”Durgunluk, beklentileri önemli ölçüde etkilemeye devam ediyor”

BDDK anketine göre, makro ekonomik göstergelere ilişkin olumsuz beklentiler bir önceki anket dönemine göre aynı seviyede devam etti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yapılan "Bankacılık Sektörü Yönetici Kesimi Beklenti Anketi" sonuçlarına göre, küresel ekonomik durgunluğun etkilerinin beklentileri önemli ölçüde etkilemeye devam ettiği görüldü. Özellikle, makro ekonomik göstergelere ilişkin olumsuz beklentiler bir önceki anket dönemine göre hemen hemen aynı seviyede devam etti.

Anket sonuçlarından, küresel kriz ve durgunluk nedeniyle GSMH ve bütçe açığı gibi makroekonomik göstergelerde olumsuz beklentilerin ağırlıkta olduğu, ancak bankacılık sektörü aktif büyüklüğü, kredi hacimleri, faiz oranları ve sektörün riskliliği gibi bankacılık sektörü ile ilgili beklentilerde nispi bir iyileşme olduğu sonuçlarına ulaşıldı.

BDDK tarafından düzenlenen ve 74 üst düzey banka yöneticisi tarafından cevaplanan Temmuz-Eylül 2009 dönemi Bankacılık Sektörü Yönetici Kesimi Beklenti Anketi sonuçları açıklandı.

Buna göre, faiz oranları, kredi hacimleri, bankacılık sektörü aktif büyüklüğü, karlılığı ve riskliliğine ilişkin beklentilerde aynı kalma ve olumlu yönde beklentiler bir önceki anket dönemine göre arttı. Bu durum, bankacılık sektörü yöneticilerinin önümüzdeki üç aylık dönemde ekonomik durgunluğun bankacılık sektörü açısından etkilerinin azalmasını bekledikleri şeklinde yorumlandı.

Özetle, ankete katılan sektör yöneticilerinin bir önceki anket döneminde var olan olumsuz makro ekonomik beklentilerinin devam ettiği, ancak kredi hacimleri, faiz oranları ve aktif büyüklüğü gibi bankacılık sektörüne ilişkin göstergelerde önceki anket dönemlerine nazaran olumlu beklentilerinin arttığı görüldü.

Makro ekonomik göstergelere ilişkin beklentilere bakıldığında, 2009 yılsonu Gayri Safi Milli Hasılaya (GSMH) ilişkin olarak azalma bekleyenlerin oranı yüzde 91, aynı kalacak beklentisine sahip katılımcıların oranı yüzde 9 olarak gerçekleşirken, ankette GSMH;da artış bekleyen katılımcı bulunmadı. GSMH;da azalma bekleyenlerin yüzde 42;sinin, "önemli ölçüde azalma" bekliyor olması dikkati çekti.

Cari açıkta azalma bekleyenlerin oranı yüzde 90, bütçe açığının artacağını bekleyenlerin oranı ise yüzde 89 olarak gerçekleşti.

Ankette, TÜFE;nin azalacağı beklentisine sahip katılımcı oranı bir önceki anket dönemine göre (yüzde 75) önemli ölçüde (yüzde 43) gerilerken, "aynı kalacak" oranı yüzde 18;ten yüzde 41;e çıktı. Bu durumdan, bankacılık sektörü yöneticilerinin enflasyon oranının düşüşünde bir yavaşlama olmasını bekledikleri anlamı çıkarıldı.

İç borçlanma oranındaki aynı kalma beklentisi yüzde 53;ten yüzde 62;ye çıktı. ABD dolar kurunda artış beklentisine sahip katılımcı oranı yüzde 28 ve aynı kalacak beklentisine sahip katılımcı oranı yüzde 68 olarak gerçekleşti.

"GSMH ve bütçe açığı beklentileri kötüleşti"

Makro ekonomik göstergelerde genel olarak hakim olan ekonomik yavaşlama beklentisinin devam ettiği, GSMH ve bütçe açığı beklentilerinin önceki dönemlere köre kötüleştiği görüldü.

Ankette, faiz oranlarına ilişkin önceki anket dönemlerinde yer alan azalma yönündeki beklentilerin iç borçlanma faiz oranı ve enflasyon oranına paralel bir şekilde aynı kalacak yönünde gerçekleştiği gözlendi.

