelere ulaştı. Ama bunların karamsarlığı bir türlü kaybolmadı. Hatırlayın, kriz için tarih verenler oldu. 'Yılbaşında kriz olacak' dediler, 'Haziranda çöküyoruz' dediler, 'Eylülde bitiyoruz' dediler, 'Bittik' dediler, ortalığı velveleye verdiler. Ne oldu? Çok şükür Türkiye, altı yıl boyunca hem ulusal, hem küresel tüm dalgalanmaları alnının akıyla aşmasını bildi.
Bunlardan öneri beklersiniz, hiçbir önerileri yoktur. Hiçbir yapıcı eleştirileri, yaklaşımları yok, hiçbir yol gösterici tutumları yok. Çünkü dağarcıklarında bir şey yok. Bütün yaptıkları millete karamsarlık pompalamak. Açık söylüyorum, bunu da başaramayacaklar. Açık söylüyorum, bu ülkede dört gözle kriz bekleyenler var. Krizlerden siyasi ya da maddi çıkar umanlar ve bunun için ellerini ovuşturanlar da var. Bunları da milletim çok iyi biliyor, çok iyi tanıyor. Bunlara da asla zemin vermedik. fırsat vermedik ve vermeyeceğiz."
"Terör belasıyla mücadeleyi hep birlikte yapacağız"
Törenden ayrılışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, "Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin Türkiye'ye davet edildiği" yönündeki haberleri soran gazetecilere, şu yanıtı verdi:
"Ankara'ya davet diye bir şey yoktur. Şu anda alt düzeyde yürütülen çalışmalar var. Alt düzeyde yapılan çalışmalar var. Bizler 5 Kasım sürecinde başlattığımız ABD, Türkiye, Irak üçlü mekanizmasını daha yoğun bir şekilde, anlık istihbaratla yürütüyoruz. Bu stratejimizin bir gereğidir. Ve bu adımın gereğini yapmak için bazı çalışmalar yürütülüyor. Ve görüldüğü gibi yoğun hava harekatlarıyla şu anda silahlı kuvvetlerimiz bir çalışmayı yürütüyor. Terör kamplarına yönelik adımları gerçekleştiriyor. Bu noktada bizler anlık istihbaratı değerlendirirken, adımları atarken istiyoruz ki Merkezi Irak yönetimiyle özellikle terör kamplarının bulunduğu gerek Haftanin, gerek Avaşin, Zap gibi bölgelerdeki çalışmalarda da yoğunlaşılır, yoğunlaşacağız. Çünkü bu ulusal bir mesele değil, ulusal bir mesele olmanın ötesinde uluslararası boyutu olan bir meseledir. Sadece olay Kuzey Irak'la da sınırlı değil. Bizim Avrupa parkuru üzerinde de yoğunlaşan çalışmalarımız var. Bu çalışmaların hepsini devam ettiriyoruz. Ama şunu peşinen söylemeliyim ki uzun soluklu bir yolculuğun içerisindeyiz, uzun soluklu bir mücadelenin içerisindeyiz. Bu mücadelede gerekli olan neyse bunu yapacağız. Bunu yapmanın gayreti içinde olacağız. Bu konuda milletimizin hiçbir endişesi olmasın. Ama birilerinin söylediği şekilde, 'Yani biz bunun kökünü kazıyacağız, bunu sıfırlayacağız' kimse de bunu böyle pompalayarak terör üzerinden rant elde etme gayreti içine girmesin. Kimse şehitlerimizin kanı üzerinden rant elde etmeye kalkmasın. Bu terör belasıyla mücadeleyi hep birlikte yapacağız. Gerek siyasi iktidar olarak, gerek devletimiz olarak, güvenlik güçlerimizle, sivil toplum örgütlerimizle, milletimizle dayanışma içerisinde, birlik ve beraberlik içerisinde bunu götüreceğiz. İktidarıyla muhalefetiyle bunu beraber götürmek durumundayız. Şu anda da bu çalışma yoğunlaşarak devam ediyor."