Fon kaynaklarının faiz oranlarına bakıldığında, aynı kalma beklentisi 3 ay vadeli TL mevduat faiz oranında yüzde 62, 3 ay vadeli döviz tevdiatı hesabı (DTH) faiz oranında yüzde 86, Merkez Bankası bankalar arası para piyasası kısa vadeli faiz oranında yüzde 51, Bankaların yurtdışı borçlanma faiz marjında ise yüzde 80 seviyesinde gerçekleşti.

Krediler

Kredilerin faiz oranlarında aynı kalma yönünde beklentiye sahip katılımcı oranı, konut kredilerinde yüzde 76, diğer tüketici kredilerinde yüzde 72, ticari kredilerde yüzde 73, kredi kartlarında ise yüzde 72 seviyesinde gerçekleşti.

Kredi hacimlerinde önümüzdeki üç aylık dönemde ağırlıklı olarak aynı kalma yönünde beklentiler hakim olmakla beraber, artma yönündeki beklentilerin de yükseldiği görüldü.

Kredi hacimlerinde aynı kalma beklentisine sahip katılımcı oranı konut kredilerinde yüzde 55, taşıt kredilerinde yüzde 58, ticari kredilerde ve KOBİ kredilerinde yüzde 53, kredi kartlarında yüzde 47 seviyesinde oldu. Artış beklentisi ise konut kredilerinde yüzde 38, taşıt kredilerinde yüzde 15, ticari kredilerde yüzde 38, KOBİ kredilerinde yüzde 31 ve kredi kartlarında yüzde 43 seviyesinde.

Bir önceki anket döneminde yer alan takipteki tüketici ve ticari kredi oranlarındaki artış beklentisinin bu anket döneminde de devam ettiği görüldü.

Kredi hacimlerini etkileyebilecek en önemli faktörlerin sorulduğu sorularda hem ticari krediler hem de bireysel kredilerin ise bir önceki anket döneminde olduğu gibi tüketim talebindeki artma/azalma faktöründen etkilenebileceği ifade edildi.

Bankacılık sektörü aktif büyüklüğü

Bankacılık sektörü aktif büyüklüğüne ilişkin artış beklentisine sahip katılımcı oranı bir önceki anket dönemine göre (yüzde 26) önemli oranda artışla yüzde 51 olarak gerçekleşti. Aktif büyüklüğünün aynı kalacağını bildiren katılımcı oranı ise yüzde 61;den yüzde 45;e geriledi.

Sektörün karlılığına ilişkin beklentilerde ise katılımcıların yüzde 53;ü karlılığın aynı kalacağını, yüzde 31;i azalacağını ve yüzde 16;sı ise artacağını belirtti. Karlılığı etkileyebilecek en önemli faktör olarak yüzde 61 oranında faiz marjındaki değişimler gösterildi. Mart- Haziran 2009 anket döneminde en önemli faktör olarak aktif kalitesi gösterilirken, bu faktörün cari dönemde ikinci sıraya düşmüş olması dikkati çekti.

Fon kaynağı olarak mevduat birinci sırada

Anket katılımcılarının yüzde 53;ü en fazla artış göstermesini bekledikleri fon kaynağı olarak mevduatı gösterdi. İkinci sırada yüzde 41 ile para piyasaları, üçüncü sırada yüzde 5 ile sermaye piyasaları geldi.

Bankacılık sektöründeki yabancı sermaye payına ilişkin beklenti, yüzde 91'le aynı kalacağı yönünde oldu. Azalış bekleyenlerin oranı yüzde 5, artış bekleyenlerin oranı ise yüzde 4 seviyesinde. Genel olarak bankacılık sektörü yöneticileri bankacılık sektöründeki yabancı payında bir değişiklik beklememekte.

Bankacılık sektörünü ve sektöre olan güveni en fazla etkilemesi beklenen faktörlerin sorulduğu sorularda makroekonomik gelişmelerin önde geldiği görüldü.

Sektörün riskliliğine ilişkin soruda ise katılımcıların yüzde 59;u riskliliğin artacağını beklediklerini ifade ettiler. En önemli risk kaynağı olarak ise katılımcıların yüzde 91;i, kredi riskini gördüklerini belirttiler.

Bir önceki anket döneminde de riskliliğin artacağını bekleyen katılımcı oranı yüzde 77 iken bu anket döneminde bu oranın yüzde 59;a gerilemiş olması diğer bir olumlu gelişme olarak dikkati çekti.